Kıskanma Durumu

Kıskançlık durumu partnerimizin kendimizden başka bir şeye yöneldiği bir durumu "beni ilgisiz bırakıyorsun benimle ilgilen" deme şekli olduğu söylenebilir. Tabi burada kendimize ait olan ilginin seviyesi önemli.
Aşırı kıskançlık durumu, bana aşırı ilgi göster demenin telaffuzu. Bu noktada oradaki ilgiyi partner olarak karşılamak durumunda mıyız? Elbetteki ilişkilerde ilgi, özen önemli bir payı mevcuttur ve partnerimizin bir şekilde ilettiği söylemler ile kendimizinde neyi, ne kadar istediğimiz, ne kadar ilgi gösterebildiğimiz sınırı da bize ait. Bana çok ilgi göster derken bunu hangi noktada diyoruz. Belki hastayken veya olumsuz giden bir durum yaşıyorken bunu talep etmek daha anlamlı olabiliyor.
Peki ya durup dururken? Gündelik hayatımızda da bunu sık sık istiyorsak karşı taraf için bu noktada sıkıntı olabilir neticede. Sık sık ilgi talebi kişiyi bunaltabilir, zorlayabilir, fazla yakınlık durumu boğucu olabilir.
"Bana sık sık ilgi göster seni kaybetmek istemiyorum ve tedirginim" dediği de bir mesajdır bir yanıyla. Mesajdan kasıt beni terk edebilirsin, başkasına yönelebilirsin, benden uzaklaşabilirsin" yani sana güvenmiyorum kaygısının taşındığı bir mesaj. Bu durum kıskanan kişinin daha derinden yaşadığı bir durum iken, bu tedirginlikleri yaşıyor olmak diğer partnerin de "bu kadar yakın olmak beni bunaltıyor" dediği bir mesaj haline dönebilir. Bunaldım, sürekli ilgi gösteremem ki, biraz rahat bırak dediği bir noktaya gidiyor olabilir. Yani bana güven artık! dediği bir mesaj.
Birinin güven kaygısından kaynaklı yakınlık baskısı diğerinin uzaklaşmasına sebep olabiliyor. Uzaklaşırken diğeri daha çok kaygılanıyor, daha çok ilgi göster baskısı yapıyor ve birbirlerinden mesafelendikleri, kırıldıkları çıkılmaz bir döngü halinde ulaşabiliyor. Bu çıkılmaz döngü bir süre sonra yıkıcı bir ilişki şekline geri dönüşebiliyor.