Tatil Dönüşü Nasıl Beslenmeli
Yazar Sinem Erze • Diyetisyen • 10 Eylül 2020 • Yorumlar:
Eveeet ilk olarak, tatilde kendine ve yediğine-içtiğine dikkat edebilmiş olan aşırı iradeli ve kendi disiplini olan kişilerdenseniz, tebrikler! Çünkü gerçekten zor olan bir işi başaran küçük bir grubun içerisindesiniz. Geriye kalan büyük çoğunluk ise, genellikle tatilde abartmayı seven, “Nasıl olsa tatildeyiz”ci, tatilin psikolojik rahatlığının ve rehavetinin kollarına kendini bırakmış olan kesim. Tatilde; alkolden, hamur işlerine, kızartmalardan, tatlılara, asitli içeceklerden, et yemeklerine, sigaradan, düzensiz uyku ve hareketsizliğe kadar her şeyi abartmış, muhtemelen 1 haftada 3-5 kilo alıp dönmüş olan kesimdenseniz yada şişliklerinizi fark ediyorsanız merhaba! Bu yazı sizin için yazıldı…
Evet, artık tatili geride bıraktınız, sonbahar ve kış ayları boyunca bunun üzerine kilo ve kötü beslenme alışkanlıkları koyarak devam ettirdiğiniz, yaza doğru ise kilo verme telaşına girdiğiniz bir yıl olmasını istemeyiz değil mi? İşte tam da bundan kurtulmak için tatilimizi de bitirmişken ve kış da kapıya dayanmışken yeni bir beslenme düzeni oluşturmaya ne dersiniz?
Evet gelelim nasıl alışkanlıklar edinmeliyiz ;
1. su içmeyi görev değil alışkanlık haline getirelim
Maalesef su içmenin en büyük arınma yöntemi olduğunu bildiğimiz halde bunu hale alışkanlık haline getiremeyenlerimiz var. Vücuttaki nerdeyse tüm biyolojik olayların su sayesinde gerçekleştiğini artık hepimiz duymuşuzdur. Ne bekliyoruz o zaman ? ilk başlarda size zor gelen günde en az 2.5 lt su içme fikrinin, içtikçe vazgeçemeyeceğiniz bir alışkanlığa dönüşeceğini ancak deneyimleyerek görebilirsiniz. Hadi ne duruyoruz ilk adımı atalım!
2. kendimize uygun öğün sayısını bulalım
Her zaman söylediğim ve beslenmenin en önemli adımını oluşturan bir cümle vardır; ‘’ diyet kişiye özgüdür’’. Eğer kronik bir rahatsızlığınız yoksa size iyi gelen ve iyi hissettiren öğün sayısını kendiniz belirleyebilirsiniz. Bana tavsiyemi sorarsanız karnınız ne zaman guruldarsa o zaman yemek yiyin. Büyüme hormonlarımızın en hızlı çalışmaya hazır anı o an oluyor çünkü.
3. beslenme alışkanlıklarınızı değiştirin. Normalleşin !
Son dönem maalesef normalimiz bize kolay gelen besinlerle beslenmek oldu, ayrıca fast food beslenmenin baştan çıkarıcı etkisini yabana atmamak lazım! Aslında sağlıklı beslenme dediğimiz şey çok zor değil, sadece normalleşme istiyor. Nedir normalleşme ? dengeye dönmek aslında. Gün içinde besin dağılımımızın %50-55 karbonhidrat, %10-15 protein, %20-25 yağ olmasına dikkat eder ve ihtiyacımız olan kalori miktarı kadar beslenirsek kronik rahatsızlığımız yoksa vücut dengemizi ve kilomuzu korumak çok kolay.
4. lif tüketiminizi arttırın.
Yiyoruz ama doğru mu yiyoruz? tükettiğimiz besinlerin lif oranları bilerek tüketirsek daha sağlıklı seçimler yapabiliriz. Örneğin bize neden ekmeği kepekli yemelisiniz diyorlar diye düşündünüz mü hiç? kepek neden faydalı, çünkü normal beyaz una göre içinde çok daha fazla posa barındırıyor buda bizim içi lif demek. Lif neden gerekli? Daha sağlıklı çalışan bağırsaklar için posaya ihtiyacımız var !
5. kendinize uygun sporu bulun !
Size uygun spor nedir? Kendinizi iyi hissettiğiniz hem vücudunuza hem ruhunuza iyi gelen spordur. Sporu bir görev halinden çıkarıp kendinize hediye ettiğiniz eğlenceli saatler haline getirebilirsiniz ki doğru sporu bulduysanız eğer.
6. sosyalleşmeyi değil, kötü atıştırmalıkları bırakın !
Hepimiz sosyalleşirken ipin ucunu biraz da olsa kaçıranlardanız. Ama farkındayız ki o 1 günlük kaçamak sonrasında gelen birkaç günüde etkiliyor. Şimdi neredeyse her restoranda sağlıklı atıştırma seçenekleri var, artık ne yiyeceğimizi bulmak sorun değil sadece tercih etmemiz gerekiyor.
İşte 6 maddelik kısacık bir özetle sağlıklı bir hayata en azından adım atmak kolay. Şimdi gerisi size kalmış sadece karar vermeniz gerekiyor. Bol şans.