POLİKİSTİK OVER NEDİR?

Polikistik Over

Yumurtlama nedir?

Yumurtlama; üreme çağındaki kadınların her ay yumurtalarından bir ve bazen de iki yumurta hücresinin olgunlaşıp, yumurtalık dışına atılması ve tüplerden alınarak rahme taşınmasıdır. Yumurtlama olabilmesi için kadının hormon dengesinin normal olması gerekiyor. Hormonlar eğer düzenli çalışıyorsa, her ay bir yumurtalıktan yumurtlama olur. Bir ay birinden yumurtlama olurken, öbür ay diğer yumurtalık dinlenir. Yani aynı anda iki yumurtalıktan birden yumurtlama olmaz.

Yumurtlamanın olup olmadığı nasıl anlaşılır?

Kadının her ay adetinin 13. günü ila 17. günü arasında yumurtlama ağrısı dediğimiz bir ağrı oluşur. Kadın, her ay karnının bir tarafında gelip geçici, şiddetli olmayan bir ağrı tarif eder. Bu ağrı yumurtlamayı gösterebilir. Bu ağrı, kadınların hepsinde vardır ama yüzde 60-70 i belirgin bir şekilde hissedebilir. Yani, kadınlar bazen yumurtlamayı kendileri bile hissedebilir. Kadınlarda yine adetin 13. ve 17. günleri arasında, yumurtlamadan dolayı kadınlık hormonları arttığı için rahim ağzı sıvı miktarı ve akışkanlığı artar. Kadınlar bu dönemlerde sümüksü bir akıntının arttığını fark eder. Bu da kadınlarda yumurtlamayı gösteren bir belirtidir. Onun dışında biz doktorlar ise farklı yöntemler uygularız. örneğin; ultrasonda yumurtlamanın olup olmadığını tespit edebiliriz. Yumurtanın gelişimini ve çapını ölçeriz. Yumurtanın 18-20 milimetre çapa gelmesi de kadında yumurtlama olduğunu gösterir. Ayrıca kadınlarda vücut ısısı da kadınlardaki yumurtlamanın göstergelerden biridir. çok basit bir yöntemdir. Kadınlar kendileri, adetlerinin başından itibaren her akşam vücut ısılarını termometre ile koltuk altı veya ağız içinden ölçebilirler. Genellikle adetlerinin 13. ve 17. günleri arasında ateş gittikçe yarım ve 1 derece artış gösterir. Bu grafik de kadınlarda yumurtlamanın olduğuna dair bir kanıttır. Ayrıca rahim içi doku gelişmesinin artması, yani dokunun kalınlığının artması da yumurtlamanın göstergelerinden biridir. Kadınların adetlerinin 21-22 günleri arasında progestron hormonunun artışı da bize yumurtlamanın olduğunu gösterir. Ayrıca rahim içi dokuyu adete bir-iki güne kala parça alarak tahlile göndeririz ve tahlil sonucunda rahim içi dokudaki hormonal değişimlere bakarak yumurtlama olup olmadığını anlarız.

BEYİNDEKİ BOZUKLUK YUMURTLAMAYI ETKİLİYOR

Kadında yumurtlama; beynimizdeki hipofiz bezinden salgılanan FSH ve LH adlı hormonların yumurtalıkları uyarması ve 10-12 günde yumurta hücresinin gelişmesi şeklinde olur. İşte bu düzenekte bir bozukluk varsa, yani beyindeki hipofiz bezi ile yumurtalık arasındaki ilişkiyi bozan bir faktör varsa o zaman yumurtlama bozukluğu olur. Bu faktörleri şöyle özetleyebiliriz: Beynimizde hipofiz bezinde küçük tümörler varsa, yumurtalıkta kist ve tümörler varsa, yumurtalığın kendisinde hormon bozuklukları varsa, beynimizde guatr hormon bozuklukları varsa (özellikle hipotiroidi ve hipertiroidi) ya da böbrek üstü bezlerinin mekanizmasında bozukluk varsa bunlar da yumurtlamayı bozar. Böbreküstü bezinden salgılanan androjen hormonu dediğimiz erkeklik hormonları, yumurtalığın yapısını bozarak, yumurta gelişimini ve dolayısıyla da yumurtlamayı engeller. Bunların dışında; stresler, sıkıntılar, ölümler, üzüntüler, boşanmalar, ayrılmalar, harp ya da savaş gibi durumlar, yani sinire ve strese bağlı durumlar da yumurtlamayı bozar. Onun dışında yine Polikistik Over Sendromu da (PKOS) yine aynı şekilde yumurtlamayı bozan nedenlerin başında gelir. öte yandan diğer hormon bozuklukları, kullanılan bazı ilaçlar ve yumurtalık tümörleri de yumurtlamayı engelleyebilir.

Yumurtlama bozukluğunun tedavisi var mı?

Yumurtlama bozukluğunun tedavisi vardır. Eğer hastanın yumurtalığında, beyninde ve hipofiz bezinde tümör yoksa, kistler yoksa ve tüpleri normalse o zaman bu hastada yumurtlama tedavisi uygulanabilir. Yumurtlama tedavisinde en önemli adım, hastalığın altındaki nedeni belirleyip ortadan kaldırmak, sonra ilaç tedavisine geçmektir. Eğer hastada guatr hormon bozukluğu, şeker hastalığı veya böbrek üstü bezlerinde bozukluk varsa öncelikle bu sorunlar tedavi edilip ortadan kaldırılır. Sonrasında kadın kendiliğinden hamile kalır, ama eğer kalmazsa o zaman yumurtlama tedavisi uygularız. Yumurtlama tedavisinde, ilk önce ağızdan kullanılan hap şeklinde ilaçlı tedavi uygularız. Adetin beşinci gününde başlarız, beş günlük yumurtlama tedavisi sonucunda yüzde 80 yumurtlama olur. Ama yüzde 40-45 inde hamilelik oluşur. Eğer yumurtlama haplarına rağmen hamilelik oluşmuyorsa, o zaman yumurtayı büyüten FSH ve LH hormonlarını hastaya dışarıdan iğneyle belli dozlarla veririz ve takip ederiz. Yumurta gelişimi olduğunda da yumurtayı çatlatmak için bir iğne yaparız ve yumurtlama gerçekleşir. Yumurtlamadan 24-36 saat sonra eşlerin birlikte olmasını öneririz. Veyahut da bu hastalara bu dönemde aşılama tedavisi uygulayarak hamile kalmasını sağlarız.

GENETİK MENOPOZA VE SİGARAYA DİKKAT!

Bazı durumlar vardır ki o kişilerde yumurtalıklar çalışmaz. Bunlardan birincisi genetik sorunlardan kaynaklı olandır. Bazı kadınlar genetik bozukluk nedeniyle erkenden (25-35 yaş arasında) menopoza girebiliyorlar. Menopozda yumurta üretimi tamamen durduğu için adet de görmezler, yumurtlama da olmaz. İkincisi hastalar tümör vb. nedenlerle yumurtalıkları alınmışsa yumurtlama olamıyor. üçüncüsü yumurtalıklarda müdahale yapılmış, kist veya tümör çıkarılmış ama yumurtalık korunduğu halde bazen ameliyattan kaynaklanan nedenlerle yumurtalıklar bozularak normal fonksiyonunu kaybeder, iflas eder ve çalışmaz. Ayrıca imünolojik dediğimiz sebepler, bağışıklık sistemini bozan alerjik maddeler (virüsler vb.) imünolojik yumurtalık yetmezliğine sebep olabilir. Kanser tedavisi sırasında uygulanan kemoterapi veya şua yöntemleri de erken menopoza, dolayısıyla da yumurtalıkların iflasına neden olabilir. Burada özellikle bir noktayı vurgulamak istiyorum; kadınlarda sigara kullanımı yumurtalık fonksiyonlarını ileri derecede bozar. Ve bu erkenden menopoza sokar; yani menopoz yaşını en az 5-6 yıl erkene alır. Ayrıca menopoza girmese de, adet görmeye devam etse bile yumurtalık fonksiyonlarını bozarak hamile kalma şansını azaltabilir. Bu nedenle sigara içmek ciddi bir risk faktörüdür.

Polikistik Over Sendromu (PKOS) nedir?

PKOS, kadınlarda en sık görülen yumurtlama fonksiyon bozukluğunun adıdır. Normalde kadınların yumurtalıklarında her ay bine yakın yumurta hücresi gelişmeye devam eder ama son seçilme dönemine geldiğinde bunlardan 20 ila 50 tanesi seçilir. Bunlar o ayki gelişen yumurta grubunu oluşturur. Bu 50 ye yakın yumurta da 5-6 gün geliştikten sonra içlerinden bir tanesi olgunlaşır ve o ayki yumurtlama olacak yumurta haline gelmek üzere bu gelişimini devam ettirir. 18-20 milimetreden sonra da çatlar ve yumurtlama olur. Diğer yumurtalar ise geriler ve kaybolur. İşte bazı durumlar vardır ki bu mekanizma bozulmuştur. Yumurtalıklardaki yumurta hücreleri 8-10 milimetre çapa geldiklerinde daha fazla gelişemezler ve büyümezler. Bunlar, yumurtalık içinde küçük küçük kistler halinde kalır. çapları, 5 ila 10 milimetre arasında değişir. İsminden de anlaşılacağı üzere polikistik yani çok sayıda küçük yumurta kistleri oluşur. Yumurta tam gelişip yumurtlama oluşturamadığı için PKOS den sonra da yumurtalıklar büyüme başlar. Büyüyünce de yumurtalıktan erkeklik hormonları salgılanır. Bu da yumurtalığın yapısını, hastanın şeker metabolizmasını bozar. Adet düzenleri bozulur ve gecikmeli (2-6 ay) adet görürler. İşte biz bu duruma PKOS diyoruz. PKOS; gerçek bir kist değildir.

PKOS Lİ HASTALARA öMüR BOYU SIKI TAKİP GEREKİR

Bu hastalık neden ortaya çıkıyor ve nasıl kısırlığa neden oluyor?
Vücutta hormon salgısını düzenleyen bazı enzimler var. O enzimler, kolesterolden kadınlık hormonlarını oluşturur ve hormon dengesini sağlar. Ama bazen anne karnındayken bu enzimlerde bir bozukluk oluşur ve bu da kadınlık hormonlarının yapısını bozduğu için yumurtalıklarda sapma meydana gelir ve hormon dengesi bozulur. Onun sonucunda yumurtalıklar büyür, içinde çok sayıda küçük küçük yumurta hücreleri olur, adetler gecikir, yumurtlama olmaz ve kısırlık sorununa yol açar.

Kısırlık dışında başka hangi sorunlara yol açıyor?

PKOS; sadece bir kısırlık ya da yumurtlama sorunu değil, aynı zamanda hastalarda çeşitli sağlık sorunları da yaratabiliyor. PKOS, kısa sürede yumurtlamanın olmaması, adetlerin gecikmesi ve kısırlığa yol açmasının dışında, hastaların orta derecede kilo almasına neden olur. çünkü yumurtalıktan salgılanan erkeklik hormonları şeker metabolizmasını bozduğu için kilo almaya eğilimi artırır; hastalar 6 ila 15 arasında kilo alırlar. Ayrıca hastaların yüzde 60 ı, uzun vadede (40-50 li yaşlarda) şeker hastası olarak karşımıza çıkarlar. Yine uzun vadede tansiyon, kalp hastalığı gelişebilir. Bu hastaların bir kısmında ileriki yıllarda rahim ve meme kanseri oluşabilir.

BEYAZ UNU UNUTUN SEBZEDEN ŞAŞMAYIN

Tedavisinde amacımız öncelikle hastaların zayıflaması ve kilo kontrolünün sağlanmasıdır. Bunun için de ekmekten, beyaz undan, şekerden kaçırmalarını bol posalı ve lifli gıdalar tüketmelerini öneriyoruz. Ancak sadece diyet yeterli gelmiyor. PKOS hastalarında hormon dengesi bozuk olduğu için az da yeseler akranlarına oranla kilo eğilimi oluyor. çünkü enerji ve şeker metabolizmaları bozulduğundan, sonuçta yediklerini vücutta yağ dokusuna dönüştürüp depo ederler ve bu da kilo almalarına neden olur. İşte bu nedenle diyetten sonra hastaya hareketlerini artırmalarını öneririz. Günlük yaşamda aktif olmalarını isteriz. Haftada en az üç kez, en az yarım saat olmak şartıyla çok hızlı yürüyüşler (bazen de koşu olabilir) öneririz. Diyet ve egzersizle hastanın genel sağlığını koruruz.

Eğer hastanın çocuk beklentisi varsa; zayıflatıyoruz ve şeker metabolizmasını düzenleyici ilaçlar veriyoruz. Bunların yüzde 40-50 sinde hamilelik kendiliğinden oluşur. Ama eğer gebe kalamazlarsa o zaman yumurtlama ilaçları kullanırız. Ancak bazı hastalar var ki; çocukları var, hamile kalmak gibi bir beklentisi yok ama PKOS nedeniyle sağlık sorunları (geç adet görme, tansiyon, şeker, meme ve rahim kanseri riski vb.) yaşıyorlar. Bu koşullarda da hastanın mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor. Bu tür hastalarda kolesterolünü, şekerini, trigiliserit ve yağlarını ölçüp, ona göre tedavi ederiz. Bu tedavide amacımız hem hastaların düzenli adet görmesini sağlamak, hem de rahim içindeki aşırı gelişmeyi kırarak ileride rahim kanseri gelişme riskini azaltmaktır.

HAMİLELİKTE SIKI DOKTOR TAKİBİ ŞART

PKOS de her zaman ameliyat yapmayız. Ama bazı durumlar var ki; hastayı tedavi etmemize rağmen yumurtlama olmaz, hormon dengesi düzensizdir. Yani her şeye rağmen düzelmiyor... Eğer hastanın kısırlık problemi ve çocuk beklentisi varsa, yumurtlama ilaçlarına rağmen de hamile kalamıyorsa o zaman iki seçenek var; ya tüp bebek tedavisine alırız ya da ameliyat ederiz. Ameliyat için karından laporoskopi dediğimiz bir aletle gireriz. Kapalı ameliyatla her yumurtalığa lazerle 5-6 küçük delik açarız. Yumurtalıktaki erkeklik hormonu dediğimiz androjen hormonunu salgılayan kısmı azaltırız ve yumurtalık üzerindeki baskılayıcı etkisini ortadan kaldırırız.

PKOS un gebe kadında olumsuz etkileri var mı?

PKOS lu kadınların yüzde 30 ila 50 si kendiliğinden hamile kalır. Bu kadınlar gebelik süresinde PKOS nin olumsuz etkileriyle karşılaşabilirler. çünkü bu tür hastaların şeker metabolizması bozuktur. Böyle olunca da hamilelik sırasında aşırı kilo artışı olabilir, gebelikte şeker hastalığı gelişebilir, vücutta şişlikler görülebilir, gebeliğin altıncı ayından itibaren tansiyon yükselmesi ve gebelik zehirlenmeleri gelişebilir. O yüzden bu hastalar özellikle gebelik döneminde iyi bir şekilde takip edilmeli ve tedavileri de ona göre düzenlenmelidir. PKOS u bulunan ve hamile kalan kadınlar gebelik döneminde özellikle yemeklerinde unlu, hamurlu yiyeceklerden kesinlikle uzak durmalı, egzersiz yapmalı ve lifli gıdalar tüketmeye özen göstermeli.

DOĞURDUM KURTULDUM DEMEYİN

PKOS lu kadınlar çocuk sahibi olsalar bile ben bu hastalıktan kurtuldum demesinler, yaşam boyu sağlıklarına dikkat etsinler. Kalp, tansiyon, şeker hastalığı ve meme ile rahim kanseri riski açısından düzenli olarak kontrollerini yaptırsınlar. Diyetlerine dikkat etsinler, düzenli olarak egzersiz yapıp hareketli olmaya özen göstersinler. PKOS nin tedavisi vardır ama ihmal etmesinler. Gecikirlerse sorun daha çok artar.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Süleyman Akarsu Kadın Hastalıkları Ve Doğum, Üreme Endokrinolojisi Ve İnfertilite, Embriyoloji Ve Histoloji Prof. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)

Yazar

Süleyman Akarsu

Kadın Hastalıkları Ve Doğum, Üreme Endokrinolojisi Ve İnfertilite, Embriyoloji Ve Histoloji Prof. Dr.

Randevu al