Sarımsak Tansiyonu Düşürür Mü?

Sarımsak yüzyıllardır, hatta yaklaşık söylemek gerekirse 5000 yıldan beri yemeklerde tad verici olarak ve hastalıkların tedavisi için kullanılmaktadır. Sarımsağın iyileştirme gücünden Mısır papirüslerinde, Hindistan’da ki yazıtlarda ve modern tıbbın kurucusu Hipokrat’ın önerileri arasında bahsedilmektedir. Tarihin eski çağlarından beri sürekli tartışılan bu konu, günümüzde de sürekli gündemdedir ve hastaların doktorlarına sordukları konuların başında yere almaktadır. Şimdi bu konuya açıklık getirmeye çalışalım.

Sarımsak, soğangiller denilen familyanın önemli bir parçasıdır. Bu gruptaki bitkilerin ve özellikle sarımsağın kanıtlanan bazı yararları vardır. Sarımsağın ve sarımsak hapların olumlu etkilerini içerdikleri "allicin" maddesiyle yaparlar. Allicin, mikroplara karşı etkili olabildiği gibi, antioksidan yönüyle de vücutta faydalı olabilmektedir. Aynı zamanda allicin, sarımsağın kendine has kokusundan da sorumludur.

Şimdi kısaca sarımsak ve içerdiği maddelerin faydalarını anlatalım. İyi kolesterolü yükseltir, total kolesterolü düşürür, kanın pıhtılaşması üzerinde etkili olarak damar tıkanıklarının önlenmesine yardımcı olurlar. Ayrıca damarları da genişletme özellikler vardır. Bazı çalışmalarda sarımsağın damar sertliğini gerilettiği de ileri sürülmektedir. Ayrıca bir kısım mikroplara karşı da etkili olduklarına dair yayınlar vardır. Sarımsaktan yapılan ilaçları kişiler birçok hastalıkta kullanmaktadırlar. Ancak konumuzun dışında olduğu için burada bu hastalıklardan bahsedilmeyecektir.

Şimdi gelelim sarımsağın hipertansiyona olan etkisine. Sarımsağın hipertansiyona etkisi sadece ülkemizde değil, tüm dünyada tartışılmıştır ve tartışılmaya devam etmektedir. Peki bu etki nasıl olmaktadır? Bu konuda araştırma yapanlar, hipertansiyona olan etkisini damarları genişleterek ve yüksek tansiyonda rol oynayan bir madde olan anjiyotensin II'nin etkisini azaltarak yaptığını ileri sürmektedirler. Yine de etki mekanizması tam bilinmemektedir. Sarımsağın yüksek tansiyona olan olumlu etkisi çok tartışmalıdır. Bu konuda aleyhinde olan görüşlerde vardır. Son yıllarda yapılan analizlerde yüksek tansiyona olan olumlu etkisi konusundaki görüşler daha ağır basmaya başlamıştır.

Sarımsağın daha çok büyük, yani sistolik tansiyon üzerinde etkili olduğu, küçük tansiyon üzerinde ise etkisinin daha az olduğu ileri sürülmektedir. Ama bu görüşler herkes tarafından kabul edilmemektedir ve yüksek tansiyona karşı hiçbir etkisi olmadığı söylenmektedir.  

Hipertansiyona olumlu etkisi olduğunu ileri süren araştırmalar daha çok kısa süreli çalışmalardır. Uzun süreli kullanımdaki etkisi tam olarak bilinmemektedir. Olumlu etkisi olduğunu söyleyen çalışmalarda ki sonuçları da fazla abartmamak gerekmektedir. Bu çalışmalarda elde edilen sonuçlar ilaç benzeri yalancı ilaçlara göre hafif bir düşme gerçekleştiğini göstermiştir. 

Şimdi gelelim sarımsağın kullanılma şekillerine. Sarımsak çiğ, taze pişirilmiş, yağ şeklinde, toz şeklinde ve sarımsağın bekletilerek elde edilen usaresi şeklinde kullanılmaktadır. Bu şekillerin hepsinde etkili olan maddeler birbirlerinden farklı olabilmektedir. Bu nedenle sarımsağın hipertansiyona etkisi için tüm bu kullanılma şekillerinin araştırılması gerekmektedir. Sarımsak üzerine yapılan çalışmaların önemli bir kısmı yağ veya toz haline getirilerek hap şekline sokulmuş sarımsak kullanılarak yapılmıştır.

Sarımsağın yan etkisi yok mudur? Evet vardır. Şimdi onları anlatalım. Çiğ sarımsak pişirildiği zaman içindeki allicin maddesinin parçalandığı ve etkisinin kaybolduğu ileri sürülmektedir. Allicin maddesi çabuk parçalanan bir moleküldür. Bekletilerek hazırlanan karışımlarda da parçalanmaktadır ve etkisi kaybolmaktadır. O zaman etkili olabilmesi için çiğ olarak yenilmesinin daha doğru olduğu düşünülebilir. Ancak çiğ olarak yenildiği zaman mide ve bağırsak şikayetlerine neden olduğu, alerjik reaksiyonların görüldüğü bildirilmiştir. Yüksek miktarda çiğ sarımsak yenildiği zaman kanın önemli bir elemanı olan kırmızı kürelerin sayılarını azalttığına dair raporlar da mevcuttur. Yani kansızlığa da neden olabilir. Çiğ olarak yenilen sarımsağın oluşturduğu kokuyu anlatmama gerek yok. Bir kişinin toplumda itici olması için, sarımsak kokusu yeter de artar bile.

Şimdi gelelim sarımsak haplarının yan etkilerine. Bu hapların da en önemli yan etkileri mide bağırsak sistemi üzerinde görülmektedir. Kısaca saymak gerekirse, çok fazla geğirmeye, mide ve bağırsaklarda gaz oluşmasına, reflüye neden oldukları söylenmektedir. Bu hapları kullananların yaklaşık üçte birinde yan etkiler hafif şekilde gözükmekte, % 4-6'da ise çok şiddetli olabilmektedir.

Sarımsak ve sarımsak ilaçlarının diğer ilaçlar ile etkileşimlerinden de bahsetmek istiyorum; Kan sulandırıcılar, şeker ilaçları ve iltihap giderici ilaçlar ile zayıf ve ihmal edilebilecek bir şekilde etkileştikleri ileri sürülmektedir. Yalnız yüksek doz sarımsak tedavisinin kan sulandırıcı ilaçlar ile birlikte kullanılmaması tavsiye edilmektedir. Bu sınır nedir? Taze sarımsak için 4 gramın üzeri (bir diş sarımsak), haplar için ise içindeki allicin maddesinin 3 mg'ın üzeri olması tehlikeli sınır olarak bildirilmiştir.

Sarımsak haplarının yüksek tansiyonda etkili olması için dozları ne olmalıdır? Bu konuda da tam bir fikir birliği mevcut değildir. 600 mg ila 2500 mg arasındaki günlük dozlar önerilmektedir. Ama yukarıda da söylediğimiz gibi, yüksek dozlarda ilaç etkileşiminin arttığı ve tehlikeli olabileceği akılda tutulmalıdır.

Şimdi bu kısa açıklamadan sonra gelelim çok sorulan sorulara. Gerçekten de sarımsağı ilaç olarak kullanalım mı? Yukarıda da anlattığım gibi çiğ sarımsak pişirildiği zaman etkisi kayboluyor. O zaman çiğ olarak yenilmesi lazım. Peki, her gün taze sarımsak yenilir mi? Nasıl dayanacaksınız bu diyete? Hadi siz dayandınız, çevreniz sizden yayılan kokuya nasıl tahammül edecek? Belki yüzünüze bir şey söylemezler ama bir süre sonra kişilerin yavaşça çevrenizden uzaklaştıklarını göreceksiniz. Sarımsaktan hazırlanan karışımları da bu şekilde düşünün. Her gün bu karışımlardan alınabilir mi? Bana hiç mantıklı gelmiyor.

Size hekimlik hayatımdan bir örnek vereceğim. Bana bir gün bir hasta geldi. O kadar sarımsak yemişti ki salondaki herkes kendisini dışarı attı. Üstelik kan basıncı 220/130 mmHg, yani büyük tansiyon yirmi iki, küçük tansiyonu on üçtü. Bu hasta hipertansiyonun en ağır şekline sahipti ve bir haftadır günde üç öğün sarımsak yiyerek tansiyonunu düşürmeye çalışıyordu. Olacak iş mi! Hasta ilaç korkusundan hayatını tehlikeye atıyor, üstelik sosyal çevresinde de itici bir insan oluyordu. Tabi hiçbir faydası da olmamıştı bu hastaya. Hemen acilen hastaya ilaç tedavisi başladım, kısa zamanda da tansiyonu normal sınırlara geldi. 

Biraz da sarımsak haplarından bahsedelim. Bir araştırın bakalım ne kadar pahalı olduklarını göreceksiniz. Üstelik etkileri tartışmalı ve yüksek tansiyonda çok az düşmeye neden oldukları gösterilmiş. Yan etkileri de az buz değil. Olur olmadık yerde gazdan rahatsız olacaksınız. 

Sürekli geğirme ihtiyacı duyacaksınız ve reflünüz varsa şikâyetleriniz artacak. Değer mi bu hapları almaya? Hele bir de kan sulandırıcı ilaç alıyorsanız, daha da kötü. Etkileşime girerek bu ilaçların yan etkilerini artırabilir, ciddi kanamaya yol açabilirler. 

Ben hastalarıma şu tavsiyede bulunuyorum. “Sarımsak yiyebilirsin ama tansiyon ilacını kullanma koşuluyla. Yanız çevreni de düşün, önlemini ona göre al. Bakalım sen ve çevren ne kadar dayanacaksınız. Hâlbuki ben sana hiç bir yan etkisi olmayan, tansiyon düşürme etkisi kanıtlanmış bir hap vereceğim. Her gün alacaksın. Hem senin ve hem de çevrenin kafası rahat olacak. Daha doğru değil mi?"

Ara sıra tansiyonu çok az yükselen, "beyaz önlük hipertansiyonu" dediğimiz klinik tabloya sahip olan hastaları ilaçsız da takip ediyoruz. Bu kişiler için sarımsak veya sarımsak hapı almalarının pek sakıncası olmaz. Ama hekimi ilaç başlamışsa, mutlaka ilacını almalı, sarımsaktan medet ummamalıdır.

Son söz olarak, sarımsak veya hapını almak istiyorsanız, mutlaka hekiminize danışınız. En azından kullandığınız ilaçlar ile etkileşimini sorunuz. Bazen küçük tavsiyeler, sizi önemli dertlerden kurtarabilir.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)