Uyanma Problemi ve Uyku Bozuklukları

Yazar İrem Nur Akdeniz • 11 Temmuz 2024 • Yorumlar:

Özellikle sonbahar aylarında başlayan ve genelde kış ayları boyunca da devam eden; sabahları uyanamama, uyansak da dinlenememiş, yorgun hissetme ve algılarımızın açılmasının uzun sürmesi, birçok kişinin yaşadığı problemler diyebiliriz. Uyku vücudun dinlenmesi ve yenilenmesi için çok önemli olan bir dönemdir. Uyku bozuklukları bedensel ve ruhsal sağlığın bozulmasına, yaşam kalitesinin azalmasına neden olur. Uyku bozukluklarından bazıları dysania, insomni, hipersomni ve parasomnidir. Dysania; Tıpta resmi bir tanımı olmasada, yataktan kalkmakta zorlanma/kalkamama olarak tanımlanır. İnsomni; uykuya dalamama, az uyuma veya sık sık uyanmalardır. Hipersomni; aşırı uykululuk durumudur. Parasomni; uyku sırasında ortaya çıkan birtakım bozukluklardır.

UYKU VE UYANMA PROBLEMLERİNİZİN SEBEPLERİ NELER OLABİLİR?

  1. Kan Değerleriniz: Vitamin ve mineraller (B2, B6, B12, D vitamini, demir, kalsiyum) yaşamımızın temel gereksinimleridir. Her ne kadar bunlar için belli bir referans aralığı olsa ve siz bu normal aralıkta olsanız da bir uzmana danışıp takviye gıda kullanmayı deneyebilirsiniz. Çünkü yaş-kilo gibi etkenler bireyden bireye değiştiği için vücudun ihtiyaç duyduğu besin ve enerji miktarı da buna göre değişir. Bu yüzden normal görünen bu değer size her zaman yetmez. Bu da halsizlik, yorgunluk gibi durumlara yol açar. Sonuç olarak da yataktan kalkmak zulüm halini alabilir. Eğer ki bu durumdan uzun süre kurtulamazsanız işin ucu yataktan kalkamamanın sizin için kronikleşmesine, bir türlü bu durumu çözemediğiniz için de sürekli endişe duyup stres olmanıza kadar gelebilir.

  2. Depresyon: Kan değerleri de dolaylı yoldan depresyona sebep olabileceği gibi birçok neden de depresyona sebep olabilir. Depresyon, üzüntü, enerji kaybı ve yorgunluğa neden olabilen bir duygu durum bozukluğudur.

  3. Fibromiyalji : Bu hastalık yaygın ağrıya , hafıza sorunlarına ve ruh hali değişikliklerine neden olur. Ayrıca kendinizi yorgun hissetmenize (dysania) ve uyanıp güne başlamakta zorlanmanıza neden olabilir.

  4. Anemi : Yeterince sağlıklı kırmızı kan hücreniz olmadığında yani halk arasında bilinen adı ile kansızlık durumunda , enerji seviyeniz düşebilir ve uyanmakta zorluk çekebilirsiniz.

  5. Tiroid bozuklukları : Tiroid beziniz olması gerektiği gibi çalışmıyorsa, kendinizi halsiz hissedebilirsiniz ve uyku bozukluğu yaşayabilirsiniz.

UYKU BOZUKLUĞUNDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER 

Uyku öncesi yemek yeme: Uyumadan yaklaşık 3-4 saat önce yemek yemeyi sonlandırmış olmanız hem sağlığınız hem uyku kaliteniz açısından faydalı olacaktır.

Gıda Hassasiyeti: Gıda hassasiyeti yorgunluk sebebi olabilir. Örneğin; laktoz intoleransı ishale neden olabilir ve sıvı kaybı aynı zamanda elektrolit kaybı yaratacağından halsizlik ve yorgunluk sebebi olabilir.

D Vitamini ve B12 Vitamini: Vücudunuzdaki demir, D vitamini ya da B12 vitamini eksikliği; yorgun, gergin ve zayıf hissetmenize neden olabilir. Vücudunuzu güçlendirmek için, vitamin ve mineral takviyesi almayı ihmal etmeyin.

Kafein, alkol ve nikotinden uzak durun: Bunlar uykunuzu bozabilir.

Uykuyu sınırlayın: Gündüz uzun şekerleme yapmak geceleri uykuya dalmayı zorlaştırabilir. Bir kestirmeye ihtiyacınız varsa, 30 dakikadan fazla dinlenmeyin ve günün geç saatlerinde ertelemeyin. 

Egzersiz: Günlük fiziksel aktivite enerjiyi artırabilir ve ayrıca daha iyi uyumanıza yardımcı olabilir. Ancak yatma vaktine çok yakınken egzersiz yapmanız önerilmez, mümkünse yatmadan en az 3-4 saat önce günlük egzersizinizi tamamlamış olun. 

Odanızı uykuya uygun hale getirin: Çok fazla ışık veya gürültü uykuya dalmanızı zorlaştırabilir. Uyumak için rahat bir yer yaratmak için gölgelikler, kulak tıkaçları vb. gereçler kullanabilirsiniz. Ayrıca yatak odanızın serin olduğundan emin olun. 16 ile 19 derece arası idealdir. 

Ekranlardan uzak durun: Yatmadan önce tablet, telefon, TV, dizüstü bilgisayar ve diğer aygıtları kullanmak vücudunuzun saatini bozabilir. Bu uyumayı zorlaştırabilir. Yatmadan en az 30 dakika önce cihazları kullanmayı bırakın. 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)