Tüm Dileklerinizi Gerçekleştirmek
Yazar Aylin Aydemir • Psikolog • 15 Haziran 2020 • Yorumlar:
Yalnızca bir yaşamınız var ve onu nasıl yaşayacağınız tamamen sizinle ilgilidir. Tüm dileklerinizi gerçekleşmiş olması çoğunlukla mümkün değildir aslında temelde yaşam amacımız olan mutluluk ve huzur duygusu için yeterli değildir. Birçok insan daha zengin olmanın, daha sağlıklı olmanın, daha güzel olmanın, daha eğitimli, kariyerli daha daha daha fazlasına sahip olunursa bunun kesinlikle mutluluk getireceğine inanır. Mutluluk bir yaşam seçimidir haz ile karılaştırılmaması gereklidir. Sahip olduğunuzdan fazlasını almak size bir süre zaman ve bir miktar haz yaşatabilir ancak bunun adı kesinlikle mutluluk değildir. Mutluluk seçilmiş bir yoldur. Siz amaçlarınız için uğraşırken hayata bakış biçiminizdir. İşinizi yaparken terfiyi ,övgüyü, ünü, şöhreti düşünmeden ondan keyif alma biçiminizdir. Annem, bir yemeği çok keyifle yiyorsan kilo aldırmaz der, aynı keyifle yenen bir yemeğin kilo aldırmayacağını bilmek gibi Sonuca ulaşmak için gittiğiniz yollarda keyif almayı seçerseniz sonuç zaten istediğinizden de iyisi olacaktır. Düşünün ne kaybedersiniz ki en kötü ihtimalle sonuç tam istediğiniz gibi olmasa da iş yapmamış eğlenmiş keyifli vakit geçirmiş olursunuz. Mutluluk budur. Belki yüz defa duydunuz ama bir kez daha duymanın kimseye bir sakıncası yok Mutluluk sonuç değil süreçtir.
Tüm kişisel gelişim kitapları size çekim yasası gereği isteğinize odaklanıp onu hayal edip hatta varmış gibi hissedip tüm duyguları yaşayıp sonrada bu duygu ve düşünceleri salıvermeyi öğütler. Duygu v düşüncelerinizin önünden çekilin ki evrensel sistem sizin için çalışmaya başlasın der. İşin en zor kısmı aslında bu duygu ve düşüncelerin önünden çekilmek yada onları salıvermek ile ilgili olandır. Hepiniz hayal kurmayı seversiniz oturup saatlerce harika bir fiziğe, istediğiniz eve, sevgiliye, kariyere sahip olduğunuzu hayal edebilir ve onun getirdiği haz duygusunu uzun süre tüm bedeninizde ve zihninizde yaşayabilirsiniz. Ya sonra? zihnimizi bu kadar meşgul etmiş bir düşünce nasıl bir anda temel odağımızdan kaybolur . Buradaki sır sürece odaklanmaktır. Şu an Her ne yapıyorsanız ona odaklanın örgü mü örüyorsunuz üremesinin keyfini yaşayın benim şu an bu satırları yazarken sadece şu an burada ve inanılmaz keyif alıyor olmam gibi sadece o ana ve o anın keyfine renklerine kokusuna ritmnine kaptırın kendinizi o zaman zihniniz gerçekten takıntılı olduğunuz tüm duygu ve düşüncelerden özgür şekilde size ve ona hizmet etmeye başlar.
Tüm bu süreçlerin tek ve gerçek mimarı zihninizdir. Zihniniz her şeyin başlangıcı ve sonucudur. Peki, zihinimizi en hızlı şekilde hayatımızı yeniden tasarlayacak şekilde yaratma konumuna nasıl getirebiliriz? Bir şeyi en iyi şekilde yapmanın tek yolu onu alışkanlık haline getirmektir. Her gün biraz zihninizin üzerinde çalışarak tüm dileklerinizi gerçekleştirebilir ve bunu yaparken de çok eğlenebilirsiniz.
Her aklınıza geldiğinizde zihniniz üzerinde çalışmak onu eğitmek her sıkı ve iyi eğitimin olağan süreci olduğu gibi başarı ile sonuçlanacaktır. Bu hayattaki nihai amacımız mutlu olmaktır. Mutluluk, kendimize sevdiklerimize başka insanlara da yardım edebilmenin tek nihai yoludur. Ve biraz çalışma gerektirir. Her gün yapacağınız bir miktar zihinsel alıştırma, elinizdeki işin keyifli taraflarını görebilmeye odaklanma çalışması takıntılı olduğunuz istek ve dileklerinizden arınmanızı sağlayacaktır.
Bir dileğinizin gerçekleşmesi, eylemlerinizin sonucudur. O eylemler ise hayatınızdır. Ev almayı düşünüp durmanız güzel bir evinizin olduğunu hayal etmeniz sizi heyecanlandırabilir. Size ilham verebilir. Bu yüzden anlamlıdır. Hayal etmek yada o çok istediğiniz şey zaten sizinmiş gibi hissetmek tamamen ilham verici güçlü duygularla harekete geçmenizi sağlayan size meydan okuyan güçlü duygulardır. O yüzden bırakın ilham verici süreç hayalleriniz ile tetiklensin. Siz o heyecanın içindeyken çok daha yaratıcı çözümler üretebilirsiniz. zihnimizin müthiş bir gücüdür imgeleme yapmak hatta son zamanlarda yapılan araştırmalar imgelemenin iyileştirici gücü üzerinde yoğunlaşmış ve çok başarılı sonuçlar almaya başlanmıştır. İmgelemeye kısaca zihnin beden ile iletişim kurduğu saf iletişim yoludur diyebiliriz. 5 duyu organı ile edindiğimiz tüm bilgileri imgeleme yolu ile yeniden yorumlama işleme gücü ile zihniniz ruhunuza ve bedininize şifa veren bir güce dönüşebilir. Birisine birşeyi hayal etmesini söylediğinizde herkeş farklı şekilde hayal etmeye başlayacaktır. Bana göre, hayal gücünün dili öz benliğinizin dilidir. Ve kendi içinize açılan bir kapıdır. Tecrübeleriniz, duygularınız düşünceleriniz, geçmiş tüm anılarınız imgeleme gücünüzü etkiler size özgü eşsiz bir tasarımdır bu. İnsanın öz benliği ile buluşmasıdır.
Bedensel fonksiyonlarımız iki farklı merkezi sinir sistemi bölümü tarafından kontrol edilir; ilki otomatik olarak yaşamımıza devam etmemizi sağlayan otonom sinir sistemi
Tüm hayatınızı mutluluk, huzur içinde geçirmek ve tüm dileklerinizin gerçekleşmiş olması size masalsı bir kavram gibi gelse de gayet gerçekleşme olasılığı olan ideal bir yaşam seçimidir. Doyum sağlayacağınız bir yaşam, sağlıklı bir bedensel ve ruhsal yapı, sizi seven ve birlikte olmaktan son derece keyifli olduğunuz insanlar ile çevrili cıvıl cıvıl neşeli bir hayat sürebileceğinizi bilmek şu an ki yaşamınıza bakış açınızı değiştirebilir. Var olan yaşantınız dan da tam tarif ettiğim gibi bir yaşam doğabilir.
Böyle bir insan olmaya başladığınız da çevrenizde sizi sarıp sarmalayan tüm koşul ve kişilerden bağımsızlaşmaya başlarsınız. İlk etapta herkes gibi sıradan bir hayat sürüyor gibi görünseniz de sizi sınırlayan, huzursuzluk veren hiçbir toplumsal düşünce yargı olmamaya başlar. Sizin için ırk, din dil ekonomik durum, markalar, dış görünüş cinsiyet gibi ayırt edici kavramlar anlamsızlaşır. Yaptığınız işlerden daha çok zevk almaya, hayatı olduğu gibi kabul etmeye, size sunulanı almaya başlarsanız. Bu tüm bakış açınızı değiştiren güçte bir yaşam duruşudur. Yağmur yağdığında, kıyafetleriniz kirlendiğinde ve pislendiğinde siz artık geçmiş ya da gelcekte takılıp kalmadığınız için bu kıyafetleri şimdi kim temizleyecek diye düşnmenin anlamsız olduğunu bilir ve bunun yerine yağmurun keyifine varmaya başlarsınız. Sizi gelecek ve geçmişe takıntılı düşüncelerin paralize etmesine izin vermezssiniz . Olumsuz gibi görünen koşul ve durumları bile büyük bir olgunluk ve hatta keyifle yaşamın getirdikleri olarak kabul eder ve onlardan alabileceğiniz en yüksek verimi alırsınız. Çevrenizdeki insanların en küçük olaylar için bile nasıl suçluluk ve pişmanlık duygusu içinde olduklarını görmek ve hatta bir zamanlar sizinde nasıl aynı duygular içinde olduğunuzu anlamak son derece anlamlı bir gelişim sıçramasıdır. Evet çok değil belki birkaç ay önce üzerine yemek dökülen kıyafetinizin yasını tutmuş buna sebep olan kişiye ve o gün o pahalı kıyafeti giydiğiniz için kendinize kızmış olabilirsiniz. Tüm bu verimsiz düşüncelerin sebep olduğu tüm duygu ve düşüncelerle geceniz berbat oldu ve ortamlardan keyif alamadınız. Artık kirli giysinizle ortamların tadını çıkarabileceğinizi biliyorsunuz…Olan her zaman olmuştur. Geçmiştedir.
Tüm dileklerinizin gerçekleşmesi, her şeyden sorumlu olduğunuzu bilmek ama hiçbir şeyden ötürü pişmanlık duymamaktır. Pişmanlık ve suçluluk panzehiri olmayan ve insanı içten içe yavaş yavaş zehirleyen öldürücü biir zehir gibidir. Olan, olmuştur ve an için olması gerektiği için olmuştur hiçbir şey bunu değiştiremez. Yaşanmış olan bitmiştir ve artık utanç pişmanlık gibi kötü duyguları hissediyor olmanız kendinizi suçlamanız bunu durumu değiştirip düzeltmeyecek aksine bu tarz duygular yaşadığınız olumsuz tecrübelerden ders almanızı engeller. Yaşadığınız olumsuz tecrübelerden ders almayı seçin ever bu bir seçimdir. Özür dileyin, bu verimsiz davranışı bir daha tekrarlamayacağınıza dair kendinize söz verin ve devam edin.
Bir hata yaptığınız da en büyük cezayı kendinize siz verirsiniz. Bu kendinizi aşağılamaktan tutun da acımasızca eleştirmeye hatta bu kötü duygularla başkasının denetimi altına girmeye uzanan durumları da beraberinde getirir. Daha önceki bölümlerde bahsettiğim suçluluk pişmanlık gibi duygular ile çok kolay başkalarının denetimi altına girilebilir hiç şikayet etmeden geleni olduğu gibi kabul ederek ve olaya olan katkınızın tüm sorumluluğunu alarak hayatınızı daha verimli geçirebilirsiniz.
Gülmenin Büyüsü
Mizah duygusu bir insanın sahip olabileceği en sihirli duygulardan biridir. Mizahi bir yanınız var ise gülmeyi ve güldürmeyi biliyorsanız çok şanslısınız, elinizde çok değerli bir hediyeniz var demektir. Gülmenin insan psikolojisi üzerine etkisi tartışmasız çok olumludur. Hatta bulaşıcı ve en sıkıcı zamanları bile keyifli birer anıya dönüştürebilen güçte bir büyülü bir şey gülmek. Olaylardaki mizahi görebilmek.
Oldukça duygusal olan erkek kardeşim aynı zamanda inanılmaz bir mizah görüşüne sahiptir onunla birlikteyken en berbat görünen olaylarda bile mutlaka gülünecek bir şey olduğunun farkına varırsınız. Aslında bir anda olayın dramasının içinden çıkıp insani ve komik olan tarafına odaklandığınız da sorun da bir anda hafifler sanki. Bana göre Gülme terapisi denen bir terapi şekli olmalı ve insanlara tüm dramalarının içindeki mizahı okuma sanatı öğretilmeli. Bu gerçekten siz sorun denizinde yüzerken bir anda karanın görünmesi gibidir. Hoş olmayan bir olay yaşadığımız da üzüntü verici olay ve düşünceler işlevsel olmayan bir şekilde zihnimizde depolanır. Bu durum ilerleyen süreçte bu olayın rahatsız edici etkilerinin devam etmesine ve kişinin kaygı korku geliştirmesine sebep olur. Ancak üzüntü verici olay yaşanırken birdenbire gülünecek bir olayın fark edilmesi bir anda beynin değişik bölgelerinin de hareketlenmesine sebep olacağından beynin olayla ilgili yapacağı işlevsel olmayan travmatik kayıtlarının dönüşmesine sebep olabilir. Erkek kardeşimin aile içinde olaylara mizahi yaklaşımı sanırım aile içinde yaşanılan sorunları daha kolay bertaraf edebilmemizi sağladı.
Oldukça doğal bir davranışımız olan gülme, zaman içerisinde yaşanılan kültürün öğrenilmesi kişinin yaşam tecrübeleri ile belirli bir form kazanır. Yapılan bir araştırmada ortalama bir yetişkin günde 30 defa gülerken. Çocukların 150 kez güldüğünü saptamıştır. Çocuklar kültürden ve yaşadıkları toplumdan bağımsız şekilde oldukça doğal bir şekilde sebepsizce gülebilirler. Büyüdükçe artan stres ve sosyal öğrenme ile kişinin gülme duygusunu asgari düzeyde kullanmaya başladığını söylesem çok da yanlış olmaz sanırım. Hatta bazı insanların bırakın kahkaha ile gülmeyi yüzünde tebessüm bile göremezsiniz. Oysaki bu insanı ve doğal mucizevi hediye bize doğarken verilmiştir. Onu yeniden kazanmanın uzun terapi ve çalışma gerektirmesi ne kadar acı. mutluluğun çapapaçık göstergelerinden biri olan gülmenin faydalarını sayarak bitirmemiz mümkün olmasa da ruh durumunuzun bariz şekilde pozitifleşmesi, sizi daha neşeli bir ruh haline sokması, beyninize alınan nefes dolayısı ile daha çok oksijen gitmesi, stresi azaltması hatta yüz kaslarını çalıştırdığı için yüzünün genç görünmesi bile daha çok gülmeniz için yeterli bir sebeptir. Gülümseyin…
Gülme davranışı sizi daha olumlu bir modda tutacağından, hayatınızda olmasını istediğiniz şeyleri de çekmeniz kolaylaşacak. Tüm dileklerinizin gerçekleşmesi sizin kendinize yaptığınız yatırım ile ilgilidir. Daha çok gülmeniz daha mutlu olmanız daha mutlu olmanızda daha ahenkli bir hayatı yaratmanızla ilgilidir. Bu hayattan tek isteği yalnızca kendisini seven bir eş olan bir kişi y biraz daha çok gülümsemeyi öğrendiğinde çevresi tarafından daha çekici daha aranılan bir kişi olmaya başlayacaktır. Bu mutluluğun verdiği çekiciliktir. Ben gülümsemenin yakışmadığı bir insana hiç rastlamadım. İçten bir gülümseme tüm insanlar için oldukça çekicidir. Sosyal ortamlarında aranılan davranışıdır. Burada uyarmalıyım ki Size pervasızca karşınızdakiler ile alay edip aşırı bir gülmeden bahsetmiyorum bahsettiğim doğal ve içten olan bir gülümseme, Doğal olmayan aşırı ve abartı olan her şey herkes için her zaman rahatsız edici olur.