Psk. Sena Üreyen

Psikolojiye yönelmemdeki en büyük etken, insan davranışlarını ve duygularını anlama isteğimdi. İnsanların yaşadığı zorluklarla baş etmelerine destek olmak ve onlara güvenli bir alan sunarak kendilerini keşfetmelerine yardımcı olma fikri beni her zaman heyecanlandırdı. Ayrıca, hayatın farklı dönemlerinde karşılaşılan sorunların çözümüne katkı sağlayarak bireylerin yaşam kalitesini artırmak bana anlamlı geliyor.

Psikolog olmanın en önemli zorluklarından biri, insanların duygusal yüklerine ortak olmak ve onlara destek sunarken kendi sınırlarını koruyabilmektir. Danışanların yaşadığı derin acılar, travmalar ve zorlayıcı deneyimlerle yüzleşmek, zaman zaman duygusal olarak yorucu olabiliyor. Ancak, empati kurarken profesyonel mesafeyi korumak ve danışanın iyiliği için dengeli bir yaklaşım benimsemek bu zorlukları aşmamı sağlıyor.Bir diğer zorluk, her bireyin kendine özgü dünyasına uyum sağlamak ve çözüm odaklı yaklaşım geliştirebilmek. Herkesin ihtiyacı ve yaşam deneyimi farklı olduğu için, her yeni danışanla birlikte yeniden öğrenmeye açık olmak gerekiyor. Bu, hem yorucu hem de öğretici bir süreç.Ayrıca, psikologlar için kendine zaman ayırmak ve tükenmişlik hissinden korunmak da çok önemli. Çünkü sürekli başkalarının duygularıyla meşgul olmak, bazen kendi ihtiyaçlarını gözden kaçırmana neden olabiliyor. Bu yüzden meslektaş desteği, süpervizyon ve kişisel farkındalık çalışmaları benim için bu süreçte büyük bir destek sağlıyor.Her ne kadar zorlayıcı yanları olsa da, insanların hayatlarında olumlu bir fark yaratabilmek, bu mesleği seçmemde ve severek yapmamda en büyük motivasyon kaynağı.

Psikolog olarak yaptığım işin beni en çok mutlu eden 3 yönü: 1. İnsanların hayatlarında fark yaratmak: Danışanların zorlu süreçlerden geçerken gösterdiği ilerlemelere tanık olmak ve onlara bu yolculukta rehberlik edebilmek, mesleğimde en sevdiğim yönlerden biri. Küçük bir farkındalığın bile birinin yaşam kalitesinde büyük değişiklikler yaratabildiğini görmek beni çok motive ediyor. 2. Sürekli öğrenmek ve gelişmek: İnsan davranışları, düşünce yapıları ve duyguları o kadar derin ve karmaşık ki, her danışanla birlikte yeni bir şey öğreniyorum. Mesleğim sayesinde hem akademik hem kişisel anlamda kendimi sürekli geliştirme fırsatı buluyorum. Bu dinamik yapı, mesleğimi her zaman heyecan verici ve anlamlı kılıyor. 3. Empati ve güven dolu ilişkiler kurmak: Danışanların, yaşadıkları en kırılgan anları benimle paylaşmaları ve güvenle bir alan oluşturabilmek büyük bir sorumluluk, ama aynı zamanda inanılmaz tatmin edici. İnsanların kendilerini ifade ettikçe hafiflediklerini ve güçlendiklerini görmek benim için paha biçilemez bir deneyim.

Görevim süresince beni en çok etkileyen olaylardan biri, uzun süre kaygı sorunlarıyla mücadele eden bir danışanımın, terapi sürecinin sonunda kendi hayatında büyük değişiklikler yapmaya cesaret etmesiydi. Başlangıçta oldukça çekingen ve kararsız biriydi; hayatında hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini düşünüyordu.Seanslar ilerledikçe, kendi güçlü yanlarını ve kaynaklarını keşfetmeye başladı. Bir gün, hayalini kurduğu işi denemek için cesaret bulduğunu ve başvurduğu işten kabul aldığını benimle paylaştı. O an gözlerindeki mutluluk ve kendine olan inancındaki artış, bana bu mesleği neden yaptığımı bir kez daha hatırlattı.Bu tür anlar, insanlara rehberlik etmenin ve onların kendi potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olmanın ne kadar kıymetli olduğunu gösteriyor. Her danışanın hikayesi ayrı bir ilham kaynağı ve onların ilerlemelerine tanıklık etmek benim için en büyük mutluluklardan biri.