Otizm Spektrum Bozukluğu
Yazar Yasemin Gizem Yapıcı • Psikolog • 1 Kasım 2018 • Yorumlar:
Otizm Spektrum Bozukluğu doğuştan gelen ya da yaşamın ilk 2-3 yılında ortaya çıkan nörogelişimsel bir bozukluktur. Bazı genlerde oluşan mutasyonlar sonucunda meydana geldiği düşünülmekte ve bununla ilgili araştırmalara devam edilmektedir.
Otizm Spektrum Bozukluğu 5 temel alanda yaşanan yetersizlik ya da bozukluklarla kendini göstermektedir. Bu alanlar;
-İletişim
-Sosyal etkileşim
-Bilişsel gelişim
-Duygusal gelişim
-Sınırlı ilgi ve etkinlikler
Otizmli bireylerin iletişim becerilerinde yetersizlik gözlenebilmektedir. Bazı otizmli bireyler hiç iletişim kurmazken bazıları etkili iletişim kurmakta yetersiz kalabilmektedir. Bazı otizmli bireylerin konuşmalarında belirgin derecede gerilik tespit edilebilir. Otizmli bireylerde yaygın olarak gözlenen iletişim ve konuşma özellikleri şu şekildedir:
-Ekolali (tekrarlayan konuşma),
-Monoton / tekdüze ses tonu,
-Jest ve mimik kullanımında yetersizlik,
-Soyut ifadeler ve mecazları anlamada ve kullanmada yetersizlik,
-Alıcı dil ve ifade edici dil becerilerinde yetersizlik.
Otizmli bireyler sosyal etkileşim becerilerinde de gerilik gösterebilmektedir. Yaygın olarak aşağıdaki özellikler gözlenmektedir:
-Kendi ismine tepki vermede güçlük,
-Diğerlerinin yüz ifadelerini anlamada güçlük,
-Yeterli göz kontağı kuramama,
-Ortak dikkat geliştirmede güçlük,
-Diğerlerinin duygu ve düşüncelerini, vücut dillerini ve yüz ifadelerini anlamada yetersizlik,
-Oyun oynama becerilerinde yetersizlik,
-Akranlar ile etkileşim kurmada güçlük.
Otizmli bireyler sınırlı ilgi ve etkinlik özellikleri de sergilemektedir. Bu alanda yaygın olarak sergiledikleri özellikler şu şekilde sıralanmaktadır:
-Tekrarlayan şekilde el sallama, sallanma, anlamsız sesler çıkarma,
-Dönen nesnelere ilgi duyma,
-Rutinlere bağlılık,
-Rutinleri bozulduğunda davranış problemleri sergileme.
Otizmli bireylerde sıklıkla gözlenen duyusal özellikler de şu şekilde sıralanmaktadır:
-Belli ses, koku ya da dokulara karşı aşırı hassasiyet ya da tepkisizlik,
-Uyaranlara beklenmedik tepkiler verme veya hiç tepki vermeme.
Otizmli bireylerin bilişsel özellikleri de farklılık gösterebilmektedir. Yapılan araştırmalar otizmli bireylerin yaklaşık olarak %46’sının normal ve daha üst düzey zekaya sahip olduğu tespit edilmiştir. Yaygın olarak gözlenen bilişsel özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
-Taklit becerilerinde yetersizlik,
-Bilgiyi işleme, analiz etme, düzenleme becerilerinde yetersizlik,
-Sözcük dağarcığında yetersizlik,
-Öğrenilen bilgileri genellemede güçlük,
-Farklı gelişim alanlarında değişken performans,
-Problem çözme becerilerinde yetersizlik.
Kimi otizmli bireylerde ise sıra dışı beceriler de gözlenebilmektedir. Örneğin; rehberdeki bütün telefon ezberleyebilmek, bütün ülkelerin bayraklarını ezberleyebilmek, üst düzey sanatsal becerilere sahip olmak gibi sıralanabilir.
Bütün bu özellikler tanılama aşamasında değerlendirilmektedir. Alanında uzman Çocuk Ruh Sağlığı Hastalıkları doktorundan (Çocuk ve Ergen Psikiyatr) tanı alındıktan sonra olabildiğince erken ve yoğun bir eğitime başlanmalıdır. Erken ve yoğun eğitim müdahalesiyle otizmin belirtileri kontrol altına alınabilmekte, gelişim sağlanabilmekte, kayda değer ilerleme görülmektedir. Hatta bazı otizmli çocukların süreç sonrasında akranlarından gelişimsel olarak bir farkı kalmadıkları da gözlenmektedir.
Bu süreçte ebeveynlerin de psikolojik desteğe ihtiyacı olabilmektedir. Böyle yoğun bir eğitim temposunda ebeveynler zaman zaman yıpranabilmekte ve hayat kaliteleri düşüş gösterebilmektedir. Özellikle davranış problemleri sergileyen bir otizmli bireye sahip olan aileler baş etme becerilerinde yetersizlik yaşayabilmekte ve etkisiz yöntemlere başvurabilmektedir. Bunun önüne geçmede düzenli şekilde alınan uzman desteğinin oldukça etkili sonuçlar ortaya koyduğu gözlenmektedir.