Sınırlar
Yazar Hande Aydıner • Psikolojik Danışman Ve Rehber • 11 Nisan 2022 • Yorumlar:
Sınırlar.. Trafikte kırmızı ışık, bir evin kapısı, bilinmeyen bir yerde pusula, güvenlik ihtiyacının tezahürü, görülen ya da görülmeyen kural hatırlatıcıları.. Bazen sınırsızlığı özgürlük ya da sınır koymayı kısıtlama olarak görüyoruz.. Ancak sınırlar içinde içinde özgürlüktür mühim olan.
Sınır koymamak çocuğu pusulasız bir gemide okyanus ortasında bırakmak gibidir. Sınırsız bir yaşam dümeni olmayan bir gemi gibidir. Aslında sınır koymanın o rutini oluşturmanın çocuklar için pek çok faydası vardır.. Aile içi ilişkiler güçlenir, sorumluluk duygusunu geliştirir, öz disiplin becerisini kazandırır, hayatı daha yaşanır kılar.. Dahası mı? Davranışının doğal sonucuna katlanmayı öğrenir çocuk, dürtülerini kabul etmesini sağlar.. Aynı zamanda büyüyüp gelişirken de yolunu yönünü belirlenmesinde yardımcı olur. Sınırları belli olursa çocuk çevrenin nereye kadar tehlikeli nereye kadar tehlikeli değil bileceği için kendisini hem fiziksel hem de psikolojik anlamda güvende hisseder. Sınırları olmaz ise o noktada belirsizlik başlar bu da beraberinde endişe ve kaygı duygularını getirir, bunun yansımasıyla da öfke nöbetleri, ağlamalar baş gösterebilir.
Çocuklar benmerkezcidir, anlık düşünür ve anlık davranır. Onlara iyiyi ve kötüyü, doğruyu ve yanlışı öğretmek ebeveynlerin görevidir. Sınırları ise ailenin yanında öğrenmesi daha sağlıklıdır.
Peki bu sınırları çocuklara nasıl koyabiliriz?
İlk olarak çocuğunuza yansıtma yapın. Böylece çocuğunuzun duygularını ve hislerini gördüğünüzü onu anladığınızı ifade etmiş olursunuz. İkinci olarak çocuğa sınırları ifade edin. Yani çocuğa uyması gereken kuralları sınırları belirtmiş oluruz. Üçüncü olarak çocuğunuza alternatif sunun. Sınırı aşamasına sebep olan davranış yerine uygun alternatifler sunabilirsiniz. Eğer çocuğunuza eğlenceli kabul edilebilir bir alternatif sunmadan yapmak üzere olduğu olumsuz davranışı engellerseniz ağlama ve kızgınlık tepkileri yani öfke nöbeti işe karşılaşabilirsiniz. Son aşama ise seçim aşamasıdır. Eğer alternatif aşamasından sonra da çocuk bu sınıra uymuyorsa ona seçim sunun.
Gelin birlikte bir örnek inceleyelim, ne derseniz?
Çocuğunuz elindeki boya kalemi ile duvarı boyamak istedi.
1-Yansıtma: Biliyorum duvarı boyamak istiyorsun, duvarı boyamaktan keyif alıyorsun.
2-Sınırları İfade Etme: Duvar boyamak için değil.
3-Alternatif Sunma: İstersen kağıdı boyayabilirsin.
4-Seçim Sunma: Duvarı boyamayı seçersen bugün boya kalemleri ile oynamamalı seçmiş oluyorsun.
Eğer çocuk seçim aşamasında sonra da sınırı aşma davranışına devam ediyorsa son aşamada net bir şekilde sunulan seçimi uygulamak gerekir. Ebeveynlerin tutarsız yaklaşmaları sınırların dilediğimiz zaman aşılabilir olduğunu çocuğa göstermeleri demektir aslında. Sözlerin davranışların arasındaki tutarlılık ne kadar çok olursa; çocuklarınız sizin koyduğunuz sınırları daha hızlı bir şekilde öğrenecektir. Bir diğer nokta ise anne-baba veya aile bireyleri arasındaki tutarlılık.. Annenin evet dediğine baba hayır derse veya annenin hayır dediğine aile büyükleri evet derse bu tutarsızlık çocukta sınır ihlaline ve olumsuz davranış geliştirmesine sebep olabilir.
Sınırlar ve kurallar zincir parçaları gibidir aslında.. İç içe geçmiş biri olmazsa diğerinin zinciri eksik bırakması tamamlayamaması gibidir. Kuralları öğretebilmek için sınır koyma dediğimiz bir sürecin içinden geçmek daha sağlıklıdır. Bu yüzden öncelikle sınırlara bir göz attık şimdi de gelin biraz kurallar konusunda sohbet edelim birkaç ipucuna bakalım.
Kurallar belirlenirken aile bireylerinin fikrini alarak ortak bir liste oluşturmak önemlidir. Net olmak oldukça önem taşır. Çocuk ailedeki netliği hissetmediği takdirde kuralların isteğe ve keyfiyete göre ihlal edilebileceği algısını oluşturur. Açık ve somut bir dille ifade edilmeli ki çocuğun aklında her şey yerli yerinde olsun. Örneğin "Saygılı olmalıyız" dediğimizde saygı her çocuk için farklı bir anlam ifade edebilir bunun yerine "Kendimizi ifade ederken duygularımızı söyleyerek ifade ederiz" gibi daha açık ve somut olmak işleri bir nebze daha kolaylaştırır. Yine baktığımızda "Hava sıcak olduğunda parka gidebiliriz" denildiğinde sıcaklık kavramı her çocuk için farklı olabilir ve hem fikir olmada zorluk yaşanabilir. Bunu yerine "Hava sıcaklığı.... olduğunda parka gidebiliriz" demek kuralı daha açık ve net hale getirir böylece çatışmaları doğal olarak ortadan kaldırmış oluruz.
Ortak kararla alınan tutarlı kurallar olmalı ki işlevselliği olsun sözde kalmasın. Ve bu oluşturulan kurallara yatma saati gibi istisnalar dışında ailenin tüm üyeleri uyarsa koyulan kuralların sadece çocuk için olmadığı anlaşılır. Çocuklar öğrenmelerini rol model alarak sağlar, böylece kurala uyan aileyi gördüklerinde bir süre sonra onlarda da bu davranış gözlemlenir. Kurallar mümkün olduğunca olumlu cümlelerle ifade edilmeli. Örneğin "Bağırarak konuşulmaz" yerine "Sakin ve yumuşak sesle konuşulur" ya da "Yemek koltukta yenilmez" yerine "Yemekler masada yenilir" denilmesi daha uygun olur.
Kurallar açık ve net olduğunda çocuğa güvenli bir sınır çizilmiş olur. Böylece özerklik bağımsızlık alanı da doğal olarak sağlanır.
Son olarak Doğan Cüceloğlu'nun bir sözüyle kapanış yapmak istiyorum: "Sınırlar ve sorumluluk bilinci iyi gelişmiş bir birey, kendine neyin yararlı neyin zararlı olduğunu bilerek davranır. Çocuğunuza güvenin; onda sınırlar ve sorumluluk bilinci geliştirmenin tek yolu, ona güvenmekten geçer. Ona güvenin ve onunla sürekli iletişim içinde olun."