KOAH Tanı ve Tedavisi
Yazar Firuz Çelikoğlu • Göğüs Hastalıkları Ve Tüberküloz Doktoru • 17 Eylül 2019 • Yorumlar:
KOAH’ın Anlamı Nedir?
Kronik Akciğer Hastalıklarının pek çok çeşidi vardır. En sık rastlanan akciğer hastalığı tipi ”obstriktif akciğer hastalığıdır”. Buna KOAH denir. Kronik Obstriktif Akciğer Hastalığı teriminin kısaltılmışıdır. Bu terim gerçekte ortak bir özelliği paylaşan bir hastalıklar gurubunu ifade eder; bu ortak özellik akciğerden havanın çıkarılma güçlüğüdür. Bu duruma ekspiratuar obstriksiyon (nefes vermede tıkanıklık ) adı verilir.
KOAH etiketi altında genellikle özellikleri birbirine yakın üç hastalık durumu bulunabilir. 1- Kronik bronşit,2- anfizem, 3-astım. Her ne kadar bu üç hastalığın her biri farklı etkenlere bağlı gelişirse de , hepsinde ekspiratuar obstriksiyon (nefes verirken tıkanma veya daralma) müşterek özellik olarak bulunur. Tedavi bakımından , bu üç hastalık arasında bir ayrım yapmanın fazla bir önemi yoktur; çünkü KOAH’lı kimselerin çoğunda bu üç hastalığın, olimpiyat halkaları gibi iç içe geçmiş belirtilerinin bileşimi mevcuttur. Bu hastalıkların semptomları bir birine benzer. Bilimsel araştırmalar bakımından KOAH‘lı kavramına giren hastalıkların tedavileri için birbirinden ayrılması önem taşır.
KRONİK BRONŞİTİS
Kronik bronşitte, bronşların (hava yollarının) içini döşeyen hücre tabakası (mukoza) enflamasyona bağlı olarak şişer . Bu mukozadaki ve mukoza altındaki salgı hücreleri sayıca artar ve aşırı gelişir. Bu nedenle aşırı miktarda mukus üretirler.
Mukozanın şişmesi hava yollarını daraltarak solumanın güçleşmesine neden olur . Fazla miktarda mukus oluşumu hava yollarındaki daralmayı daha da artırır; hatta bazılarının tamamen tıkanmasına yol açar . Fazla mukusu balgam şeklinde dışarı atma çabası , kronik öksürüğe sebep olur. Bu anormalliklerden dolayı akciğerler daha kolay enfekte olur (iltihaplanır) .Tekrarlayan enfeksiyonlar sonucunda akciğer yapısında hastalıklar oluşabilir. Bazı kronik bronşitli hastalarda hava yollarında (bronşlar) yer yer kalıcı genişlemeler , kıkırdak yapılarında harabiyet (bronşektazi) olabilir. Alveollerde ( akciğer hava keseleri) fibrozis (doku yapısının özelliğini kaybederek sertleşmesi) olabilir. Bronş tüplerinin daralması havanın girip çıkmasını zorlaştırır. bronşların bazıları mukus tıkaçlarla tamamen tıkanınca , bunların havalandırdığı alveolllere (hava keselerine) oksijen gelmez ve karbondioksit çıkarılamaz ve alveoller sönebilir. Bu duruma atelektazi denilir.
Bütün bu değişmelere bağlı olarak kronik bronşitin üçlü belirtisi olan kronik öksürük , balgam çıkarma ve nefes darlığı oluşur.
ANFİZEM
Anfizem alveollerin (hava keseciklerinin) duvarlarının yırtılması ile birlikte aşırı şişmesinden ibaret bir hastalıktır. Alveol duvarları yırtıldıkça , bir ,iki , üç , dört veya daha fazla kesecik birleşerek daha büyük bir kese haline gelirler, Bunun sonucunda alveollerin (hava keselerinin ) sayısı azalır, geriye kalanlarda aşırı derecede genişler. Büyük bir hava boşluğu (kese), bir çok minik kesenin birleşmesi sonucunda oluştuğundan elastikliği azalır. Başka bir anlatımla anfizemi olan hastalarda akciğerin “elastikliği azalmıştır”. Buna bağlı olarak ortaya çıkan problemleri gözünüzde canlandırmak için bir balonun nasıl şişip söndüğüne bakalım . Bir balonun içine hava doldurmak için onu üfleyerek şişirirsiniz ; şişirme sırasında aktif bir “iş” yapılır. Üflemeyi durdurup , ağızımızı balondan çeker çekmez hiçbir iş yapılmadığı halde hava balonun ağızından çıkarak balon eski haline döner, yani söner. Balonun sönmesi elastik yapısına bağlıdır. Balonun kendi elastikliği sayesinde sönerek içindeki havayı dışarı çıkarır.
Balonun şişip sönmesi normal alveollerin çalışmasına benzer. Biz alveollerimizi şişirmek için nefes alırız ( yani iş yaparız). Nefes aldıktan sonra göğüsümüzü serbest bırakınca , bir güç sarfetmeden akciğerler elastik özellikleri sayesinde nefes almadan önceki hacmine gelir. Bu bakımdan nefes verme “Espirasyon”(havayı akciğerlerden dışarı çıkartmak), pasif bir olaydır. Kendi kendine oluşur. Bir iş sarfedilmez. Anfizemli bir kişide ise akciğerler ve alveoller bir kesekağıdı gibi davranır. Kesekağıdını hava ile üfleyerek şişirip üflemeyi durdursanız ne olur? Hiçbir şey olmaz. Kesekağıdı eski haline dönmeyerek havayla dolu kalır. Kesekağıdının duvarı elastik değildir; büzüşmez. Şişirilmiş bir kesekağıdının içindeki havayı boşaltmak için onu iki elimizle sıkıştırmamız gerekir; havayı dışarı çıkarmak için ek bir iş yapmamız gerekir. Anfizemli hastalar da akciğerlerindeki havayı boşaltmak için aynı şekilde ek bir iş yapmaları gerekir (göğüs ve karın kaslarını kasarak). Anfizemli hasta nefes vermek için kendini sıkarak nefes verebildiğinden fazladan enerji sarfetmeleri gerekir. Buna ek olarak akciğerlerin elastikliğinin kaybolması daha ufak çaplı bronş tüplerini de etkiler . Bu elastikliği azalmış anfizemli akciğerlerden havayı çıkartmak için göğüs boşluğu ve akciğerlerin içinde daha yüksek basınç oluşturmak gerekir. Bu basıncı yükselince duvarları zayıf olan küçük çaplı bronşlar basınç altında ezileceklerinden çapları daralır. Daralan ufak hava yollarının (bronşlar) içinden alveollerden gelen havanın boşalması daha da güçleşir. Bronş tüplerinin kollapsı, yani ezilmeye bağlı çaplarının daralması (obstrüksiyon) , öksürürken de meydana gelir. Bu bakımdan KOAH’ta öksürük , bronş daralmasını arttırır. Bu daralma ayrıca mukusun öksürükle atılmasını da güçleştirir. Mukusun birikmesi , diğer taraftan , akciğerlerin enfeksiyonlara daha kolay tutulmasına yol açar . Mikroplar sıvı bulunan ortamda daha kolay ve çabuk ürer.
ASTIM
Astım hastalığı, bazı tahriş edici etkenlerin (irritanların) etkisi ile bronş latın içini döşeyen hücre örtüsünün (mukozanın) şişmesi ve mukus salgılanmasının (sekresyon) artması ile özellik gösteren bir hastalıktır. Bu değişmeler bronşların daralmasına yol açar. Aynı iritanlar bronşların duvarını çevreleyen kaslarında kasılmasına (spazmına) yol açar. Bu spazm ,mukozanın şişmesi sonucu zaten daralmış olan bronşların çaplarının daha da fazla daralmasına sebep olur . Bu değişmeler oluşunca hastada ani nefes darlığı nöbetleri ortaya çıkar. Bazen astımlılarda ÖKSÜRÜK ve ıslık sesli soluma nöbetleri ortaya çıkar. Astıma yol açan, üst solunum yolu enfeksiyonları, soğuk hava , koyu sis , sigara dumanı gibi çok sayıda iritan vardır. ANCAK! Astımın kronik bronşit ve amfizemden en önemli farkı , ortaya çıkan belirtilerinin bir süre sonra tamamen ortadan kaybolabilmesi ve hastanın şikayetlerinin tamamen düzelmesi , normale dönmesidir. Anfizemden astımı ayıran diğer çok önemli fark astımda alveol duvarlarının harap olmamasıdır.
Bazı astımlılarda bronşların içini örten zarın (mukozanın) enflamasyonuna ve dolayısı ile daralmasına alerji yol açar . Alerjiyi meydana getiren ve ALERJEN adı verilen maddeler protein vasfındadır. Astımlılarda alerjenler solumayla bronşlardan (hava yollarından) vücuda girerler Alerji sadece atopik denilen insanlarda olur. Atopik insanlarda alerjenlere karşı vücuttta bazı bağışıklık maddeleri oluşur . Atopik kimse tekrar alerjenlerle karşılaşırsa, enflamasyon oluşarak, astım nöbetleri ortsaya çıkar. Alerjide bronşial spazm yanında deride kızarmalar , mide veya barsak rahatsızlıkları, gırtlakta kaşınma hissi, sıkışma v.s. de olabilir.
Astımlı kimselerin çoğunda bronş kasları dıştan gelen tahrişlere normal insanınkinden çok daha fazla tepki verirler. (aşırı duyarlılık,hiperreaktivite). Bundan dolayı inhale edilen (nefesle alınan) iritanlar ufak miktarlarda bile olsalar, aşırı duyarlılığı olan kişilerde bronş spazmına sebep olabilir. Halbuki aynı iritanlar atopik olmayanlarda hiçbir şey yapmazlar. Bronşların bu aşırı tepki göstermesi, hastanın başka aile bireyleri arasında da bulunur(yani kalıtımla geçen bir eğilimdir)
Astımın ancak devamlı nefes darlığı bulunan ağır şekilleri KOAH gurubuma girer
KOAH NASIL MEYDANA GELİR?
Astım dışında kalan Kronik Obstriktif Akciğer Hastalığı’nın sebebi kesin olarak açıklanamamıştır. Büyük olasılıkla anfizem , kronik bronşit ve astım’ın sebepleri birbirinden farklıdır. Bununla beraber bazı özellikler her üç hastalıkta ortaktır. Örneğin , bu üç bozukluğun oluşmasında kalıtıma bağlı bir eğilimin rol oynaması ihtimal dahilindedir.
Hava kirliliği , iş yerlerinin havasında toz ve dumanlara maruz kalma ve özellikle akciğer enfeksiyonları bütün KOAH’lı hastaların şikayetlerini ağırlaştırır. Alerji, astımlılarda bir rol oynar; fakat anfizem, ve kronik bronşitte bir etkisi yoktur. Kronik Obstriktif Akciğer Hastalığı’na yol açan etkenlerin bir kısmı için önlem almak çok güçtür. FAKAT tek bir etkenin önlenmesi insanın elindedir: O da sigara dumanından uzak kalmaktır. Son yıllarda yapılan araştırmaların kesinlikle gösterdiği gibi KOAH’ın meydana gelmesinin en önemli sebebi içilen sigara dumanıdır. Sigara içen insanların pek çoğunda anfizem ve kronik bronşit ortaya çıktığı halde , sigara içmeyenlerde bu hastalıklar olağan üstü seyrek görülür; astım ise sigara içme sonucu çok ağırlaşır.
KOAH BELİRTİLERİ NELERDİR ?
Anfizemli bir insanın hastalığı ile ilgili ilk dikkatini çeken belirti , hareketle gelen (merdiven çıkarken , veya hızlı yürürken ) nefes darlığıdır. Bu nefes darlığı belirtisi başlangıçta pek dikkate alınmaz ve hastalar ekseriya bunu “idmansızlığa” veya “yaşlılığa “ bağlarlar.
Kronik bronşitin ilk belirtisi öksürük ve balgam çıkartmaktır. Bu belirtiler hastalığın başlangıcında “ göğüsün üşütmesi “ olarak yorumlanır.
Bu belirtiler genellikle bir solunum enfeksiyonu sırasında başlar ; fakat normal insanlardaki basit soğuk algınlığından farklı olarak şikayetler haftalarca sürer. Bu öksürüğe bir süre sonra hareketle gelen nefes darlığı eklenir. Öksürük , balgam çıkartma ve nefes darlığı şikayetleri bulunan hasta bir grip veya başka tip akciğer enfeksiyonuna tutulunca şikayetler aniden çok daha şiddetlenebilir.
Gerçekte sigara içen insanlarda anfizem ve kronik bronşit çok büyük sıklıkta beraber bulunur . Ancak bazı sigara içenlerde anfizem belirtileri üstünlüktedir, bazılarında ise kronik bronşit belirtileri üstünlüktedir.
Astım genellikle sigara içmeyen genç insanlarda görülür. Öksürük , nefes darlığı , ıslık şeklinde hırıltılı soluma şikayetleri aniden kriz şeklinde ortaya çıkar . Bu krizler (nöbetler) başlangıçta , zaman zaman gelir/gider. Astımlı kimselerde , nöbet dönemlerinin dışında şikayetler görülmez, akciğer fonksiyonları normal veya normale yakın olabilir. İşte astımın kronik bronşit ve amfizemden enbüyük farkı tekrar normale dönüşüm olabilmesidir. Bazı astımlı hastalarda öksürük , hafif bir ıslıklı soluma nefes darlığı her zaman buluna bilir (yani hastalık kronikleşir) Bu durumdaki hastaları kronik bronşit , anfizemli hastalardan ayırt etmek imkansız olur. Bunlarda KOAH gurubuna girer.
Astım nöbetleri yılın bazı mevsimlerinde (özellikle ilk ve son bahar aylarında ) , veya hasta tarafından bilinen alerjen maddelerle karşılaşılınca ,veya sadece egzersiz sonrası , veya bir soğuk algınlığı sırasında daha sık ortaya çıkar . Bununla birlikte ıslıklı soluma , nefes darlığı , öksürük nöbetleri bilinen bir sebep olmadan da ortaya çıkabilir. Bu özellikler sayesinde astım , KOAH ‘dan ayrılabilir. Ancak yukarıda belirttiğimiz gibi ileri yaşlarda hastalığı başlayan veya daha önce sigara içtiği halde halen kullanmayan insanlarda astım ve KOAH birbirinden ayrılması güçtür. Olaylar, iç içe geçmiş olimpiyat halkaları gibi birlikte bulunabilir. Tedavide , bilimsel tetkik ve incelemelerle , KOAH , astım ve diğer benzer şikayetler gösteren akciğer hastalıklarının birbirinden ayırt edilmesi gerekir .
KOAH OLDUĞUNUZU NASIL ANLARSINIZ?
KOAH tanısı için ilk yapacağınız iş , yukarıdaki belirtilerden herhangi birisi sizde varsa derhal doktorunuza baş vurmanızdır. En sık rastlanan belirti nefes darlığıdır. Özellikle sigara içiyorsanız ve biraz zorlu bir hareketle (merdiven veya yokuş çıkarken , ağır bir paket taşırken, düz yolda hızlı yürürken ) nefes darlığı ortaya çıkıyorsa aklınıza hemen KOAH gelmelidir.
Bu hastalığa tutulanlar genellikle bir nefes sıkıntısı olduğunu ilk olarak “ kendi yaşında bir arkadaşı” veya “eşi” ile yürürken, onlara ayak uyduramadığı zaman fark ederler. Kronik öksürük, veya ıslıklı soluma KOAH’IN diğer belirtilerini teşkil eder. Sancak KOAH ‘tan başka sebeplerinde bu şikayetleri meydana getireceğini asla unutmamak gerekir. Nefes darlığı veya solumada güçlük şikayeti , (göğüs ağrısı gibi) birçok hastalığa bağlı olabilir.
Akciğerin bronş, (hava yolları), alveoller seviyesindeki fonksiyonlarının değerlendirilmesi için özel DİFFÜZYON KAPASİTESİ AKCİĞER FONKSİYON TESTLERİ ((alınan havanın, alveollerden kana geçme hızı) yapılır. Bunun için, özel gaz karışımları solutan cihazla nefesinizi üfleyerek akciğerin hacimleri, bronşların durumu, havanın alveollerden kana geçiş hızı ölçülerek değerlendirilir. Buna ek olarak bir ARTERİNİZ’den (atar damar), istirahat esnasında ve hareketten sonra kan alınarak içindeki oksijen ve karbon dioksit. ölçülür. Böylece arter kanına akciğerin oksijeni ne derece yeterli verdiği ve kandan karbondioksiti ne kadar iyi alabildiği anlaşılır. Oksijen ölçümü için kanın mutlaka arterden (atar damardan) alınması gerekir. Nefes darlığı, öksürük ve ıslıklı soluma şikayeti olan her hastada “GÖĞÜS BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ”si mutlaka çekilmelidir. Radyolojik muayyene ile tek başına KOAH tanısı konulamaz. Buna ek olarak göğüs tomografisi akciğer belirtilerinin hepsinin açıklanmasında yeterli olmaya bilir. Bu durumda, “BRONKOSKOPİ” işlemiyle, bronşların durumu, bronş mukozasının hücre yapılarını sitolojik ve patolojik laboratuvar incelemeleri yapılarak nefes darlığına sebep olan diğer hastalıkların KOAH’tan ayırt edilmesine yardımcı olur.
KOAH NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Tedavinizde en önemli unsur doktorunuzla sizin aranızdaki ilişkidir. Doktorunuza her şeyinizi açık ve samimi olarak anlatmanız gerekir. Doktorda sizinle açık ve samimi olmalı ve hiçbir şeyi gizlemeden, her şeyi size açıkça anlatmalıdır. Tedavinizin bir kısmı doktorunuzun sorumluluğundadır. İlaçların seçimi, tedavinin düzenlenmesi, diyetinizin tanzimi, laboratuvar muayenelerinin istenmesi doktorunuzun görevidir. Fakat sorumluluğun büyük kısmı siz, hastaya aittir. Doktorun önerdiği gibi ilaçları kullanmak, evde nefes alma egzersizlerini düzenli yapmak ,düzgün beslenmek ve en önemlisi o güne kadar bırakmammışsanız SİGARA İÇMEKTEN vazgeçmek tamamen hastanın sorumluluğundadır.
KOAH’ın tedavisi doktor hasta işbirliği temeline dayanır.
Her şahsın hastalığı başka bir kimsenin hastalığından mutlaka farklıdır. Hangi ilacın ve uygulamanın sizin için doğru olduğuna sadece sizin doktorunuz karar verebilir. Buna karşılık nasıl hissetiğinizi ve çeşitli tedavilerin sizdeki etkisini tabiki siz bilebilirsiniz. Doktorunuzla beraber çalışın , aklınıza yatmayan herşeyi doktorunuza sormaktan çekinmeyin.
Hastalığınız hakkında ne kadar çok şey bilirseniz tedaviden o derece yaralanabilirsiniz. Doktoronuz da sizin hastalığınızı nekadar iyi tanırsa ,sizin için o derece mükemmel bir tedavi planı hazırlar.
KOAH’ın tedavisinde SOLUNUM REHABİLİTASYON PROGRAMI: İlaçların dışında hayat boyu sürecek ,bu hastalıkla nasıl mutlu yaşayacağımızı öğreten ve yaşam kalitesini arttırıcı egzersiz yapmamızı sağlayan “ Solunumu Rehabilitasyonu” programı KOAH tedavisinin en önemli unsurunu teşkil eder .
KOAH TEDAVİSİ ve SOLUNUM REHABİLİTASYONU kapsadığı unsurlar:
-
İlaçlar
-
Doğru solunum teknikleri uygulamak
-
Yeterli bir diet (ne az nede çok gıda almak)
-
Solunum tedavisi uygulamak
-
Genel olarak vücut kaslarının kuvvetini arttırmak veya muhafaza etmek için, oksijen desteğinde egzersiz programları
-
Güncel hayatımızda fiziksel faaliyetlerimizi en etkili şekilde yapmanız
-
Enfeksiyonları önlemek ve gecikmeden tedavilerini yaptırmak
-
Gerektiği zaman kesintisiz oksijen tedavisi kullanılması
-
Bronşlardaki mukııs fazlasını (balgam) çıkartmak için egzersiz ve bronş drenajı uygulamak .
Durumunuzdaki özellikler size uygulanacak tedavinin ve rehabilitasyonun şeklini belirler.