Yediklerimiz Psikolojimizi Nasıl Etkiler?
Yazar Elif Zahide Gök • Psikolog • 27 Haziran 2021 • Yorumlar:
Besinlerin psikolojimiz üzerindeki etkileri neler?
Bizi mutlu eden yiyecekler gerçekten var mı ve bilimsel bir karşılığı bulunuyor mu?
Yapılan çalışmalar da bize göstermiştir ki, yediğimiz yiyecekler sadece fizyolojimizi etkilemekle kalmıyor, ruhsal dünyamızı da etkiliyor. Yenilen her yemeğin kendine ait besin değeri vardır, bu yüzden her besin birbirinden farklıdır. Ne yemeyi seçerseniz bedeniniz kadar ruhunuz da onunla beslenmiş oluyor. Fiziksel sağlık ve ruhsal sağlık bir bütünün ayrılmaz parçasıdır. Bu yüzden fizyolojimiz ne kadar sağlıklı ise ruhsal açıdan da o kadar sağlıklı oluruz”
Ruh ve beden bir bütündür.Genetik faktörler, fiziksel aktiviteler, uyku düzeninin yanında yemek-içme alışkanlıklarımız da hem bedensel hem de ruhsal sağlığımızı etkiler. Bedensel sağlığımıza olumlu etkiler yapan besinleri tüketmemiz psikolojik sağlığımızı da doğrudan etkiler. Beynimizi düşüncelerimizi, davranışlarımızı, tepkilerimizi ve duygularımızı yönlendiren bir makine olarak görebiliriz. Mesela uzun süre aç kalınca nasıl sinirlendiğimizi, kendimizi ve duygularımızı nasıl kontrol edemediğimizi düşünelim. Bu anlarda glikoz yoksunluğu çeken beynimizdeki bu maddeler azaldıkça, hem düşünce yeteneğimiz zayıflar hem de duyguları kontrol etme-yorumlama mekanizmamız gerektiği gibi çalışmaz. Muhakeme, anlama, yorumlama gibi faaliyetleri yöneten beynin, ayrıca kalp atışı, sindirim sistemi ve uyku gibi hayati önem taşıyan görevleri de vardır. Bunun için sahip olduğumuz enerjinin % 20 sini kullanan beynimizin, sürekli olarak enerji ve kan dolaşımına ihtiyaç duyar. Bu enerjinin kaynağı da elbette yediğimiz besinlerdir. Yediğimiz her sağlıklı besin beynin yapısallığına ve işleyişine olumlu katkı sağlar. Depresyon, anksiyete, erken bunama, hatırlamada zorluklar, alzheimer, panik bozukluk, dikkat eksikliği ve odaklanmada zorluk gibi psikolojik rahatsızlıkların temel sebeplerinden biri de yeme alışkanlıklarımızdır.
“Man İst, Was Er İsst” İnsan Ne Yiyorsa Odur
Vücuda alınan her besin, beynimizdeki aminoasitleri harekete geçirir.
Hayvansal protein içeren besinler tükettiğimizde, fenilalanin maddesi beyne iletilir ve noradrenalin aracılığıyla adrenaline dönüşür. Sonuç olarak fazla et tüketen kişiler daha hareketli ve aktif olabilirler.
Omega 3 içerikli besinler tükettiğimizde, beynimizdeki seratonin yani mutluluk hormonu miktarı artar. Böylece depresyon riskini azaltmış oluruz.
Lif açısından yüksek olan doğal şekeri bulunan meyve ve sebzeleri tükettiğimizde, seratonin yükselişe geçecektir. Ancak beyaz ekmek yediğimizde, karbonhidrat almış olsak da lif tüketemediğimiz için kan şekerimiz hızla artar ve açlık hissederiz. Bu durum bizde stres ve gerginlik yaratır.
Kola gibi gazlı içecekleri yemekle birlikte tükettiğimizde, mide ve beyin arasındaki bağlantıya zarar vererek, doyma hissini geciktiririz.
Yağ oranı düşük besinler, tahıl, sebzede bulunan tiamin ve selenyum maddelerini almış olmakla panik bozukluk ve strese karşı direncimizi artırmış oluruz.
Özellikle çocukların şeker, işlenmiş gıda ve beyaz ekmekten uzak durmaları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunu önlemede faydalıdır. Alınan şeker alkole dönüşür, alkol karaciğeri etkileyerek kontrolsüz öfke ve dürtüsellik ortaya çıkar.
Başta ceviz olmak üzere kuruyemiş, kuru bakliyat, tam tahıllı yiyecekler, balık, yeşil yapraklı sebzeler, brokoli tükettiğimizde beynin etkin çalışmasını desteklemiş oluruz. Hafızamızı korumak ve beynin biyokimyasını olumlu yönde etkilemek için bu besinleri tüketmek faydalı olacaktır.
Koyu ve yapraklı sebzeler, portakal, greyfurt, tam buğdayda sıkça bulunan folik asit tüketmek, depresyona karşı etkilidir.
Görüldüğü üzere doğru besinleri tükettiğimizde psikolojik olarak da sağlıklı oluyoruz. Öyleyse önce kendimize değer verelim, bedenimizi sevelim ve ona iyi bakalım.