Adil Maviş İle Psikolojik Röportaj
Yazar Adil Maviş • Pedagog, Psikolog, Psikiyatrist, Çocuk Psikiyatristi, Psikolog, Psikiyatrist, Psikiyatrist, Psikolog, Psikolog, Psikiyatrist, Çocuk Psikiyatristi • 30 Haziran 2016 • Yorumlar:
Yaşamın hızlı temposu değil can sıkıntısı öldürür. İnsanları hasta ve mutsuz yapan, hiçbir şeyin değer olmadığı hissidir.”
~Dr.Harold Dodds~
Hasta Değil Mutsuzsunuz.
Bir yeriniz ağrıyor, sinirlisiniz, ihtiyacınızdan çok yemek yiyorsunuz, sürekli bir şeyler ters gidecekmiş gibi hissediyor sabahları yorgun kalkıyorsunuz. Daha çok geçmişle ilgileniyor gelecekle ilgili olumlu düşünceler besleyemiyorsunuz. İyi haber siz hasta değilsiniz ama MUTSUZSUNUZ.
1. Sabit inançları hayatın çok zor olduğu yönündedir.
2. Dünyadaki birçok insanın 'güvenilmez' olduğunu düşünürler.
3. Dünyada neyin 'doğru/iyi' olduğundan ziyade, neyin 'yanlış/kötü' olduğuna odaklanırlar.
4. Kendilerini diğer insanlarla kıyaslayarak kıskançlık duyarlar.
5. Hayatlarını tamamen kontrol etmeye çalışırlar ve bu yüzden sürekli didinirler.
6. Gelecekleri hakkında büyük endişe ve korkulara sahiptirler.
7. Konuşmaları dedikodu ve ağlayıp sızlanma doludur.
İnsanlar Neden Bir Psikoloğa İhtiyaç Duyar?
Düşüncelerinde, duygularında, davranışlarında, ilişkilerinde bir şeyler yolunda gitmiyor. Mutsuz, acı çekiyor, huzursuz ve sıkıntıları bedensel sağlığını tehdit ediyorsa bir psikoloğa ihtiyaç duyabilir. Bununla birlikte ilaç kullanmak istemeyen, bağımlılıklarından kurtulmak isteyen, hayatının bir geçiş döneminde içindeki kaynaklardan daha verimli yararlanmak isteyenler de bir psikolog iyi gelebilir.
Psikolojimizin Bozulduğunu Kendi Kendimize Anlayabilir Miyiz?
Sizde normal olmayan davranışları kendi kendinize fark edebilirsiniz. Siz etmeseniz yakınlarınız fark eder.
Ruh halinizde ani değişiklikler, aşırı kızgınlık, vücut enerjisinin düşmesi veya artması, uyku ihtiyacının artması veya uyuyamamak, suçluluk duygusu, değersizlik, aşırı dikkat dağınıklığı, unutkanlık, kaygının artması, sekse isteksizlik veya aşırı istek duymak, huzursuzluğun yanında eşlik eden bedensen rahatsızlıklar, baş ağrısı, sırt ağrısı, kabızlık, çarpıntı, deri döküntüleri, tikler, yeme bozuklukları vb. belirtiler.
Bir Sabah Uyanıp “Bir Psikoloğa Gideyim” Demiyor Herhalde?
Evet karar vermesi için başından geçen olayların ona önce zarar vermesini bekliyor. Aşırı unutkan, kaygılı, öfkeli bedensel ağrıları, uyku-yemek bozuklukları artık ona hasar vermeye başlıyor kullandığı ilaçlar fayda etmiyor veya bu ilaçları kullanmak istemiyorsa önce düşünüyor ama yine de internetten bir psikolog araştırmak yerine bu konuda çevresinde tanıdığı birinin referansıyla veya bir yakınının teşviki ile bir psikolog arıyor.
Konuşarak Bir İşi Çözemeyeceğine İnanan Ve Akıl İstemeyenlere Ne Yapıyorsunuz?
İlk adım harekete geçmektir. Çevrenin baskısı ve dürtülmesiyle hareket edenlerde değişim arzusu eksik oluyor. Kalıpları kırıp bir psikoloğa gittiyse samimi bir şekilde yardım istediğini kabul ediyorum. Ancak kimsenin onun benzersiz sorununa çözüm üretemeyeceğine ve haklılığını ispatlamak için de gelenler olabiliyor. Bir kişiyle elektiriğinizin tutup tutmadığını çok kısa süre içinde anlarsınız. Bizim için uyum her şeydir. Eğer uyuma giriyorsak güven, inanç ve iyileşme arzusu arzu ettiğimiz sonucu kolaylaştırıyor. Bilinçaltı ile çalışmak mükemmel bir uyum gerektiriyor ve bu olmazsa zaten ben işimi yapamam.
Yani Bir Tür Beynine Girip Beynini Mi Okuyorsunuz?
Kişi izin verdiği sürece evet bunu da yapıyorum. İnsan beyni bir bilgisayarın çalışma mantığı ile aynı çalışıyor bir anlamda hayatta yaşadığı problemler o problemi doğuran yazılımlardan kaynaklanıyor. Bu yazılımları değiştirdiğinizde algı da ve sorunlar da değişiyor. Başarılı seansların sonunda yıllardır uçağa binemeyenler uçuyor. Sınav kaygısı yüzünde hak ettiği puanı alamayan öğrencinin puanları hızla yükseliyor. İlaç, madde veya duygusal bağımlılıkları olanlar özgürleşiyorlar. Öğrenilmiş çaresizlik diye bir şey var.
En Çok Bilinçaltı Temizleme Ve Zihinsel Detoks Uygulamalırınla Biliniyorsunuz. Bu Nasıl Bir Şey
“Kirlenmek Güzeldir” sloganını kullanan bir reklam var. Hayatımız boyunca yaşamak ve öğrenmek istiyorsak kirlenmeyi de göze almalıyız. Kirlenmekten korkan kaybeder. Kirlendiğinde nasıl detokfikasyon yapacağını bilmeyen hastalanır. Bunlara inanmayan kalıplarına takıntılı yaşar. İlk yardımda nasıl önce nefes alması ve kalbi çalıştırmak önemliyse kişinin içinde bulunduğu çıkmazlar üzerinde çalışabilmek için ilk önce zihinsel ve duygusal rahatlamayı yaşaması gerekir. Bu nedenle ilk dokunuşum bilinçaltını temizlemek ve kişiyi gerçek ihtiyaçlarıyla yüzleştirip değişime hazırlamaktır.
Bunun için zamanla geliştirdiğim ve özünde şartlanma ve nörobilimsel yöntemlere dayalı uygulamalardan yararlanıyorum. Kendi farkındalığını arttırarak mizacını tanıması ona göre beslenmesi, yaşam enerjisindeki blokajları çözmesi ve altın nefes ile tanışmasını sağlıyorum.
“Her Sorun Bir Fırsattır” Derler Gerçekten Öyle Mi?
Sorunların amacı kozmik dünyada sizinle uğraşmak değildir. Sorunlar hayat amacınıza uygun bir şeyler öğrenmeniz için hayatınıza “Sorun” kimliği ile girer. Ona bir elçi gibi bakmazsanız ve kendinizi ilaçla avutmaya veya uyutmaya çalışırsanız savaş çıkar. Hasta olur mutsuz olursunuz. Her sorun tekamülünüzün ( kişisel gelişiminizin) bir parçası olarak görürseniz. Sorunlarınızı sevmekle çözümlerine daha keyifli ulaşırsınız ve sorunlarınızın KALİTESİ’ni arttırırsınız.
Adil Maviş
Bu yazının telif hakkı Adil Maviş’e aittir. Kaynak gösterilerek yayınlanabilir. Makaledeki bilgilere dayanarak herhangi bir teşhis ve tedavi uygulanamaz. Adil Maviş kendi geliştirdiği ve kişinin içsel dinamiklerini en üst seviyede kullanılabilmesine dayalı koçluk ve bireysel danışmanlık hizmeti vermektedir. Bu bağlamda alacağınız hizmet teşhis ve tedavi kapsamında değildir.