Koronavirüs Süreci ve İlişkiler
Yazar Zübeyde Ezgi Horzum • Psikolog • 22 Aralık 2020 • Yorumlar:
Yaşamımızı derinden etkileyen ve oldukça travmatik sonuçlara yol açabilen koronavirüs süreci bireylerin günlük hayatında önemli değişikliklere sebep oldu.Bir çok rutinimizin kısıtlanması, okulların, işletmelerin kapatılması, ev içine iş taşıma ve karantina uygulaması gibi planlamalar salgını kontrol altına alabilmek için uygulandı. Bu tedbirler salgını önlemek adına oldukça önemli olsa da karantina süreci insanların ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bu durum gerek sosyal ilişkilerimizi gerek aile içi ilişkilerimizi olumsuz yönde etkilemeye devam etmekte
Örneğin, pandemi öncesinde çalışan kadınların, erkeklerin her gün düzenli olarak gittikleri işleri ve sosyal yaşamları vardı. Okul çocuklarının her gün gittikleri okulları, sosyalleştikleri, oyun oynadıkları bir ortam vardı. Ev hanımlarının da günlük rutinleri arkadaşlarıyla kahve içip sohbet ettikleri ortamlar mevcuttu. Fakat virüs ile birlikte aile içerisinde, sosyal çevrede değişimler meydana geldi. Bu ani ve beklenmedik durumların sonucunda değişen sorumluluklar ve roller ilişkileri derinden etkiledi.
Partner İlişkileri
Gündelik yaşamımızın büyük bir bölümünü paylaştığımız partnerlerimizle ya aynı evin içinde hiç olmadığımız kadar daha uzun süre birlikte kalıyoruz ya da ayrı evlerde birbirimizden uzak yalnızca iletişim araçları ile görüşmeler sağlayabiliyoruz. Bu süreç, partnerimizle uzak veya yakın olsakta bizi eskisinden daha farklı iletişim yollarına itiyor. Dolayısıyla ilişkilerde zorlanmalar meydana gelebiliyor.
Ev içerisindeki sorumluluklar konusunda tartışmalar yaşıyor, partnerinizle iletişim kurmakta zorlanıyor olabilirsiniz. Ev işlerinin büyük bölümünün sizin sorumluluğunuzda olduğunu hissetmek partnerinize karşı öfkelenmenize sebep olabilir. İçinde bulunulan duruma uyum sağlamanın zorlukları ise iletişimi kötü etkileyen faktörlerdir. İletişim zorlukları, sık sık tartışma, öfke patlamaları, küslükler gibi farklı şekillerde kendini gösterebilir. Kişisel alanınıza girildiğini düşünebilir ve sürekli aynı ortamda bulunmaktan dolayı bunalmış hissedebilirsiniz. Partnerler arasındaki bu duygu durum dalgalanmaları cinsel yaşantılarını da etkilemektedir. Partnerlerin kendini isteksiz hevessiz hissetmesi oldukça olağandır. Bu durum ilişkideki büyünün bozulduğunu düşünmelerine sebep olabilir. Öte yandan partnerlerin pandemi ile ilgili endişelerinin farklı olması ve sürecin daha ne kadar böyle devam edeceğini bilmemek çiftler arasındaki kaygıyı arttırır.
-
Ev içerisinde yalnız kalabileceğiniz kendinize ait bir alan oluşturabilir, dilediğinizde size iyi gelen bir aktivite ile uğraşabilir, kendinize kaliteli zaman ayırabilirsiniz.
-
Evin içerisindeki sorumlulukları partneriniz ile adaletli bir şekilde paylaşabilir, birlikte iş birliği kurarak temizlik yapma, yemek yapma gibi işleri eğlenceli hale getirebilirsiniz.
-
Bireysel aktivitelerin yanı sıra film izleme, puzzle yapma, egzersiz yapma gibi ortak uğraş alanları oluşturabilirsiniz. Birlikte geçirilen zamanlar ilişkiyi dengede tutmaya yardımcı olur ve partnerler arası duygusal bağı kuvvetlendirir.
-
Partnerinizle yaşadığınız güzel anıları hatırlamak, arşivleri karıştırmak, sizi bir arada tutan ve üstesinden geldiğiniz zorlukları hatırlamak ve bunları partneriniz ile paylaşmak iletişimi kuvvetlendirir.
-
Bu dönemde cinsel isteklilik konusunda partnerlerin farklılık göstermesi normal bir durumdur. Böyle durumlarda partnerler birbirlerini dinlemeli anlamaya çalışmalı ve birbirlerine saygı duymalılardır.
Ebeveyn – Çocuk İlişkileri
Pandemi sürecinde çocukların en yakın sosyal çevresi ailesidir. Fakat çocuklarla birlikte evde kapalı kalmak aileler için oldukça sıkıntılı ve sancılı geçen bir süreçtir. Kişisel bakımlarını sağlamanın yanı sıra asıl ihtiyaçları olan sosyal ortamı sunamamak ebeveyn ve çocuk arasında gerginliğe sebep olabilir. Bu süreçte evden çalışan ebeveynlerin çocuklarda susturucu etki yaratan tablet, telefon kullanması, çevrimiçi eğitimlerin devam ediyor olması ebeveynlere yardımcı olsa da çocukların ekran süresinin uzamasına sebep olmaktadır. Diğer yandan pandemi bile birlikte çocukların hayatına daha önce hiç duymadığı sosyal mesafe, izolasyon, karantina gibi terimler girmiştir. Çocukların yabancı kaldıkları bu durum karşısında kaygı seviyeleri artabilir. Yaşanılan farklılıkların ebeveynler tarafından sağlıklı yönetilmesi çok önemlidir. Çocuklar davranış ve alışkanlıkların öğrenilmesinde olduğu gibi stresle başa çıkmayı, duyguları ebeveynlerini model alarak öğrenirler.
Bu dönemde çocuklarda, yalnız kalmaktan korkma, karanlıktan korkma, öfke patlamaları, ebeveynlere bağımlılık, bebeksi davranışlar, huzursuzluk, kabus görme, uyku sorunları, okulun verdiği sorumlulukları yerine getirmeme gibi stres belirtileri gözlenebilir.
-
Bu durumu çocuklarınızla kaliteli zaman geçirmek için bir fırsata dönüştürebilirsiniz. Planlı olmak zamanı iyi değerlendirmek oldukça önemlidir. Oyun, etkinlik saati düzenlemek çocukla iletişim halinde olmanın en keyifli yoludur.
-
Evde geçirilen uzun zorunlu zaman çocuklarda istenmeyen davranışlara yol açabilir. Disiplinli davranmak oldukça zorlaşabilir. Böyle durumlarda ailecek yapılacak eğlenceli bir aktivite çocukları huysuz davranışlarından uzaklaştıracaktır.
-
Uzun süre aynı evde kalan kardeşler arasında da tartışmalar kaçınılmazdır. Her birine eşit zaman ayırmalı ve çocuklara karşı tarafsız olunmalıdır.
-
Çocuklara neden evde olduğunuzu anlatmak pandemi ile ilgili onun gelişim seviyesine uygun bilgiler vermek iyi bir yöntemdir. Edindikleri bilgiler korku seviyelerini azaltmaya yardımcı olurken ebeveyn ile etkili iletişim kurmuş olurlar.
Sosyal İlişkiler
Uzun süren karantina süreçlerinde evde kapalı kalma, dışarı çıkıp dolaşma özgürlüğünün kısıtlanması psikolojik etkilerinin yanında sosyal etkileri de beraberinde getirmektedir. Bizler gibi birlikte vakit geçirmeyi, sarılmayı, oturup kahve içmeyi, dostlarla birlikte yemek yemeyi, paylaşmayı seven kültürlerde sosyal ilişkiler önemli ölçüde etkilenmektedir. Bu dönemde birlikte vakit geçirmemek kısıtlamalardan kaynaklı olsa da farklı şekilde algılanabilir. Kişiler birbirlerine karşı daha kırılgan davranabilir.
-
Mesajlaşmak yerine görüntülü görüşme yollarını daha sık kullanabilirsiniz. Mesajlaşma çoğu zaman karşı tarafa duyguları aktarmaz ve bazen yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Görüntülü görüşme iletişimi daha sağlıklı hale getirir.
-
Görüntülü kahve saatleri düzenleyebilir, bir kitap belirleyip onun üzerine tartışabilirsiniz. Böylece uzakta da olsak ilişkilerimize katkı sağlamış oluruz.