Mutsuz Evlilik
Yazar Erhan Özden • Psikolog • 1 Aralık 2020 • Yorumlar:
Evlilik insan yaşamının kalitesine dair bir barometre gibidir. Yaşamınızın kalitesi evliliğinize bakarak anlaşılabilir. Ve bu paralelde iyi bir evlilik kişinin ruhsal sağlığını koruması için mükemmel bir araçtır. Kişinin ruhsal dalgalanmalarına karşı liman, kişinin kendisini tanıması adına bir ayna, hayatın içinde kaybolduğunda rotasını bildiren deniz feneri, hayatının habersizce gelen ruhsal travmalarına karşı sigorta görevi görür.
Bu nedenle evlilik pek çok psikolojik fonksiyonu olan ruhsal bir ihtiyaçtır. Her ne kadar toplumun direği de olsa kimse topluma direklik yapmak için evlenmez. Herkes psikolojik tatminini yaşamak için evlenir.
Bu tatmin nedir?
Gençlerin gelecekten bekletiniz sorusuna “önce mutlu evlilik” diye cevap veren kızların oranı % 65
Gençlerin gelecekten bekletiniz sorusuna “önce mutlu evlilik” diye cevap veren erkeklerin oranı % 59
Mutsuz olduğunu ifade eden evli kadınların oranı % 42,4
- Sürekli sevilme güdüsü
- Koşulsuz kabul edilme güdüsü
- Sorumluluk alma güdüsü
- Ben’in sınırlarını büyütme güdüsü
- Üzüntüyü azaltma, mutluluğu artırma güdüsü
Bunların karşılanabileceği aile kadar işlevsel bir mekanizma yoktur.
İşte bunların olmadığı bir evlilik kişi için yükten başka bir şey değildir. Aynı zamanda sağlıksız ruh halinin ve sağlıksız nesillerin davetiyesi gibidir. İyisiyle kötüsü arasındaki uçurumun bu kadar büyük olduğu başka bir kavram görmek pek kolay değildir. “İyi evlilik” size hayata dair yepyeni pencereler açan ruhsal-duygusal-fiziksel özelliklerinize göre tasarlanmış size özel bir başka dünyayken; “kötü evlilik” sadece işinizi, çocuklarınızı, sosyal çevrenizi değil bütünüyle yaşam kalitenizi alt üst eden, hayatın içinde sizi kendine kilitleyen ve kendinde yok eden bir kronik kelepçedir.
İyi evlilik ve kötü evlilik arasındaki fark “iyi insan”la yapılan – “kötü insan”la yapılan evlilik kadar net değildir. Evlilik, içinde bulunan kişilerin “iyi” ve “kötü”lüğünden bağımsız olarak evliliği bilip, hastalıklarınızı deşifre edip tedavi edebilme yeteneğinize bağlı olarak iki kutup arasında yaşayacağınız bir kurumdur.
İlk 2 sene hastalıkların olduğunu fark ettiğiniz zaman dilimidir. Bundan sonrasında ya tedaviye girişirsiniz, ya da hayatı her geçen gün kendinize biraz daha daraltır, biraz daha yaşanılmaz kılar, ya da ilişki içinde yeni ilişkiler peşinde koşarak bir tür yardım çağrısı yaparsınız.
Bitmeyen kavgalar, uzun küslük dönemleri, sosyal çevreye karışamama, iç huzursuzluk, psikolojik veya fiziksel şiddet, ilgisizlik, iletişim kuramama, vb. evlilik içinde kanayan ve kanadıkça büyüyen bazı bildik yaralardır.
Evet evlilikler bazen kanar, ancak doğru müdahale yapılır, kişilerin açmaz noktaları kişilere fark ettirilir ve adım adım çıkışın haritası kişilere sunulursa kangren olan evlilik bir anda bütün bir hayatın anlamı haline dönebilir. Bunun için eş değiştirmekten çok evliliğe bakışınızı değiştirmeniz, yeni bir yaşam formuna adapte olmanın kurallarını öğrenmeniz ve zaman zaman da evliliğini bir evlilik terapistinin aynasında görecek kadar içgörü sahibi olmanız gerekir.