Ağrılı Omuz; Sıkışma Sendromu
Yazar Alev Alp • Fizik Tedavi Uzmanı • 6 Eylül 2020 • Yorumlar:
Ağrılı omuz; bel ve boyun ağrılarından sonra 3. sıklıkta görülen bir problemdir. Omuz ağrısı özellikle kolunu kullanarak çalışan kişilerde doktora başvurma nedenleri arasında ilk sıralarda yer alır.Genç erişkin ve orta yaş grubunda sık karşılaşılan bir problemdir. Günlük hayatı etkileyen ağrı ve fonksiyon bozukluğu sebebidir. Omuz ağrısının sık görülmesinin en önemli nedenlerinden biri omuz ekleminin insan vücudunun en hareketli ve en karmaşık eklemi olmasıdır. Omuz eklemi köprücük, kürek ve kol kemiği sayesinde oluşturulur. Eklemin sağlam bir yapısının olmasında bu kemik yapıların çok fazla katkısı olmaz; bunu eklem etrafındaki yumuşak dokular sağlarlar. Omuz ekleminin etrafındaki yumuşak dokular kapsül, ligaman, tendon, bursa ve kaslardan oluşmaktadır. Bursitten, tendon hasarı ve kısmi veya tam kat tendon yırtığına hatta donuk omuza kadar uzayabilen bir süreçtir. Aşırı kullanım, diyabet ve tiroid fonksiyon bozukluğu gibi metabolik hastalıklar yatkınlığı artırıp hasarı şiddetlendirmekle birlikte, sebep olduğu öne sürülen teoriler halen tartışmalıdır.
Ağrılı omuzla ilgili yayınlanan makalelerde %70 ile en sık karşılaşılan problem ‘sıkışma sendromu’ olup, gelişiminde hem iç hem dış faktörlerden bahsedilmektedir. Tendonla ilgili faktörler iç, gergin ve kalın ligaman ve kemiğin tendonu sıkıştırıcı faktörleri de dış faktörleri ifade eder. Tendonun geçtiği alanı daraltan her etken ve oluşum ağrıya sebep olabilir. İç faktör ise kol havada gergin ve dışa dönmüşken yani ‘fırlatma pozisyonundaki’ minör travmayı takiben ortaya çıkar. Özellikle yüzme ve basket gibi sporlar ve tekrarlayıcı travmalardan sonra tendon ve eklem yüzeyini örten kıkırdak da etkilenme oluşur.
Sıkışma sendromunun belirtileri nelerdir?
Yakınmalar sıklıkla omuzun ve kolun kullanılması sonucu ortaya çıkar. Zamanla ağrı devamlı olmaya başlar. Özellikle geceleri hastayı uyutmayan ağrı haline dönüşür. Hastanın giyinme soyunma gibi günlük yaşam aktivitelerini etkileyecek düzeye gelir.
Sıkışma sendromu klinik bir sendromdur ve çoğunlukla fizik muayene esnasında tanı konulabilir. Görüntüleme yöntemlerinden Ultrason ve Manyetik Rezonans Görüntüleme tanıya yardımcı olmasının yanısıra, hasarın yerinin tespit ve enjeksiyon tedavisinde önemli rol oynar. Top-soket şeklindeki omuz, kemik çıkıntıların yoğun olduğu karmaşık bir yapı olup kas ve ligamanlarla sağlanan dinamik bir dengeye sahiptir. Kasların uzantıları ve kemiğe yapışan uzantıları olan tendonlar, kol hareketi esnasında birçok sıkışmaya maruz kalır. Tendon ve kemik çıkıntılar arasında bursa denilen yastıkçıklar bulunur ki travmalarda şişerek bir hava yastığı gibi tendonu korumaya çalışır. Sıkışma sendromun 3 fazı tanımlanmış olup; bunlar 1) ödem ve kanama fazı (<25 yaş) , 2)onarım ve tendon kalınlaşması fazı (25-40 yaş arası) , 3) tendon yırtıkları ve kemik büyümeleri fazıdır (>40 yaş). İleri evrede ağrı süreğen hal aldıktan sonra kısır döngü yaratan omuz kasları fonksiyon kaybına uğrayarak mesafeyi daha da daraltır. Tendon kanlanmasının zayıf olduğu bölgede yaşla artan bir sertleşme ve yapısında bozulma olarak omuz hareketini kalıcı olarak kısıtlar.
Tedavi; İçinde bulunulan evreye göre değişmekle birlikte, konservatif yaklaşımı veya cerrahiyi gerektirebilir. Biz FTR hekimlerinin uyguladığı konservatif tedavi yaklaşımları içinde fizik tedavi, buz paketleri, özel kuvvetlendirme egzersizleri, ağızdan alınan ağrı kesici ilaçlar ve enjeksiyon tedavileri yer almaktadır.