Ruhun Kalp Krizi; Panik Atak

Panik atak nasıl ortaya çıkar? Ve psikolojik bir durum, kalp krizi geçiriyormuş algısı yaratabilir.? Bu durumu şöyle düşünün; panik atak ruhun kalp krizidir; Nasıl ki kalp krizini hazırlayan risk faktörleri sigara, hareketsiz yaşam, kötü beslenme, sevgisiz yaşam tarzı ve benzerleri ise, panik atak içinde çeşitli risk faktörlerinden söz edilebilir; Fazla verici, karşı odaklı, aşırı sorumluluk sahibi kişilik yapısı, yaşamda fazla yük alma, aşırı güçlü duruş, fazla analitik düşünme, topluma ve aileye fazlaca odaklı yaşam biçimi gibi risk faktörleri panik atağı tetikleyebilir.

Yüzde 90’ı tıkalıyken bile idare eden bir kalp damarı gibi, ruh haliniz başta direnir ve idare edemez noktaya geldiği anda panik atak ortaya çıkar. Ataktan sonraki ilk günlerde, “ruhunuzda tıkanmış damarları” hızla açarsanız belirtiler hızla düzelir. Ancak damarları açmayıp, ben hastayım moduyla sadece ilaçlara yüklenip hayatınızı değiştirmezseniz, aynen kalp krizi sonrası gelişen kalp yetmezliği yaşayanlar gibi kısıtlı, mutsuz, yorgun bir yaşama mahkum olursunuz.

Panik atak geçirdiniz ve ardından iş, aile ve sosyal yaşamınız değişti; aynen kalp krizi geçirmiş biri gibi tehdit altında hissediyorsunuz. Sürekli atak beklentisi ile korku içinde, kısıtlanmış, alt üst olmuş bir yaşama neredeyse kendinizi hazırlıyorsunuz. Aldığınız ilaçlar kısmen işe yaradı ve ziyaret ettiğiniz her yeni doktor ya yeni bir ilaç ekliyor, ya da ilacınızı değiştiriyor. Artık acile gitmeyi düşünmüyorsunuz ancak zihninizde kötü senaryolarla sürekli endişeli bir bekleyiş içindesiniz. Sakat ve kronik hastalığı olan birisi gibi hissediyorsunuz.

Yukarıdaki anolojide olduğu gibi kalp krizi ve panik atak arasında benzerlikler olsa da, gerekli yaşamsal değişimleri yapıp, panik atağın size verdiği mesajı alıp, gerçekten cesur hamlelerle doğru psikoterapiye yönelirseniz, tamamen düzelmeniz, hatta eskisinden çok daha iyi olmanız çok yüksek olasılıkla mümkün. 

Panik atağın bize verdiği mesajlardan ve uyguladığımız psikoterapi tekniklerinden kısaca söz edip makalemi tamamlamak istiyorum. Örneğin, “daha az çalış, daha az düşün, herkesi mutlu edemezsin, bu kadar güçlü durma” benzeri mesajları alıp gerekli yaşam değişikliklerini yaparsanız hızla düzelme başlar.

Psikoterapide yaptığımız ise yukarıdaki mesajları alamayanlar ya da gerekli değişimleri yapamayanlarda farkındalık yaratmak; Yani panik ataktan korkmak yerine yaşam tarzı ve kişilik yapımızı nasıl değiştirebilirizi farkettirmek. Psikoterapide davranışçı, bilişsel ve geştalt terapiler gibi eklektik bir tarz ve ek olarak nefes egzersizi, mindfulness gibi tekniklerden de faydalandığımızı vurgulamalıyım.

Ben psikiyatrist kökenli bir psikoterapist olarak ilaç tedavisini sadece dikkatle seçilen vakalarda kullanmaya çalışıyorum. Ya da ilaç tedavisi alan her hastaya tedavisine psikoterapi eklemesini öneriyorum.

Hepinize sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.