Affetmek Özgürleştirir
Yazar Elif Terziköy • Psikolog • 12 Eylül 2022 • Yorumlar:
Affetmek söz konusu olduğu zaman herkes affetmenin kendi için faydalı bir karar olduğunu bilir. Ama yaklaşık olarak şöyle düşünür “bana bu yapılan o kadar kötü niyetli ve ağır sonuçları olan bir eylem ki bunu affetmem mümkün değil, yani bu istisnai bir durum” işte tam da bu noktada affetmek gerekiyor zaten. Çünkü affetmediğiniz her an size verilen zararı yaşamaya devam ediyorsunuz.
Örneğin yolda yürürken yanınızdan hızla geçen bir araba çamurlu suları üstünüze sıçrattı. Muhtemelen çok sinirlenir, söylenirsiniz. Hemen gidip üzerinizi değiştirip duş alırsınız ve yine muhtemelen bu olayı unutursunuz. Mutlaka buna benzer bir deneyim yaşamışsınızdır. O sürücüyü affeder misiniz? Zihinsel sisteminizden çıkarır atarsınız umursamazsınız ama bundan sonra yolda yürürken arabalara karşı daha dikkatli olursunuz.
Bir de şunu düşünün. O gün o çamurlu elbiseyle tüm gün dışarıda kalmak zorunda kaldınız. Ne kadar berbat bir gün değil mi? Tüm gününüz şoföre küfür etmekle geçer.
Affetmemek tam olarak böyle bir şey işte. Size bir zarar verildi ve siz o zararı kendi hayatınızdan telafi edemiyorsunuz ve doğal olarak o zararı veren kişiye sürekli odaklanıyorsunuz. “bu affedilemez”
“Bu affedilemez” dediğiniz her durum sizin hayatınızda tıkanma yaratır ve ilerlemenizi engeller. Sizin canınızı yakan bir şeyi affetmiş olmanız ise dünden bir adım daha ileride olduğunuzun kanıtıdır. Siz aslında affederek ihanete uğrama duygusundan özgürleşmiş oluyorsunuz ve zihninizde bir sürü alan açılıyor.
Çoğunlukla; affetmek dendiği zaman ilgili kişiyi yeniden hayata alma düşüncesi geliyor. “Bana bu hatayı yapanı nasıl affederim” demek bir anlamda “ona nasıl bir daha güvenebilirim” anlamına gelebiliyor. Bunu ayırmak çok önemli. Size kötülük yapan birini yeniden hayatınıza almanızı size kimse tavsiye etmiyor. Ha özür diler, pişman olur ve gerçekten değişmiştir siz İSTERSENİZ onu hayatınıza alırsınız ya da almazsınız konu bu değil. Ben size kötülüğü içinizde taşımamaktan bahsediyorum. Aslında sokak ağzı ile söylemek gerekirse ben size “Salın” diyorum.
Ormanda yürüyordunuz. Bir yılan sizi soktu. Siz yılana düşmanlık güder misiniz? Ya da yılanın sizden özür dilemesini bekler misiniz? Yılanla arkadaş olmayı umar mısınız? Hayır sadece bundan sonra ormanda daha dikkatli yürürsünüz. Zira bilirsiniz ki yılanın doğası böyledir. Aynı şey insanlar için de geçerli. Size kötülük yapmış biri aslında sizi doğasından haberdar eder. Siz de “hımm bu kişinin doğasında böyle bir durum varmış artık bu kişiden uzak durayım” dersiniz. Şimdi diyeceksiniz ki “ama o insan ve yılan gibi içgüdüsel davranmıyor bile isteye kötülük yapıyor” hayır işin gerçeği doğası gereği böyle davranıyor. Size kötülük yapan kişiye dikkat ederseniz zaten sizin dışınızdaki başka kişilere de büyük ihtimalle benzer kötülükler yapmıştır. O yüzden bırakın su testisi su yolunda kırılsın.
İnsanoğlu neredeyse bir hayvan kadar içgüdüsel davranır aslında. Kötülük yapan kişilere anlayıi gösterin demiyorum burada mazoşist bir yapı ortaya çıkar. Hatta kötülük yapanlar bu durumu kullanır ve mağdur şöyle der “ama o çocukluğunda çok acı çekmiş ondan böyle davranıyor” bakın siz psikolog değilsiniz ve size ısrarla kötü davranan birini değiştiremezsiniz yapmanız gereken o kişiden uzaklaşmak ve sınırlarınızı korumaktır. Ama şunu da unutmayın ısrarla kötülük yapan kişiler gerçekten mutsuz kişilerdir ve o kadar mutsuzlardır ki kendi çıkarları için başkalarına zarar vermekten çekinmezler. Çünkü onlar için “dünya çok kötü bir yerdir ve uyanık olan kazanır” ve lütfen bu tip kişilerle karşılaştıktan sonra siz de böyle düşünmeye başladıysanız hemen silkelenin ve kendinize gelin. O kişi tarafından zehirlenmeye ve olumsuz yönde dönüşmeye karşı çıkın. Yapmanız gereken en iyi şey ormanda her çeşit hayvanın olduğunu bilmek, kendini korumayı öğrenmek ve mükemmel deneyimlerle karşılaşmak için heyecan duymak. İşte hepsi bu.
Tabii yoruma açık ve iki kişinin de birer parça haksız olduğu tartışmalı durumlar da söz konusu olabiliyor. İnsan aslında birini gerçekten affedebilmek için yaşanan olayı analiz edebilmesi gerekiyor. Ne yaşadığımızı anlamadan affedemeyiz. Kendi hatalarımızı kabul edip kendimizi affetmedense karşı tarafı affetmemiz zor. Bu yüzden mutlaka yaşadığınız olayı ayrıntılarıyla düşünün ve iki tarafı da dürüstçe analiz edin.
Bir diğer problemse kişi “o olaydan sonra kimseye güvenemiyorum o benim güvenimi çaldı” diye düşünür. Birinden zarar gördüğümüzde insanlara ve hayata karşı güvenimiz, samimiyetimiz, hayallerimiz zedelenir, fiziksel enerjimiz bile düşer. Zihnimiz sürekli o kişiyle meşgul olduğu için performansımız dikkatimiz azalır. Bakın aslında zihin sürekli bir konuyu düşünüyorsa orada henüz çözemediğiniz görmeniz gereken bir şey vardır, zihin bu yüzden sizi uyarıyordur. Doğru analiz çok önemli. Bazense insan “affettim ben çoktan” der ama o günden sonra bambaşka biri olur ve bu da olumsuz kötümser güvensiz bir kendiliktir. En ciddi hasar budur aslında. Siz size zarar veren kişi tarafından zehirlenmiş ve dönüştürülmüşsünüzdür. Bundan kurtulmanın tek yolu o zehri içinizden atmaktır.
Güven, samimiyet gibi kavramlar çok değerli ve önemlidir. Aslında güven ciddi bir iştir. Güvenin ciddi bir iş olduğunu aslında güvenimiz bir kere kırılmadan anlayamayabiliyoruz. İçsel kendiliğinden akan güven çok güzel bir duygudur ama aslında süreç içinde bize bazı uyarılar vermeye başlar. O uyarıları doğru okumamız ve her halükarda %100 değil de %99,5 güven daha iyidir. Bir daha kimseye güvenmemek yerine lütfen kendinize şunları sorun:
1) İlişkilerimde sınırlarımı koruyabiliyor muyum?
2) İlişkilerimde verdiğim kadar alabiliyor muyum?
3) İlişkilerimde olası riskleri doğru okuyabiliyor muyum yoksa gereğinden fazla iyimser miyim?
Şimdi burada şöyle bir durum daha var. biz bize yapılan hiçbir kötülüğü kesinlikle hak etmiyoruz. Kendini suçlama perspektifi çok sıkıntılı ve hiçbir yararı yok. Ama şunu anlamamız gerekiyor aniden üzerimize yıldırım düşmedi biri bize kasıtlı kötülük yaptı. Bizim ruhsal yapımızda sosyal ilişkilerimizde mutlaka bir kaçak olmalı ki kişi o kaçaktan içeri girebildi. Bu kaçağı keşfedin. Bu kaçağı fark edip savunma sisteminizi güçlendirdiğinizde aslında size yapılan kötülük iyiliğe dönüşür.
Aynı yere iki kere yıldırım düşmez. Ama insan aynı yerden birden fazla vurulabilir. Yaşamışsınızdır. Birbirinden ayrı kişilerin size benzer zararı verdiği oldu mu? Sizse her seferinde bu sefer belki farklı olur umuduyla dener durursunuz. Her seferinde çok iyi çok masum olmuş olabilirsiniz. Zaten suçlu da değilsiniz ama sizde bir kaçak var bunu fark edip dönüştürdüğünüzde bir daha asla böyle bir olay yaşamayacağınıza garanti veriyorum.