Pankreas Kanseri Nedir?

Yazar Acar TüzünerGenel Cerrah • 17 Ekim 2018 • Yorumlar:

Kanser vücuttaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümeleri olarak tanımlanır. Pankreas kanseri pankreas bezinde ki hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalması ile oluşur. Pankreas midenin arkasında yatay olarak konumlanmış, yaklaşık 15 cm uzunluğunda, 4-5 cm eninde balık şeklini andıran bir organdır. Baş kısmı karnın sağ tarafında, 12 parmak bağırsağı hemen yanında, gövdesi karnın ortasında, midenin arkasında, kuyruğu ise karnın sol tarafında dalak ile birebir ilişkilidir.

Pankreas’da iki aydı hücre grubu bulunur:

Ekzokrin hücreler: Bu hücreler besinlerin sindiriminde görev alan enzimleri salgılar. Pankreas kanallarına salgılanan enzimler ana safra kanalı ile birleşerek 12-parmak bağısağına dökülür.

Endokrin hücreler: Pankreasın daha küçük bir kısmını oluşturan bu hücreler, glukagon ve insülin gibi önemli hormonları direkt olarak kan dolaşımına salgılar.

Pankreas Kanseri Türleri

Pankreas ekzokrin ve endokrin hücrelerinden köken alan değişik kanser türleri görülebilir. Bu iki farklı tür için risk faktörleri, tanı ve tedavi yaklaşımları farklı olabilmektedir.

Pankreatik adenokanserler: Pankreas kanserlerinin %95’ini oluşturur. Genellikle pankreas kanallarından gelişirler.

Ampulla Vateri Kanseri: Pankreas kanalının safra kanalı ile birleşip 12 parmak bağırsağına döküldüğü bölge Ampulla Vateri olarak isimlendirilir. Bu bölgeden gelişen kanserler teknik olarak pankreas kanseri olmasada anı ve tedavi yaklaşımları adenokanserlerden farklı değildir. Ampulla Vateri kanserleri safra yollarını kısa sürede tıkayarak sarılığa yol açtıkları için erken evrede tanınırlar. Bu açıdan diğer pankreas kanserlerine göre prognozları(sağkalım süreleri) tedaviden sonra daha iyidir.

Daha nadir pankreas ekzokrin tümörleri: Adenoskuamöz kanserler, Skuamöz hücreli kanserler, taşlı yüzük hücreli kanserler ve undifferensiye hücreli kanserler olarak sayılabilir.

Pankreas endokrin tümröleri: Pankreas kanserlerinin %5’inden daha azını oluşturur. Pankreatik Nöroendokrin Tümörler (NET) yada Adacık Hücre tümörleri olarak isimlendirirler. Hormon üretimlerine göre fonksiyone yada unfonksiyone olarak ikiye ayrılırlar.

Fonksiyone pankreatik NET’ler:

Gastrinoma, İnsülinoma, Glukagonoma, Somatostatinoma, VIPoma, PPoma

En sık görülen pankreas NET’leri gastrinoma ve insülinoma’lardır.

İyi huylu (Benign) ve Kansere Öncül (Prekansöröz) Pankreas Kitleleri:

Seröz Kistik Neoplaziler: Seröz kistik neoplaziler pankreasda içinde seröz sıvı bulunan kistlerdir. Hemen hemen her zaman iyi huylu olma eğilimindedirler. Hastada ağrı gibi belirtiler verdikleri zaman tedavi edilmeldirler.

Müsinöz Kistik Neoplaziler: Genellikle kadınlarda görülen bu kistik tümörler içi müsin denilen jelatinöz sıvı içeren keseciklerdir. Pankreas kanserine dönüşme riskleri oldukça yüksektir. Bu yüzen ameliyat ile çıkarılmaları gerekir.

Intraduktal Papiller Müsinöz Neoplaziler(IPMN): Pankreas kanallarında gelişen müsin içeren kistik yapılardır. Belli özellikler içerenlerin kansere dönüşme riski yüksek olduğundan, özelliklerine göre ameliyat edilmeleri gerekebilir.

Solid Psödopapiller Neoplaziler: Bu tümörler genç kadınlarda bulunur . Çok yavaş büyürler ve nadiren yayılırlar. Ameliyatla çıkarılmaları gerekir.

Pankreas Kanseri için Risk Faktörleri:

Risk fatörleri değiştirilebilir ve değiştirilemeyen olarak ikiye ayrılır.

Değiştirilebilen Risk Faktörleri:

Tütün ve sigara kullanımı – Pankreas kanseri riskini 2-3 katına çıkarmaktadır.

Şişmanlık ve obesite – Aşırı derecede şişman olan insanlar %20 oranında daha fazla pankreas kanseri gelişmesi açısından risklidir.

İş yerinde çeşitli kimyasallara maruz kalma – Özellikle metal ve kuru temizleme endüstrisinde çalışanlarda risk artabilmektedir.

Değiştirilemeyen Risk Fatörleri:

Yaş- Hemen hemen tüm hastalar 45 yaş üzerindedir. Hastaların 2/3’ü 65 yaş üzeridir.

Cinsiyet- Pankreas kanseri erkeklerde daha fazla görülekteydi. Ancak kadınlarda sigara kullanım oranlarının erkeklere yaklaşması ile aradaki fark kapanmaktadır.

Irk- Özellikle obesite ve sigara kullanımının daha yaygın olduğu toplumlarda daha sık görülebilmektedir.

Aile Hikayesi – Pankreas kanserinin bazı ailelerde daha sık görüldüğü bilinmektedir. Ayrıca ırsi olarak geçen belli genetik sendromlar pankreas kanseri ile ilişkili olabilmektedir. (Herediter meme ve over kanserleri, Ailesel atipik mole melonomaları, Ailesel pankreatit, Lynch sendromu, Peutz-Jeghers sendromu, Von Hippel Lindau sendromu, Nörofibramatozis tip I, Multiple Endokrin Neoplazi (MEN) tip I)

Diabet- Özellikle tip 2 diabet görülen hastalarda pankreas kanseri daha sıktır.

Kronik Pankreatit- Kronik pankreatit pankreas bezinin uzun süreli iltihabına verilen isimdir. Pankreas kanseri daha sık görülmektedir.

Karaciğer sirozu- Risk artmış olarak bulunmuştur.

Mide problemleri – Helikobakter Pilori enfeksiyonun pankreas kanseri riskini arttırabildiği bilinmektedir.

Etkisi açık olamayan faktörler – Alkol, kahve, kırmızı ve işlenmiş et tüketimi, fiziksel olarak inaktivite tam olarak anlaşılamış ve araştırılan etkenlerdir.

Tanı:

Tanıda kan testleri yanında en önemli kullanılan araç radyolojik yöntemlerdir.

Ultrasonografi- Hastaya en az zarar verebilecek görüntüleme yöntemi olsada pankreasın vücuttaki yerleşimi nedeniyle her zaman yeterli olmamaktadır. Ultrasonografiyi yapan radyoloğun tecrübesi önem kazanmaktadır.

Endoskopik Ultrasonografi (EUS): Ucunda ultrasonografi cihazı bulunan bir endokop ile mide-12 parmak bağırsağına girilerek pankreas çok yakından incelenir. Kitlelerden ve kistlerden örnek alınabilmesi nedeniyle oldukça tanı dğeri yüksektir.

Dinamik Pankreas MR yada Dinamik Pankreas BT: Her iki yöntemde pankreasda ki kitlelerin tanınmasında, kitlelerin yayılımlarının değerlendirilmesinde ve ameliyat öncesi planlamada çok değerlidir. Pankreas da kitlesi olan hastalarda en önemli tanı aracıdır.

ERCP (Endoskopik Retrograd Kolanjiyopankreatigografi) Safra yollarını değerlendirilmesi, şüpheli kitlelerden örnek alınması ve tıkanma sarılığı olan hastalarda sarılığın giderilmesi açısından önemlidir.

Tedavi

Pankreas kanseri tedavisinde cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavi yöntemleri birlikte tamamlayıcı olarak kullanılmaktadır.

Tedaviye karar verilirken hastanın yaşı, yaşam beklentisi, tümör yaygınlığı, eşlik eden hastalıklar göz önüne alınmaktadır.

Pankreas Tümörlerinde Cerrahi

Pankreas kanserinde hastaya en iyi yaşam şansı sağlayan ve tek küratif tedavi seçeneği cerrahidir. Ameliyat öncesi hasta cerrahiye uygunluk açısından hasta görüntüleme yöntemleri ile değerlendirilmektedir. Portal ven, superior mezenterik ven ve zaman zaman arteriel sisteme ait karaciğerin beslenmesini sağlayan damarların tutulumu cerrahinin önünde engel değildir. Bu tip tümör tutulumu olan hastalarda, hastaya özel planlama yapılarak ileri pankreas cerrahisi yöntemleri ile tümörü çıkarabilmek mümkün olabilmektedir.

Laparoskopik Pankreas Cerrahisi

Laparoskopik(kapalı) Pankreas Cerrahisi hastada daha küçük kesi, daha az ağrı, hastanede kısa yatış süresi gibi nedenlerle özellikle pankreas gövde ve kuyruk tümörlerinde tercih edilen yöntem haline gelmiştir. Pankreas baş tümörlerinde yine seçilmiş vakalarda laparoskopi ve Robotik cerrahi uygulanmaktadır.

Kemoterapi ve Radyoterapi

Tamamlayıcı (Adjuvan) veya palyatif amaçla kullanılmaktadır. Zaman zaman cerrahiye uygun olmayan hastalarda öncül tedavi(neoadjuvan) olarak uygulanmakta ve hastalar cerrahiye uygun hale geldikten sonra ameliyat edilmektedirler.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)