Akran Zorbalığı Nedir?
Yazar Feyza Sümbül Akyüz • 15 Aralık 2023 • Yorumlar:
Akran zorbalığı, aynı yaş grubundaki çocukların tek ya da grup halinde başka bir çocuğa sürekli olarak uyguladıkları bir şiddettir. Zorbalık yapan grup karşısındakini sindirmeye çalışır. Diğer çocuk ise kendini koruyamadıkça yavaş yavaş bu durumu kabullenir ve içine kapanır. Zorbalığı yaban grup ise daha çok üstüne gitmeye başlar. Bu şekilde bu döngü devam eder. Artık üstün bir grup ve diğer yanda da içine kapanık, sosyal ortamlardan kendini izole etmiş bir çocuk vardır.
İlk başlarda şakayla başlayan bu davranış giderek şiddetini arttırır ve zorbalığa dönüşür. Genellikle diğerlerinden “farklı” olarak ötekileştirilen çocuklar zorbalığa maruz kalır. Dil, din, ırk, dış görünüş, daha çalışkan olması veya sessiz olması zorbalığa uğrama ihtimalini arttırmaktadır. Konuşma bozukluğu olması veya başka bir rahatsızlık olması da böyle bir duruma maruz bırakabilir.
Zorbalığın Türleri Nelerdir?
Fiziksel Zorbalık: Saç çekme, itme, yumruk atma, tehlikeli aletlerle saldırma gibi fiziksel olarak zarar vermeyi içerir.
Sözel Zorbalık: İftira atma, hakaret etme, lakap takma, tehdit ve şantajda bulunma, hakkında gerçekdışı olumsuz dedikodular çıkarma, dış görünüşüyle dalga geçme gibi sözel olarak zarar vermeyi içerir.
Sosyal Zorbalık: Gruptan dışlama, yalnız bırakma, görmezden gelme gibi davranışları içerir.
Cinsel Zorbalık : Cinsel temasta bulunmaya çalışma, cinsel içerikli sözler söyleme gibi sözel veya fiziksel olarak tacizde bulunma davranışlarını içerir.
Siber Zorbalık : İnternet ortamında kişiyi küçük düşürme, izinsiz olarak çekilen fotoğraf ve videoları yayma, hakaret içerikli mesajlar gönderme ve paylaşımlar yapma gibi davranışları içerir.
Hareketlerimiz ve duygularımız arasında önemli bir ilişki vardır. Her ikisi de birbirini pekiştirir. Hareketsizlik depresif duygu durumunu ortaya çıkartırken depresif duygu durumu da hareketsizliği ortaya çıkartır.
Depresyondaki kişiler isteksizlikten kaynaklı aktivitelerden ve diğer insanlardan uzaklaştıkları için zevk, mutluluk, değer duygularını, aitlik hislerini yaşayamazlar. Bu duyguların oluşturacağı fırsatları kaçırırlar ve kendilerini sosyal ortamlardan izole ederek depresyon döngüsünü kıramazlar.
Oysaki kendimize meydan okumak bilmediğimiz yönlerimizi ortaya çıkartır ve bu durum harekete geçme isteğimizi tetikleyerek yeni fırsatları deneyimlememize yardımcı olur.
Depresyondaki kişi her ne kadar aktif olmak istemiyor olsa da daha hareketli ve aktif bir hayat geçirmenin depresyon döngüsünü kırdığı kanıtlanmıştır.