Aile Yaşam Döngüsü
Yazar Nur Arslan • Psikolog • 26 Şubat 2021 • Yorumlar:
Yapılan araştırmalara göre aile tıpkı bir birey gibi yaşam döngüsüne sahiptir. Ailenin de yaşam evreleri ve kendine has bir gelişim öyküsü vardır. Aile kurulduğu andan itibaren tüm üyelerini kaybedene dek bir yaşam döngüsü içerisinde ilerler. Bu döngü içerisinde önemli yaşam olayları ile karşılaşır ve gelişimsel dönemleri yaşar. Ailenin içinde bulunduğu toplum, yaşam döngüsünün şekillenmesinde büyük etkiye sahiptir.
Aile yaşam döngüsünden söz ederken Duvall’e değinmemek mümkün olmayacaktır çünkü ilk versiyonu Duvall tarafından geliştirilmiştir. Evrelerin süreleri kesin değildir ve ailelerin kendi içlerinde farklılıklar gösterir. Döngünün dört evresi;
-
Evli çiftler
-
Küçük çocuklu aileler
-
Ergenlik döneminde çocuğu olan aileler
-
Yetişkin çocuğu olan aileler
Şeklindedir.
Çiftler tarafından kurulan ailelerin yaşam tarzı çocuk sahibi olmakla beraber değişmeye başlar. Artık ebeveyn rolünü de üstlenmişlerdir. Çocuklar büyüdükçe aile içindeki ilişkiler ve süreçler değişmeye başlar. Çocukların genç yetişkin rolüyle beraber evden ayrılmaları sonucu genişleyen bu aileler küçülür. Son çocuğun da evden ayrılmasıyla ‘’boş yuva’’ adı verilen dönem başlar. Emeklilik de aile yaşamını etkiler ve farklı bir döneme girmesine neden olur. Yaşanan bu değişimler ve adım atılan evrelerle beraber aile içerisinde krizler meydana gelebilir. Aileye destek sürecinde tüm bu evreler göz önünde bulundurulur ve yaşam döngülerine dair krizler dikkatle ayrıştırılır. Her yaşam döngüsünün kendine özel krizleri ve bu krizlere yaklaşım yöntemleri farklılık göstermektedir.
Yeni evli çiftlerde uyum problemleri görülebilir. Yeni rollere alışmakta güçlük, aile ve yetiştiriliş farklılıkları gibi etmenler bu evrede krizler oluşturabilir.
Küçük çocuğu olan çiftlere bakıldığında ise artık ebeveyn rolünü de üstlendiklerini görürüz. Çocuklu yaşamın farklılıkları, sorumlulukların artışı vb. durumlar bu süreci etkiler.
Ergenlik döneminde çocuğu olan aileler artık büyüklük sınırına ulaşmış olarak değerlendirilir. Tüm bireyler aynı evde yaşamaktadır. Ergenliğe özgü çatışmalar, kuşak çatışmaları bu dönemde sık görülür. Ebeveynler güç hiyerarşisinde üstte olmalı, ergenlerin bağımsız bir birey olma yoluna girdiğini kabullenmelidir.
Yetişkin çocukların evden ayrılmasıyla beraber aileler orta yaşam döngüsüne giriş yapar. Özellikle anneler bu dönemde çokça bocalayabilmektedir. Özellikle orta yaş ile beraber ortaya çıkan menopoz dönemi de annenin sıkıntılarını güçlendirir. ‘’boş yuva’’ olarak da adlandırılan dönemde eşlerin boş zamanları fazladır. Bu nedenle birbirleriyle ya da hobileriyle ilgilenmeye daha çok vakit bulabilirler. Ancak bu noktada ilişkide üçgenleşme görevi gören çocukların uzaklaşmasıyla eşler arasında problemler ortaya çıkabilmektedir.
İleri dönemdeki aileler ise son çocuğun da evden ayrıldığı ailelerdir. Çocukların kendi hayatlarını kurmasıyla stres azalır. Artık eşler için bireysel yaşam döngülerinde yaşlılık döneminden bahsedilebilir. Artık eşler tamamen ilişkilerine ve beklentilerine odaklanırlar. Araştırmalara göre kadınlar, çocukların evden ayrılmasını erkeklere göre daha kolay kabullenmektedir. Bu durumla daha kolay başa çıkarlar.