Somatizasyon
Yazar Ali Rıza Erdoğan • 19 Ocak 2023 • Yorumlar:
Tıbbi olarak açıklanamayan fiziksel belirtilerin yaşanması hali ve bu
bedensel belirtilerle ilgili yoğun düşünce, duygu ve davranışların
bulunmasıdır.
Karın ağrıları, bulantı kusmalar,öğürme ve geğirmeler, karnın şişmesi,
adet düzensizliği veya bozuklukları, aşırı adet kanamaları, cinsel
bölgelerde ağrılar, kol, bacak bedenin değişik bölgelerinde ağrılar,
baş dönmesi gibi belirtileri sayabiliriz.
Ruh ve beden ilişkisi Descartes zamanından beri ilgi çeken ve araştırılan
bir konudur. Beden ifadesi sözel ifadeden önce vardı. Sözel ifade
yetersiz olduğunda veya engellendiğinde bedensel anlatım devreye
giriyor. Somatizasyon aslında kelimelerin olmadığı bir anlatım dilidir.
Bedensel olarak her ağrı her rahatsız edici duyumun belirtinin ruhsal bir
anlamı vardır ve ruhsal olandan bedensel olana dönüştürülmüş halidir.
Kişi yaşadığı bir ruhsal güçlük için bedenini kullanmaktadır. Geleneksel
toplumlar ve kültürel kodların buna elverişli olduğu toplumlarda daha
yaygındır. Tahammül edilenden fazla ruhsal yük bastırılamıyor ve
dönüştürülerek bedene aktarılıyor. Bu yük bedenin bir tarafı ile eşleşiyor.
Duygu dili sözcüklerden çok bedensel simgelerden oluşmaktadır.
Hastalığa yapılan ruhsal bir yatırım sözkonusudur. Bedensel olanın
zihinselleştirilmesi önemli bir yer tutmaktadır. Zihinselleştirilemeyen
verbal olarak ifade bulamayan ruhsal malzeme bedenselleştirilerek ifade
edilmektedir.
Bu durumda sağlık sorunları kişinin hayatının merkezi haline gelir. Beden
duyumlarına karşı aşırı hassasiyet vardır. Bu duyumlara verilen anlam
gerçekdışı bir anlam kazanır.
Bedenselleştirmeyi kullanan ve buna yatkın olanların genel olarak kişilik
özelliklerine baktığımızda:
Mükemmeliyetçi, şöyle olmalı böyle olmalı yargıları fazla olanlar, hep ya
da hiç şeklinde düşünmeyi alışkanlık edinenler, olası kötü sonuçları
korkunçlaştırma eğilimi olanlar, kendilerini yetersiz ve sevilemez biri
olarak algılayanlar ve kendileri ile ilgili böyle inancı olanlar, manipülatif
kişilikler, suçluluk duyguları içinde olanlar, sorumluluktan kaçma eğilimi
olanlar
Zihinselleştirme ile kendisine bir çıkış yolu bulamayan dürtüler ve
çatışmalar beden yolunu seçiyor. Zihinsel yapının aşırı yüklenmesi ile
böylece bedenselleşme yolu açılmış oluyor. (Örneğin bebekler
konuşamadıkları için acılarına somatik bedensel tepkiler verirler. Aniden
anneden ayrılan bebek şoka maruz kalır kolik ya da kusmayla tepki
verir.)
İnsanda karmaşa 3 yolla ifade edilir. 1- zihindel 2 – davranışsal 3-
somatik
Gerçeği isteiğiniz kadar gizleyin gerçeğiniz parmaklarınızın ucundan
dışarı akar. Beden bilişten daha gerçekçi hareket eder. Beden daha fazla
hatırlar. Hastalık eylemsel bir ifadedir ve eylem yeri kişinin bedenidir. Bu
hastalık kişi için bir işleve sahiptir. Kişinin bozulmakta olan ruhsal
dengesine hizmet ediyor, kişi ruhsal dengesini korumak uğruna bedenin
bir bölümünü feda ediyor. Adlere göre kişi kendisini organları ile ifade
ediyor ve en zayıf organ seçiliyor.
Depresif problemi olan insanların %60 ı bedensel sorunlardan dolayı
doktora gidiyor ve ruhsal alanlar dışındaki sağlık kliniklerinden yardım
alıyor. Somatize etmekteki maksat kişinin homeostasiz dengesini
korumak ve ruhsal bütünlüğünü devam ettirmektir. Hasta olan organın
konuştuğu dil, kişinin yaşadığı soruna tekabül eder. Bizler bedenimiz
aracılığı ile uzayda yer kaplıyor ve kendimizi var ediyoruz, yer kaplıyoruz.
Vücutta yaşanan ağrının anlamı bir cezalandırma anlamına da geliyor
olabilir. Psişede ne oluyorda kişi bedenin bir parçasından vaz geçiyor.
Freud a göre bedensel ağrı lokal bir çözülmedir nedeni ise ego direncinin
kırılmasıdır diyor.
Vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkan ağrı agresif dürtülerden dolayı
ortaya çıkan suçluluk duygularının bastırılması için ortaya çıkıyor. Kişinin
konuşma ihtiyacı kendini ifade etme ihtiyacı beden dili ile gerçekleşiyor.
Genellikle bu kişiler duygularını sözel yolla ifade etmede
zorlanmaktadırlar ve alexitimiktirler.
Kişi kendisini ağrı yoluyla ifade etmeyi, önemli sayılmayı aile içinde de
öğrenmiş olabilir ve bunu bir model olarak hayatına geçirmiş olabilir.
Psikanalitik bakış açısına göre; bastırma represyon yetersiz kalır ve yeni
bir düzenek gerekir. Bilinç dışı çatışma ve yasak dürtüler için ruhsal aygıt
yoluyla bir bedensel bozukluğa çevrilir.
Simgesel bir beden dili oluşur. Buradaki amaç çatışmanın doğurduğu
aşırı bunaltıyı hafifletmektir. Bu birincil kazançtır.
Eleştirilmeme, saygı ilgi görme, sorumluluktan muaf olma durumu ve dış
dünyadan hoş görü alabilme ise ikincil bir kazanç olarak durmaktadır.
Hastalık bir yaşam biçimimi haline gelir ve genelde bu kişiler:
Sarsıcı bir yaşam olayı yaşamışlardır.
Belirli rollerini kaybetmişlerdir veya konumlarını
Değer görme kale alınma ihtiyacı içindedirler
Kültürel ortam ve yetiştirme tarzı da bu konuda bir yatkınlık
oluşturmuştur.
Fibromiyaljide yaşanan ağrı bedensel hastalık kriterlerine uymamaktadır.
Vücudun değişik yerlerinde dolaşan ağrı ve rahatsız edici
bedenselduyumlar bulunmakta ve ihni meşgul etmektedir.
Hipokondriyaziste kişinin bedensel bir hastalığı olduğuna ilişkin sürekli
bir uğraşısı vardır.
Bedensel duyumları ve algıları hep hastalığa yorarlar ve sağlık
kuruluşlarını çok meşgul ederler. Sürekli vücutlarında hastalık ararlar.
Aslında buradaki temel problem ruhsal bunaltıdır ve bunu kabul edip
ruhsal sağlık hizmeti veren kişilere gitmezler. Bunaltının kaynağı sıkıntılı
ilişkiler, kötü yaşam olayları ve yaşam koşullarıdır.
Sürekli zihinlerinde hastalık düşündükleri için ilgi alanları daralmaya
başlar. Kendi bedenleri yaşamdaki enbüyük uğraş haline gelir ve
yaşamdaki verimlilikleri düşer. Çevresindeki insanlara sürekli olarak
hastalıklarını anlatırlar. Yakınmaları ise hiçbir bedensel bozukluğa
uymaz.Genellikle somut bir hastalığa sığınma eğilimi içindedirler.
1- Psikolojik zorlanmaları fazla olan kişilerde
2- Yaşından çok erken sorumluluk yüklenmiş kişilerde
3- Duygularını ifade etmede zorluk yaşayanlarda fazla görülür.
Konversiyonda fiziksel bir sebep olmaksızın organlarda işlevin azalması
durumu sözkonusudur. Genellikle kişinin abarttığı izlenimi doğurur.
Kişinin ruhsal olarak taşıyamadığı, zorlandığı stresi , çatışmaları vardır.
Görülen belirtiler olarak;
Ses kısılmaları, mutizm konuşmama, ayakta kolda güç azalması,
yütüyememe, felçler, tikler, ağrılar, Duyu artması ( hipersetezi) , duyu
azalması (hipoestezi), geçici sağırlık körlükler, boğazda düğümlenme,
öksürük hıçkırık, yalancı gebelik görülen durumlardır.
Kişinin bilinç alanı daralarak bir hastalık fikri üzerine fixe olmuştur. Bilinç
zayıflamıştır. Kişiler zorlayıcı, bunaltı verici yaşam olaylarını pek
konuşmazlar bunun yerine beden dili konuşmaya başlar.
Histeride bayılmalar, sağırlık körlük felçler görülür ama bunun nedeni
psikolojiktir. Çözülmemiş ruhsal karmaşayı gösterir. Hipokrattan önce
dağaüstü güçlerin etkisi olarak bilinirdi. Hipokrat bu durumları hastalık
olarak tanımladı. 18. Ve 19. Yüzyılda sıklıkla görülen bir hastalıktı.
Şarkot ve Freud ayrıntılı çalışmalar yaptılar ve bu hastalıklarda hipnozu
kullandılar.
Dissosyatif bayılmalar olarak ifade edilen bu bayılmalarda kişi kontrollü
olarak bayılır ve genelde yumuşak bir zemine düşer. Sara nöbetlerinden
tamamen farklıdır ve toplum tarafından çoğunlukla ayırt edilmez ve
çevrede tedirginlik uyandırır. Epilepsi 1. 2. Dakika sürerken bu bayılmalar
15 dakika sürer ve bilinç açıktır kişi etrafta olup bitenin farkındadır.
Kasılma ve çırpınmalar görülebilir. Genellikle arkasında travmatik
yaşantılar bulunur.