Sosyal İlişkileriniz Sağlığınızı Nasıl Etkiliyor?
Yazar Merve Balcı Çom • 27 Ağustos 2024 • Yorumlar:
Hepimiz fiziksel olarak nasıl sağlıklı olacağımıza dair tavsiyeler duymuşuzdur; iyi beslenin, egzersiz yapın, ellerinizi yıkayın, bol bol dinlenin gibi… Ancak kaçımız sağlıklı kalmanın anahtarı olarak sosyal yaşamlarımız -ilişkilerimizin gücü ve bir topluluğa ait olma duygumuz- hakkında ciddi olarak düşündük?
İlişkilerin sağlığımız için önemli olduğuna dair belli belirsiz bir fikre sahip olabiliriz. Ancak çoğu zaman durum böyleymiş gibi davranmıyor, iş ya da diğer uğraşlar adına sosyal bağlantıları hafife alıyoruz.
The Art and Science of Connection adlı yeni kitabın yazarı Kasley Killam bunu bir sorun olarak görüyor. On yılı aşkın bir süredir sosyal bağlantı bilimini yaygınlaştıran bir sosyal bilimci olan Killam, sosyal sağlığın zihinsel ve fiziksel sağlık kadar esenliğimiz için önemli olduğunu ve aslında her ikisiyle de ilişkili olduğunu ve bizi zinde tutmak için gerekli olduğunu savunuyor.
“Bedeninizi ve zihninizi beslerken ilişkilerinizi ihmal ederseniz, genel sağlığınız tehlikeye girebilir. Buna karşılık, fiziksel ve zihinsel sağlığınızı destekleyen alışkanlıklara ek olarak sosyal ilişkilerinize öncelik vermeniz daha uzun, daha sağlıklı ve daha mutlu yaşamanıza yardımcı olabilir,” diyor yazar.
Sosyal sağlığınız diğer her şeyi nasıl etkiliyor?
Killam “sosyal sağlık” derken neyi kastediyor? Ona göre bu, “daha derin bir bağ, karşılıklı destek ve kendinizle iyi bir ilişki” ve “ihtiyacınız olan desteğe sahip olmak ve önemsendiğinizi, anlaşıldığınızı, değer gördüğünüzü ve ait olduğunuzu hissetmek” anlamına geliyor.
Bu, sağlıklı olmanın garip bir işareti gibi görünebilir. Ancak, Killam'ın da belirttiği gibi, bu çok önemli bir belirteçtir ve araştırmacılar ile sağlık uzmanları bunu dikkate almaktadır.
Örneğin, 1979 yılında yaklaşık 7.000 yetişkin üzerinde yapılan bir çalışmada, araştırmacılar sosyal veya toplumsal bağları olmayan kişilerin sağlık alışkanlıklarına (sigara, içki veya düzenli egzersiz dahil) bakılmaksızın dokuz yıl içinde ölme olasılıklarının iki kattan fazla olduğunu bulmuşlardır. O zamandan bu yana, onlarca yıl süren araştırmalar, önceki birçok çalışmanın 2021 analizi de dahil olmak üzere, sosyal bağlar ve uzun ömür arasındaki bağlantıyı doğrulamıştır.
Killam, güçlü sosyal bağların hastalıkların önlenmesinde de önemli bir rol oynadığını yazıyor. Örneğin, kitapta vurgulanan bir çalışma, daha güçlü sosyal ilişkileri olan kişilerin kardiyovasküler hastalıklara yakalanma veya felç geçirme olasılığının çok daha düşük olduğunu ortaya koymuştur. Bir başka çalışmada ise desteklendiğini hisseden ve daha fazla sarılma alışkanlığı olan kişilerin virüse maruz kaldıktan sonra soğuk algınlığına yakalanma olasılıklarının daha düşük olduğu bulunmuştur. İlişkilerimizle ilgili bazı şeyler sadece kendimizi daha az savunmasız hissetmemizi sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bizi gerçek anlamda daha az savunmasız hale getiriyor.
“Ailenizle ya da arkadaşlarınızla vakit geçirdiğinizde, bir iş arkadaşınızı öğle yemeğine davet ettiğinizde ya da bir komşunuzla sohbet ettiğinizde, bu etkileşimin sizde ya da onlarda kalp hastalığı, diyabet, depresyon ya da bunama gelişip gelişmeyeceğini etkilediğinin farkında mısınız? Sağlık sadece fiziksel ya da zihinsel değildir. Sağlık aynı zamanda sosyaldir.” diyor yazar.
Killam, insanların bu bağlantının gerçekte ne kadar güçlü olduğunu fark etmemelerinden ya da sosyal bağların önemini yalnızca duygusal yaşamlarıyla ilgili bir şey olarak görüp göz ardı etmelerinden endişe duyuyor.
Sosyal sağlığın geliştirilmesi için neler yapabiliriz?
1. İstediğinizden daha az sosyal ilişkilere sahipseniz, insanlarla bağlantı kurmak için başvurduğunuz yolları genişletmeniz gerekebilir. Örneğin, yeni bir şehre taşındıysanız ve kimseyi tanımıyorsanız, kendinizi komşularınıza tanıtmanız gerekebilir. Yıllardır aynı yerde yaşıyor olsanız bile, yeni yerlere giderek veya çevrenizdeki insanlara daha arkadaş canlısı davranarak çevrenizi genişletebilirsiniz.
2. Bazı insanlar çok fazla sosyal bağları olduğunu hisseder ve sosyal sorumluluklarından bunalırlar - özellikle de daha içe dönüklerse ve yenilenmek için yalnız kalmaya ihtiyaç duyuyorlarsa. Eğer siz de böyleyseniz, geniş sosyal ağınızdan biraz geri çekilmek ve size en yakın insanlara daha fazla vakit ayırmak ve aynı zamanda bazı sosyal etkinliklere “hayır” demek isteyebilirsiniz.
3. Bazen çok sayıda sosyal bağınız olmasına rağmen yine de yalnız hissederiz, çünkü kimseye tam anlamıyla yakın hissetmeyiz. Bu durumda tanıdığınız insanlarla samimiyetinizi artırmak için daha fazla risk almanız gerekebilir, belki de yaşanan kişisel bir zorluğu paylaşıp tavsiye isteyebilir ya da karşınızdaki kişi için minnettarlığınızı ifade edebilirsiniz.
4. İlişkilerinizin kalitesi yükseldiğinde, genel bir idame dışında fazla bir şey yapmanız gerekmeyebilir. İlişkilerinizi beslemek için işe yarayan şeyleri yapmaya devam etmek yeterlidir. Killam, “Sosyal sağlık için, hayatınızdaki karşılıklı, anlamlı bağlantıların faydalarından yararlanmak üzere sosyal kaslarınızı esnetin” diyor.
Elbette farklı zamanlarda farklı stratejilere ihtiyaç duyabiliriz. Ancak özellikle yabancılarla bağlantı kurmak söz konusu olduğunda, insanların zaman zaman konfor alanlarının dışına çıkması gerekir. Bunu yapmakta isteksiz olsanız da, bir çalışma hem içe dönüklerin hem de dışa dönük insanların günlük yaşamlarında diğer insanlarla daha sık ve daha derin sohbetler yapmaktan fayda sağladığını ortaya koydu, her ne kadar içe dönükler için bunu beklemeseniz de.
Daha kaliteli bir sosyal yaşantının önündeki engeller neler?
Herkes başkalarına ulaşma konusunda rahat değildir, belki de reddedilmekten ya da utanmaktan korkuyordur. Ancak belki de olması gerekenden daha temkinli davranıyorsunuz, çünkü araştırmalar insanların sosyal bağlantılardan düşündüklerinden daha fazla keyif alma eğiliminde olduklarını ve başkalarının kendilerinden ne kadar hoşlanacağını ya da bağlantı kurduklarında onları ne kadar takdir edeceğini hafife aldıklarını gösteriyor.
Yine de, sosyal sağlığın korunması görevi yalnızca bireylere bırakılmamalıdır. Mahallelerimizi, işyerlerimizi, kentsel alanlarımızı ve hükümetlerimizi sosyal etkileşimi ve bağları teşvik etmek için daha elverişli hale getirmemiz gerekiyor. Bu amaçla mahallelerde toplanma yerleri (halka açık parklar gibi) oluşturmaktan toplu etkinlikleri planlamaya, ortak hobilere sahip insanları bir araya getiren organizasyonları desteklemekten nesiller arası bağlantıyı teşvik etmeye ve daha fazlasına kadar uzanan çeşitli projeleri hayata geçirmek oldukça önemlidir.
Ve tüm bu faktörlerin toplumsal sağlığı iyileştirerek daha uzun, daha sağlıklı ve daha mutlu yaşamlara katkıda bulunacağını biliyoruz.