11 Yaşına Kadar Çocukta Dil Gelişimi

Yazar Savaş Çelik • 7 Ağustos 2024 • Yorumlar:

Dil edinimi ve gelişmesi doğumla birlikte başlayan ve hayat boyu devam eden bir süreçtir. Bebekler hayatlarının ilk günlerinden itibaren çevrelerindeki sesleri algılamaya, sesler çıkarmaya ve içinde yaşadıkları cemiyette konuşulan dilin ana yapısını kazanmaya başlamaktadırlar.

Çocuklar dil gelişiminde, dili öğrenmek için gerekli ilkeleri, bilgileri, kelimeleri ve kalıpları erken çocukluk döneminde (0-6 yaş arası) kazanır. Çocuğun, bu bilgiyi kazanması özel bir öğrenim görmeden, ana dilini duyarak tekrarlayarak ve bunlardan farkına varmaksızın birtakım kurallar çıkararak gerçekleşir. Çocuklar dili öğrenirken yalnızca bir dizi kelimeyi değil, bu kelimelerin bir dizi haline getirilmesine imkân veren dil bilgisi kurallarını da öğrenmektedir.

Normal gelişme gösteren bütün çocuklarda dil gelişimi aynı aşamaları takip etmekte ve basitten karmaşığa doğru bir yol izlemektedir. Bu aşamaların belli bir seviyeye kadar dünyadaki bütün bebeklere ait ortak özellikler taşıdığı, sonraki aşamalarda ise kültürün etkileri ile her dile ait gelişme özellikleriyle farklılaştığı kabul edilmiştir.

Dilin gelişmesi yönünden hayatın ilk bir yılı dil öncesi dönem olarak tanımlanmaktadır. Dil gelişiminde Bebeğin ilk kelimeleri çıkarmadan önceki ses ve mimikleri ile bildirişim kurduğu dönemdir. İlk anlamlı kelimeyi söylediği zaman gerçek konuşma döneminin başladığı kabul edilmektedir. Dil gelişimi sürecinde Bebek, ortalama on ikinci ayda söyleyebildiği ilk kelimelerle tek kelimeli ifadeler aşamasına girmektedir. 18-24 aylar arasında iki kelimeli ifadeler aşaması (telgraf konuşması) ve 24-36 aylar arası üç ve daha fazla kelimeli ifadeler aşaması olarak adlandırılmaktadır. İlk çocukluk ise (3-6 yaş arası) ana dili becerilerinin kazanıldığı dönemdir.

Yenidoğan aşaması

Hayatın ilk 28 günü yeni doğan aşaması olarak tanımlanmaktadır. Dil gelişiminde, Bebeğin ilk sesleri ciğerlerinden havanın hızla çıkmasından ileri gelir. İşte doğuş ağlaması denen şey bu ilk çıkan sestir.

Yeni doğmuş bebeğin davranışlarının çoğu refleksiftir. Ağlama, hıçkırma, öksürme ve esneme gibi sesler üretir. Bebeğin ihtiyacını belirtebileceği tek iletişim yolu ağlamadır. Bebeğin ağlamasının onu duyan yetişkin üzerinde etkisi olmasına karşın, bebek henüz yetişkinlerin dikkatini çekmek amacıyla ağlamayı kullanmamaktadır. En yaygın sesler, rahatsızlık ve açlık ağlamalarıdır. Birinci ayın sonunda ağlamalar farklılaşmaya başlar ve anne bebeğin ağlama nedenini anlayabilir. Ağlama şiddet ve sıklığı gelişme içinde giderek azalırken; bebeğin ses kalitesinde ilk bir yılda belirgin değişmeler olur.

Gığıldama/agulama aşaması

Dil gelişimi sürecinde Gığıldama/agulama aşaması iki ile dört ay arasındadır. İkinci ve üçüncü aylarda bebek, ağlamalarına devam eder; fakat ilk zamanlara oranla bebekler daha az ağlarken, kumru gibi sesler çıkarmaya başlar. Ses üretimi hala büyük ölçüde refleksiftir. Bebekler bu aşamada /s/, /k/, /g/ gibi yumuşak damak ve gırtlak seslerini çıkarabilirler; /a/, /o/, /u/ gibi ünlüleri uzatabilirler. Dil gelişimi sürecindeki Bebeğin çıkardığı bu sesler, anlam yönünden incelendiğinde hoşnutluğunu ve hoşnutsuzluğunu belirten sesler olduğu görülür.

Mırıldanma/cıvıldama aşaması

Dil gelişimi sürecinde, Dördüncü ve altıncı aylar arasında, dilin kontrolü artar ve bebek dilini çeşitli yönlerde hareket ettirebilir. Dil gelişimi sürecindeki Bu aşamaya ses oyunları safhası da denilmektedir. /b/, /p/, /m/ gibi dudak seslerinin eklenmesi ile çıkardığı seslerin sayısı gittikçe artar. Başlangıçta refleksif olan sesler bu aşamada amaçlı hale gelmeye başlamıştır. Bebek altı aylık olduğu zaman çıkardığı seslerin sayısı artarak, karmaşık ses birleşimleri düzenlemeye başlar.

Üçüncü ve dördüncü aya özgü anlama dili davranışları gülme ya da başka keyifli sesleri çıkarma, sosyal uyarana sesli cevap verme özellikler verilmektedir. Beşinci ve altıncı aylarda anlama dili için bebeklerin çoğunun sesin kaynağını tespit ettikleri, anlatma dili için kaynaklarda ses taklidinin başlaması ve çığlık atma özellikleri verildiği bildirilmektedir.

Mırıldanmanın tekrarı/babıldama/heceleme aşaması

Dil gelişimi sürecinde Altıncı ve onuncu aylar arasında bebeğin çıkardığı sesler, çevredeki dilin niteliklerini kazanır ve hece tekrarına doğru ilerler. Ünlü ve ünsüz sesleri birleştirir ve bunları tekrarlar. Ma-ma-ma, ba-ba-ba, de-de-de gibi. Bu tür hece tekrarları, bebeğin kendi kendine yapmayı tercih ettiği bir davranıştır.

Dil gelişimi sürecindeki Bu aşamada işitme ön plana çıkmaktadır. Bu doğrultuda çevresinde duyduğu sesler, heceler, kelimeler, konuşmalar ilgisini çekmektedir. Bebekler, kendi çıkardığı sesleri dinlemekten hoşlanır ve bu sırada kendi kendine gülümser. Heceleme, sözlü bir pratiktir; dile gerekli olan şekilli hareketlerin gelişmesi için temel hazırlar.

Babıldama aşamasının sonlarına doğru bebek yaklaşık altıncı ay civarında söz gelişi, “ba” hecesinin sık sık tekrar ederken, tesadüfen “baba”ya benzer bir ses çıkarır. Bu sesi duyan yetişkinlerin dönütleri (ses, jest, ve mimik olarak) o kadar ilgi çekicidir ki, bebek kısa sürede “baba” kelimesini ustalıkla söylemeye başlar. Dil gelişimi sürecinde Dilin gerçekten anlaşılması sekizinci ay dolaylarına rastlar. Yedinci ve dokuzuncu aylarda anlama dili için kaynaklarda bebeklerin jestlerin kullanımı ve hayır denilince hareketlerini durdurmanın görüldüğü belirtilmiştir.

Ses-kelimeler aşaması

Dil gelişimi sürecindeki Bu aşamaya “çeşitlenmiş mırıldanma aşaması” da denir. İlk yılın sonuna doğru çoğu bebek kelime seslerine benzeyen bir dizi ses üretiminde bulunur. Çocuğa özel olan bu kelimeler yetişkinin kullandığına benzemez. Bunlar jargon denilen anlaşılmaz mırıltılardır. Dil gelişimi sürecindeki bu aşamada çıkarılan sesler bebeğin ana diline ait seslerdir. Ses-kelimeler, mırıldanma ve yetişkin benzeri konuşma arasında bir bağ oluşturmaktadır. Bebeğin kullandığı jargon tamamen uydurma kelimelerden oluşabilir. Yumurta yerine “gogo”, radyo yerine “akana” kullanılması gibi…

Konuşma ve telaffuz

Ortalama on ikinci ayda ilk anlamlı kelimeyi söyleyebilmektedir. Konuşmaya hazır olma 12-18 aylık çocuklarda görülmektedir.

Dil gelişimi sürecinde dil yeterliliği için beş tür bilgiye ihtiyaç vardır. Bunlar ses bilgisi, morfoloji, söz dizimi, anlam bilgisi ve kullanmadır. Bütün bebekler dil gelişmesi zincirinde ses birimi, morfem, söz dizimi ve anlam bilgisi halkalarına geçişte aynı sırayı izlerler. Dil gelişimi süreci, ortalama doğumdan sonraki ilk üç ayda ses birimi, 3-9. aylar arasında biçim, 9-18. aylar arasında söz dizimi, 18-36. aylarda ise anlam bilgisi seviyesinde dil edinimi sağlanır.

Dil gelişimi sürecindeki Bebeklerde fark edilebilen ilk sesler sesli harflerdir. İlk altı ay zarfında sesli harflerin pek çoğu ile sessiz harflerin yarısı bebeğin cıvıldaması esnasında tanımlanabilir. Bir yaşına kadar çocuğun ürettiği sesli harf seslerinde daha yüksek bir sıklık gözlenir. Dil gelişimi sürecinde ilk bilinçli kelimeyi söylediği bir yaşından sonra iki buçuk yaşına kadar bebekler sessiz harflerin seslendirmesini gitgide daha sık olarak yaparlar. Bir dilde var olan en küçük ses birimleri çocuklar tarafından en hızlı şekilde hayatın ilk senesinde gelişme gösterirler. Çocuk iki buçuk yaşına (30 aylık) geldiğinde anadilindeki bir yetişkinin sahip olduğu seslerin yaklaşık %77’sini üretebilmektedir.

Türk çocuklarının ses bilgisi gelişme aşamaları genel anlamda edinim hızı, sırası ve işlemlerin kullanımı bakımından başka dilleri edinen çocuklarla paralellik göstermektedir. Bununla birlikte Türk çocukların bu aşamaları şahsî farklılıkları da göz önüne alınarak daha erken yaşlarda tamamladığı görülmektedir. Yirmi dörtlük aylık bebeklerin yaklaşık %70’i sessizleri yetişkin diline uygun, doğru üretirler; ancak 8 yaşına doğru tamamını doğru biçimde üretebilmektedir.

Tek kelimeli ifadeler aşaması

Dil gelişimi sürecinde Çocuğun ne zaman konuşmaya başladığına karar vermek çok güçtür. Hurlock’a göre konuşma için iki ölçütün yerine getirilmesi gereklidir. Birincisi, çocuğun söylediği kelimelerle temsil ettikleri varlıklar arasında bir bağlantı kurması; ikincisi çocuğun söylediği kelimelerin başkaları tarafından anlaşılabilmesidir.

Araştırmalara göre, dil gelişimi sürecindeki bebeğin söyleyebildiği ilk anlamlı kelimeler 8-18 ay arasında ortalama on ikinci ay civarında ortaya çıkmaktadır. Çocuğun ilk kelime hazinesinin büyük bir bölümü adlardan oluşmaktadır. Genellikle bunlar etkileşime girdiği nesnelerin ve bildirişim kurduğu kişilerin adlarıdır. Çoğunlukla ilk kelimeler bir veya iki heceden oluşur. İlk kelimelerin içeriği incelendiğinde adlardan sonra sırasıyla fiiller ve ünlemler gelmektedir; ancak bu kelimeler sözlük anlamında değil, bebeğin anlatmak istediğini ifade eder. On sekizinci ayın sonuna doğru yaklaşık 50 kelimelik kelime dağarcığına ulaşır.

Türk çocukları üzerinde yapılan bir araştırmada, ilk kelime üretim zamanı, kız çocuklarında 7-8. aylarda, erkek çocukların da ise 11-12. aylarda gerçekleşmekte olduğu görülmüştür. Üretilen ilk kelimenin hece sayısı incelendiği zaman, hem kız hem erkek çocuklarında bu kelimelerin çoğunun (%90) iki heceli olduğu bulunmuştur. Kaynak bilgilere göre ilk kelimelerin çoğu bir veya iki heceden oluşmakta ve bunların hece yapılarının genellikle sesli-sessiz (al, at gibi), sessiz-sesli (vee ver, ge gel gibi) ya da sessiz-sesli-sessiz-sesli (ma-ma, baba, de-de gibi) yapısında olduğu belirtilmektedir. Çocuk bunların çoğunu söylerken değiştirebilir, sondaki sessiz harfi söylemeyebilir. Bu araştırmada da aynı durum gözlenmiştir.

Çocukların ilk kelimeleri nesneler-insanlar ve onların yaptıkları faaliyetlerle ilgilidir. Türk çocuklarının kullandığı ilk kelimelerin niteliği incelendiğinde, hem kız hem erkek çocuklarında ilk kelimelerin aile fertleri ile ilgili (anne, baba, dede gibi), hareketle ilgili (ver, al, aç gibi), sosyal bildirişimle ilgili kelimeler ve ünlemler, yiyeceklere ait kelimeler nesne adları ve hayvan adları olduğu tespit edilmiştir.

On beş aylık bebeğin kelime hazinesi genellikle on kelimelik, on sekiz aylık bebeğin otuz ve daha fazla kelimelik, yirmi aylık çocuğun elli ve daha fazla kelimeliktir. Şüphesiz bu dağarcığın gelişmesi büyük ölçüde yakın çevre şartlarına bağlıdır.

Dil gelişimi sürecinde dili anlama, dili kullanmadan önce gelişir. Söz gelişi, bebek, “Kitabını bana getir” veya “Lambaya dokunma” gibi basit talimatları anlar, izler; ancak bunları kendi diliyle ifade edemez. Elli kelimeyi on üçüncü ay civarında anlarken elli kelimeyi kullanabilmesi ancak on sekizinci ay civarında mümkün olur. Bu da sözcüğü anlama ile kullanabilmesi arasında yaklaşık beş aylık bir sürenin geçtiğini bize göstermektedir.

Tek kelime aşamasının başlangıcında kelime artışı yavaştır. Bebeğin zihni iki davranışla meşgul olduğunda öbürünü ikinci plana atar. 9-18 aylık bebek, yürümeyle meşgul olduğundan, konuşmak için gayret göstermez. Bu duruma gelişme atlaması adı verilmektedir. Söz gelişi, yürümeye geçiş aşamasında suskunlaşması, bildiği kelimeleri unutması gibi. Ancak tam anlamıyla yürüyebildikten sonra tekrar konuşma çabalarına başlar. Bu yüzden 18 aydan sonra çocukların kelime hazinesinde bir patlama yaşanmaktadır. Tek kelime aşamasından itibaren bebeklerin fiil kiplerini özellikle görülen geçmiş zaman eki ve emir kipini kullanabildikleri görülmektedir.

13-18. aylık bebeklerin söyleyebildiği yeni kelimeler incelendiğinde şu sonuçlar çıkarılabilir:

  1. Günlük hayatla yakından ilgili kelimelerin kullanımı dikkat çekmektedir. İlk kelimelerin, bebeklerin en çok dikkatini çeken şeylerin karşılığı olan kelimelerdir. Bebekler için işlevi olan nesnelerle ilgilidir.

  2. Bebekler ilk defa sıfat (18.ay), zamir (16. ay) ve zarf (18. ay) kullanmaktadır.

  3. 13, 16 ve 18. ayda yeni kelime kullanımının arttığı görülmektedir.

  4. Yaklaşık olarak 35-50 kelimelik bir kelime hazinesine ulaştıkları zaman bebekler birden fazla kelime kullanmaya başladıklarını görülmektedir.

İki kelimeli ifadeler aşaması/telgraf konuşması

Dil gelişimi sürecinde genel olarak 18-24 ay arası çocuklar iki kelimeyi birleştirerek cümle oluşturmaya başlarlar. Bu ilk cümleler çoğunlukla ad ve fiillerin birleşmesinden oluşur. İki yaş dolayları, dil ediniminin en hızlı geliştiği, beyin gelişmesinin en çok hız kazandığı aşama olarak tespit edilmiştir.

Bana ver, bana göster gibi arka arkaya iki emri yerine getirir. Cümle sonundaki sözcüğü vurgulu söyleyerek, soru cümlesi yapar. Kısa şiir ve şarkılarla ilgilenir. Bu aşamadaki bebeğin kelime hazinesi 50-75 kelimeden oluşmaktadır.

Türk çocukların ürettikleri ilk iki kelimeli ifadenin zamanı 14-16. aylara rastlandığı, cinsiyetlere göre değerlendirildiğinde, kızlar iki kelimeli ifadenin üretimini 14-16 aylarda, erkek çocuklar ise 17-22. aylarda gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir. İlk iki kelimeli ifadenin dilbilgisi yapısı incelendiğinde çoğunlukla özne-yüklem (Baba gitti, Emre geldi gibi), bir kısmında da nesne-yüklem (Şeker koy, Apkabı-ayakkabı buldum gibi), çağırma-isim (Baba bebek, Anne su) ve gösterme- isim (Bu baba) özelliğinde olduğu belirlenmiştir.

Dil gelişimi sürecinde ilk olarak 14-15. aylarda soru tonu içeren kelimeleri kullanarak soru sorarlar. Söz gelişi, çocuk babasının nerede olduğunu öğrenmek için bu aşamada soru sorma tonunda “Baba?” diyebilir. Daha sonra sırasıyla 15-17. aylarda “Nerede”, “Bu ne?”, 20-23. aylarda “Kim o”, “Acaba?”, 23-24. aylarda “Niye, hangi, hangisi, nereye, ne var?” soru zarflarını kullanır. 25-30. ay ve sonrasında bir yetişkininkine benzeyen soru zarfları kullanmaya başlar.

Türkçede bağlaçların edinimi genellikle 19-20. aylarda başlamaktadır. Bazı çocuklarda ise bu edinim 25-30. aylar arasına da rastlayabilir. Genel olarak bağlaçların edinim sırası Türkçede şöyledir: “de-da” bağlacı, yine, öyle, çünkü, ile, ve, ki, bazen, ama, ancak, yalnız.

Dil gelişimi sürecindeki Bu aşamada çocuklar bazı ekleri atlayarak veya bağlaçları atlayarak cümle kurma eğilimi göstermektedir. Bunlara sözce de denilmektedir; ancak Türk çocuklarının tek kelime aşamasından itibaren bazı ekleri özellikle görülen geçmiş zaman ekini (-di) kullanmaya başladıklarını görmekteyiz. Söz gelişi, “Mama bitti”, “Baba gitti” gibi.

Çocukların cümlelerinin uzunluğu dil gelişmesi açısından belli bir görüş kazandıracağı için önemlidir. Kaynaklarda ortalama cümle uzunluğu ile yaş arasında yüksek seviyede bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Çocuğun bu aşamada anladığı kelime sayısı söyleyebildiğinden çok daha fazladır. Etkin kelime hazinesi iki yaşından sonra artmaya başlamaktadır. Kaynaklarda 18-24 aylar arasında çocuklar kelime dağarcığı yönünden hızlı bir gelişme gösterirler. Kelime hazinesine haftada 10-20 arasında yeni kelime eklerler. Bu aşamada çocuklar kelime patlaması yaşamaktadırlar. Bebeklerin kullanmayı öğrendikleri en zor kelime türü zamirlerdir

ERDEMİR’in çalışmasında, 12-24 aylar arasındaki bebeklerin sıfatları tek kelimeler olarak anladıkları ve bir ile beş arasında sıfatı kullandıkları belirlenmiştir. 21. aydan sonra ise çocukların sıfatları anlama ve kullanma seviyelerinde hızlı bir artış olduğu ve sıfatları, kelimeleri niteleme özelliği ile anlayabildikleri tespit edilmiştir. Bebeklerin 18-24 aylardan önce kelime dağarcığının sınırlı olması nedeniyle daha çok ünlem anlaması ve kullanması iki yaşından sonra ise kelime dağarcığının genişlemesiyle ünlemlerin kullanılmasında azalma ortaya çıktığı düşünülmektedir.

ERDEMİR’in araştırmasında, bebeklerin çoğul eklerini 18-24 aylardan itibaren, birinci ve ikinci tekil şahıs ve iyelik eklerini ise 15-17. aylardan itibaren anlamaya başladıkları belirlenmiş, özellikle 26. aydan sonra çekim eklerini anlama ve kullanma seviyelerinde önemli bir aşama kaydedildiği anlaşılmaktadır.

Topbaş ve arkadaşlarının (1996) çalışmasında, bebeklerin 15 aylıkken iyelik eki -m ve tamlayan eki -nİn ekini kullandıkları, 16 aylıkken yer eki (-de), 17 aylıkken çıkma belirten (-den) eki ve 18 aylıkken vasıta belirten (-le) eki kullandıkları görülmektedir. Aksu koç ve SLOBİN’in (1985) araştırmasında da bebeklerin tek kelime aşamasında görülen geçmiş zaman eki (-di) ve şimdiki zaman ekinin (-yor) kullandığı görülmekte özellikle 15-20 aylık arasında şahıs, soru ve olumsuzluk eklerini kullandıkları tespit edilmiştir. Başka dillerde yapılan araştırmalara göre Türkçede bağımlı birimler/ekler daha erken öğrenilmektedir.

Üç ve daha fazla kelimeli ifadeler aşaması

Dil gelişimi sürecindeki Üç ve daha fazla kelimeli ifadeler aşaması iki yaş ile üç yaş arasını kapsamaktadır. İki-üç yaş arasında çocuğun kelime hazinesi 400 civarında olup üç-dört kelimeli cümleler çoğunluktadır. Bu aşama çocuğun dil bilgisi yeteneğinde ve kelime hazinesinde en hızlı gelişmenin olduğu aşamadır. Çocuk yetişkin konuşma seslerinin üçte ikisini öğrenir. Çıkarılan ünlülerin %90’ı doğrudur. Ünsüzlerin birçoğunu da kendine özgü şekilde söyler.

İngilizcede zorunlu anlam birimlerinin birçoğu (özne durumundaki zamirler, fiile eklenen çoğul takıları) Türkçede gereksiz yineleme olarak kabul edilir. “O geliyor” ve “onlar geliyor” cümleleri “geliyor”, “geliyorlar” veya “onlar geliyorlar” olarak da ifade edilebilir. Türkçedeki ortalama ifade uzunluğu, biçimbirim bakımından İngilizce için belirlenmiş ortalama ifade uzunluğunu aşar. Türkçe düzenli bir son ekleme sistemine sahip olduğu için Türk çocukları dil gelişmesindeki aşamaları kısa bir sürede tamamlar.

Dil gelişimi sürecinde Pek çok çocuk üç yaşına geldiğinde, dilin ana yapılarını öğrenir ve kendisini ifade edebilir. Özne, yüklem ve nesne arasındaki işlevi anlayabilir. Kısa ve basit cümlelerle konuşur. Üç, dört kelimeyi yan yana getirerek tek bir düşünceyi bütünüyle ifade edebilir. “Bu ne, o kim?” sorularını çokça sorar.

12-30 aylık Türk çocuklarının dilinin incelendiği bir araştırmada, fiil kiplerinin üretimi ile ilgili yapılan inceleme sonucunda; emir ve görülen geçmiş zaman kiplerinin ilk kelimelerin başlaması ile üretildiği, şimdiki zaman kipinin yirminci ay civarında üretildiği, gelecek zaman kipinin 21-30. ay arasında üretildiği, istek kipinin 25-27. ay arasında üretildiği, miş’li geçmiş zaman kipinin 25-27. ay arasında üretildiği, geniş zaman dilek kipinin ise 25-27. ay arasında üretildiği görülmüştür. Gereklilik kipi otuzuncu aya kadar görülmemiştir.

12-30 aylar arasındaki Türk çocukların isim çekim eklerinin edinimi incelendiğinde ilk aşamada ismin -i hâli (1318. aylarda), ikinci aşamada -e hâli (13-18. aylarda), üçüncü aşamada -de hâli (19-24. aylarda) ve son aşamada -den hâlini (25-30. aylarda) edindiği görülmektedir. Çoğul takısı en erken 20-23. aylara rastlamaktadır. Anlamına göre olumlu cümleler daha fazla kullanılmaktadır.

Dört yaşındaki çocuklarda dilin gelişmesi

Dil gelişiminde, 3-4 yaşlarında çocukların cümle yapısı gelişir, kısa şiir, bilmece, tekerleme gibi edebiyat türlerinden zevk almaya başlar. Kelime hazinesi gelişir. Dört yaşındaki çocuk, dil aracılığı ile duygu ve düşüncelerini ifade etmekte güçlük çekse de genellikle oldukça başarılıdır. Sohbet etmekten, yaptığı şeyleri anlatmaktan zevk alır. Üç-dört yaşındaki çocuk, soru sormaktan hoşlanır ve -mi soru ekini kullanabilir. Emir cümlelerini anlar ve yerine getirir.

Genellikle bütün kültürlerdeki dil gelişiminde çocuklar dört yaş dolaylarında o dilin gramatik yapısını tamamıyla kazanmış olur. Üç-dört yaşında çocuk kendini iyi bir şekilde ifade edebilir. Yetişkininkine benzer söz dizimi yapısını kazanır. Sözdiziminde özne, nesne ve yüklem arasındaki ilişkileri anlar ve ifade eder. Ünlülerin %90’ını, ünsüzlerin %60’ını doğru söyler. Cümlelerin %48’i dil bilgisi yapısına uygundur.

Başka dillere nazaran Türkçede basit cümle yapıları ve morfemlerin yapısını ilgilendiren değişmez kurallar daha kolay ve erken öğrenilirken iç içe geçmiş karmaşık cümleleri öğrenmek bu sefer daha zor ve geç olmaktadır. Özellikle dört yaşından sonra öğrenildiği görülmektedir.

36-42 aylar arasındaki aşamada çocukların birleşik cümle kurma yeteneği gelişmeye başlar. Bu alanda görülen ilk gelişmeler, iki basit cümlenin bağlaçlarla birleştirilmesi (Annem kızıyor da ondan ağlıyorum.) ve bir ana cümlenin bir zarf-yan cümleciği ile birleştirilmesidir (Bahçeye çıkınca oynarım.).

Çocukların konuşmalarında 35-38. aylarda daha önce kullanılmayan zaman ekleri, bağlaçlar, olumsuzluk ekleri ve soru cümleleri görülür; ancak bu aşamada öğrendikleri dil bilgisi kurallarını aşırı genelleme yolu ile kullanırlar.

36-42 aylar arasında çocuk, dili artık açık olarak kullanmaya başlar. Bu aşamada çocuğun karmaşık cümle kurma yeteneği gelişmeye başlar. Dört yaşındaki çocuk, sorularla doludur. Dört yaşındaki çocuk nasıl ve niçin sorularını ısrarla sorar. Olumsuz, soru ve emir şekillerini iyi biçimde kullanır. Dört yaşındaki çocuk, basit hikâyeler anlatabilir. Dört yaşındaki çocuğun kelime hazinesi 1500-1600 arasındadır. Dört yaşın sonuna doğru çocuğun anadiline ait yapı kurallarını kullanması, yetişkin ile çok yakın seviyededir.

Beş yaşındaki çocuklarda dilin gelişmesi

Dil gelişiminde, Dört-beş yaşında çocuğun dili kolay ve doğru kullanılan bir araç haline gelir. Kız çocukları dili erkeklerden daha becerikli bir şekilde kullanırlar. Ses üretiminde doğruluk oranı artar. Kelime sayısındaki artış ve benmerkezci konuşma devam eder. Önceki aşamaya göre çocuk daha karmaşık cümle yapısı kullanmaya başlar. Çoğul kullanımını doğru yapar. Birleşik kelimelerin ayrı birimlerden oluştuğunun farkında değildir.

Çocuğun dili kullanımı yetişkin bir insanınkine benzer. Bu aşamada çocukların ses yapımı incelendiğinde ünlü üretiminin %99’u ünsüz üretiminin %98’inin doğru olduğu görülür. Açıklama gerektiren konuşmaya göre, tanımlama isteyen konuşmalarda tereddüt, duraklama ve konuşma hızında azalma olur. Çekim kurallarını daha düzgün bir şekilde kullanır. Kişi zamirlerinin çekimini de doğru kullanır. Beş yaşında çocuklar bağlaçları kullanıp uzun cümleler oluştururlar.

Topbaş ve Özcan çalışmasında üç-yedi yaşları arasında bağlaç kullanımının sürekli arttığı, bu artışın beş-yedi yaşları arasında çok belirgin olduğunu belirtmektedir. Beş yaşında en yaygın kullanılan bağlaçların “ama” ve “fakat” olduğu ifade edilmektedir.

CLARK’a göre çocuk kelimelerin önce benzer yanlarını edinir. Örneğin koşmak ve yürümek fiillerinin hareket içeren kelimeler olduğunu öğrenir. Sonra da bu hareketlerin farklı olduğunu öğrenir. Demek ki çocuk önce benzerlikleri sonra farklılıkları algılayabilir. Farklılık aynı zamanda daha ayrıntılı bir bilgi gerektirir. Bu da algı gelişmesiyle paraleldir. Yani sıfatları kullanmak için önce nesnelerdeki farklılıkları görebilmek gerekir.

Sıfatlar, soyuttan somuta, isme benzemeyenden isme benzeyene, genelden özele, göreli olandan mutlak olana yani giderek ayrıntıya doğru yönelir.

Alpöge’nin üç-sekiz yaş arası çocukların sıfat kullanmalarıyla ilgili yaptığı araştırma sonuçları şöyledir:

  1. İlk çocukluk dönemindeki (3-6) çocuklar tek sıfatlı tamlamalar kullanmakta ve yaşı büyüdükçe iki sıfat kullanımı artmaktadır.

  2. İlk çocukluk döneminde çocuklar daha çok ölçü sıfatlarını kullanabilmektedir.

  3. Çift sıfatların kullanımı yaklaşık yedi yaşında başlamakta ve sıra yetişkinin kullandığı sıraya uygundur.

  4. Yüksek sosyoekonomik seviyeden gelen çocuklarda tek sıfatların kullanımı üç yaşında, düşük sosyoekonomik seviyeden gelen çocuklarda ise tek sıfatların kullanımı 4 yaşında tahakkuk etmektedir.

  5. Dil ediniminde genelden özele ilkesi evrenseldir.

Altı yaşındaki çocuklarda dilin gelişmesi

Altı yaşındaki çocuğun dil kullanımı yetişkininkine benzer. Çekim kurallarını daha düzgün bir şekilde kullanır. Şahıs zamirlerinin çekimini de doğru kullanır. Üretilen kelime sayısı ortalama 2000 kadardır. Çocuklar dil bilgisi kurallarının %90’ını beş-altı yaşlarında tamamlar ve duygularını ifade etmeye çalışırlar.

Altı yaşındaki çocuğun dilini benmerkezci ve sosyalleşmiş dil olarak iki kısma ayrılmaktadır. Benmerkezci dili ise kendi içinde tekrarlama, monolog ve karşılıklı monolog şeklinde üç kısma; sosyalleşmiş dili ise uygun bilgi, eleştiri, emirler-dilekler-tehditler, sorular ve cevaplar şeklinde beş kısma ayırıp incelenebilir.

Yedi ile on bir yaş arası çocuklarda dilin gelişmesi

Çocukların mizah anlayışları da zihin gelişmeleriyle ilgilidir. Yaşlara göre fıkra tipleri de değişmektedir. Altı yaş öncesi çocuklar dil özelliklerine dayanmayan fıkralara, 6-9 yaş arası çocuklar kelimeleri ses bilgisi yapısı ile komikleştiren fıkralara duyarlıdırlar. Dokuz-on iki yaş çocuklar çift anlamlı kelimelerin komikliğine, on iki yaş sonrasında ise fıkranın yüzey yapısından değil derin yapısından aldıkları anlama yoğunlaşırlar.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Savaş Çelik Dil ve Konuşma Terapisi Uzm. Dkt.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)