Tiroid

Yazar Mehmet EserGenel Cerrah • 19 Nisan 2018 • Yorumlar:

Tiroid bezi kelebek şeklindedir. Nefes burusunun her iki yanında yer alan sağ ve sol lobları ile iki lobu birbirine bağlayan istmus diye adlandırılan anatomik kısımları mevcuttur.

Her iki lobun kenarlarından şah damarları ve baş boyun bölgesinin ana toplar damarları geçer. Tiroidin arka tarafında sağlı ve sollu ses tellerinin sinirleri olan rekürren sinirler geçmektedir. Yine arka komşuluğunda lokalizasyonları çok sabit olmayan, vücudun kalsiyum dengesini sağlayan 4 adet büyüklükleri normalde 3-5 mm olan ve tiroid dokusundan çıplak gözle zor ayırt edilen 4 adet paratiroid bezler bulunmaktadır. İşte bu zarar görmeleri durumunda ciddi problemlere yol açabilecek komşulukları nedeni ile tiroid cerrahisi tecrübeli kişilerce yapılması gereken özellikli bir cerrahidir.

Tiroid bezleri T3 ve T4 diye kısaltılan hormonları salgılar. Bu hormonlar vücudun metabolizmasında çok önemli rol oynayan hormonlardır. Tiroid bezinin aşırı çalışması durumuna hipertiroidi, az çalışması durumuna hipotiroidi ismi verilmektedir. Bebeklikte hipotiroidi olması ve gerektiği zanmanda tedavi edilmemesi zeka geriliği ve vücutta gelişme geriliğine neden olur. Erişkinde halsizlik, yorgunluk, saç dökülmesi, cilt kuruluğu gibi şikayetlere neden olmaktadır. Hipertiroidi durumunda ise çarpıntı, sinirlilik, iştah azalması olmadan kilo kaybı, terleme , gözlerde fırlaklaşma gibi şikayet ve bulgulara yol açmaktadır.

 

GUATR

Tiroid bezindeki büyümeler guatr olarak isimlendirilmektedir. Guatr iyot eksikliğinin görüldüğü bölgelerde daha çok rastlanılan bir durumdur. Temel faktör kişilerin gıdaları ile yeterli iyot alamaması ve kara lahana gibi bazı gıdaların fazla tüketilmesidir. Bu nedenle iyot eksikliğine bağlı endemik guatr söz konusu olan ülkelerde tuzlar iyotlu olarak üretilmektedir. Guatr varlığında tiroid bezi normal fonksiyonunu görüyor olabileceği gibi yetersiz hormon salgılanmasına bağlı hipotiroidi veya fazla çalışmasına bağlı hipertiroidi durumlarından üçü de olabilir.

Guatrlı hastalarda nodül yoksa diffüz guatr, nodül varsa nodüler guatr ismi verilmekte ve tedavi nodülün özelliğne göre değişebilmektedir.

Difüz guatrın sık görüldüğü bir durum "Basedow Graves Hastalığı" olarak tanımlanan gözlerde fırlaklaşmaya da neden olan bilen hipertiroidi durumudur. Genellikle nodülün eşlik etmediği bu hastalıkta ilaç tedavisi, radyoaktif iyot tedavisi ( halk arasında atom tedavisi olarak bilinmektedir ) ve cerrahi tedavi seçeneklerinden hangisinin uygulanacağı hastaya özgü olarak değerlendirilerek karar verilir.

 

TİROİD NODÜLLERİ

Normal tiroid dokusundan farklılaşan hücrelerin oluşturduğu yuvarlak-oval oluşumlardır. Nodülü oluşturan hücre tipine göre sıcak ( yani hormon salgılayan ), soğuk ( yani hormon salgılamayan ), bening ( iyi huylu ) veya malign (kötü huylu ) olabilir.

Kadavralarda yapılan otopsi çalışmalarında tespit edilme sıklığı %50'nin üzerindedir. Tabiki birçok hasta nodülünün farkında olmadan yaşamış ve farklı bir nedenden ölmüştür.Bu bilgi bize tiroid nodüllerinin önemli bir kısmının çok da klinik önemi olmadığını ifade etmektedir.

Günümüzde tiroid nodüllerinin çoğunluğu kontrol amaçlı yapılan ultrasonografi ( US ) ile tesadüfen saptanmaktadır. Saptanan nodülün önemi US görünümü ve herhangi bir şikayet oluşturması ile ilişkilidir. Eğer yeni saptanan nodül şikayete neden olan ( Genellikle büyük nodüllerin nefes borusunu sıkıştırması, kozmetik olarak kişinin rahatsız olması, sıcak nodüllerin salgıladığı hormonlar nedeni ile çarpıntı, sıcağa tahammülsüzlük, kilo kaybı, terleme, göz bulguları gibi ) bir nodül değilse ileri tetkik, takip ve tedavi yönlendirmesinde US bulguları çok önemlidir. US bulgularında nodülün büyüklüğünden çok diğer bulgular ( Düzensiz kenarlı olması, komşu dokulara invazyonu, kanlanması, elastisistesi gibi )çok önemlidir. Eğer bir nodülde kanser şüphesi yaratan özellikler varsa mutlaka iğne biyopsisi yapılması ve sonuca göre davranılması gerekmektedir.

İğne biyopsisinde patolog yeterli bir materyalde 5 olası tanı verecektir:

Bening: İyi huylu ( kanser olasılığı %1'den az )

Önemi belirsiz atipi (AUS / FLUS ): %5-10 oranında kanser olma riski vardır. 2-3 ay sonra biyopsi tekrarlanır malignite yönünden daha kuşkulu bir rapor veya aynı sonuç gelirse ameliyat önerilir.

Foliküler neoplazi şüpesi : %15-45 kanser riski vardır ameliyat önerilir.

Malignite kuşkulu sitoloji: Ameliyat önerilir. Ameliyat sonucunda %80'nin üzerinde olasılıkla kanser çıkma riski vardır.

Malign: Kötü huylu anlamındadır, ameliyat önerilir. Ameliyat sonrası %95 kanser çıkma olasılığı vardır.

 

TİROİD KANSERLERİ

Papiller kanser, foliküler kanser, medüller kanser ve anaplastik kanser olmak üzere 4 tip tiroid kanseri vardır.

Anaplastik tiroid kanseri daha az görülen ( tiroid kanserlerinin %1-2' sini oluşturan )ancak ortalama sağ kalım oranı 8-12 ay olan en kötü tiroid kanseridir. Genellikle uzun süreden beri var olan bir nodülde hızlı büyüme ile kendini belli eder. Cerrahi tedavi şansı pek olmayan bu agresif tümör tipinde hastanın nefes almasına yardımcı olmak için nefes burusuna trakeostomi açmak gibi palyatif girişimler gerekebilir.

Tiroid kanserleri içerisinde daha sık görülen ve diferansiye tiroid kanseri olarak tanımlanan papiller ve folküler kanserlerde sağ kalım diğer kanserlere göre oldukça iyidir.

Papiller tiroid kanserleri daha genç yaşlarda ve kadınlarda erkeklere göre 3 kat daha sık görülen tiroidin en sık tespit edilen kanser türüdür. Tiroid kanserlerinin %80'nini papiller tiroid kanserleri oluşturur. Aynı zamanda tiroid kanserleri i çerisinde en mülayim özellikte olan ve sağ kalım istatistikleri en iyi olan tip dir. Tanı genellikle US de şüpeli olarak tespit edilen nodüllerden yapılan ince iğne biyopsileri ile konur. Bazen de diğer nedenlerle yapılan ( Bası bulguları, kozmetik olmayan görünüm gibi ) ameliyatlar sonrası tesadüfen yakalanır. Papiller tiroid kanserlerinin tedavi başarısı çok yüksektir. Özellikle erken yakalanmış papiller tiroid kanserinde kansere bağlı ölüm oranı çok düşüktür. Papiller tiroid kanserlerinde genel sağ kalım % 90'nın üzerindedir. Çok odaklı olma ve lenf bezlerine yayılma eğiliminde olan papiller kanserde genellikle tiroid bezlerinin tamamının alınması ve eğer lenf bezlerine yayılım saptanmış ise boyunda belirli lenf bölgelerinin temizlenmesi gerekmektedir. Bir cm den daha büyük kanserlerde radyoaktif iyot tedavisi de eklenerek hastalık nüksü önlenmeye çalışılır.

Foliküler kanser tipi ikinci sık rastlanan tiroid kanseri tipidir. % 10 sıklıkla rastlanır.

İğne biopsilerinin ve ameliyat esnasında frozen inceleme ( Donuk kesit ) tanı da yardımcı olmaz. Kan yolu ile metastaz yapma özelliği ile papiller kanserden farklılık gösterir. Radyoaktif tedavisi papiller kanser kadar başarılı değildir. Tespit edildiğinde genellikle tiroid bezlerinin tamamının alınması ( total tiroidektomi ) gerekmektedir.

Medüller tiroid kanseri MEN sendromları olarak tanımlanan , hipofiz adenomu, hiperparatiroidi, feokromasitoma gibi başka endokrin organ patolojileri ile birlikte görülebilen kanser türüdür. Medüller kanserlerin dörtte birini genetik geçişli ailevi medüller kanserler oluşturur. Genetik test ile tespit etmenin mümkün olduğu ailevi medüller kanseri gelişimini bebeklik ve çocukluk çağlarında tiroid bezlerinin tamamını alarak yapılan ameliyat ile önlemek mümkündür. Lenf yolu ile metastaz yapma özelliği olan medüller kanserde ameliyatta lenf bezlerine yönelikte gerekli işlem yapılır. Radyoaktif iyot tedavisinin medüller tiroid kanserinde etkisi yoktur.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)