Sezgisel Yemek Yeme Farkındalığı
Yazar Handegül Konu Zorlu • Psikolog • 6 Nisan 2020 • Yorumlar:
Yeme tutum ve davranışları genetik, çevre, hormonlar, bireyin o anki duygusal durumu, sosyo-demografik özellikler, geçmiş deneyimler, kültürel ve dini inanışlar, medya, beden algısı, şişmanlık, iştah vb. pek çok faktörden etkilenmektedir. Yeme tutumlarındaki değişimler yeme bozuklukları gibi bazı sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Birden fazla öğeden etkilenen yeme davranışı psikolojik açıdan ele alındığında insanların günlük hayatta çeşitli olaylar sonucu sıkça maruz kaldığı stres, gerginlik, can sıkıntısı, mutluluk, sevinç, heyecan gibi duygularla yakından ilişkili olduğu görülmektedir. Son yıllarda sağlıklı yeme tutum ve davranışlarının kazanılmasında özellikle sezgisel yeme ve yeme farkındalığı yetisinin gelişmişliğinin önemi vurgulanmaktadır. Sezgisel yeme ve yeme farkındalığının özellikle ağırlık yönetimi ve yeme davranışı bozukluklarının tedavisinde geleneksel enerji kısıtlı diyet tedavisinin alternatifi olabileceği vurgulanmaktadır. (1)
Sezgisel yeme bireyin, vücudunun doğal olarak verdiği fiziksel açlık, tokluk sinyallerini dinleyerek ve bu sinyallere uyum sağlayarak yemek yeme biçimi olarak tanımlanmaktadır. Bu kavram diyetsiz yaklaşım , normal yeme, akıllıca yeme ve bilinçli yeme gibi kavramlar olarak da belirtilmektedir. Sezgisel yeme, fizyolojik açlık ve doyma ipuçlarına yanıt olarak yemeyi vurgulayan uyumlu bir diyet davranışıdır. Sezgisel yemenin temel ilkesi “vücut bilgeliği” kazanmaktır . Sezgisel yeme, bireylerin özel bir sağlık sorunu olmaksızın vücut ağırlıkları kontrolüne yanıt olarak geliştirilen, temelde vücudun ihtiyacı olan yiyeceklerin miktarını ve türünü bilmesi olarak da ifade edilmektedir (2). Bireyin fizyolojik olarak açlığını doyurması, yeterli miktarda besin alımını sağladıktan sonra aşırı doygunluk oluşmadan yemeyi bırakabildiği temel yeme davranışı olarak ortaya çıkmaktadır. Sezgisel yemek yemede temel yaklaşım; bireyin herhangi bir kronik hastalığı olmadığı sürece (örn. diyabet, besin alerjileri) içgüdüsel olarak beslenme dengesini sağlayacak şekilde seçimlerini yapması ve bu nedenle besin tüketim çeşitliliği ile ilgili herhangi bir kısıtlamanın olmaması yönündedir (3).
Sezgisel yeme kavramı üç temel yaklaşıma dayanmaktadır:
1. Yemek yemeye koşulsuz izin verme (ne zaman acıktığı ve hangi besini arzuladığı),
2. Duygusal nedenler yerine fiziksel nedenlere dayalı yemek yeme,
3. Fiziksel açlık ve tokluk sinyallerine bağlı yemek yeme (ne zaman ve ne kadar yemek yemesi gerektiğini belirlemek) (4).
Yemek yemeye koşulsuz izin verme davranışı, kişinin fiziksel açlık hissettiğinde o anda arzulanan yemeği yemesi olarak açıklanmaktadır. Bu yeme stratejisine katılan bireyler, ne ve ne kadar yiyeceğini düşünmeden sadece açlık sinyallerine göre hareket etmektedirler. Yemek yeme konusunda kendilerine koşulsuz izin veren bireylerin fiziksel açlık ve tokluk sinyalleri tarafından kontrol edilen yeme davranışları nedeniyle aşırı yeme davranışı sergilemedikleri belirtilmektedir (2). Sezgisel yeme davranışı sergilemeyen bireyler duygusal doygunluğa ulaştıklarında yeme davranışını sonlandırmaktadırlar. Sezgisel yeme davranışının doğuştan gelen bir farkındalık yetisi ile geliştiği ve bireyin “karnın aç olduğunda yemek ye ve karnın doyduğunda yemeyi bırak” ilkesi ile hareket ettiği belirtilmektedir (3).
Sezgisel yeme yetisine sahip bireylerin vücut ağırlığı artışına neden olan yeme davranışlarını sezgisel besin tüketmeyen bireylere göre daha düşük düzeyde gösterme eğiliminde oldukları gözlenmiştir (5).
Yeme farkındalığının daha sağlıklı yemek yeme üzerinde nedensel bir etkisi olduğu, daha az enerji alımı ile yeterli ve dengeli beslenmeyi teşvik ettiği ve sağlıklı vücut ağırlığı kaybına yardımcı olduğu bildirilmektedir. Jordan ve ark. tarafından yapılan bir müdahale çalışmasında müdahale grubuna, 15 dakika süresince bir müzik dinlettirilip bireylerin rahatlaması sağlanmıştır. Bu esnada doğru nefes alma, duyumlar ve bedende yer alan organlar ve uzuvlara odaklanma çalışması yapılmış ve beden farkındalığı oluşturulmaya çalışılmıştır. Kontrol gurubuna sadece müzik dinlettirilmiştir. Bu müdahaleden sonra katılımcılardan bir masa etrafında oturup 3 dolu kase (her katılımcıya ayrı kase ancak aynı miktarda içeriğe sahip) içerisindeki kraker, çiğ badem ve renkli boncuk çikolatayı tatmaları, istedikleri kadar yemeleri ve ne kadar lezzetli olduklarını 1(hiç) ile 5 (çok fazla) arasında derecelendirmeleri istenmiştir. Çalışma sonucunda müdahale grubunun kontrol grubuna göre % 24 daha az enerji aldığı bulunmuştur ve ayrıca yeme farkındalığı ile besin tüketimi arasında nedensel bir bağlantı olduğu ifade edilmiştir . Bu yeme farkındalığının, odaklanmış ve yargılayıcı olmayan dikkat ile mevcut olayların farkındalığına sahip olunabilmesini sağlayarak besinlerin aşırı tüketiminin azaltılmasına yardımcı olabileceği düşünülmektedir (6).
Her ne kadar sezgisel yeme ve yeme farkındalığı benzer görünse de sezgisel yeme daha çok bireyi yemek yemeye iten sebepler (açlık ve tokluk sinyalleri gibi) üzerinde dururken; yeme farkındalığı yeme eylemi gerçekleşirken bireyin neyi, nerede, nasıl yiyeceğinin farkındalığı, dış etkenlerle olan ilişkisi ve besin üzerinde yargılama yapılmaması üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu nedenle sezgisel yeme ve yeme farkındalığının birlikte ve farklı değişkenlerle değerlendirildiği çalışmalar her geçen gün artmaktadır. Sezgisel yeme ve yeme farkındalığını araştıran çalışmalar genellikle adelösans bireyleri de kapsayan genç ve yetişkin bireyler üzerinde yapılmıştır. Ancak yapılan çalışmalar bu iki yeni yeme davranışı yaklaşımını tüm yönleriyle açıklamak ve de özellikle müdahalelerde ortak yöntemler oluşturmak için yeterli görülmemektedir. İleri çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Çocuklarda bu iki yeme davranışı yaklaşımı ile ilgili müdahale çalışması ve ya uygulanmış teknikleri literatürde bulunmamaktadır. Sezgisel yeme ve yeme farkındalığına dayalı müdahaleler tek başına diğer geleneksel vücut ağırlığı yönetimi stratejilerine göre daha bütüncül ve uzun süreli bir tedavi yaklaşımı sunabilmektedir. Vücut ağırlığı yönetimi ve yeme bozukluklarının tedavisinde diğer geleneksel yöntemlerle birlikte sezgisel yeme ve yeme farkındalığı yaklaşımlarının bir arada kullanılarak geliştirilecek yeni tedavi stratejilerinin umut verici olacağı ancak bu konuda daha kapsamlı geniş popülasyon çalışmalarının yapılması gerektiği düşünülmektedir. (1)