Lohusa Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Yazar Arzu Kublay • Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı • 23 Eylül 2020 • Yorumlar:
Lohusa sendromu, doğumun ardından ilk hafta içerisinde başlayan depresyon benzeri bir tablo olup farklı şiddetlerle olmakla birlikte çoğu annede görülüyor. Annelik hüznü olarak da adlandırılan lohusa sendromu, doğumun ardından annelerin kendini mutsuz ve gergin hissetmesi başta olmak üzere çeşitli belirtilerle kendini gösterebiliyor. Medicana Avcılar Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Op. Dr. Arzu Kublay lohusa sendromu hakkında önemli bilgiler verdi.
Genellikle birkaç hafta içerisinde kendiliğinden iyileşen lohusa sendromunda annenin ilk bir ay içerisindeki tıbbi takibi büyük önem taşıyor. Sendroma bağlı herhangi bir şiddetli depresyon belirtisinin görülmesi halinde detaylı psikiyatrik muayene gerekebiliyor.
En Önemli Belirtiler Arasında Duygusallık, Uykusuzluk ve Halsizlik Bulunuyor
Dr. Arzu Kublay, ‘’ Lohusa sendromunda ilk belirtiler genellikle doğumdan 2-3 gün sonra ortaya çıkıyor. Birçok semptomu bulunmasına karşın bu semptomların şiddeti ve türü kişiden kişiye değişkenlik gösteriyor. Uykusuzluk veya sürekli uyuma isteği, bebeğe zarar verme kaygısı, iştah artışı veya iştahsızlık, halsizlik, hayattan keyif almama, sürekli ağlama, sinirlilik, sıkılma ve bunalma, sevgisizlik hissi ve unutkanlık lohusa sendromunun yaygın belirtileri arasında şunlar yer alıyor. Lohusa sendromu yaşayan anneler, içerisinde oldukları kötü ruh halinden bebeklerini sorumlu tutabiliyor ve bu durum bebeği de olumsuz etkileyebiliyor. Bu dönemin sağlıklı bir şekilde atlatılabilmesi açısından doğum sonrası ilk ayda annenin takibinin düzenli şekilde yapılması büyük önem arz ediyor. ‘’ diye kaydetti.
Lohusa Sendromu Döneminde Annenin Desteklenmesi Gerekiyor
Lohusa sendromu yaşayan bir annenin bu süreci kolay bir şekilde atlatabilmesi için eş ve aileye önemli görevler düşüyor diye kaydeden Op. Dr. Arzu Kublay, ‘’ Bu dönemde annenin yaşadığı sorunları hafifletmede en etkili yol annenin kendini güvende hissetmesini sağlamak. Bunun için gün içerisinde sık sık gerçekleşecek olan emzirme seansları haricinde bebeğin bakımı, bez değişimi, banyo ve giysi değiştirme gibi rutin işlerin baba veya ailenin diğer bireyleri tarafından yapılması gerekiyor. Aynı zamanda annede görülen bunalma ile mücadele edebilmek adına sosyal etkinlikler yapmak, annenin sevdiği arkadaşları ile iletişimde olmasını sağlamak, hobilere zaman ayırmak gibi faaliyetler öneriliyor. Buna karşın annenin giderek içine kapanması, aşırı şekilde kaygı duyması, bebeğe ve ailesine karşı davranışlarında büyük değişiklikler oluşması halinde aile desteğine ek olarak tıbbi destek almak gerekiyor.’’ dedi.
Tarama Sonucuna Göre Psikolojik Destek Gerekli Olabiliyor
Dr. Kublay, ‘’ Lohusa sendromu, belirtilerin ortaya çıkış zamanı ve türü göz önünde bulundurulduğunda bir hekim tarafından teşhis edilmesi kolay bir sağlık sorunu olarak değerlendiriliyor. Sendroma ilişkin belirtiler taşıyan annelerde psikiyatrik muayene tanı için yeterli olabilse de lohusa sendromunun taraması için geliştirilmiş bazı testler de mevcut. Bunlardan en sık olarak kullanılanı ise Edingburg doğum sonrası depresyon skalası. Annelik hüznünü işaret eden belirtileri ayırt etmeye yarayan bu tarama yöntemi ve psikolojik muayene bulguları eşliğinde lohusa sendromu teşhisi alan anneler için gerekli görülmesi halinde psikolojik terapilere başvurulabiliyor. Doğru şekilde desteklenen annelerde lohusa sendromu genellikle birkaç hafta, zaman zaman birkaç ay içerisinde ortadan kalkıyor. Lohusa sendromunun önemsenmesi gereken bir durumdur. Sendroma ilişkin belirtiler yaşayan annelerin doktor kontrolünden geçerek gerekli psikolojik desteği almalarının bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatma konusunda çok önemlidir.’’