Özgeçmiş

Adres

Bu adres için online randevu takvimi mevcut değil

Sigortasız hastalar


Herhangi bir hizmet eklenmemiş

Hizmetler

Henüz bir hizmet eklenmedi

Bu hekim/uzman, henüz verdiği hizmetlere dair bir bilgi girişi yapmadı.

2 hasta/danışan görüşü

Genel skor

iki veya üç sene yapılan tedaviden çok memnunuz gecen zaman zarfında dikatsizlik hastalık tekralladı aynı doktorla dioluk içindeyiz sonsuz güveniyoruz inşalah bu seferki tedavi tekralanmamak üzere tedavi edilecektit inşalal doktorumza sonsuz güveniyoruz sonsuz teşekür ediyoruz

F
Telefon numarası doğrulandı

Önemli bir toplantının ortasında, aniden gözümün önünde şişman kara sinekler uçuşmaya başladı. Seneler önce bir arkadaşımın başına gelmişti ve o geç kaldığı için gözünün bir çeyreğinde siyah bir gölge kaldığından şikayet etmişti. Derhal toplantıyı sonlandırdım. Arabamı yavaşça kullanarak, park edebileceğim en yakın yere bıraktım ve bir taksiye atladım. Beni en yakın göz doktoruna götürün dedim. 30 yıllık aradan sonra yeniden geldiğim Ankara'yı tanımaz olmuştum. Aklıma Dikimev'ndeki Göz Bankası geldi. Karum yakınlarındaydık. Şoför "Abla o kadar aceleyse, şurada Kudret Göz Hastanesi var, oraya götüreyim" dedi. Gittik. Kendi Caddesinde iyi bir binaydı. Sırf göz için bir hastane açıldığğına göre iyidir diye düşündüm. Girişteki sekretere "Bende retina yırtılması oluyor, bunu en iyi anlayan doktorunuzu hemen görmem lazım, acil" dedim. Yukarı çıktığımda, ben diyeyim yirmi, siz deyin 30 kişinin bekleştiğini gördüm. Dr. Ali Altınsoy yazan kapıdan içeri girdiğimde çok genç birisiyle karşılaştım. Beni acıtmamaya gayret ederrek çok nazikçe fakar dikkatlice muayene etti ve "evet bu hastaya bakmam lazım, hemen hazırlayın" dedi. Kapıdan ayağımı içeri atmıştım. Önce gözümün bebeğini büyüten damlalar damlattılar. Gözümün bebeği yeterinde büyümüyordu, tekrar tekrar damlattılar, çok yakıyordu. Bir kez daha beni muayene etti. Dışarıdaki hastaların sırasını aldığım için mahcup oluyordumü, ama benimki acil bir surumdu. Uzun uzun sağa-sola- yukarı-aşağı baktırarak, gözüme kalın mercekler koyarak inceledi. Biraz bekleyin dedi, koridorda bekleşen hastalar birer birer eksildi. Öğlen yemeği saati geldi çattı. Eyvaah, beni almayacak dedim içimden. Son hasta da gittikten sonra, beni yukarıda bir odaya aldı. Orada daha büyük bir alet vardı. Meğer lazer makinesiymiş. Başından geçenler bilirler. Doktorum beni hemen o gün laserlemedi. Bütün öğlen paydosunu benim muayeneme hasretti. Henüz yırtık görünmüyor, ama siz tüm belirtileri anlattığınız için evde uzanın, dinlenin, bir daha olduğunda beni 24 saaat arayabilirsiniz diyerek cep telefonunu verdi. Ben eve dönmeden önce, arkadaşlarımı aradım. Onlar seferber oldular. Bildikleri en iyi doktorların isimlerini saydılar, ama bir doktora mutlaka gitmemi salık verdiler. İsmini vermeyeceğim, onun muayenehanesi de çok yakındaydı. O doktor, hem çok paramı aldı, hem de Dr. Ali Altınsoy kadar incelemedi. Halbuki, kapıda baskı yapan hiç bir hasta da yoktu. Üstelik o ağır mercekleri gözümün üstüne koyuyordu. Dr. Ali Altınsoy'un kıymetini anladım. O genç, incecik parmaklarıyla mercekleri de elinde tutarak bana eziyet vermemişti. Daha sonra gittiğim bütün diğer 'uzmanlar' çok acıtıyor diyen şikayetlerime aldırmadan mercekleri gözüme taşıttılar. Uzun lafın kısası, bir kaç gün sonra Cumartesi günü tekrar 'acil' gittiğimde, yırtık belirmiş dedi ve gözümdeki damarı lazerle dikti. Dr. Ali Altınsoy'dan başka bir çok doktora gittim. Hepsi de, onun yaşı kadar tecrübe sahibi doktorlardı, ama hiç biiri de onun yaptığı lazere hayranlığını gizleyemedi. İnci gibi dizmiş dediler. O kadar titiz yapmış... Zaten muayene sırasındaki davranışı da son derece hassas ve saygılıydı. Yıllar sonra tekrar gittiğimde, biraz yaşlanmış, 30'lu yaşlarına girmişti. Düşünüyorum da, ne kadar şanslıymışım. Acil olmasaydı, Ankara'daki tüm doktorları gezer, belki de an yaşlısına güvenirdim. Daha sonra gördüğüm 'en-en doktor' biraz lazer yapmaya kalktı. O kadar acıttı ki ve sonradan muayene edenler, gereksiz yere çok uzun sıra halinde yapıldığını söylediler. Canımı da çok acıtmıştı. Hemşiresi kafamı arkadan itiyordu, ama Dr. Altınsoy sadece bana kafamı sağlamca dayamamı söylemişti ve ben dayanamaz hale geldikçe kısa aralıklarla dinlenmemi beklemişti. Benim yırtığım, gözün tüm sinir köklerinin bulunduğu noktaya çok yakın olduğu için çok kıvrandırdı. Herkesinki bu kadar acımazmış. Çoook şanslımışım. Retina yırtılması milyonda bir kişiye olan bir şeymiş, ama kör bırakabilen bir şeymiş. Erken teşhis konursa lazerle, geç kalınırsa açık ameliyatla düzeltilebilirmiş. Bana bir sene önce arkadan bir araç çarpmıştı ve kafamı çok acaip vurmuştum - şoför koltuğu kırılmıştı. Yırtılmanın o travmadan geliştiğini düşünüyorum. Gözüne aniden kurum yağan herkesein hemen Dr. Ali Altınsoy'u görme

Hata oluştu, tekrar deneyin

Bu doktor/uzman mısınız?

Profili düzenle veya yönet

Sıkça Sorulan Sorular