Agorafobi
Yazar Beyza Ergen • Psikolog • 22 Ağustos 2019 • Yorumlar:
‘Agora’ Antik Yunan’da ‘pazar yeri’ anlamına gelmekteydi. Agorafobi ise sıklıkla kapalı alan korkusu olarak anılmaktadır. Ancak korkulan durumlar sadece kapalı alanlarla sınırlı değildir. Agorafobi, içinden kaçılması zor durumlarda kalmaya ilişkin duyulan korku, ve bu durumlardan kaçınmayı içeren bir rahatsızlıktır.
Ahmet 25 yaşında, makine mühendisliği öğrencisidir. Üniversite stajı için gittiği fabrikada penceresiz bir makine atölyesinde bulunması gerektiğinde kendisinde bir şeylerin ters gittiğini fark etmiştir. Mezun olabilmesi için stajını bitirmesi gerekmektedir, bu yüzden ne kadar fabrikaya gitmek istemese de mecburen orada bulunur. Ancak orada durmak zaman geçtikçe zor bir hale gelir. İçinde belirgin bir sıkıntı, göğsünde ağrı, nefes alamayacakmış gibi hissetme belirtilerini yoğun biçimde hissetmeye başlamış, ‘ölüyorum’ diye düşünerek dehşete kapılmıştır. Takip eden günlerde yerin altındaki metro istasyonlarında, AVM lerde, kalabalık açık alanlarda ve üniversite dersliğinde de aynı sıkıntıyı yaşadığını fark etmiştir. Artık hiç evden çıkmak istemez. Evden çıkacağı durumlarda da yanında birinin olmasını ister. Gittikçe içine kapandığı için sosyal hayatı, okulu ve romantik ilişkisi de bu durumdan olumsuz etkilenmeye başlamıştır.
Ahmet tam olarak Agorafobiden muzdariptir. Tabii bir kişinin Agorafobi tanısı alması için bu belirgin sıkıntının en az 6 aydır sürüyor, belirgin sıkıntıya ve yaşamdaki işlevsellikte düşmeye neden olması gerekmektedir. Zaman zaman hepimiz bazı ortamlarda daralabiliriz, ya da anksiyete tepkileri verebilirirz. Bu doğaldır ve Agorafobi hastası olduğumuz anlamına gelmez. Agorafobi hastalarının belirgin bir kısmı Panik Ataklar yaşamışlardır. Bir kısmı ise aynı zamanda Panik Bozukluk Hastasıdır. Böyle durumlarda hastalık ‘Agorafobili Panik Bozukluk’ olarak geçer. Bazı kişiler ise hiç panik atak geçirmezler.
Tedavi: Agorafobi tedavisinde bazı antidepresanların etkinliği görülmüştür. Buna ek olarak psikoterapi yöntemleri de tedavide bulunmalıdır. Yaygın olarak Bilişsel Davranışçı Terapiler ve EMDR yöntemleri kullanılmaktadır. Tedavi görece kısa sürelidir, ancak süre hastalığın şiddetine ve kişide diğer psikolojik rahatsızlıkların (örneğin kişilik bozuklukları) olup olmadığına göre değişkenlik gösterebilir. Agorafobi tedavi edilmezse, kişinin korkuları artma eğilimi gösterebilir. Aynı zamanda korkulan durumlardan kaçınıldığı için yaşamı oldukça daraltan bir hastalık olabilir. Bir çok Agorafobi hastası toplu taşıma ya da otomobilde kaygı yaşadıkları için bu araçları kullanmayı reddederler. Köprülerde sıkıntı yaşadıkları için Avrupa-Anadolu yakası geçişlerini yıllardır yapmayan hastalar vardır. Uçak kullanımından da endişe duyan agorafobi hastaları sıkça görülmektedir. Bu yüzden şehirlerarası seyahatleri yapamazlar ya da ciddi bir sıkıntıya katlanarak zor seyahatler geçirirler. Hayatı ciddi düzeyde etkilediği için tedavi edilmesi oldukça önemlidir.
Korkular hayatı küçültür, insanı esaret altına alabilirler. Özgürleşmek için korkularla yüzleşmek gerekir.