Verimli Ders Çalışabiliyor Muyuz?
Yazar Muhammed Enes İmert • 24 Ocak 2019 • Yorumlar:
Başarılı bir hayat, ‘uyumlu, mutlu ve doyumlu’ yaşanan bir hayattır. Geçmişte başarı için, aynı öneriyi içeren tek bir reçete sunulurdu; Çalışmak, çalışmak ve yine çalışmak veya çok çalışmak. Oysa çağdaş başarı kavramı içinde ‘çok çalışmak’ yerini ‘etkili çalışma’ya bırakmıştır.Başarılı olabilmek için mutlaka amacın açık ve net bir biçimde tanımlanmış olması, kişinin buna inanması ve bu amaca yönelik yıllık, aylık ve haftalık programların düzenlenmesi gerekir. Unutmamak gerekir ki, başarılı insan belirlediği amaçlarına belli bir zaman dilimi içinde ulaşmış olan kişidir. Peki, öğrenme nedir? Öğrenme bilgiyi algılama, hafızaya alma, tekrar geri getirme (hatırlama) ve gerektiğinde kullanma sürecidir. Bir başka açıdan öğrenme; bireylerin zihinsel yapılarında görülen değişmeler olarak da tanımlanabilir. Bu değişimlerin bir kısmı gözlenebilirken bir kısmı da doğrudan gözlenemeyebilir. Öğrenme süreci bireyin aktif olduğu bir süreçtir. Bilgiyi işleme modeline göre insan zihninde tutmaktadır. Bu bilgiyi işleme modeli tıpkı bilgisayar hafızasına benzemektedir. Elde edilen bilgileri eğer bilgi pek de işimize yaramıyorsa kısa süreli hafızamıza, bilgi bizim için önem taşıyorsa uzun süreli hafızamıza atmaktadır. Hafızamızın güçlü olmasını destekleyen bazı yöntemler vardır ki bu bilgiyi uzun süre zihnimizde tutulmasını sağlamaktadır. Buradaki stratejiler hayal kurma ve sembollere dayanmaktadır. Eğer bir bilgi sıralanması açısından zorluk teşkil ediyorsa(Örneğin: Türkiye Cumhuriyetinin cumhurbaşkanları sıralanması gibi) bir evin odaları diye nitelendirilip sıralanabilir ve böylece hafızada daha kolay saklanmasını sağlayabilmektedir. Ya da ses benzerliğinden oluşan kelimelerle kodlanabilir ve hafızaya atılabilir. Bunlar gibi birçok yöntem vardır ki bu hafızada bilginin saklanmasına yardımcı olabilmektedir. Evet, bilginin saklanmasından yola çıkarak edindiğimiz bilgiler tekrar edilmediği takdirde kısa sürede kaybolacağı görüşünü de aklımızda tutulmasında fayda var. Demek oluyor ki derse girip çıktıktan sonra edinilen tekrar bir hafta saklanmasına, bir hafta sonra yapılan tekrar bir ay saklanmasına, bir yıl sonra edinilen tekrar ise yıllarca hafızada kalmasına yardımcı olacaktır.
Unutmayalım ki, İnsan öğrendiğini çok çabuk unutur, başta ve sonda öğrenilenler daha çok hatırda kalır. Göze çarpan kelimeler, isimler şekiller daha iyi hatırlanır. Canlı tasvirler, değişik, ilginç tanımlamalar daha iyi hatırlanır. Uzun bir listeyi öğrenmek yerine, daha küçük parçalara bölerek öğrenmek daha kolaydır. Önceden ne kadar çalışılacağı bilinmezse, hatırlama o kadar az olur. Yapılacak çalışmadan en iyi verimi alabilmek için çalışma belli aralıklara bölünmelidir (45-60 dk’lık çalışmalar öğrenme alanına göre ideal olabilir). Çünkü çalışmaya ara vermeden çok uzun süre devam etmek dikkatin ve konsantrasyonun gittikçe azalmasına neden olmaktadır. Yazı yazma, ödev hazırlama gibi çalışmalar için çalışma süreleri daha da uzayabilir.
Nasıl ders çalışmalıyız? Çalışma yeri belirlenmelidir. Masası, sandalyesi, ışığı, sıcaklığı ile ideal olan gürültüden uzak bir çalışma odası motivasyonu ve dikkati arttırmada ve başarı kazanmada önemli bir rol oynar. Ders çalışmak için günün en verimli olunan zamanları belirlenmelidir. Ders çalışırken mutlaka masa başında oturulmalıdır. Çalışma sandalyesi ne çok rahat ne de rahatsız edici olmamalıdır. Mümkün olduğunca her gün aynı mekânda ders çalışmak, ders çalışmayı kolaylaştırır ve dikkati keskinleştirir. Yatarak, uzanarak, kaykılarak ders çalışmak dikkati ve konsantrasyonu olumsuz etkileyeceğinden öğrenmeyi engeller. Çalışma odasında (veya çalışma masasının görüş alanında) bilgisayar, televizyon, telefon, resim, yiyecek vb. dikkat dağıtabilecek unsurlar olmamalıdır. Çalışma masası sadece ders çalışmak için kullanılmalıdır. Ders dışı faaliyetlerin aynı masada yapılmaması, ders için koşullanmayı olumlu etkilemektedir.