Senin Adın Nedir Sahi Hayal Mi Korku Mu?

7 yaşında karnesine “silik bir öğrenci” diye not düşülen,
17 yaşına kadar kendine sorulan tüm soruları “fark etmez” diye yanıtlayan bir çocuğu büyütmek de MÜMKÜN

“Hayal” benim için ne ifade eder bilmezdim;
Ta ki hayal ettiğim şeyin, beni konfor alanımdan çıkaracağı gerçeğiyle yüzleşene dek…

Hani toz pembe olmaz mıydı çocukluğumuzda öğrendiğimiz hayaller,
Gerçekleşmeyeceğine inandığımız şey değil miydi?
Gerçekte göremeyeceklerimizi gözlerimizde canlandırarak kendimizi avutmalarımızın adı mıydı ya da?

Bundan tam 8 ay önce, hayallerimle yüzleşme cesaretini gösterebildim.
Ortaokulda, kompozisyon sınavında, “gelecek hayalinizi yazın”diyen öğretmenine, “İnsanları iyileştirmek için ve onların şifasına vesile olmak için doktor olacağım” yazan bendim oysaki…

Devlete bağlı bir kurumda aile hekimliği yaptığım görevimden,
Hayalimi gerçekleştirmek için ayrıldım.
Hani tam da “Her tercih bir vazgeçiştir” dercesine…

Kolay olmadı belki,
Ama gerçek oldu.

Yıllardır aile hekimliği yaptığım kurumda, birlikte çalıştığım ekip arkadaşlarıma,
Aslında sadece fiziken orada olduğumu,
Ruhen ise, plak çalan ve tütsü kokusuyla kaplı bir klinikte hasta baktığımı söylerdim.

Şimdi, tam da tarif ettiğim gibi,
Böyle bir alanda hem fiziken hem ruhen bütüne hizmet ediyorum.

Peki neydi, hayali gerçeğe dönüştürmenin sırrı?
Bunu hızlandıran,
Olası kılan şey neydi?

İlk şartı inanmak,
Gerçek olacağına kalben inanmak,
Beynen demiyorum,
Kalben diyorum altını çizerek.
İkinci şartı,
İstemek.
Sadece ve önce kendi hayrına değil de,
Bütünün hayrına olmasına niyet ederek istemek.
Kazanacağın para,
Yapacağın unvan,
Rahat etme isteğin şöyle dursun aklının bir kenarında.

Peki sen hayallerine inanırken,
İsteklerini netleştirirken,
Çevrende aklını karıştıranlar,
Yolundan vazgeçirmek için uğraşanlar,
“Devlet de bırakılır mı canım”cılar,
“Sence tutar mı bu iş?” diyenler,
Kıskananlar olmayacak mı?

Elbet onlar da olacak…

Ama sana yürekten inananlar, 
Omzuna hiç beklemediğin anda dokunanlar,
Hayalini gerçekleştiriyor olmana senin gibi heyecanlananlar da olacak…

İşte yol ayrımı burası!
Tercihin hangisi?
Silik bir çocuğun elinden tutup kendini gerçekleştirmek mi?
Yoksa yıllar öncesinde kalıp fark etmez mi?

İkisini yaşamak da MÜMKÜN