Meme yapısı ve dokusu nedir?
Yazar İlker Pala • Genel Cerrah • 13 Ocak 2017 • Yorumlar:
Sağlıklı meme dokusu; yağ, bağ dokusu (destek doku), salgı bezleri, lob adı verilen 15-20 bölüm
ve bunun daha küçük bölümleri olan lobüllerden oluşmaktadır. Lob ve lobüller, meme ucunda
sonlanan, kanal adı verilen ince tüplerle birbirine bağlanır. Bu yapıların yoğunluğu her kadında
farklı olduğundan memelerin büyüklüğü, şekli ve hissi de değişkenlik gösterir. Normal bir meme
yapısı tanımı yapmak, kadının meme dokusunda yaşamı boyunca değişiklikler olacağı için
mümkün değildir. Meme yapısını; yaş, adet dönemleri, gebelik, bebek emzirme, doğum kontrol
hapları ve menopoz meme yapısını etkiler. Meme dokusunda her dönemde ortaya çıkan bu
farklılıklarının kolayca anlaşılabilmesi için bir kadının meme yapısını çok iyi tanıması, oluşabilecek
değişiklikleri en başta fark etmesi bakımından önemlidir.
Meme kanseri nedir?
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir. Ülkemizde yaklaşık her 12 kadından biri
yaşam boyunca meme kanserine yakalanmaktadır. Meme kanseri yaşın ilerlemesi ile görülme
oranı artmaktadır. Bu nedenle 40 yaşından sonra meme kanserinin erken tanısı için yıllık
mamografi, doktor muayenesi ve aylık kendi kendini muayene yöntemlerini uygulamak gerekir. Bu
yöntemlerle meme kanserini erken yakalamak mümkün olacaktır. Erken tanı konulmuş meme
kanseri tamamen tedavi edilebilen bir hastalıktır. Meme kanseri, meme parankimini oluşturan süt
yapan hücreler veya süt kanallarını oluşturan hücrelerin amaçsız ve kontrolsüz olarak
çoğalmasıdır. Hücrelerin çoğalması ve büyümesi için uzun zaman geçmesi gerekir. Çoğalan
hücreler lenf ve kan yoluyla vücudun diğer organlarına yayılabilirler. Amaç, meme kanserinin kan
ve lenf yoluyla yayılmadan önce meme içinden küçük bir kitle iken tanı konmasıdır. Bu aşamadan
tanı konan hastalarda tedavi tamamen mümkündür.
Meme kanseri risk faktörleri nelerdir?
Meme kanserinin nedeni henüz tam olarak belli değildir. Ancak meme kanseri için risk
oluşturabilecek bazı faktörler bilinmektedir.
Meme kanserinde en büyük risk faktörü kadın olmaktır. Kadın cinsiyeti 100 kat artmış riski ifade
eder. Bir kadının hayat boyu meme kanserine yakalanma riski 8’de 1 olmasına rağmen, bu riskin
büyük bölümü yaşın ilerlemesi ile ortaya çıkar.
Menopozdaki kadınlarda risk daha da yüksektir. Çünkü östrojenin vücuttaki etkisi devam
etmektedir ve genetik canlılık da sürmektedir.
İlk adetin 12 yaşından önce görülmesi ve 55 yaşından sonra menopoza girme de yani östrojen
hormonuna maruz kalınan sürede artış olması, meme kanseri gelişme riskini artırmaktadır.
Anne ve kız kardeş gibi birinci derece akrabasında meme kanseri olanlar
Hiç doğum yapmamış olanlar
Hiç emzirmemiş olanlar
30 yaşından sonra ilk doğumunu yapmış olanlar
50 yaşın üzerinde olanlar
Erken ilk adet(12 yaşından önce), geç menopoz (50 yaşın üstü)
Şişman ve aşırı alkol kullanan kadınlar
Daha önce bir memesinde meme kanseri olanların diğer memesinde
Meme kanseri (BRCA) geni taşıyanlar
İlk doğum öncesi uzun süre doğum kontrol hapı kullanılması
Göğüs bölgesine radyoterapi yapılması da meme kanseri riskini artırmaktadır. En büyük risk 15
yaşından önce tedavi görmüş olanlardadır. Çünkü 40 yaşına geldiklerinde meme kanserine
yakalanma riski %35’e çıkmaktadır.
Her gün 1-2 kadeh alkol tüketiminin meme kanserinin artışına etkisi bulunmaktadır.
Yağ içeriği yüksek yiyeceklerin uzun süreli tüketimi de meme kanseri riskini artırmaktadır.
Meme kanserinde erken tanı?
Memesinden hiçbir şikayeti veya kitlesi olmayan kadınlarda olası bir meme kanserini erken
dönemde tanı koymak için kullanılan yöntemler, “TARAMA YÖNTEMLERİ” olarak
adlandırılmaktadır. Bu genellikle 40 yaşından sonra başlamalıdır. Ancak kadınların 30 yaşından
itibaren bilinçlenip aylık kendi kendine meme muayenesi ile memelerini kontrol etmeleri uygun
olacaktır. Tarama yöntemleri 3 şekilde yapılmaktadır.
1. Yıllık Mamografi:
Memesinden hiçbir şikayeti olmayan kadınlarda 40 yaşından sonra yıllık mamografi çekilmesi,
meme kanserinin ele gelen büyüklüğe ulaşmadan tespit edilmesini sağlar. Ailesinde meme
kanseri olanlarda ise ilk mamografi, 32 yaşından itibaren yapılmalıdır. “Herediter” meme
kanserinde ise bu kontroller 26 yaşında başlamalıdır. Mamografi özel tip X ışınları ile çekilir.
Meme iki plastik plak arasında sıkıştırılır. Meme içinde iyi ve kötü huylu kitleler, şüpheli
mikrokalsifikasyonlar hakkında bilgi verir.
2. Her ay kendi kendini muayene
Kadınların düzenli olarak her ay kendi kendini muayene etmesi kolay bir yöntemdir. Bu kontrol,
genellikle adetin bitiminden itibaren 4-5 gün sonra yapılmalıdır. Menopoza girenler, rahim veya
yumurtalık ameliyatı olan kadınların periyodik olarak, ayda bir kez aynı günlere denk getirecek
şekilde meme muayenesini yapmaları gerekmektedir. Kendi kendine meme muayenesinde,
belden üst taraftaki giysileri çıkarıp ayna karşısında, duş yaparken ve sırt üstü yatarken memeler
kontrol edilir. Bu şekilde, her ay kendi meme muayenesini yapan kadınlar kendi meme içindeki
dokuları tanıyarak bunun dışında oluşan farklılıkları anında fark edebilir.
3. Yıllık doktor muayenesi
40 yaşından sonra yılda bir kez memesinde hiçbir şikayeti olmayan kadınların doktora başvurarak
muayene olması gerekmektedir.
Memede saptanan her kitle kanser midir?
Memede ele gelen kitlelerin %90’ı kanser değildir. Genç yaşlarda fibroadenom veya kist denen
kanser olmayan kitleler çok görülür. Orta ve ileri yaşlarda fibrokistik değişiklikler ele kitle olarak
gelebilir. Kitlelerin ağrılı veya ağrısız olması bunun kanser olduğu anlamına gelmez. Ancak meme
de ele gelen farklı bir yapı veya kitlenin ne olduğunun mutlaka aydınlatılması gerekmektedir.
Ağrısız olması bunun önemli olmadığını göstermez. Meme de kitle fark edildiğinde mutlaka
doktora başvurmak gerekir.
Kendi kendine meme muayenesi nedir?
20 Yaşın Üzerinde Her Kadın Ayda Bir Kez Kendini Muayene Etmelidir
Memelerin muayenesi için en uygun zaman; adet gören kadınlarda adet bitiminden sonraki 2.
veya 3’üncü gündür. Çünkü bu günler; adet döneminden kaynaklanan hormonal etkiyle
memelerde oluşan şişme ve hassasiyetin en az olduğu günlerdir. Dolayısı ile memelerdeki
hassasiyet ve şişmenin en az olduğu bu dönemde hem muayene daha rahat yapılabilmekte hem
de olası lezyonların fark edilmesi daha kolay olmaktadır. Menopoza girmiş kadınlar ya da
herhangi bir nedenle (gebelik, emzirme vs) adet görmeyen kadınlar ise ayın belirli bir gününü (her
ayın 3. veya 5. günü gibi) bu muayene için tercih edebilirler.
Kendi kendine meme muayenesi üç safhada yapılır.
Ayna Karşısında Gözle Yapılan Muayene
İyi aydınlatılmış bir odada, ayna karşısında ayakta durulur ve memeler aşağıda tarif edildiği
şekilde gözlemlenir.
Kollar yan taraflarda olacak şekilde memeler aynadan gözlenir.
Kollar yukarı doğru kaldırılarak eller başın arkasına konur ve başa doğru bastırılarak göğüs
kaslarının kasılması sağlanır ve memeler gözlenir.
Her iki el kalçalara bastırılır, omuzlar ve dirsekler öne doğru alınarak memeler gözle incelenir.
Ayakta Dururken Elle Yapılan Muayene
Gözle yapılan muayeneden sonra yapılır. Bu muayene banyoda duş altında da yapılabilir. Duş
sırasında parmaklar ıslak ve sabunlu cilt üzerinde daha rahat hareket ettiği için muayene daha
kolay olur. Sağ meme sol elle ve sol meme sağ elle muayene edilir. Sol kol yukarı kaldırılır ve sağ
elin 2, 3 ve 4. parmaklarının iç yüzleri ile sol meme üzerinde daireler çizecek şekilde dikkatli ve
yavaş olarak muayene edilir, ayrıca sol koltuk altı kontrol edilir. Daha sonra meme başı nazik bir
şekilde sıkılarak akıntı olup olmadığı araştırılır. Sol meme ve sol koltuk altı muayenesi bittikten
sonra aynı şekilde sağ meme ve sağ koltuk altı muayene edilir.
Sırtüstü Yatarken Elle Yapılan Muayene
Sırt üstü yatılır ve önce sol meme muayene edilecekse, sol omuz altına küçük bir yastık konarak
sol kol başın arkasına doğru kaldırılır. Böylece meme göğüs duvarı üzerinde yayılır ve daha kolay
muayene olanağı sağlanmış olur. Daha sonra sağ el parmaklarının iç yüzleri ile daireler çizilerek
sol meme muayene edilir. Ayrıca sol koltuk altı bölge de mutlaka muayene edilmelidir. Sol meme
muayenesi bittikten sonra aynı şekilde hareket edilerek sağ meme muayene edilir.
Araştırılması Gereken Özellik Ve Değişiklikler
Memenin genel boyutunda veya şeklinde değişiklik oluşması
Memelerin dış hatlarında değişiklik.
Memelerden birinde büyüme, küçülme veya büzülme
Memelerde gözle görülebilen şişlik
Meme cildinde renk değişikliği ve meme cildi damarlarında genişleme
Meme cildinde çöküntü
Meme cildinde yara
Meme cildinde küçük şişler
Meme cildinde portakal kabuğu görünümü
Meme başında genişleme, düzleşme, çökme, kabuklanma, çatlak, renk değişikliği, yara, yön
değiştirme
Meme başında akıntı
Koltuk altında gözle görülebilen şişlik
Memede ele gelen şişlik, sertlik
Koltuk altında elle hissedilebilen şişlik veya sertlik
Meme kanseri tanısı nasıl konulur?
Meme kanseri şüphesi genellikle bir şişlik hissedilmesiyle (hasta ya da doktor tarafından) ya da
mamografide anormal bir alanın fark edilmesiyle başlar. Çoğunlukla bu şişlikler ve şüpheli alanlar
kanserli değildir. Ancak bundan emin olmanın tek yolu tanısal mamografi, ultrason görüntüleme
ve hatta ek bilgi sağlayabilecek olan biyopsi uygulaması gibi takip testlerini yaptırmaktan geçer.
Eğer görüntülemede bir alan şüpheli görünüyorsa, biyopsi uygulanır. Anormal alandan alınan
hücre veya doku, patoloji uzmanı tarafından incelenir. Daha sonra patoloji uzmanı, biyopsiyi
gerçekleştiren doktora, içinde bulgularının yer aldığı bir rapor gönderir.
Patoloji raporu olarak bilinen bu raporda, meme dokusunun görünüşüne, hücresel karakterine ve
hücrelerin normal ya da anormal mi olduğuna dair bilgiler yer alır. Patoloji raporu, hem hasta hem
de sağlık merkezi ekibi açısından hayati önem taşır – tedaviye ilişkin kararlar, bu raporda yer alan
bilgilere dayandırılarak alınır.
Kanserli Olmayan (Benign) Meme Durumları
Kanserli olmayan meme durumları çok yaygındır. Biyopsi uygulanan ve mikroskopla incelenen
çoğu meme değişikliği, benign sonuçlar vermektedir. Benign meme durumları hayati tehdit
oluşturan durumlar olmamasına rağmen, rahatsız edici belirtilere neden olabilir ve bazen,
gelecekte meme kanserine yakalanma riskinin daha yüksek olması ile ilişkilendirilir. Bu hastalıklar
şu şekilde sınıflandırılırlar :
Fibrokistik Meme
Kadınların %80’inden fazlasında görülen meme yapısıdır.
Değişik sayı ve boyuttaki kistler (yuvarlak ince bir zar içinde sıvı birikimi) ve bağ dokusu artışı ile
kendini belli eden nodüler yapılardan oluşur.
Kistler, genellikle takip gerektirmeyen özelliksiz basit kistlerdir:
Özellikle regl öncesi memedeki ödemin ve kistler içindeki sıvının artmasına bağlı batma,
zonklama, dolgunluk tarzında ağrılar olabilir. Bazen bu
ağrılar tüm ay boyunca devam edebilir. Meme ağrısı her zaman bir meme cerrahı tarafından
değerlendirilmeli ve memede ağrıya neden olan farklı
bir yapı olmadığı uygun radyolojik tetkiklerle belirlenmelidir.
Memede çok sayıda kist varlığında, yeni oluşan kitleler fark edilmeyebilir ya da kist olduğu
zannedilerek ihmal edilebilir. Bu nedenle kadının kendi
meme yapısını tanıması ve yeni oluşumları fark edebilmesi için ayda bir kendi kendine meme
muayenesi yapması ve senede bir kez de
doktor muayenesi ve radyolojik görüntüleme ile takip edilmesi önerilmektedir.
Bazen kist duvarında kalınlaşma, kist içinde farklı bir lezyon, ya da içindeki sıvının kıvamında artış
tespit edilir. Komplike ve kompleks kistler
olarak adlandırılan bu kistlerin varlığında daha yakın takip (3-6 ay gibi), biyopsi yapılması ya da
lezyonun tamamının çıkartılarak histopatoljik
değerlendirme yapılması önerilir.
Fibrokistik meme yapısında kistlerin iç yapısını en iyi ultrasonografi gösterir. Gerektiğinde
manyetik rezonans görüntüleme (MRI) gibi ek tetkikler
önerilebilir.
Benign (iyi huylu) Meme Lezyonları
Fibroadenom:
– Memenin en sık görülen iyi huylu tümörüdür. Kansere dönüşüm beklenmez.
– Çoğu zaman radyolojik görüntüsü tanı koymak için yeterlidir. Radyolojik ya da klinik şüphe
halinde iğne biyopsisi ya da cerrahi biyopsi ile
tanı konur.
– Hastanın yakın akrabalarında kanser varsa, fibroadenom boyutları büyükse, takipte büyüme ya
da şekil değişikliği saptanmışsa, memede estetik
kusur oluşturan deformiteye neden oluyorsa ve hasta, takip etmek istemiyorsa cerrahi olarak
çıkartılır.
– Bunun dışında, biyopsiye gerek görülmeyen vakalarda 6 ay ara ile en az 2 yıl ultrasonografi ile
kitlenin takip edilmesi, takipte büyüme ya da şekil
değişikliği saptanması halinde cerrahi olarak çıkartılması önerilir.
Memenin filloid tümörü (sistosarkom filloides):
– Özel bir grup oluşturur. Hızlı büyür ve tüm meme dokusunun yerini alabilir. İyi huylu olanları
geniş çıkartılmalıdır, yoksa tekrarlar. Kötü huylu
olanlarda patoloji sonucuna göre risk analizi yapılır.
Duktal Ektazi:
– Süt kanallarının genişlemesidir. Başta emzirmiş kadınlar olmak üzere sık görülür.
– Eşlik eden lezyon ve genişleyen kanalın duvarında başka lezyonlar olup olmadığı ultrasonografi
ile değerlendirilir.
– Meme başından akıntı ve ağrı gibi yakınmalara neden olabilir.
– Eşlik eden lezyon varlığında ve yakınması olan hastalarda, genişlemiş kanal ya da meme başı
arkasındaki tüm kanallar çıkartılarak tedavi edilir.
Memenin İltihabi Hastalıkları (Mastit):
– Memede kızarıklık, şişlik, sıcaklık ile karakterizedir.
– Emziren kadınlarda süt birikimine bağlı gelişir. Çoğu zaman memenin pompa ve emzirme ile
boşaltılmasını takiben tedaviye gerek kalmadan geriler.
– Emzirme ya da gebelik dönemi dışında gelişen mastitler mutlaka cerrah tarafından
değerlendirilmeli ve radyolojik tetkiklerle nedeni ortaya konmalıdır.
Çoğu zaman iltihabi hastalıklara bağlıdır ancak bazı durumlarda meme kanserinin bir bulgusu
olarak karşımıza çıkabilir.
Jinekomasti:
– Erkekte meme büyümesidir.
– Vücutta östrojen/testosteron oranının bozulması ile ortaya çıkar.
– Çeşitli ilaçların yan etkisi olarak görüldüğünde ilacın kesilmesi ile kaybolur. Ancak bazen
karaciğer hastalığı, tetis tümörü ve tiroid bozuklukları
gibi durumlarda da görülebilir.
– Erkekte meme büyümesi varsa mutlaka bir cerrah tarafından değerlendirilmeli ve bunun kitle
nedeniyle olmadığı (erkek meme kanseri) anlaşılmalıdır.
Gerektiğinde radyolojik tetkiklerle tanı doğrulanır. Sonrasında endokrin uzmanı tarafından nedene
yönelik araştırma yapılır. Neden bulunursa
tedavisine gidilir, neden yoksa operasyon önerilebilir.
Lipom/hamartom/radial skar/intraduktal papillom:
– Lipomlar(yağ bezesi) iyi huyludur, şüphe uyandırmıyorsa biyopsi yapılması ya da çıkartılması
gerekmez.
– Hamartomlar memenin ender görülen iyi huylu tümörleridir. Kitle oluştururlar. İçinde meme
dokusu bulunduğu için bu lezyonlarda kötüye
dönüşüm olabilir. Tedavi lezyon bütün olarak çıkartılmasıdır.
– Radial skar, memenin klinik ve radyolojik olarak meme kanseri ile karışabilen lezyonlarıdır.
Meme kanseri ile birlikte görülebilir, Cerrahi olarak
çıkartılması önerilir.
– İntraduktal papillom memedeki süt kanalları içinde oluşan ve çoğu zaman meme başından kanlı
akıntı ile karakterize lezyonlardır. Genellikle iyi
huyludur, ancak memede özellikle çevresel yerleşimli ve çok sayıda olanlarda eşlik eden kötü
huylu lezyonlar olabilir. Klinik/radyolojik şüphe
halinde ve meme başı kanamaları can sıkıcı bir hal aldığında cerrahi olarak çıkartılmalıdır.