Kimliklerimiz ve Biz
Yazar Ebru Özer • Aile Danışmanı • 11 Kasım 2019 • Yorumlar:
Günlük hayatımızda birçok kimlikteyiz ve bu kimlikleri hayatta kalmak sosyal hayata uyumlanmak için zaman içinde biz oluştururuz. Erken yaşta oluşturduğumuz kimliklerlerimizden olan evlat kimliği daha biz küçükken oluşur. Doğarız ve evlat kimliğinde hayatta kalmayı öğreniriz. Bir bebek doğduğunda bakıma muhtaç ve çaresizdir ve fiziksel ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. Güvenliğinin sağlanması ve değerli olduğunu hissetmesi olmazsa olmazlardandır. Bütün bu ihtiyaçlar dışarıdan ona bakımveren tarfından karşılanır. Bebekler bir ihtiyacı olduğunda bunu ifade etmek için ağlarlar. Bizim kültürümüzde çocuk ağlatılmaz. Ağlamaması için elimizden geleni yaparız. Bir ingiliz anne ile bir türk annenin çocukları aynı ihtiyaçlara sahip olmakla birlikte ihtiyaç verenini davranışının farklı olmasından kaynaklı öğrenmeler geliştirir.
Yıllar önce Güney Afrikalı bir komşum vardı onun çocuk yetiştirme tarzı ile benim çocuk yetiştirme tarzım çok farklıydı. Çocuğun uyku saati geldiğinde Sonya nin ni söyleyip çocuğu yatağına bırakırken ben uyutmak için ayağımda sallıyordum. Benim bebeğimin ağladığında öğrendiği ile Sonyanın bebeğinin ağladığında öğrendiği şey çok farklıydı çocuk aslında istemeyi ve almayı öğreniyor. Sonya markete çocuklarıyla giderdi ve hiç sıkıntı çekmeden gelirdi benim içinse gitmek bir dert orada gezmek başka bir dert olurdu. Ve kendime daha demin çikolata istedin ona aldın şimdi bunu niye istiyorsun derken bulurdum. aradaki farkı anlamam uzun sürmedi ve derhal kendimi topparladım okuldaki ödevleri kendisinin yapmasını sağladım . Kendisinin uyuya bilmesini ve değerli hissetmesi için başka diğer şeylere ...
Evlat kimliğimiz işde bu dönemlerde oluşuyor ve oluştuğu yaşta kalıyor. Elli yaşında da olsanız bu kimlik anne babanız olduğu sürece devam ediyor.Bir arakadaşım vardı ona üniversiteye giderken ev tutulmadığı ve yurtta kalmak zorunda olduğu fakat diğer kardeşlerinin hepsine ev tutulduğu ve onların daha rahat bir öğrencilik geçirdiğini söyler bir yandan yakınırdı. Burada şimdi şunu görüyorum sekiz yaşında bir çocuğa bir bebek alınmış olsun ve beş yaşındaki diğer kardeşine daha büyük ve daha güzel bir bebek alınmış olsun yani çocuk istemeyi öğreniz verilmezse tebki gösteriri bu tepki hırçınşarak suçlayarak veya küsüp içe kapanarakta öğrenile bilir. Bu arkadaşım ebebeyinini suçluyordu.Yani çok saçma belki ama evlat kimliğindeki problemlerdeki verilen tepkiler kişi kaç yaşında olursa olsun temelinde çocukçadır aslında . Anne babalarımızın gözünde evlat olarak kalmamız ve bizimde hep çocuk olarak kalmamız bu yüzdendir. Özetle bakarsak evlat kimliği güçlüdür ve olması gereken kimliktir. Birilerinin bizleri sevdiğini hatırlatır. Ama sadece bu kadarı keyiflidir daha öncesine geçerseniz hem evlat kimliğimizde hem kendilik aktivasyonunda tehlike çanları çaldırır. Daha ötesi çocuklarınız sizi kaynaklarınız tükeninceye kadar kullanmaya devam eder yada bağımlı kişilikler yetiştirirsiniz. Sağlıklı değildir , sağlıklı olan dönüşümdür.Çocuklar küçükken anne baba onbeş yaşında itibaren biraz arkadaşça ve arkadaşlıklar yirmibeş yaşına kadar tamamlanmalıdır. Siz yaşlandığınızdada zaten onlar yetişkindirler.
Her kimlik yok olduğunda boşluk yarratır, sizi siz yapan bir şey kopar. Boşluğun büyüklüğü sizin kişilk zemininzde kapladığı yer ve kimliğin nekadar erken oluştuğu ile ilişkilidir. Anne babanın bir anda öldüğü yada ayrı zamanlarda ikisininde öldüğü zamanlarda ikinci kayıp herzama daha ağır gelir. Çünkü evlat kimliğimiz yok olmuştur ve sanki koşulsuz seven hiç kimse kalmamış gibidir.Birçok kimliğimiz var elbette. Bunlardan biri kardeş kimliği arkadaş kimliği cinsel kimliğimiz yönetici yada işci kimliğimiz gibi. Bizim kişiliğimiz kimliklerimizin toplamıdır. Kimlikler içinde bulunduğu doğla sisteme ayak uydurabilmek için gereken yetenekleri geliştirebilmek durumundadır.