Doktor İntiharları

Yazar Atiye BörtlüoğluAdli Tıp Doktoru • 17 Ekim 2019 • Yorumlar:

Son günlerde üst üste gelen hekim intiharı haberleri, şüphesiz hepimizi üzen ve düşündüren bir konudur.Gerçek sayı bilinmemekle birlikte hekim intiharları azımsanmayacak sıklıktadır.

Genel popülasyonla karşılaştırıldıklarında tüm tıbbi nedenlere bağlı ölümler bakımından doktor olmak düşük risk içerirken, sadece suiside bağlı ölümler bakımından doktorlar normal popülasyondan daha çok risk altında bulunmuşlardır.(1) İntihar sonucu ölen hekimlerin psikolojik otopsisinin yapıldığı bir çalışmada; ölenlerin çoğunda depresyon, alkol veya madde kullanım bozukluğu olduğu, iş yerinde problemler yaşadıkları bildirilmiştir.(2) Hekim intiharlarında hekimlerin ölümcül yöntemleri bilme ve bu kaynaklara erişebilme kolaylıkları tamamlanmış intiharı arttırmaktadır.

Azalmış iş tatmini, tükenmişlik, doktora yönelik şiddete maruz kalma vb) gibi doktorluk mesleği ile ilgili olabilen sorunlara; doktorluk ile ilişkili olmayan, evlilik, aile, kariyerle ilgili sorunlar, mobinge maruz kalma, ağır stresle ilişkili olabilen sağlık sorunları da eklendiğinde depresyon gibi pek çok ruhsal sorunun ortaya çıkması kaçınılmaz görünmektedir.

Bir çalışmada doktorların %73.4’ünün ruhsal hastalıklarını bu konudaki uzmanlardan çok ailelerine ve arkadaşlarına söylediklerini ancak %12.9’u bir uzmana açıkladıklarını bildirmişlerdir.(3) İngiltere’de gerçekleştirilen bu çalışmada; İngiltere’deki kişisel verilerin elektronik kaydının hastaneler arasında çok sayıdaki bilgisayarla bağlantılı olduğu, bunun diğer çalışma arkadaşlarının bu bilgilere erişim olasılığını arttırdığı yorumu yapılmıştır.(3)

Kişisel verilere ulaşım noktasında eczane, hastane kayıt vb, birimlerden psikiyatri başvurusu, tanı, ilaç raporu vb, bilgilere ulaşma olasılığı, hekimler dışında diğer sağlık personeli ve vatandaş için de kaygı verici olabilmektedir. Ruhsal destek alma, psikiyatrik bir hastalık sahibi olma, toplum tarafından damgalanma (stigmatizasyon) ve dışlanmaya neden olabilmektedir. Bütün bu sebepler başvuru ve destek almayı önleyebilir.

Son yıllarda artan toplum temelli hizmet uygulamaları, hastane yatak sayısı vb gibi destek sunma araçlarına rağmen, ruh sağlığı ile ilgili düzenli ve yeterli yardım almak konusunda bazı ülkelerle karşılaştırıldığında hala yetersizlikler söz konusudur. Bu durum da düzenli tedavi alımını etkileyen bir konudur. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; ülkemizde 100 bin kişi başına düşen psikiyatrist sayısı 3.8 iken; örneğin İsviçre’de 45.1’dir. Diğer Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye; Fransa (22.3), Almanya(20.8), Yunanistan (%16.9), İspanya (10.1), Makedonya (10.1), gibi ülkelerden oldukça geridedir.

Uzun süre sessiz kalarak hastalıklarını kimseye söylememe, günlük işlerini yerine getirme, belli etmeme çabası nedeniyle iş arkadaşları, hatta eşleri tarafından da farkedilmeyebilir ve ne yazık ki ancak ani bir şekilde ölüm tablosu ile karşı karşıya kalındığında kişinin sorunu ile ilgili farkındalık gelişebilir.Yaşadığımız bu üzücü hekim intiharları bağlamında, konuya yönelik bireysel ve toplumsal farkındalık gelişmesi, hekime yönelik şiddet başta olmak üzere hekimlerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi vb sorunların giderilmesi ile ilgili etkin çalışmalar yapılması son derece önemlidir.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)