Özgeçmiş
1993 yılında Hacettepe Üniversitesi, psikoloji bölümünden mezun oldum. Özel bir üniversitede klinik psikoloji alanında yüksek lisans programına katıldım. Yoğun olarak kekemelik, vajinismus, panik atak, cinsel terapi, fobiler konularında çalışıyorum."Kekemelik ve güncel tedavi teknikleri", "KEKEMELİK VE 5 BOYUT TERAPİSİ" VE "PANİK ATAK DÖRT AYAKLI BİR FİLDİR" adlı üç kitabım bulunmaktadır.
daha fazla
Özgeçmiş
Hayrettin Şahin
Psikoloji
İlgi alanları
- Kişilik bozukluğu
- Madde Kullanımıyla İlişkili Bozukluklar
- Kişilik bozukluğu
- Borderline
- Bipolar Bozukluk
- Stres
- Okula Uyum Sorunları
- Özgüven Sorunu (Kendine Güven Sorunu)
- Kişilik bozukluğu
- Panik Bozukluğu
- Motivasyon Eksikliği
- Sınav Kaygısı
- Somatizasyon Bozukluğu
- Adipsi (Susama Yokluğu)
- Panik Atak
- Baş Dönmeleri
- Unutkanlık
- Cinsel İşlev Bozukluğu
- Sosyal Fobi
- Kişilerarası İlişkilerde Bozukluklar
- Agorafobi
- Kişilik Bozuklukları
- Okul Başarısızlığı
- Ilaç bağımlılığı
- Yas (Matem)
- Davranış Bozuklukları
- Erken Boşalma
- Erken Boşalma
- Bipolar Bozukluk
- Gelişim Bozuklukları
- Şizofreni
- Obsesif-Kompulsif Bozukluk
- Çocuk Ve Ergen Psikolojisi
- Hipokondriazis
- Psikotik Bozukluklar
- Kişilik bozukluğu
- Majör Depresif Bozukluk
- Distimik Bozukluk (Kronik Depresyon)
- Depresyon
- Yaygın Anksiyete Bozukluğu
- İlişki Problemleri
- Özgül Fobi
- Erken Boşalma
- Erken Boşalma
- Erken Boşalma
- Erken Boşalma
- Psikolojik Bozukluk
- Aile İçi İletişim Sorunları
- Kişilik bozukluğu
- Vücut (Beden) Disformik Bozukluğu
- Sertleşme Problemi
- Vajinismus
- Kişilik bozukluğu
Yayınlar
- panik atak - Panik atak tek seansta çözülür mü? Bir insan yıllarca sigara içer. Hayatından gayet memnundur. Bir gün hastalanır ve doktora gider. Doktor “Beyefendi siz kansersiniz. Acilen sigarayı bırakacaksınız” der. 40 yıllık tiryaki o günden sonra ağzına sigara koymaz. 40 yıllık bir bağımlılık bir dakikada son buluyorken hastalık dahi olmayan panik atak neden bir günde, 5 saatlik bir seansta bitmesin? Bilginin olmadığı yerde korku vardır. İnsan bilmediği şeyden korkar. Panik atak sorununda da temelde bilgisizlik yatar. Panik atak yaşayan kişiler çoğunlukla kalp krizi geçirdiğini zannederler. Gelen danışanlarıma sorarım: - Daha önce kalp krizi geçiren birisini gördün mü?” Danışanım: - Görmedim, Hocam. - Peki kalp krizi geçirdiğini nereden çıkarıyorsun? - Atak anında kalbim hızlı hızlı çarpıyor ya! - Kalp çarpıntısı kalp krizinin belirtisi mi? - ???????? - Koştuğun zaman kalbin daha hızlı çarpıyor. Sevgili kardeşim kalp krizi geçiren kişinin kalbi hızlı hızlı atmaz. Tam tersi kalbi durur. Kalbinin çarpması krizin değil senin sağlıklı olduğunun göstergesidir, derim. Gaziantep’ten İstanbul’a yürüyerek 20 günde ulaşırsınız. Eskiden olduğu gibi kara trenle 3-4 günde yetişirsiniz. Otobüsle 16-17 saatte gidersiniz. Ama uçakla İstanbul, Gaziantep arası 80 dakikadır. Kara tren zamanında yaşayan, uçağı bilmeyen, uçağa hiç binmemiş birisi 80 dakikayı imkansız olarak görür. Bizim uyguladığımız bir günlük panik atak terapisi uçak gibidir. Dünyanın bir çok ülkesinde uygulanan en mükemmel ve yeni tekniktir. Danışanımız arıyor. - Alo! ( w w w . a l f a p s i k o l o j i . c o m) - Efendim! - Hocam bir günde panik atak’a son diyorsunuz. - Evet! Öyle diyoruz ve bunu da gerçekleştiriyoruz. - Ama ben gittiğim doktora sordum. O bunun mümkün olmadığını söyledi. - O doktor arkadaşımız yeni gelişmelerden haberdar değildir. Bizin uyguladığımız bu yeni teknikleri bilmediği için karşı çıkıyordur. - Sen kaç yıldan beri panik atak yaşıyorsun? - 13 sene oldu, hocam. ( w w w . a l f a p s i k o l o j i . c o m) - 13 senede neden çözülmedi peki? - Bilmiyorum ki! Gittiğim her uzman ilaç yazıp beni gönderdi. - Demek ki ters giden bir şeyler var. Türkiye’de maalesef mesleki kıskançlık, bilimsel yetersizlik, kişisel eksikliklerden dolayı bir çok uzman arkadaşımız kendi bilmediği teknik ve yöntemlere hemen karşı çıkar. “Tu kaka” der. 3-5 sene sonra kendisi de aynı tekniği öğrenir ve uygular. Sevgili okuyucu bir günde panik ataktan tamamen kurtulabilirsiniz. Bu bir iddia değil, bilimsel bir gerçekliktir. Ben bu işi 20 yıldan beri yapıyorum. Mutlu sona ulaşmanız için 5 saatlik bir seans yeter. ( w w w . a l f a p s i k o l o j i . c o m)
- Bir günde panik ataktan kurtulabilirsiniz - Bir günlük panik atak terapi tekniğimiz nasıl uygulanıyor? Bizim psikoloji kliniğimizde panik atak üç aşamalı bir terapi süreci ile ortadan kaldırılır. Uyguladığımız teknikler güncel ve bilimsel tekniklerdir. Merkezimizde 20 yıllık bir mesleki deneyim ve birikimle gelen danışanlarımıza yardımcı oluyoruz. Bize gelen insanlara hasta gözüyle bakmıyoruz. Bize gelen insanlara misafirimiz mantığı ile yaklaşıyoruz. Önce misafirimiz olursunuz sonra arkadaşımız, dostumuz… Yıllarca birbirimizi ararız, sorarız. Panik atağın en önemli ayaklarından birisi bilişsel boyutudur. Panik atak aniden başlar. Yıllarca devam eder, gider. Panik atak yaşayanların bilişsel yönüne bakacak olursanız hep negatif, olumsuz cümleler görürsünüz. “Kalp krizi geçireceğim, öleceğim, çıldıracağım, aklımı yitireceğim, bayılacağım galiba, gibi cümleler panik atak yaşayanların olağan düşünce kalıplarıdır. Şimdi diyelimki bilgisayardan word sayfasını açtınız. Oraya “ Kalbim çarpacak, kollarım uyuşacak, kusacağım” gibi cümleleri yazdınız. Sonra da yazdır tuşuna basıp yazıcıya bu metni gönderdiniz. Yazıcı size çıktı olarak neyi verir? Ne yazmışsanız onu, değil mi? İşte “kalbim çarpacak” diyen bir insanın kalbi çarpar. Çünkü düşünce neyse davranış da odur. Sistem düşünce = davranış şeklinde çalışır. Öncelikle bu negatif, olumsuz düşünce yapısını değiştirmemiz gerekir. Bunun içinde bilişsel çalışmalar yapıyoruz. Panik atak terapisini uygularken aşağıdaki aşamaları gerçekleştiriyoruz. 1-Farkındalık Terapisi: Panik atak yaşayan kişi neden kalbinin hızlı attığını bilmelidir. Eğer bilmezse bunu yanlış yorumlar ve atak yaşamaya devam eder. Diyelim ki öğle vakti yaklaştı. Siz yemek düşünmeye başladınız. Anında ağzınız sulanmaya başlar. Neden? Halbuki ortamda yemek yok. Yemek kokusu yok. Yemeğin görüntüsü yok. Ne oldu da sizin ağzınız sulandı? Yemeğin görüntüsü beyninize geldiği an bilinçaltınız klasik şartlanma nedeniyle hemen tükürük bezlerinize talimatı gönderiyor. “Birazdan yemek gelecek, hadi salya salgılayın” diyor. Demek ki tükürük bezleriniz düşüncenize tabiymiş. Aynı şekilde bir çok fizyolojik tepkilerde düşüncemize tabidir. Ahmet amca 52 yaşındaydı. 17 yıllık bir panik atak geçmişi vardı. Son dönemlerde evde “5 dakika sonra kalbim çarpacak” diyor, gerçekten de 5 dakika sonra kalbi gümbür gümbür çarpmaya başlıyordu. Hemen acile götürülüyordu ama bir şey olmadığı anlaşılıyordu. Aslında Ahmet amca kalbinin 5 dakika sonra çarpacağını bilmiyor. Kendisi kalbine talimatı gönderiyordu. Ama bunun farkında değildi. Farkındalık terapisinde; atak anında neden kalbinizin attığını, başınızın neden döndüğünü, midenizde yanma hissinin gerçek sebebini, görmede bulanıklık, nefes almakta zorluk, ellerde, kollarda uyuşma, sık sık idrara çıkma, boğazda yumru hissi gibi fizyolojik tepkilerin gerçek sebeplerini öğreneceksiniz. Düşünce kalıplarını nasıl yanlış kullandığınızı öğreneceksiniz. Hepsinden önemlisi negatif düşüncelerinizin farkına varacaksınız. Bu aşamaya bir farkındalık aşaması diyoruz. Bu aşama çok önemli bir aşamadır. 2- Duygusal Boşalım teknikleri: Terapinin ikinci aşamasında ise duygusal boşalım tekniklerini öğretiyoruz. Neden duygusal boşalım? Psikolojideki en önemli kavram birikimdir. Çocukluğunuzdan itibaren yaşadığınız bütün olaylar, duygular orta beyin bölgesinde RNA moleküllerine kodlanıyor. Yani yaşadığınız her olayı bilinçaltı kovasına atıyorsunuz. Ne kadar çok olay yaşarsanız bu kova o kadar çabuk dolar. Bilinçaltı kovası ağzına kadar dolunca bir gün bir olay yaşarsınız. O olaydan sonra kriz yada atak yaşarsınız. En son olay bardağı taşıran son damla görevi görmüştür. Biz psikolojide ve psikiyatride bu taşma anına “panik atak, depresyon, obsesyon” gibi adlar veririz. Bu taşma anından sonra her olay kovayı taşırır. Düşen her damla bardağın taşmasına sebep olur. Çünkü bilinçaltı bardağı yada kovası ağzına kadar doludur. Şimdi hangi ilacı kullanırsanız kullanın, hangi hekime giderseniz gidin, hangi profesöre danışırsanız danışın bu bilinçaltı kovasını boşaltmadığınız müddetçe iyileşmezsiniz. Panik atak yada depresyon gibi psikolojik sorunlardan kurtulmak istiyorsanız bu kovayı boşaltmanız gerekir. - Erdal abi ne yapmış duydun mu? - Hayır! Duymadım, ne yapmış? - Adam cinnet geçirmiş, hanımını kesmiş, çocuklarını doğramış, kendisi de intihar etmiş. - Allah! Allah! Ya bunu nasıl yapar? 40 yaşında adam… Melek gibi bir adamdı… İşte Erdal beyin bilinçaltı kovası 40 yaşında en son yaşadığı olayla taştığı için Erdal bey cinnet geçirdi. En tehlikeli şey birikimdir. Anneniz öleli 10 yıl olmuştur. Annenizi hatırladığınızda gözleriniz dolar ve ağlarsınız. Aradan 10 sene geçmiş ve siz hala üzülüp ağlıyorsunuz. Neden acaba? Çünkü anneniz öldüğü zaman yaşadığınız üzüntü duygusu bilinçaltı kovasına aktı. Şimdi her hatırladığınızda aynı üzücü olay ve üzüntü duygusu canlanıyor ve siz onu yeniden yaşıyorsunuz. İşte bu üzüntü duygusu boşaltıldığında annenizi hatırladığınızda ağlamazsınız. Onu tebessümle yad edersiniz. Yada çocukluğunuzda yaşadığınız bir taciz olayı sizin kabusunuz ise o olayın acı veren duygularını boşalttığınızda o olay artık sizi üzmez. Sizi rahatsız etmez. Sanki başkası yaşamış gibi hissedersiniz. Duygusal boşalım teknikleri ile bilinçaltı kovasını boşaltmasını öğreneceksiniz. Bu tekniği öğrendiğinizde kaygı, korku, stres, öfke, kin, nefret gibi duyguları birkaç dakika içinde boşaltabileceksiniz. Sinirleri alınmış bir insan gibi olacaksınız. 3- Bilinçaltı yeniden yapılandırma tekniği (Hipnoz): Bilinçaltı bizim beynimizin harddiskidir. Bütün bilgilerin orta beyin bölgesinde RNA moleküllerine kodlandığını söylemiştim. Yaşadığımız her olay bütün detayları ile bilinçaltına kodlanıyor. Batuhan 35 yaşında panik atak yaşayan bir danışanımızdı. Atakları genelde yerden yükseğe çıktığında yaşıyordu. Arabada, apartmanın üst katlarında yaşıyordu. Yeter ki ayakları yerden yükselsin, hemen atak başlıyordu. Gittiği hekimler kendisini ilaç poşetine çevirmişlerdi. Kullanmadığı ilaç kalmamıştı. En çare yeşil reçeteli ilaçlar kullanıyordu. 7 yıllık bir panik atak geçmişi ve o kadar kullanılan ilaç… En son aşama bizim kliniğimize gelmişti. Ümidini yitirmişti. Hem panik atak hem de depresif duygular içinde çaresizce çevreye bakınıp duruyordu. - Atak anında ayaklarım havalanacakmış, baş aşağı düşecekmişim gibi geliyor. Beyin kanaması geçirip öleceğim, diye korkuyorum, diyordu. Bilinçaltı terapisine karar verdim ilk önce. Bu olayın ilk kökenini merak etmiştim. Hipnoza aldım. Derin bir transa girdi. Yaş geriletmesi, regresyon yaptım. 2-3 yaşlarına gitti. Bir gün evde babası kendini seviyor. Baba Batuhan’ın ayaklarından tutmuş onu başa aşağı doğru sallıyor. Batuhan çok korkuyor. Çığlık çığlığa ağlıyor. Aradığım ilk olaya ulaşmıştım. Panik atağın temelinin atıldığı olay buydu. Olayı yeniden yapılandırdık. Bu sallanma olayını daha farklı ve zevkli bir şekilde kendisine yeniden yaşattım. Yani bilinçaltını yeniden yapılandırdık. Eski olumsuz anıyı zevkli, neşeli başka bir anı ile değiştirdim. Seanstan çıktı. Benim kliniğim 1.katta idi. Yanıma gelirken zorla çıkmıştı yukarı. Hemen klinikten çıkıp 5.kata kadar gidip geldi. Hiçbir atak yada endişe hali yoktu üzerinde. Bu olayda kendiside şok olmuştu. 7 yıllık bir olayın bir saatlik bir bilinçaltı yapılandırma tekniği ile bitmesine hayret ediyordu. Bu türlü ilk olayların kesinlikle bilinçaltından silinmesi gerekir. İşte bilinçaltı yeniden yapılandırma tekniği bu işe yarar. Panik atak terapisinde 6 haftalık bir hipnoz çalışmamız var. Bunu hipnoz cd seti haline getirdik ve danışanlarımıza ücretsiz veriyoruz. Evinizde, yatağınızda hipnoz zevkini yaşıyorsunuz.
- Bir günde panik ataktan kurtulabilirsiniz - Bir günlük panik atak terapi tekniğimiz nasıl uygulanıyor? Bizim psikoloji kliniğimizde panik atak üç aşamalı bir terapi süreci ile ortadan kaldırılır. Uyguladığımız teknikler güncel ve bilimsel tekniklerdir. Merkezimizde 20 yıllık bir mesleki deneyim ve birikimle gelen danışanlarımıza yardımcı oluyoruz. Bize gelen insanlara hasta gözüyle bakmıyoruz. Bize gelen insanlara misafirimiz mantığı ile yaklaşıyoruz. Önce misafirimiz olursunuz sonra arkadaşımız, dostumuz… Yıllarca birbirimizi ararız, sorarız. Panik atağın en önemli ayaklarından birisi bilişsel boyutudur. Panik atak aniden başlar. Yıllarca devam eder, gider. Panik atak yaşayanların bilişsel yönüne bakacak olursanız hep negatif, olumsuz cümleler görürsünüz. “Kalp krizi geçireceğim, öleceğim, çıldıracağım, aklımı yitireceğim, bayılacağım galiba, gibi cümleler panik atak yaşayanların olağan düşünce kalıplarıdır. Şimdi diyelimki bilgisayardan word sayfasını açtınız. Oraya “ Kalbim çarpacak, kollarım uyuşacak, kusacağım” gibi cümleleri yazdınız. Sonra da yazdır tuşuna basıp yazıcıya bu metni gönderdiniz. Yazıcı size çıktı olarak neyi verir? Ne yazmışsanız onu, değil mi? İşte “kalbim çarpacak” diyen bir insanın kalbi çarpar. Çünkü düşünce neyse davranış da odur. Sistem düşünce = davranış şeklinde çalışır. Öncelikle bu negatif, olumsuz düşünce yapısını değiştirmemiz gerekir. Bunun içinde bilişsel çalışmalar yapıyoruz. Panik atak terapisini uygularken aşağıdaki aşamaları gerçekleştiriyoruz. 1-Farkındalık Terapisi: Panik atak yaşayan kişi neden kalbinin hızlı attığını bilmelidir. Eğer bilmezse bunu yanlış yorumlar ve atak yaşamaya devam eder. Diyelim ki öğle vakti yaklaştı. Siz yemek düşünmeye başladınız. Anında ağzınız sulanmaya başlar. Neden? Halbuki ortamda yemek yok. Yemek kokusu yok. Yemeğin görüntüsü yok. Ne oldu da sizin ağzınız sulandı? Yemeğin görüntüsü beyninize geldiği an bilinçaltınız klasik şartlanma nedeniyle hemen tükürük bezlerinize talimatı gönderiyor. “Birazdan yemek gelecek, hadi salya salgılayın” diyor. Demek ki tükürük bezleriniz düşüncenize tabiymiş. Aynı şekilde bir çok fizyolojik tepkilerde düşüncemize tabidir. Ahmet amca 52 yaşındaydı. 17 yıllık bir panik atak geçmişi vardı. Son dönemlerde evde “5 dakika sonra kalbim çarpacak” diyor, gerçekten de 5 dakika sonra kalbi gümbür gümbür çarpmaya başlıyordu. Hemen acile götürülüyordu ama bir şey olmadığı anlaşılıyordu. Aslında Ahmet amca kalbinin 5 dakika sonra çarpacağını bilmiyor. Kendisi kalbine talimatı gönderiyordu. Ama bunun farkında değildi. Farkındalık terapisinde; atak anında neden kalbinizin attığını, başınızın neden döndüğünü, midenizde yanma hissinin gerçek sebebini, görmede bulanıklık, nefes almakta zorluk, ellerde, kollarda uyuşma, sık sık idrara çıkma, boğazda yumru hissi gibi fizyolojik tepkilerin gerçek sebeplerini öğreneceksiniz. Düşünce kalıplarını nasıl yanlış kullandığınızı öğreneceksiniz. Hepsinden önemlisi negatif düşüncelerinizin farkına varacaksınız. Bu aşamaya bir farkındalık aşaması diyoruz. Bu aşama çok önemli bir aşamadır. 2- Duygusal Boşalım teknikleri: Terapinin ikinci aşamasında ise duygusal boşalım tekniklerini öğretiyoruz. Neden duygusal boşalım? Psikolojideki en önemli kavram birikimdir. Çocukluğunuzdan itibaren yaşadığınız bütün olaylar, duygular orta beyin bölgesinde RNA moleküllerine kodlanıyor. Yani yaşadığınız her olayı bilinçaltı kovasına atıyorsunuz. Ne kadar çok olay yaşarsanız bu kova o kadar çabuk dolar. Bilinçaltı kovası ağzına kadar dolunca bir gün bir olay yaşarsınız. O olaydan sonra kriz yada atak yaşarsınız. En son olay bardağı taşıran son damla görevi görmüştür. Biz psikolojide ve psikiyatride bu taşma anına “panik atak, depresyon, obsesyon” gibi adlar veririz. Bu taşma anından sonra her olay kovayı taşırır. Düşen her damla bardağın taşmasına sebep olur. Çünkü bilinçaltı bardağı yada kovası ağzına kadar doludur. Şimdi hangi ilacı kullanırsanız kullanın, hangi hekime giderseniz gidin, hangi profesöre danışırsanız danışın bu bilinçaltı kovasını boşaltmadığınız müddetçe iyileşmezsiniz. Panik atak yada depresyon gibi psikolojik sorunlardan kurtulmak istiyorsanız bu kovayı boşaltmanız gerekir. - Erdal abi ne yapmış duydun mu? - Hayır! Duymadım, ne yapmış? - Adam cinnet geçirmiş, hanımını kesmiş, çocuklarını doğramış, kendisi de intihar etmiş. - Allah! Allah! Ya bunu nasıl yapar? 40 yaşında adam… Melek gibi bir adamdı… İşte Erdal beyin bilinçaltı kovası 40 yaşında en son yaşadığı olayla taştığı için Erdal bey cinnet geçirdi. En tehlikeli şey birikimdir. Anneniz öleli 10 yıl olmuştur. Annenizi hatırladığınızda gözleriniz dolar ve ağlarsınız. Aradan 10 sene geçmiş ve siz hala üzülüp ağlıyorsunuz. Neden acaba? Çünkü anneniz öldüğü zaman yaşadığınız üzüntü duygusu bilinçaltı kovasına aktı. Şimdi her hatırladığınızda aynı üzücü olay ve üzüntü duygusu canlanıyor ve siz onu yeniden yaşıyorsunuz. İşte bu üzüntü duygusu boşaltıldığında annenizi hatırladığınızda ağlamazsınız. Onu tebessümle yad edersiniz. Yada çocukluğunuzda yaşadığınız bir taciz olayı sizin kabusunuz ise o olayın acı veren duygularını boşalttığınızda o olay artık sizi üzmez. Sizi rahatsız etmez. Sanki başkası yaşamış gibi hissedersiniz. Duygusal boşalım teknikleri ile bilinçaltı kovasını boşaltmasını öğreneceksiniz. Bu tekniği öğrendiğinizde kaygı, korku, stres, öfke, kin, nefret gibi duyguları birkaç dakika içinde boşaltabileceksiniz. Sinirleri alınmış bir insan gibi olacaksınız. 3- Bilinçaltı yeniden yapılandırma tekniği (Hipnoz): Bilinçaltı bizim beynimizin harddiskidir. Bütün bilgilerin orta beyin bölgesinde RNA moleküllerine kodlandığını söylemiştim. Yaşadığımız her olay bütün detayları ile bilinçaltına kodlanıyor. Batuhan 35 yaşında panik atak yaşayan bir danışanımızdı. Atakları genelde yerden yükseğe çıktığında yaşıyordu. Arabada, apartmanın üst katlarında yaşıyordu. Yeter ki ayakları yerden yükselsin, hemen atak başlıyordu. Gittiği hekimler kendisini ilaç poşetine çevirmişlerdi. Kullanmadığı ilaç kalmamıştı. En çare yeşil reçeteli ilaçlar kullanıyordu. 7 yıllık bir panik atak geçmişi ve o kadar kullanılan ilaç… En son aşama bizim kliniğimize gelmişti. Ümidini yitirmişti. Hem panik atak hem de depresif duygular içinde çaresizce çevreye bakınıp duruyordu. - Atak anında ayaklarım havalanacakmış, baş aşağı düşecekmişim gibi geliyor. Beyin kanaması geçirip öleceğim, diye korkuyorum, diyordu. Bilinçaltı terapisine karar verdim ilk önce. Bu olayın ilk kökenini merak etmiştim. Hipnoza aldım. Derin bir transa girdi. Yaş geriletmesi, regresyon yaptım. 2-3 yaşlarına gitti. Bir gün evde babası kendini seviyor. Baba Batuhan’ın ayaklarından tutmuş onu başa aşağı doğru sallıyor. Batuhan çok korkuyor. Çığlık çığlığa ağlıyor. Aradığım ilk olaya ulaşmıştım. Panik atağın temelinin atıldığı olay buydu. Olayı yeniden yapılandırdık. Bu sallanma olayını daha farklı ve zevkli bir şekilde kendisine yeniden yaşattım. Yani bilinçaltını yeniden yapılandırdık. Eski olumsuz anıyı zevkli, neşeli başka bir anı ile değiştirdim. Seanstan çıktı. Benim kliniğim 1.katta idi. Yanıma gelirken zorla çıkmıştı yukarı. Hemen klinikten çıkıp 5.kata kadar gidip geldi. Hiçbir atak yada endişe hali yoktu üzerinde. Bu olayda kendiside şok olmuştu. 7 yıllık bir olayın bir saatlik bir bilinçaltı yapılandırma tekniği ile bitmesine hayret ediyordu. Bu türlü ilk olayların kesinlikle bilinçaltından silinmesi gerekir. İşte bilinçaltı yeniden yapılandırma tekniği bu işe yarar. Panik atak terapisinde 6 haftalık bir hipnoz çalışmamız var. Bunu hipnoz cd seti haline getirdik ve danışanlarımıza ücretsiz veriyoruz. Evinizde, yatağınızda hipnoz zevkini yaşıyorsunuz.
- Kekemeliği kimler tedavi edebilir - Kimler kekemeliği tedavi edebilir? Herkes kekemeliği tedavi edebilir mi? Hayır, Hayır, Hayır… Kesinlikle her insan kekemeliği tedavi edemez. Çünkü kekemelik çok yönlü psikolojik bir sorundur. Tedavisi çok kolay ve basit değildir. Size gelen kişinin kekemeliğini ortadan kaldıracaksınız, ona özgüven, öz bilinç sağlayacaksınız. Yeniden sosyalleşmesi için onu psikolojik olarak destekleyeceksiniz. Yani kekemenin yalnızca dilini değil, diliyle birlikte bozulan duygularını, düşüncelerini, davranışlarını değiştireceksiniz. Onu motive edeceksiniz. Bunu uzman olmayan birinin yapması mümkün değil. Bunu yapmak içinde bir insanın muhakkak psikolog, psikiyatrist yada konuşma terapisti(üniversite diplomalı) olması gerekir. Çünkü ne olduğu belli olmayan bir kursa gidip, birkaç gün eğitim alan “konuşma terapistiyim” diye geçinen insanlar var. Son yıllarda Türkiye'nin değişik yerlerinde konuşma bozuklukları merkezlerinin açıldığını görüyoruz. Çalışanların kimi mühendis, kimi işletmeci, kimi iktisatçı... Hatta bazıları üniversite öğrencisi, bazıları ise lise mezunu… Kardeşim günah… Yazık… Ayıp... Yaptığınız iş ahlaki değil… Para kazanmak için kekemelerin duyguları ile oynamayın. Yaptığınız iş bir kasabın ameliyat yapmasına benzer. Bu ve buna benzer merkezlerden gelen kekemelerin negatif düşüncesini değiştirmemiz aylarımızı alıyor. Kekeme ben filanca yere gittim, iki ay tedavi gördüm, bana iyileşeceğimi söylediler ama iyileşmedim, ben demek ki iyileşmem düşüncesine kapılmış. İnancını kaybediyor. İnanç olmadan iyileşme olmaz. Ayrıca bu işi sırf ticari düşünceyle yapan insanlar var. CD satan insanlar var bu ülkede… Sihirli cd’ler… Al kurtul… Mümkün değil… Sevgili kekeme kardeşim; Kimin yanına gidersen git ama lütfen orada çalışan kişilerin uzmanlık alanını, diplomasını, mezun olduğu üniversiteyi soruver. Sor ki sende diğerleri gibi sonra pişman olmayasın. Bu işi insan psikolojisinden anlamayanların, bu işlerin uzmanı olmayanların yapması cinayettir diyoruz. Ancak psikolog, psikiyatrist ve konuşma terapisti kekemelik tedavisini yapabilir.Türkiye'deki yasal boşluktan faydalanıp konuşma bozukluğu merkezi açan kişiler size faydadan çok zarar verirler. Bu tür merkezlere gidenlerde geçici, birkaç haftalık düzelme görülmekle birlikte sonraları kekemelik yeniden ortaya çıkmaktadır. Şu anda Türkiye’de en popüler olanı uzatarak konuşma tekniğini uygulayan merkezler… Bu teknik 1970 yılında ortaya çıkan ama sonradan işe yaramadığı için terk edilen bir tekniktir. Çünkü tekniğin kendisi bir konuşma bozukluğudur. Tekniğin özelliği şu: “Ağızdan çıkan ilk kelimenin ilk hecesinin sesli harfini uzatacaksın”. Örnek; Meeeerhaba… Naaaaasılsın… Aaaaaadın ne? v.b… Gidip bir yığın para vermeyin. Alın uygulayın. Bu teknikle tedavi gören bazı insanlarda kısmi iyileşme olsa bile birkaç ay sonra eskisinden daha kötü olur kekeme. Hatta bu tür merkezlere gittiğinizde size bazı kişileri iyileşti diye gösterirler. Evet 10 kişiden biri birazcık düzelmiştir size o düzeleni gösterirler. Düzelmeyenleri göstermezler. Bu teknikle iyileşme oranı yüzde % 10’u bile bulmaz. Bu teknikle çalışan merkezler İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Konya, Malatya, Diyarbakır, Şanlıurfa, Batman, Erzurum vb. gibi illerimizde maalesef hala faal durumdalar. Eğitim merkezleri olarak faaliyet gösteriyorlar. Bilgisayar destekli denmesi de işe ayrı bir hava katıyor. Bu tür merkezleri vurgulamamızın sebebi insanlara zarar vermesidir. Rakip olarak yada muhatap olarak almamızdan değil.
- kekemelik nedir - Kekemelik nedir? Kekemelik konuşma anında yanlış nefes alımından dolayı boğazda blok oluşması sonuncunda meydana gelen takılmalar, tutulmalar, teklemeler şeklinde oluşan bir konuşma bozukluğudur. Kekemeliğin 5 alt boyutu vardır. Bu alt boyutları daha sonra çok detaylı anlatacağım ama burada kısaca yine bahsedeceğim. Kekemelik tek yönlü bir sorun değildir. Sadece bir yöntemle kekemeliği tedavi edemezsiniz. Şimdi bu alt boyutları kısaca anlatayım. 1- Düşünce boyutu: Hiçbir kekeme evde tek başına, kendi kendine konuşurken kekelemez. Ama aynı kekeme topluluk önüne çıktığında pe…pe…pe….pe konuşamaz. Neden acaba? Hiç düşündünüz mü? Bunun sebebi kekeme evde tek başına kendi kendine konuştuğunda onu denetleyen ve gözetleyen birisi yok. Bundan dolayı kekeme sosyal baskı hissetmez. Ama topluluk önünde konuşacağı zaman sosyal baskı hisseder. Bu baskıyı hissettiği andan itibaren de bilincine hemen negatif düşünceler gelmeye başlar. “Kekeleyeceğim… Bana gülecekler… Rezil olacağım. Benimle alay edecekler” gibi düşünür. Negatif düşünce = Negatif davranıştır. Böyle düşünen birisi kesin kekeler. Adam bana geliyor. Asansörde kendi kendine konuşuyor, sorun yok. Bir dakika sonra benim karşıma geliyor. Bu sefer dut yemiş bülbül gibi tık yok. Konuşamıyor. Yahu aynı dil, aynı çene, aynı kafa, aynı biyoloji, aynı anatomi… Ne oldu da bu adam bir dakika sonra konuşamadı? Olan şey bilince negatif düşüncenin gelmesidir. O zaman bu negatif düşünceyi nasıl ortadan kaldıracağız? Bunun teknikleri nelerdir? Bu konuya odaklanacağız. 2- Nefes boyutu: Kekemelerin nefes alış veriş ritimleri bozuktur. Her kekeme nefesini göğüsten alır. Bu göğüs nefesi zararlı ve yetersiz bir nefestir. Hiçbir kekeme şarkı türkü söylerken kekelemez. Ama heyecanlandığı zaman konuşamaz. İlginç değil mi? Bunu sebebi kekemelerin nefes alış veriş ritimlerinin bozuk olmasıdır. Şarkı türküde nefesini alır, sesini inceltir, kalınlaştırır. Sorun yaşamaz. Ama heyecan anında hemen kilitlenir. Bunun için kekemelerin düzenli bir nefes terapisine katılması gerekir. Arabanın benzini olmazsa araba gitmez. Kekeme nefesi düzenli alamazsa konuşamaz. Nefes terapileri ile bu sorunu da ortadan kaldırıyoruz. 3- Hız boyutu: Yapılan nörolojik araştırmalar kekemelerin beyninin hızlı çalıştığını göstermiş. Normal insanlarda düşence hızı ile konuşma hızı paralel gidiyor. Konuşuyorum, anlatıyorum. ------------------à Düşünme hızı ------------------à Konuşma hızı Yukarıdaki tablo normal insanların düşünme ve konuşma hızını gösteriyor. İkisi de eşit… -------------------------------------à Düşünme hızı -------------à Konuşma hızı Yukarıdaki tabloda kekemelerin düşünme ve konuşma hızını gösteriyor. Dikkat ederseniz düşünme hızının önde olduğunuz göreceksiniz. Yani bu iki hız paralel değil. Ben kekeme değilim. Benim konuşma hızımla düşünme hızım paralel. Örneğin ben bir saniyede 5 kelime düşünüyorum. Bu 5 kelimeden birisini alıp cümlede kullanıyorum. Ama kekeme bir saniyede 25 kelime düşünüyor. Çünkü düşünce hızı çok yüksek… Bu 25 kelimeden birisini seçecek ve cümle içinde kullanacak. Bu sırada bocalıyor. Şey… yani… mesela… ha… hı… gibi asalak sesleri çok kullanırlar. Kekemelerde de düşünme hızı ile konuşma hızının paralel hale getirilmesi gerekir. İşte bunun tekniklerini öğreneceksiniz. 4- Duygusal boşalım: Aşırı sıkıntı, stres, kaygı, korku kekemeliği artırır. Kekemeler mutlu ve huzurlu olduklarında rahat konuşurlar. Ama gergin oldukları dönemde kekemelik artar. Şimdi daraldığınızda, bunaldığınızda, korktuğunuzda anneniz, babanız ne der? “Evladım korkma! Korkacak ne var? Hadi git konuş. O da senin gibi bir insan” Söylenen bütün bu sözler nasihattir. Hiçbir faydası olmaz kekemeye. Ama biz psikolog olarak nasihat etmeyiz. Her şeyin bir tekniği vardır. Biz teknik öğretiriz. “Ahmet’ciğim” “Efendim Hocam” “Hocanın karşısında konuşurken korkuyor musun?” “Evet hocam” “O zaman al sana teknik. Bu tekniği uygula” deriz. Bizi diğer insanlardan ayıran en önemli şey teknik öğretmemizdir. Yüzmenin bir tekniği var, değil mi? Şimdi adam suya düşmüş. Su yutuyor, boğuluyor. Normal vatandaş derki “Kardeşim yüzde gel. Hadi kulaç at” Yahu adam yüzmeyi bilse zaten yüzecek. Ama bilmiyor. Biz adama önce yüzmenin tekniğini anlatırız. Biz kişilerin kekemeliğini çözerken kendisine teknik öğretiyoruz. Yoksa “güzel konuş, takılma, heyecanlanma” dememizin bir anlamı yoktur. İşin ehli olmayan kişiler nasihat ederler. “Ayşe topluluk önünde konuşurken heyecanlanıyor musun?” “Evet hocam” “Al sana teknik… Uygula” deriz. Ayşe tekniği uygular ve iki dakika sonra heyecanı kaybolur. İşte korkuyorsunuz, bastırılmış duygularınız var. Bütün bu duyguları “duygusal boşalım teknikleri” ile boşaltıyoruz. Boşaltılmayan duygular sizi her zaman gerer. Topluluk önünde konuşma korkusu, alay edilme korkusu, telefonla konuşma korkusu gibi korkularınızı boşaltmanız gerekli… “Korkunun üzerine git… Korkma” demek olmaz. Bütün bunlar eskiden kalma, basit ve yanlış yönlendirmelerdir. Muhakkak duygusal boşalım tekniklerini öğrenmeniz gerekir. Size bu tekniklerden bazılarını bu kitapta öğretiyoruz. 5- Travmatik olaylar: Her insanın hayatını geçmişte yaşamış olduğu acı veren, üzüntülü, stresli travmatik olaylar etkiler. Bilinçaltı her şeyi kaydediyor. Mutlak unutma yok. İlk defa nasıl kekeme oldunuz? Sınıfta konuşurken kekelediniz ve size güldüler. Bir marketten alış veriş yaptınız. Para verirken takıldınız, size güldüler. Bütün bunları bilinçaltı kaydediyor, kodluyor. Kodlanan bu veriler hayatınızın her aşamasında sizi yönlendiriyor. Sınıf ortamına benzer bir yere girdiğinizde bilinçaltı hemen ilk olumsuz anınıza gidiyor. “Sen 7 yaşında sınıfta sorun yaşamıştın. Sana gülmüşlerdi. Bak burası da oraya benziyor. Aynı şeyleri burada da yaşayacaksın. Hadi hemen buradan uzaklaş” diyor. Siz durduğunuz yerde geriliyorsunuz, daralıyorsunuz, heyecanlanıyorsunuz. Oradan çıkmak istiyorsunuz. Tabi bu psikolojik ve fizyolojik gerginlik sizin kekelemenize yol açıyor. İşte biz ilk olaylara hipnozla format atıyoruz. İlk olayları siliyoruz. Bu işlemi yapmazsanız bilinçaltı sizi her zaman ilk olaya göre yönlendirir. Hipnoz uygulamaları onun için önemlidir.
- Gaziantep kekemelik - Kekemelik nedir? Kekemelik konuşma anında yanlış nefes alımından dolayı boğazda blok oluşması sonuncunda meydana gelen takılmalar, tutulmalar, teklemeler şeklinde oluşan bir konuşma bozukluğudur. Kekemeliğin 5 alt boyutu vardır. Bu alt boyutları daha sonra çok detaylı anlatacağım ama burada kısaca yine bahsedeceğim. Kekemelik tek yönlü bir sorun değildir. Sadece bir yöntemle kekemeliği tedavi edemezsiniz. Şimdi bu alt boyutları kısaca anlatayım. 1- Düşünce boyutu: Hiçbir kekeme evde tek başına, kendi kendine konuşurken kekelemez. Ama aynı kekeme topluluk önüne çıktığında pe…pe…pe….pe konuşamaz. Neden acaba? Hiç düşündünüz mü? Bunun sebebi kekeme evde tek başına kendi kendine konuştuğunda onu denetleyen ve gözetleyen birisi yok. Bundan dolayı kekeme sosyal baskı hissetmez. Ama topluluk önünde konuşacağı zaman sosyal baskı hisseder. Bu baskıyı hissettiği andan itibaren de bilincine hemen negatif düşünceler gelmeye başlar. “Kekeleyeceğim… Bana gülecekler… Rezil olacağım. Benimle alay edecekler” gibi düşünür. Negatif düşünce = Negatif davranıştır. Böyle düşünen birisi kesin kekeler. Adam bana geliyor. Asansörde kendi kendine konuşuyor, sorun yok. Bir dakika sonra benim karşıma geliyor. Bu sefer dut yemiş bülbül gibi tık yok. Konuşamıyor. Yahu aynı dil, aynı çene, aynı kafa, aynı biyoloji, aynı anatomi… Ne oldu da bu adam bir dakika sonra konuşamadı? Olan şey bilince negatif düşüncenin gelmesidir. O zaman bu negatif düşünceyi nasıl ortadan kaldıracağız? Bunun teknikleri nelerdir? Bu konuya odaklanacağız. 2- Nefes boyutu: Kekemelerin nefes alış veriş ritimleri bozuktur. Her kekeme nefesini göğüsten alır. Bu göğüs nefesi zararlı ve yetersiz bir nefestir. Hiçbir kekeme şarkı türkü söylerken kekelemez. Ama heyecanlandığı zaman konuşamaz. İlginç değil mi? Bunu sebebi kekemelerin nefes alış veriş ritimlerinin bozuk olmasıdır. Şarkı türküde nefesini alır, sesini inceltir, kalınlaştırır. Sorun yaşamaz. Ama heyecan anında hemen kilitlenir. Bunun için kekemelerin düzenli bir nefes terapisine katılması gerekir. Arabanın benzini olmazsa araba gitmez. Kekeme nefesi düzenli alamazsa konuşamaz. Nefes terapileri ile bu sorunu da ortadan kaldırıyoruz. 3- Hız boyutu: Yapılan nörolojik araştırmalar kekemelerin beyninin hızlı çalıştığını göstermiş. Normal insanlarda düşence hızı ile konuşma hızı paralel gidiyor. Konuşuyorum, anlatıyorum. ------------------à Düşünme hızı ------------------à Konuşma hızı Yukarıdaki tablo normal insanların düşünme ve konuşma hızını gösteriyor. İkisi de eşit… -------------------------------------à Düşünme hızı -------------à Konuşma hızı Yukarıdaki tabloda kekemelerin düşünme ve konuşma hızını gösteriyor. Dikkat ederseniz düşünme hızının önde olduğunuz göreceksiniz. Yani bu iki hız paralel değil. Ben kekeme değilim. Benim konuşma hızımla düşünme hızım paralel. Örneğin ben bir saniyede 5 kelime düşünüyorum. Bu 5 kelimeden birisini alıp cümlede kullanıyorum. Ama kekeme bir saniyede 25 kelime düşünüyor. Çünkü düşünce hızı çok yüksek… Bu 25 kelimeden birisini seçecek ve cümle içinde kullanacak. Bu sırada bocalıyor. Şey… yani… mesela… ha… hı… gibi asalak sesleri çok kullanırlar. Kekemelerde de düşünme hızı ile konuşma hızının paralel hale getirilmesi gerekir. İşte bunun tekniklerini öğreneceksiniz. 4- Duygusal boşalım: Aşırı sıkıntı, stres, kaygı, korku kekemeliği artırır. Kekemeler mutlu ve huzurlu olduklarında rahat konuşurlar. Ama gergin oldukları dönemde kekemelik artar. Şimdi daraldığınızda, bunaldığınızda, korktuğunuzda anneniz, babanız ne der? “Evladım korkma! Korkacak ne var? Hadi git konuş. O da senin gibi bir insan” Söylenen bütün bu sözler nasihattir. Hiçbir faydası olmaz kekemeye. Ama biz psikolog olarak nasihat etmeyiz. Her şeyin bir tekniği vardır. Biz teknik öğretiriz. “Ahmet’ciğim” “Efendim Hocam” “Hocanın karşısında konuşurken korkuyor musun?” “Evet hocam” “O zaman al sana teknik. Bu tekniği uygula” deriz. Bizi diğer insanlardan ayıran en önemli şey teknik öğretmemizdir. Yüzmenin bir tekniği var, değil mi? Şimdi adam suya düşmüş. Su yutuyor, boğuluyor. Normal vatandaş derki “Kardeşim yüzde gel. Hadi kulaç at” Yahu adam yüzmeyi bilse zaten yüzecek. Ama bilmiyor. Biz adama önce yüzmenin tekniğini anlatırız. Biz kişilerin kekemeliğini çözerken kendisine teknik öğretiyoruz. Yoksa “güzel konuş, takılma, heyecanlanma” dememizin bir anlamı yoktur. İşin ehli olmayan kişiler nasihat ederler. “Ayşe topluluk önünde konuşurken heyecanlanıyor musun?” “Evet hocam” “Al sana teknik… Uygula” deriz. Ayşe tekniği uygular ve iki dakika sonra heyecanı kaybolur. İşte korkuyorsunuz, bastırılmış duygularınız var. Bütün bu duyguları “duygusal boşalım teknikleri” ile boşaltıyoruz. Boşaltılmayan duygular sizi her zaman gerer. Topluluk önünde konuşma korkusu, alay edilme korkusu, telefonla konuşma korkusu gibi korkularınızı boşaltmanız gerekli… “Korkunun üzerine git… Korkma” demek olmaz. Bütün bunlar eskiden kalma, basit ve yanlış yönlendirmelerdir. Muhakkak duygusal boşalım tekniklerini öğrenmeniz gerekir. Size bu tekniklerden bazılarını bu kitapta öğretiyoruz. 5- Travmatik olaylar: Her insanın hayatını geçmişte yaşamış olduğu acı veren, üzüntülü, stresli travmatik olaylar etkiler. Bilinçaltı her şeyi kaydediyor. Mutlak unutma yok. İlk defa nasıl kekeme oldunuz? Sınıfta konuşurken kekelediniz ve size güldüler. Bir marketten alış veriş yaptınız. Para verirken takıldınız, size güldüler. Bütün bunları bilinçaltı kaydediyor, kodluyor. Kodlanan bu veriler hayatınızın her aşamasında sizi yönlendiriyor. Sınıf ortamına benzer bir yere girdiğinizde bilinçaltı hemen ilk olumsuz anınıza gidiyor. “Sen 7 yaşında sınıfta sorun yaşamıştın. Sana gülmüşlerdi. Bak burası da oraya benziyor. Aynı şeyleri burada da yaşayacaksın. Hadi hemen buradan uzaklaş” diyor. Siz durduğunuz yerde geriliyorsunuz, daralıyorsunuz, heyecanlanıyorsunuz. Oradan çıkmak istiyorsunuz. Tabi bu psikolojik ve fizyolojik gerginlik sizin kekelemenize yol açıyor. İşte biz ilk olaylara hipnozla format atıyoruz. İlk olayları siliyoruz. Bu işlemi yapmazsanız bilinçaltı sizi her zaman ilk olaya göre yönlendirir. Hipnoz uygulamaları onun için önemlidir. www.alfapsikoloji.com
- kekemelik - Kekemelik nedir? Kekemelik konuşma anında yanlış nefes alımından dolayı boğazda blok oluşması sonuncunda meydana gelen takılmalar, tutulmalar, teklemeler şeklinde oluşan bir konuşma bozukluğudur. Kekemeliğin 5 alt boyutu vardır. Bu alt boyutları daha sonra çok detaylı anlatacağım ama burada kısaca yine bahsedeceğim. Kekemelik tek yönlü bir sorun değildir. Sadece bir yöntemle kekemeliği tedavi edemezsiniz. Şimdi bu alt boyutları kısaca anlatayım. 1- Düşünce boyutu: Hiçbir kekeme evde tek başına, kendi kendine konuşurken kekelemez. Ama aynı kekeme topluluk önüne çıktığında pe…pe…pe….pe konuşamaz. Neden acaba? Hiç düşündünüz mü? Bunun sebebi kekeme evde tek başına kendi kendine konuştuğunda onu denetleyen ve gözetleyen birisi yok. Bundan dolayı kekeme sosyal baskı hissetmez. Ama topluluk önünde konuşacağı zaman sosyal baskı hisseder. Bu baskıyı hissettiği andan itibaren de bilincine hemen negatif düşünceler gelmeye başlar. “Kekeleyeceğim… Bana gülecekler… Rezil olacağım. Benimle alay edecekler” gibi düşünür. Negatif düşünce = Negatif davranıştır. Böyle düşünen birisi kesin kekeler. Adam bana geliyor. Asansörde kendi kendine konuşuyor, sorun yok. Bir dakika sonra benim karşıma geliyor. Bu sefer dut yemiş bülbül gibi tık yok. Konuşamıyor. Yahu aynı dil, aynı çene, aynı kafa, aynı biyoloji, aynı anatomi… Ne oldu da bu adam bir dakika sonra konuşamadı? Olan şey bilince negatif düşüncenin gelmesidir. O zaman bu negatif düşünceyi nasıl ortadan kaldıracağız? Bunun teknikleri nelerdir? Bu konuya odaklanacağız. 2- Nefes boyutu: Kekemelerin nefes alış veriş ritimleri bozuktur. Her kekeme nefesini göğüsten alır. Bu göğüs nefesi zararlı ve yetersiz bir nefestir. Hiçbir kekeme şarkı türkü söylerken kekelemez. Ama heyecanlandığı zaman konuşamaz. İlginç değil mi? Bunu sebebi kekemelerin nefes alış veriş ritimlerinin bozuk olmasıdır. Şarkı türküde nefesini alır, sesini inceltir, kalınlaştırır. Sorun yaşamaz. Ama heyecan anında hemen kilitlenir. Bunun için kekemelerin düzenli bir nefes terapisine katılması gerekir. Arabanın benzini olmazsa araba gitmez. Kekeme nefesi düzenli alamazsa konuşamaz. Nefes terapileri ile bu sorunu da ortadan kaldırıyoruz. 3- Hız boyutu: Yapılan nörolojik araştırmalar kekemelerin beyninin hızlı çalıştığını göstermiş. Normal insanlarda düşence hızı ile konuşma hızı paralel gidiyor. Konuşuyorum, anlatıyorum. ------------------à Düşünme hızı ------------------à Konuşma hızı Yukarıdaki tablo normal insanların düşünme ve konuşma hızını gösteriyor. İkisi de eşit… -------------------------------------à Düşünme hızı -------------à Konuşma hızı Yukarıdaki tabloda kekemelerin düşünme ve konuşma hızını gösteriyor. Dikkat ederseniz düşünme hızının önde olduğunuz göreceksiniz. Yani bu iki hız paralel değil. Ben kekeme değilim. Benim konuşma hızımla düşünme hızım paralel. Örneğin ben bir saniyede 5 kelime düşünüyorum. Bu 5 kelimeden birisini alıp cümlede kullanıyorum. Ama kekeme bir saniyede 25 kelime düşünüyor. Çünkü düşünce hızı çok yüksek… Bu 25 kelimeden birisini seçecek ve cümle içinde kullanacak. Bu sırada bocalıyor. Şey… yani… mesela… ha… hı… gibi asalak sesleri çok kullanırlar. Kekemelerde de düşünme hızı ile konuşma hızının paralel hale getirilmesi gerekir. İşte bunun tekniklerini öğreneceksiniz. 4- Duygusal boşalım: Aşırı sıkıntı, stres, kaygı, korku kekemeliği artırır. Kekemeler mutlu ve huzurlu olduklarında rahat konuşurlar. Ama gergin oldukları dönemde kekemelik artar. Şimdi daraldığınızda, bunaldığınızda, korktuğunuzda anneniz, babanız ne der? “Evladım korkma! Korkacak ne var? Hadi git konuş. O da senin gibi bir insan” Söylenen bütün bu sözler nasihattir. Hiçbir faydası olmaz kekemeye. Ama biz psikolog olarak nasihat etmeyiz. Her şeyin bir tekniği vardır. Biz teknik öğretiriz. “Ahmet’ciğim” “Efendim Hocam” “Hocanın karşısında konuşurken korkuyor musun?” “Evet hocam” “O zaman al sana teknik. Bu tekniği uygula” deriz. Bizi diğer insanlardan ayıran en önemli şey teknik öğretmemizdir. Yüzmenin bir tekniği var, değil mi? Şimdi adam suya düşmüş. Su yutuyor, boğuluyor. Normal vatandaş derki “Kardeşim yüzde gel. Hadi kulaç at” Yahu adam yüzmeyi bilse zaten yüzecek. Ama bilmiyor. Biz adama önce yüzmenin tekniğini anlatırız. Biz kişilerin kekemeliğini çözerken kendisine teknik öğretiyoruz. Yoksa “güzel konuş, takılma, heyecanlanma” dememizin bir anlamı yoktur. İşin ehli olmayan kişiler nasihat ederler. “Ayşe topluluk önünde konuşurken heyecanlanıyor musun?” “Evet hocam” “Al sana teknik… Uygula” deriz. Ayşe tekniği uygular ve iki dakika sonra heyecanı kaybolur. İşte korkuyorsunuz, bastırılmış duygularınız var. Bütün bu duyguları “duygusal boşalım teknikleri” ile boşaltıyoruz. Boşaltılmayan duygular sizi her zaman gerer. Topluluk önünde konuşma korkusu, alay edilme korkusu, telefonla konuşma korkusu gibi korkularınızı boşaltmanız gerekli… “Korkunun üzerine git… Korkma” demek olmaz. Bütün bunlar eskiden kalma, basit ve yanlış yönlendirmelerdir. Muhakkak duygusal boşalım tekniklerini öğrenmeniz gerekir. Size bu tekniklerden bazılarını bu kitapta öğretiyoruz. 5- Travmatik olaylar: Her insanın hayatını geçmişte yaşamış olduğu acı veren, üzüntülü, stresli travmatik olaylar etkiler. Bilinçaltı her şeyi kaydediyor. Mutlak unutma yok. İlk defa nasıl kekeme oldunuz? Sınıfta konuşurken kekelediniz ve size güldüler. Bir marketten alış veriş yaptınız. Para verirken takıldınız, size güldüler. Bütün bunları bilinçaltı kaydediyor, kodluyor. Kodlanan bu veriler hayatınızın her aşamasında sizi yönlendiriyor. Sınıf ortamına benzer bir yere girdiğinizde bilinçaltı hemen ilk olumsuz anınıza gidiyor. “Sen 7 yaşında sınıfta sorun yaşamıştın. Sana gülmüşlerdi. Bak burası da oraya benziyor. Aynı şeyleri burada da yaşayacaksın. Hadi hemen buradan uzaklaş” diyor. Siz durduğunuz yerde geriliyorsunuz, daralıyorsunuz, heyecanlanıyorsunuz. Oradan çıkmak istiyorsunuz. Tabi bu psikolojik ve fizyolojik gerginlik sizin kekelemenize yol açıyor. İşte biz ilk olaylara hipnozla format atıyoruz. İlk olayları siliyoruz. Bu işlemi yapmazsanız bilinçaltı sizi her zaman ilk olaya göre yönlendirir. Hipnoz uygulamaları onun için önemlidir. Biz merkezimizde bu 5 alan üzerinden terapi uygulamaları yapıyoruz. www.alfapsikoloji.com
- panik atak nedir - Panikatak bir hastalık mıdır, yoksa başka bir şey midir? Hemen ilk başta şunu söyleyeyim; Panik atak bir hastalık değildir. Uzmanlar ağız alışkanlığından dolayı bir çok şeye hastalık derler. Bayan hamiledir ve doğum için hastaneye gider. Hastaneye girdiği andan itibaren ona hasta gözüyle bakılır. Doktorlar, hemşireler bu kadına “hasta” derler. Şimdi soruyorum: “Çocuk doğurmak hastalık mıdır?” Tabiî ki değildir. Ama maalesef Türkçede hasta yerine başak bir kelime bulunamadığı için hekim arkadaşlarımız mecburen doğum yapan kadına “hasta” derler. Aynen bunun gibi panik atak da bir hastalık değildir. Depresyon yaşayan kişi hasta mıdır? Hasta değildir. Depresyon yaşaması onun çözüm bekleyen problemlerinin olduğunun belirtisidir. Kişinin değersizlik duygusunun ve özgüven probleminin olduğunun habercisidir. Ama bir çok uzman olaya hastalık gözüyle bakar. Aynen bunun gibi panik atak da kesinlikle bir hastalık değildir. Aslında panik atak bedensel olarak gösterdiğimiz fiziksel bir çok tepkiyi tamamen yanlış şekilde yorumlamaktır. Yaşadığımız olumsuz olaylara yanlış bir bakış açısı ile bakmaktır. Olayları tamamen önyargı ile değerlendirmedir. Şimdi panik atak yaşarken gösterdiğiniz fizyolojik tepkilere bakalım. 1- Şiddetli kalp çarpması, kalp atımlarını duyma 2- Şiddetli endişe hali 3- Nefes kesilme hissi 4- Göğüste baskı, ağrı ya da göğüste sıkıntı duyma 5- Mide bulantısı ya da karında ağrı hissi 6- Başın dönmesi, sersemlik durumu, bayılacakmış ya da düşecekmiş gibi hissetme 7- “Kontrolümü kaybedeceğim” ya da “çıldıracağım” düşüncesine eşlik eden korku 8- Üşüme veya ürperme yada ateş basması hali 9- Aşırı terleme 10- Titreme ya da sarsılma hissi 11- Nefes almada zorluk ya da boğulma hissi 12- Dış dünyayla yada kendiyle ilgili gerçeklik duygusunu kaybetmiş gibi hissetme 13- Uyuşma, yanma ve karıncalanma hissi 14- Şiddetli ölüm korkusu Bu tür belirtilerin çoğu sizde varsa panik ataksınız teşhisi konur size. Şimdi gelelim işin aslına. Gerçekten bu fizyolojik belirtileri göstermek panikatak olduğumuzun kanıtı mıdır? Şimdi size bir hikaye anlatayım. Ocak ayında Kastamonu yakınlarındaki Ilgaz dağına kayak yapmak için gittiniz. Her taraf bembeyaz karla kaplı… Kalem gibi çam ağaçları… Bir ressamın fırçasından çıkmış gibi harika bir kar, kış manzarası… Otele yerleştiniz. Kayak pistine çıktınız. Kayarken yolunuzu kaybettiniz ve aşağılara doğru düştünüz. Siz yolunuzu ararken karşınıza aç bir ayı çıktı. Ayının niyeti kötü… Sizi öğle yemeği yapacağı çok açık… Ayı ile karşılaşınca hemen otonom sinir siteminin savaş yada kaç mekanizması devreye girer. Hemen kalbin hızla çarpar, nefes almakta zorlanırsın, başın döner, miden bulanır, ellerin, kolların uyuşur, aşırı endişe hali gelir vb… Yani panik atak anında gösterdiğin bütün fizyolojik tepkileri ayı karşısında da gösterirsin. Tam bu anda bir hekim gelse: “Beyefendi siz hastasınız. Sizi tedavi edeyim” dese. “Ne yaparsınız.” Uzmanı oradaki ayının önüne atarsınız, değil mi? İşin püf noktası bu işte. Ayı somut bir tehlike… Gözle görülüyor, elle tutuluyor. Ama panik atak anındaki tehlike soyuttur. Gözle görülmez, elle tutulmaz. İkisi de tehlike… Biri somut (ayı), diğeri soyuttur(ölüm). Birisi dışsal bir tehlikeyken diğeri içsel bir tehlikedir. Bedenimiz bu iki tehlike karşısında da aynı fizyolojik tepkileri verir. Panik atak yaşayanlar bu fizyolojik belirtileri yanlış yorumluyorlar. Bundan dolayı da hayatları kabus… Bilişsel terapilerle bu yanlış anlamayı ortadan kaldırıyoruz.
- Gaziantep panik atak nedir - Panikatak bir hastalık mıdır, yoksa başka bir şey midir? Hemen ilk başta şunu söyleyeyim; Panik atak bir hastalık değildir. Uzmanlar ağız alışkanlığından dolayı bir çok şeye hastalık derler. Bayan hamiledir ve doğum için hastaneye gider. Hastaneye girdiği andan itibaren ona hasta gözüyle bakılır. Doktorlar, hemşireler bu kadına “hasta” derler. Şimdi soruyorum: “Çocuk doğurmak hastalık mıdır?” Tabiî ki değildir. Ama maalesef Türkçede hasta yerine başak bir kelime bulunamadığı için hekim arkadaşlarımız mecburen doğum yapan kadına “hasta” derler. Aynen bunun gibi panik atak da bir hastalık değildir. Depresyon yaşayan kişi hasta mıdır? Hasta değildir. Depresyon yaşaması onun çözüm bekleyen problemlerinin olduğunun belirtisidir. Kişinin değersizlik duygusunun ve özgüven probleminin olduğunun habercisidir. Ama bir çok uzman olaya hastalık gözüyle bakar. Aynen bunun gibi panik atak da kesinlikle bir hastalık değildir. Aslında panik atak bedensel olarak gösterdiğimiz fiziksel bir çok tepkiyi tamamen yanlış şekilde yorumlamaktır. Yaşadığımız olumsuz olaylara yanlış bir bakış açısı ile bakmaktır. Olayları tamamen önyargı ile değerlendirmedir. Şimdi panik atak yaşarken gösterdiğiniz fizyolojik tepkilere bakalım. 1- Şiddetli kalp çarpması, kalp atımlarını duyma 2- Şiddetli endişe hali 3- Nefes kesilme hissi 4- Göğüste baskı, ağrı ya da göğüste sıkıntı duyma 5- Mide bulantısı ya da karında ağrı hissi 6- Başın dönmesi, sersemlik durumu, bayılacakmış ya da düşecekmiş gibi hissetme 7- “Kontrolümü kaybedeceğim” ya da “çıldıracağım” düşüncesine eşlik eden korku 8- Üşüme veya ürperme yada ateş basması hali 9- Aşırı terleme 10- Titreme ya da sarsılma hissi 11- Nefes almada zorluk ya da boğulma hissi 12- Dış dünyayla yada kendiyle ilgili gerçeklik duygusunu kaybetmiş gibi hissetme 13- Uyuşma, yanma ve karıncalanma hissi 14- Şiddetli ölüm korkusu Bu tür belirtilerin çoğu sizde varsa panik ataksınız teşhisi konur size. Şimdi gelelim işin aslına. Gerçekten bu fizyolojik belirtileri göstermek panikatak olduğumuzun kanıtı mıdır? Şimdi size bir hikaye anlatayım. Ocak ayında Kastamonu yakınlarındaki Ilgaz dağına kayak yapmak için gittiniz. Her taraf bembeyaz karla kaplı… Kalem gibi çam ağaçları… Bir ressamın fırçasından çıkmış gibi harika bir kar, kış manzarası… Otele yerleştiniz. Kayak pistine çıktınız. Kayarken yolunuzu kaybettiniz ve aşağılara doğru düştünüz. Siz yolunuzu ararken karşınıza aç bir ayı çıktı. Ayının niyeti kötü… Sizi öğle yemeği yapacağı çok açık… Ayı ile karşılaşınca hemen otonom sinir siteminin savaş yada kaç mekanizması devreye girer. Hemen kalbin hızla çarpar, nefes almakta zorlanırsın, başın döner, miden bulanır, ellerin, kolların uyuşur, aşırı endişe hali gelir vb… Yani panik atak anında gösterdiğin bütün fizyolojik tepkileri ayı karşısında da gösterirsin. Tam bu anda bir hekim gelse: “Beyefendi siz hastasınız. Sizi tedavi edeyim” dese. “Ne yaparsınız.” Uzmanı oradaki ayının önüne atarsınız, değil mi? İşin püf noktası bu işte. Ayı somut bir tehlike… Gözle görülüyor, elle tutuluyor. Ama panik atak anındaki tehlike soyuttur. Gözle görülmez, elle tutulmaz. İkisi de tehlike… Biri somut (ayı), diğeri soyuttur(ölüm). Birisi dışsal bir tehlikeyken diğeri içsel bir tehlikedir. Bedenimiz bu iki tehlike karşısında da aynı fizyolojik tepkileri verir. Panik atak yaşayanlar bu fizyolojik belirtileri yanlış yorumluyorlar. Bundan dolayı da hayatları kabus… Bilişsel terapilerle bu yanlış anlamayı ortadan kaldırıyoruz.
Adres
Bu adres için online randevu takvimi mevcut değil
Sigortasız hastalar
Alexander Pratik Yetenek Testi
Bender Gestalt Motor Algı Testi
Benton Görsel Bellek Testi
Tümünü gösterHizmetler
Diğer Hizmetler
Agte- Ankara Gelişim Tarama Envanteri
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Aile Danışmanlığı
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Aile Terapisi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Alexander Pratik Yetenek Testi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Bender Gestalt Motor Algı Testi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Benton Görsel Bellek Testi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Bilişsel Davranışçı Terapi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Cattell 2a Zeka Testi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Cattell 3a Zeka Testi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Cinsel Terapi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Dinamik Psikoterapiler
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Draw A Person
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Durumluk Anksiyete Ölçeği
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Duygu Odaklı Terapi (EFT)
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Eklektik Yaklaşım
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
EMDR Terapi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Evlilik Terapisi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Gessell Gelişim Testi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Good Enough Zeka Testi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Grup Terapisi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Hipnoterapi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Kanserde Psikolojik Destek
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Louisa Duss
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Luxopuncture Yöntemi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Metropolitan Okul Olgunluğu Testi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Mmpi- Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Oyun Terapisi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Panik atak terapisi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Peabody Resim (Kelime Eşleştirme Testi)
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Porteus Labirentleri Testi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Psikodinamik Psikoterapi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Psikoonkoloji
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Psikoterapi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Regresyon Terapisi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Sanat Terapisi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Standardize Mini Mental Test
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Süreklilik Anksiyete Ölçeği
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Tematik Algı Testi (TAT)
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Transaksiyonel Analiz
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Vajinismus terapisi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Varoluşçu Psikoterapi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Wisc-R-Çocuklar İçin Zeka Testi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Yetişkin Terapisi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
Çift Terapisi
Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8, Gaziantep
Hayrettin Şahin Muayenehanesi
2 hasta/danışan görüşü
Genel skor
Tüm görüşleriniz değerli.
Moderasyon sürecimiz hakkında daha fazlasını öğrenin.
Görüşleri şuna göre sırala
Hasta
Telefon numarası doğrulandı
Online terapi desteği aldım deneyimlerimi aktarmak isterim,
Hiç bir travmam olmadığı halde bilinç temizleme metoduyla ilerledik ve seansların neredeyse %90 gözleri kapatarak bitti
Hastalıkla ilgili yeterli bilgi alışverişi olmadı bu yüzden aklıma takılan çoğu soru ertelendi veya cevapsız kaldı
Seans öncesi hep hatırlatmalar yaparak her seansı ben takip etmek zorunda kaldım
Özellikle yüzyüze görüşme istememe rağmen merkez dışında ki şubede farklı ilde olmam sebebiyle tüm seanslar uzaktan gerçekleşti maalesef tedavi sürecinde verim alamadım
Psk. Hayrettin Şahin
Kim olduğunuzu hatırlamıyorum ama benim telefonum 24 saat danışanlarıma açıktır. Anlattığınız şeyler pek bizimle ilgili değil. Her danışanımızın bütün sorunlarına cevap vermeye çalışıyoruz. Desteğe ihtiyacınız varsa her zaman arayabilirsiniz.
H
ha...r
Ben kekemeydim. Uzman Psikolog Hayrettin ŞAHİN Beyin yanına gittim. 15 günlük bir terapi sürecine katıldım. Hocamın öğrettiği bütün teknikleri uyguladım. Şimdi çok iyiyim. Bilimsel bir yardım almak harikaymış. Ben daha öncede ehil olmayan kişilere gitmiştim. Eğitim adı altında 6 ayımı çaldılar. İnancımı yitirmiştim. Daha kötü olmuştum. Sağ olsun hocam imdadıma yetişti.Kesinlikle tavsiye ederim
Sıkça Sorulan Sorular
-
Hayrettin Şahin isimli uzmanın ana uzmanlık alanları nelerdir?Hayrettin Şahin, Psikoloji. Size Hayrettin Şahin tarafından sunulan hizmetlerden bazılarını gösteriyoruz: Metropolitan Okul Olgunluğu Testi, Porteus Labirentleri Testi, Aile Terapisi, Psikoonkoloji, Gessell Gelişim Testi, Oyun Terapisi, EMDR Terapi, Psikoterapi, Transaksiyonel Analiz, Louisa Duss.
-
Hayrettin Şahin adresi nerede?Hayrettin Şahin şuradaki hasta / danışanları görüyor: -
- Alleben Mah. Atatürk Bulv. No:80/8 Gaziantep
-
Adresine gitmek zorunda kalmadan Hayrettin Şahin isimli uzmanla online görüşebilir miyim?Hayır, şu anda Hayrettin Şahin online danışmanlık hizmeti sunmuyor.
-
Randevunun sonunda Hayrettin Şahin isimli uzmana ödeme nasıl yapılır?Hayrettin Şahin, şu ödeme yöntemlerini kabul eder: Nakit.
-
Hayrettin Şahin isimli uzmandan nasıl randevu alabilirim?Hayrettin Şahin bu adreste hangi saatlerin uygun olduğunu henüz belirtmedi. Takvimde hangi saatlerin müsait olduğunu öğrenmek için doğrudan Hayrettin Şahin ile iletişime geçmenizi öneririz.
-
Hastalar / danışanlar Hayrettin Şahin hakkında ne düşünüyor?Toplam 2 hasta / danışan, Hayrettin Şahin hakkında dürüst ve gerçek bir görüş bırakarak ona ortalama 3 yıldız (5 üzerinden) verdi.
Yakın zamanda aranan bazı hastalıklar
Gaziantep Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Gaziantep Özgüven Sorunu (Kendine Güven Sorunu)
Gaziantep Aile İçi İletişim Sorunları
Gaziantep Obsesif-Kompulsif Bozukluk
Gaziantep Motivasyon Eksikliği
Gaziantep Ağlama ve Öfke Nöbetleri
Gaziantep Davranış Bozuklukları
Gaziantep Kişilerarası İlişkilerde Bozukluklar
Gaziantep Majör Depresif Bozukluk
Daha fazla (15)
Sık kullanılan sigortalar
Gaziantep bölgesinde Diğer (İade) kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde Allianz Sigorta kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde Ak Sigorta kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde Axa Sigorta kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde Anadolu Sigorta kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde SGK kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde Ziraat Sigorta kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde Ray Sigorta kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde Generali Sigorta kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde Groupama Sigorta kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde Sompo Sigorta kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde Bupa Acıbadem Sağlık Ve Hayat Sigorta kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde Doğa Sigorta Kooperatifi kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde Güneş Sigorta kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde Ergo Sigorta kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde Ankara Sigorta kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde Türk Nippon Sigorta kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde Türkiye Sigorta kabul eden Psikologlar
Gaziantep bölgesinde Eureko Sigorta kabul eden Psikologlar
Daha fazla (14)