Agorafobi Üzerine
Yazar Damla Yalçın Gürkan • Psikolog • 26 Temmuz 2022 • Yorumlar:
Antik Yunan’dan gelmekte olan agora kelimesi aslında pazar yeri anlamına gelmektedir (Morrison, 2016, s.179). Fobi (phobia) kelimesi ise düşmanlarına korku ve dehşet salmasıyla bilinen Yunan tanrısı Phobos’tan gelmektedir. “kaçış”, “panik korkusu”, “dehşet” anlamlarına gelen phobos’tan türemiştir. Günümüzde nesnel olarak önemli bir tehlike kaynağı olmayan bir nesne veya bir durumla ilişkilendirilmiş 'sürekli veya aşırı korku' anlamında kullanılmaktadır (Marks, 1969). Beck ise fobiyi şu şekilde tanımlar: “Ortak kanı ve durumdan uzaklaştığı zamanki kişinin kendi değerlendirmesi ile söz konusu durumun içerdiği tehdit ihtimalinin ve derecesinin orantısız olduğu bir nesneye veya duruma karşı olan bir korku.” (Beck & Emery, 2006, s. 206). Agorafobi, kaygı semptomları ortaya çıktığında kişinin kaçmasının zor veya utandırıcı göründüğü, yardımın mümkün olmayacağı durumlardan ya da yerlerden korkması anlamında kullanılmaktadır. Araştırmalar agorafobinin kadınlarda daha yaygın olduğunu, öncesinde panik atak yaşandığını göstermektedir (Morrison, 2016, s. 179). Agorafobiye sahip kişiler evden uzakta, pazar vb açık alanlarda, alışveriş merkezlerinde, kalabalık ortamlarda, sinema ya da tiyatro salonlarında; yardım alamayacaklarını ya da kaçışın zor olacağını düşündükleri yerlerde bulunmaktan kaçınır, bu yerlerde bulunduklarında ise dehşet ve kaygı hissederler. Algılanan kaygı sonucu zihin ve bedende birtakım fizyolojik değişimler meydana gelir. Gözbebekleri büyür,kısa ve sık nefes alıp verme başlar, kalp atışı hızlanır, kaslar gerilir, kişi terlemeye başlar, el ve ayaklarda karıncalanma, üşüme, uyuşma ve başdönmesi görülebilir. Bu noktada psikoterapi, agorafobik kaygı ve semptomları yönetme becerilerini geliştirmek, hayata etkilerini en aza indirmek için işlevsel bir yöntemdir.