Aile Dizimi
Yazar Burcu Özgülük Üçok • 23 Ocak 2019 • Yorumlar:
Biliyorum ki Aile Dizimi / Sistem Dizimi, çoğu kişinin hala daha duymadığı, duysa da içinde yer almaya cesaret edemediği bir yaklaşım… Bu yazımda Aile/ Sistem Dizimi nedir, bireysel ve grupla terapi çalışmalarında nasıl uygulanır, bunlarla ilgili bilgi vereceğim sizlere…
Aile Dizimi ilk olarak Alman Psikoterapist Bert Hellinger tarafından geliştirilmiştir. Türkiye’de ise sadece Türkiye Sistem Dizimleri Enstitüsü kurucusu ve benim de hocam olan Dr. Mehmet Zararsızoğlu ve kendisinin yetiştirdiği terapistler tarafından uygulanmaktadır. Avrupa’da da birçok üniversitede ders olarak okutulmakta olan bu yaklaşım, eğitim almamış kişiler tarafından uygulandığında geriye dönüşü olmayan zor durumların ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Bu sebeple, gerek bireysel terapi gerekse grupla psikoterapi çalışmalarında Aile/ Sistem Dizim yönelimli çalışmak istiyorsanız, psikoterapistinizin hem kendi psikoterapisinden geçmiş olmasını ve bu eğitimi en az 3 senelik bir katılımla tamamlamış olmasını bir şart olarak belirleyin lütfen!
Dizimlerde neler çalışılır diye baktığımızda, psikolojik, zihinsel ya da fiziksel sağlık sorunlarının yanı sıra, aile- yakın/ romantik ilişkiler- para ile ilgili- meslek ile ilgili- kişinin kendisi ile ve yaşam ile olan ilişkisi ile ilgili konuların, alt açılımlarıyla birlikte çalışılabildiğini söyleyebiliriz. Aile/ Sistem Dizimi yaşamımızda çözümlenmesini istediğimiz, elimizde varolan bildik yöntemlerin işe yaramadığını farkettiğimiz anlarda, yaşadığımız soruna ya da boşluk hissine bambaşka bir açıdan bakmamızı sağlayabilen bir tekniktir.
Aile Dizimi bireysel seanslarda küçük insan figürleriyle çalışılabildiği gibi grup terapilerinde de çalışılır. Grup çalışmasında, birbirini tanıyan- tanımayan bir grup biraraya gelir. Grup çalışmasında, gizlilik kuralı esastır. Çalışma boyunca danışanlara yönelik çalışılan her şey grupta kalır ve dışarıda hiçbir şekilde paylaşılmaz, sohbet konusu haline getirilmez, isim belirtilmez. Dizimi yapılacak olan danışan, çok kısa bir iki cümle ile onu o gün çalışmaya getiren sebebi, sorununu terapiste anlatır. Terapist, danışanın anlattıklarının doğrultusunda, grup içinde onun durumunu temsil edecek kişileri belirler, bazen de danışana seçtirir; örn. Kişinin annesi ile bir küslüğü varsa, annesini temsil edecek bir kişi seçilir. Grup içinde kimse birbirini önceden tanımadığı için geçmişe dair bir bilgiye sahip değildir. Temsilci olarak seçilen kişiler, alanda konumlanırlar ve daha sonra temsil ettikleri kişilerin tavırlarına bürünmeye başlarlar. Dışarı yansıyanlar, danışanın kendi bilinçaltının dışarıya yansıyan halidir. Öyle ki, danışanı önceden hiç tanımayan ve partneri, annesi ya da babası olarak seçilen kişinin, hareketlerinin ve konuşma biçiminin birebir aynılaştığı görülür. Daha sonra terapistin yönlendirmesiyle, danışan kendinde, ilişkilerinde kör olduğu, görmediği, farkında olmadığı noktaları farketmeye başlar, kendi içsel kaynaklarını keşfetmesiyle yeni bir halle dizimden ayrılır. Temsilciler de daha sonradan seçildikleri rollerin kendileri için de bir anlamı olduğunu anlayabilirler.
Aile/ Sistem Dizimi, bugün olduğumuz kişinin sadece seçimlerimizden değil, aynı zamanda başımıza gelenlerden de etkilendiğini savunur. Atalarımızdan bize miras kalan, görülmemiş çözülmemiş her şeyin- geçmişte yaşanmış bir travmadan tutun da, miras kaybı, ölümler- hastalıklara kadar- aile bireylerinin üzerine yapışabileceğini ifade ediyor. Bu durumda da kişi, kendi yaşaması gereken hayat yerine taşıdığı ona ait olmayan bir mirasla yaşamaya başlıyor.
Aile Diziminde bu miras ve kişinin benliğine etkisi, blokajlar keşfediliyor. Bu sebeple de dizimden sonraki birkaç gün kişinin dizim hakkında çok konuşmaması,olan her ne ise akışına bırakıp, biraz sindirmesi, oluşan güçlü etkiyi konuşarak zihniyle bozmaması isteniyor.
Etkisi güçlü olduğu için, klasik psikolojide olduğu gibi yıllarca süren konuşmalara gerek kalmadan, kişi bu etkinin sonuçlarını kısa sürede hem görebiliyor hem de yaşayabiliyor.
Aile Diziminde bu kadar güçlü bir etkinin, birbirini tanımayan kişilerin aldıkları temsilcilik rolleriyle ortaya çıkması “morfik alan” ile açıklanıyor. Bilginin aslında bir yerden bir yere taşınmadığı, danışanın aile sisteminden getirdiklerinin mekan ve zamandan bağımsız olarak asılı kaldığı, ve temsilciler tarafından oluşan alanda anlık da olsa yeni bir bedene büründüğü belirtiliyor.
Tüm bunlar dışarıdan okunduğunda, havada kalan, kişiye “bu ne saçma şey” dedirtebilen, sorgulatan bilgiler… Bu sebeple Aile/ Sistem Dizimlerini anlayabilmek ve etkisini hissedebilmek için, onu gerçekten deneyimlemek ve yaşamak gerekiyor.