Ailede Beş Temel Özgürlük
Yazar Gülistan Akyol Ay • Psikolog • 17 Ocak 2021 • Yorumlar:
Birey Olmak
“Aile” olmak, Türk toplumunda en önemli değer yargılarından birini işaret eder. Aile olmak ile ilgili pek çok norma ve kalıplaşmış yargılara sahibiz. “Bir olmak”,” biz olmak” çoğunlukla aile bireylerinin sınırlarının aşılması, karar mekanizmalarına müdahale edilmesi ve bireyselci bir yaşam tarzı benimsemesinin önüne geçilmesine kadar yanlış yerlere çekilen bir kavram. Oysaki her birey bir gruba hissettiği aidiyet kadar, birey olma hakkına da sonuna kadar sahiptir. Ne yazık ki Türkiye gibi kollektif yani toplulukçu kültürlerde grubun ihtiyaçları, gruba uyum birey olmanın önüne geçer. Bir evin içinde birkaç neslin bir arada yaşadığı bir kültürden, bireylerin tek başlarına yaşadıkları apartman dairelerine geçiş yaparken ve evrenselleşirken Türk toplumunun zorlanması tahmin edilemez bir durum değil. Sınır kavramına oldukça anlamlı bir direnç söz konusuyken her aile içerisinde saygı duyulması gereken temel özgürlükler ve kavramlar olduğunu bilmek ve kabul etmek bizleri çatışmalardan uzak tutacaktır.
Düşüncelerini açık bir iletişimle ifade etmek
Birey aile içerisinde kendini olduğu gibi ve açıkça ifade edebilmelidir. Diğer aile üyeleri bireyin düşüncelerini dinlemeyi reddettiğinde çatışma kaçınılmaz olacaktır. Kişinin kendisi veya düşünceleri “işe yaramaz”, “saçma”, “mantıksız” gibi şekillerde etiketlendiğinde, birey sonraki iletişimlerinde düşüncelerini ifade etmekten kaçınacaktır. Bu bir birikime yol açabilir ve bir süre sonra diğer aile üyelerine karşı tepkisel tutumlar geliştirmesine neden olur.
Duygularını ifade edebilmek
Bireyin aile içi iletişimlerinde duygularını ifade edebilme özgürlüğü de en az düşüncelerinde olduğu kadar önemlidir. Bireyin duygularının kabul edilmemesi bireyde reddedilme, dışlanma duygusu oluşturabilir. Kişi duygularını aile bireylerine duygularını açıkça ifade ettiğinde “mızmız”, “sulu göz”, “fazla hassas”, “gereksiz yere öfkelenen” olarak etiketlediğimizde, o aile bireyinin duygularını paylaşma konusunda eskisi kadar açık davranmayacağını söyleyebiliriz.
Red veya Kabul edebilmek
Kişinin kendi arzuları doğrultusunda “hayır” ve “evet” demesi ailenin çiğnememesi gereken özgürlük sınırlarından bir diğeridir. Aile içerisinde bireylerin ret veya onayını almadan, bireyin görüşüne ihtiyaç duymadan mevcut durumuyla ilgili karar verilmesi büyük çatışmalara neden olmaktadır. Her birey seçeneklerini değerlendirip reddetme veya onaylama hakkına sahip olmalıdır. Özellikle çocukluk ve ergenlik çağındaki aile bireyleri için ihlal edilen özgürlük alanlarından biri olan bu durum yeterince önem görmemektedir. Çocuk ve ergenlerin benlik gelişimini oldukça olumsuz etkileyen “evet” ve “hayır” deme hakkının ailenin her bireyin sahip olduğunun bilinmesi gerekir.
“Şimdi ve Burada” olanı bilme
Her aile bireyi şimdi ve burada olanı bilme, görme ve duyma hakkına sahiptir. Aile bireylerinin içinde bulunulan ve ailenin tamamını ilgilendiren durumlarda olan bitenden haberdar olma hakkı vardır. Kimi zaman ebeveynler içinde bulundukları durumun sadece kendilerini ilgilendirdiği yanılgısına kapılabilir. Örneğin; bir taşınma sürecinin kararından ve zamanından çocukların sürecin en başından itibaren haberdar olmaları gereklidir. Taşınma tüm aileyi etkileyen bir durumdur ve fikir aşamasından itibaren her bireyin bilgisine sunulmalıdır.
Aileler, özellikle ebeveynler kimi zaman kendi yarım kalmış işlerini, isteklerini, heveslerini diğer aile bireylerinin tamamlaması beklentisine girer. Bu beklenti bazen öyle yoğun hale gelir ki, beklentinin yöneltildiği aile bireyinin benliği, istekleri, özü yadsınabilir ve kendisini yarım kalmış işi bitirmeye adaması beklenir. Aile bireylerinizden beklentilerinizin aslında kendinizden bekledikleriniz olup olmadığının bilincinde olmanız gerekir. Her aile üyesi kendi yönünü, tutkularını seçerek kendi özünü gerçekleştirme özgürlüğüne sahip olmalıdır.