SORULARLA İNSÜLİN DİRENCİ VE DİYABET
Yazar Elyesa Karaca • İç Hastalıkları Uzmanı • 31 Ocak 2018 • Yorumlar:
1.İNSÜLİN DİRENCİ NEDİR VE KİMLERDE GÖRÜLÜR?
Obezite, metabolik sendromun en önemli bileşenlerinden biridir ve insülin direnci ile yakından ilişkilidir. Metabolik sendromu olan bireylerin çoğunda ya kilo fazlalığı vardır, ya da aşırı obezdirler ve insülin direncine sahip olan insanların çoğu abdominal obeziteye sahiptir. Tip2 diyabetli hastalarda sıklıkla (%90 oranında) görülen insülin direnci, normal glukoz toleransı olan ve diyabeti olmayan bireylerde de görülebilir.
2.İNSÜLİN DİRENCİ HANGİ HASTALIKLARLA BİRKLİKTE GÖRÜLÜR?
İnsülin direnci diyabet (%90), hipertansiyon (%50) ile birlikte görülmektedir. Polikistik over sendromu -PKOS da insülin direnci ile seyreden klinik tablolardan birini oluşturmaktadır. Bunlara ek olarak NASH (Nonalkolik steatohepatit), ve bazı kanserlere de insülin direnci eşlik edebilir.
3. PREDİYABET NEDİR?
Prediyabet, şeker hastalığı öncesi durum olarak adlandırılmaktadır. Açlık kan şekerinin 100-125mg/dl arasında olmasına, "bozulmuş açlık glukozu" (BAG), 2. saat tokluk kan şekerinin 140-190mg/dl arasında olması ve açlık kan şekerinin 100mg/dl'nin altında olmasına "bozulmuş glukoz toleransı" (BGT) denir. Bazen bu iki durum birlikte olabilir-kombine BAG+BGT denir, bu kategori glukoz metabolizmasının daha ileri bozukluğunu ifade eder. Prediyabette HBA1C değeri 5.7-6.4 arasında seyreder. Bu hastalarda 5-10 yıl içinde aşikar diyabet gelişmektedir.
4.KİMLER İNSÜLİN DİRENCİ AÇISINDAN ARAŞTIRILMALIDIR?
a) fazla yememelerine rağmen, son zamanlarda kilo almaya başlayan kişiler,
b) diyet yapmalarına rağmen, kilo veremeyen kişiler,
c) aşırı ve özellikle geceleri tatlı yeme isteği artan kişiler,
d) acıktıklarında eli ayağı titreyen kişiler,
e) vücut tüylenmesi artan kişiler,
f) yüz ve vücudun değişik bölgelerinde sivilce çıkmaya başlayan kişiler,
g) adet düzensizliği yaşayan bayanlar,
h) ailelerinde şeker hastalığı olan kişilerin insülin direnci açısından değerlendirilmelerini öneriyorum.
5.DİYABET TANISI NASIL KONUR VE BU HASTALARIN ŞİKAYETLERİ NELERDİR?
8 saatlik açlıktan sonra ölçülen kan şekeri 126mg/dl üzerindeyse, veya 75gr'lık OGTT 2.saat kan şekeri 200mg/dl üzerindeyse, veya rastgele ölçülen kan şekeri 200mg/dl üzerindeyse ve beraberinde diyabet semptomları varsa ve HBA1C 6.5 'in üzerindeyse aşikar diyabet tanısı konulmaktadır.
klasik semptomlar: poliüri(aşırı idrara çıkma), polidipsi(aşırı su içme), polifaji(aşırı yemek yeme) veya iştahsızlık, halsizlik, çabuk yorulma, ağız kuruluğu, noktüri (gece idrara kalkma)
daha az görülen semptomlar: bulanık görme, açıklanamayan kilo kaybı, inatçı enfeksiyonlar, tekrarlayan mantar enfeksiyonları, kaşıntı
6. TÜRKİYE'DE DİYABET SIKLIĞI NEDİR?
1997 yılında yapılan TURDEP1 (Türkiye Diyabet Epidemiyolojisi) çalışmasında erişkinlerimizin %7.2 'de diyabet, %6.8'de glukoz tolerans bozukluğu, %22'de obezite saptanmıştır.
2010 yılında yapılan TURDEP2 çalışmasında diyabet prevalansı %7.2'den %13.7'ye yükselmiştir. 1997-2010 yılları arasında Türk toplumunda ortalama ağırlık kadınlarda 69kg'dan 75kg'a çıkmış (6kg), erkeklerde 74kg'dan 82kg'a çıkmış (8kg).
2013 yılında Dünya Diyabet Derneğinin (IDF) yaptığı araştırmaya göre 382 milyon diyabet hastası vardır. Çin, Hindistan, ABD diye sıralanmaktadır ve bu listenin ilk onunda Türkiye bulunmamaktadır. Ancak yapılan tahminlere göre 2035 yılında (20-79 yaş) diyabet görülme sıklığında Türkiye 11.8 milyon ile dünyada 9. sıraya yükselecektir.
7.KİMLER DİYABET AÇISINDAN TARANMALIDIR
- Obez veya kilolu (BKI 25kg/m2’den büyük) ve özellikle santral obezitesi (bel çevresi kadında 88cm, erkekte 102cm’den büyük) olan kişilerde; 40 yaşından itibaren 3 yılda bir, tercihen açlık kan şekeri ile diyabet taraması yapılmalıdır.
- Ayrıca BKI 25kg/m2 olan kişilerin, aşağıdaki risk gruplarından birine mensup olmaları halinde, daha genç yaştan araştırılmaları gerekir:
1. birinci derece yakınlarında diyabet bulunan kişiler,
2. diyabet prevalansı yüksek etnik gruplara mensup kişiler,
3. iri bebek doğuran veya daha öncesinde gebelik diyabeti tanısı almış kişiler,
4. hipertansif bireyler,
5. dislipidemikler HDL-K 35mg/dl altında, veya TG 250mg/dl üstünde,
6. daha önce BAG veya BGT saptanan bireyler,
7. polikistik over sendromu (PKOS)Nolan kadınlar,
8. insülin direnci olanlar,
9. koroner, periferik veya serebral vasküler hastalıkları olanlar,
10. düşük doğum tartılı doğan bebekler,
11. fiziksel aktivitesi düşük olan kişiler,
12. şizofreni hastaları,
13. böbrek nakli yapılmış hastalar
8. KONTROLSÜZ DİYABET NEDİR?
- Ayaktan tedaviye dirençli, tekrarlayan açlık hiperglisemisi 300mg/dl üzerinde veya HBA1C 11 üzerinde ise,
- Tedaviye rağmen tekrarlayan, ağır hipoglisemi 50mg/dl altında,
-Metabolik dengesizlik:sık tekrarlayan hipoglisemi ve açlık hiperglisemisi,
- İnfeksiyon veya travma gibibir neden olmaksızın tekrarlayan diyabetik ketoasidoz atakları,
- Sıvı kaybına eşlik eden hiperglisemi
9. GLİSEMİK HEDEFLER NEDİR?
Tedavide hedefler: ADA (Amerikan Diyabet Cemiyeti) hedefleri
HBA1C 7’nin altında
Preprandial glukoz: 70-130 mg/dl
Postprandial glukoz: 180mg/dl altında
Eskiden hedefler:
Açlık kan şekeri: 70-110mg/dl
Tokluk kan şekeri: 110-140mg/dl
Kabul edilebilir hedefler:
Açlık kan şekeri: 140mg/dl altında
Tokluk kan şekeri: 180mg/dl altında
10. TİP 2 DİYABETTE İNSÜLİN TEDAVİSİ ENDİKASYONLARI NELERDİR?
1. Oral antidiyabetiklerle iyi metabolik kontrol sağlanamaması,
2. Aşırı kilo kaybı,
3. Ağır hiperglisemik semptomlar,
4. Akut kalp krizi,
5. Akut ateşli, sistemik hastalıklar,
6. Hiperosmolar nonketotik koma veya diyabetik ketoasidoz,
7. Büyük bir cerrahi operasyon,
8. Gebelik ve laktasyon,
9. Böbrek veya karaciğer yetersizliği,
10. Oral antidiyabetiklere allerji veya ağır yan etkiler