Aldatıldım Ne Yapmalıyım?

Yazar Sevde ŞişmanAile Danışmanı • 5 Şubat 2019 • Yorumlar:

Aldatılmak kelimesi bile başlı başına rahatsız ediciyken, fiili olarak başımıza geldiğinde ne kadar incitici olabileceğini az çok tahmin edebiliriz. Ama gerçekten verdiği zararı yaşamayanın tam olarak hissetmesi mümkün değildir. Gerçekten de aldatılanların konu üzerinde hemen hemen en net kurdukları cümle de budur : “nasıl acıttığını bilemezsiniz”. Peki aldatılan herkesin ortak noktası “acı” ise neden aldatılma sonrasında ki gidişat farklı oluyor? Bazıları bavulunu toplayıp arkasına bile bakmadan giderken diğerleri kalmayı ya da idare etmeyi tercih ediyor. Bunu şu örnekle açıklamayı tercih ediyorum: bildiğiniz gibi fizyolojik olarak hepimizin bir acı eşiği var. Mesela aynı anda üç kişinin dizlerini aynı hızla aynı yere vurduğunu farz edelim. Birinin dizi morarırken, diğerinin dizi kanayabilir bir diğeri sadece dizini ovuşturup olayı geçiştirebilir. İşte ben ruhumuzun da böyle bir acı eşiğinin olduğunu düşünüyorum. Bu acı eşiği hepimizin küçüklükten itibaren hatta bazen yaratılıştan gelen özellikleri ile şekil alıyor. Anne- baba ilişkilerimiz, aile yaşantımız, yetiştiriliş tarzımız, bu güne denk edindiğimiz davranış biçimlerimiz, inançlarımız, görgü ve kültür seviyelerimiz, sosyal çevreden edindiklerimiz, baş etme becerilerimiz ve benzeri birçok dinamiğimiz farklı, tabi durumlara yüklediğimiz anlamlarda… Örneğin: “aldatma” birine göre “kendisinin öğrenmesi durumunda, kızacağını ya da üzüleceğini bilen eşin herhangi bir şeyi saklaması” olabilirken, başka birine göre “cinsel birliktelik” , bir diğerine göre “ flört” de olabilir. İşte tüm bu farklılıklarla “aldatılmaya” verilen tepkide doğal olarak farklılık arz ediyor. Bu farklılıkları üç ana başlık altında toplayabiliriz.

  • Her ne koşulda olursa olsun evliliği/birlikteliği sonlandırma,

  • Mecburiyetlerin varlığı ile evliliği/birlikteliği devam ettirme,

  • Umursamazlıktan gelerek evliliği/birlikteliği devam ettirme.

Her üç durum da iyi yönetilmezse kendine göre sağlıksız sonuçlar doğurabilecek niteliktedir. Umursamayarak evliliği devam ettiren grupta bir kabul söz konusudur. “ Aldatılıyorum ama ayrılamıyorum, seviyorum kıyamıyorum” sık duyduğumuz cümleler arasındadır. Bunun altında eşe karşı geliştirilen sağlıksız bağımlılık veya iyi yaşam koşullarını kaybetme korkusuyla geliştirilen “al gülüm ver gülüm” anlayışı yatabilir. Bu tip durumlarda çıkar ilişkisi sekteye uğramadığı ya da aldatılan eş bağımlılığının farkına varmadığı sürece yardım talep edilmez.

Özellikle ilk iki durumda daha fazla olmak üzere sergilenen davranışların alt yapısında” sindirememe” mevcuttur ve benzer soruların havada uçuştuğu bir zihin yapısı devreye girer.

  • Neden aldatıldım?

  • Benden daha mı güzel/yakışıklı?

  • Bir eksiğim mi var?

  • Hak edecek ne yaptım?

Bu soruların çoğu da aldatılan kişinin öz güvenini sorgulayıcı cevapları beraberinde getirir. Oysa bilinmelidir ki hiçbir soru ve cevap aldatılmayı haklı çıkaramaz.
Aldatıldığını öğrenme ile birlikte hızlıca verilen tepkilerin çoğunluğu, durumun sıcaklığıyla kalp ve beyin koordinasyonunu sağlayamadan verilen tepkilerdir. Bu tepkilerinde genellikle aldatana acı çektirmek ve hızlıca intikam almak için konduğunu düşünürsek soğukkanlılığı korumanın burada çok önem arz ettiğini görürüz. Çünkü dolaylı yoldan kendinizi ya da aile bireylerini de aynı cendereye sokabilirsiniz. Hızlı karar verme ile birlikte yapılan bazı yanlışları şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Aynısını o da yaşasın diyerek eyleme girişmek; öz saygınızı yitirmenize, değersizlik duygusu yaşamanızın artmasına neden olabilir.

  • Çocukları konu ile ilgili taraflı olarak bilgilendirmek ruhsal gelişimlerini negatif yönde etkileyebilir.  

  • Sinir anında aile büyüklerini devreye sokmak ilişkilerde sonradan onaramayacak yaralar açabilir.

  • Sakinliği koruyamamak şiddete ve dönüşü olmayan “öldürmek” gibi eylemlere sebep olabilir.

  • Ne yapacağını bilememek haliyle alkole, uyku ilaçlarına sarılmak ruhsal yaraları derinleştirebilir.

  • Başkalarından tavsiye almak işlerin daha fazla içinden çıkılamaz bir hal almasına neden olabilir.  

  • Eşe karşı sergilenen tutumun öfkeli ve daha fazla zarar verici oluşu sonradan evliliği devam ettirme kararı almada ve yürütmede engel olabilir ya da gerçekten boşanılması gerektiğinde sürecin zorlaşmasına veya uzamasına yol açabilir.

İşte tüm bu ve benzeri birçok nedene dayanarak aldatıldığınızı öğrendiğiniz anda tek başınıza mücadele etmekten ziyade bir yardım alarak sürecin devamını bilinçli olarak sürdürmek çok önemlidir. Özellikle oluşan “güven” probleminin çözümü yine süreç için çok değerlidir. Eşinize karşı olan güveninizin yıkıldığını ya da sarsıldığını hissettiğinizi biliyorum. Sanki bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi güzel olamayacağını düşünebilirsiniz. Anlıyorum… Ancak yine de yapılabilecek şeylerin var olduğunu unutmayın. Özellikle ikinci gruba giriyorsanız;

  • Ekonomik sıkıntılarla baş edemeyecek durumda olmak,

  • Törelerin yaptırımına maruz kalacağını bilmek,

  • Çocukların aslen iyi durumda oluşu ve bunun devamlılığını istemek vb.

nedenlerden ötürü mecburiyetlerle evliliği devam ettirmek zorundaysanız sadece konu ile ilgili farkındalığınızın arttırılması ile bile baş etme becerilerinizin çoğaldığını göreceksiniz. Eğer bir yardım alamıyorsanız birden kestirip atmak yerine uygun bir ortamda sakin bir beden dili ve ses tonuyla konuşmayı deneyin. Ancak bu konuşma suçlayıcı tavır ve sözler içermesin. Daha ziyade hislerinizden bahsedin ve aldatmasının nedenlerini açıklamasını isteyin. Ondan açıklamaların ışığıyla sonrası için kendinize rota çizmeyi deneyin eğer halen evliliğinizi devam ettirebileceğinize kanaat getirdiyseniz konuyu sürekli kurcalamayın. Kendinizi yenilemek ve geliştirmek ile işe başlayabilirsiniz. Bu yenileme ve geliştirme sizi ailenizden uzaklaştıracak yeni alanlar yaratma ve olmadığınız biri gibi davranma anlamında değildir. Lütfen bunu kulak ardı etmeyin. Mesela monotonluğu delmek anlamında çaba sarf edebilirsiniz. Örneğin;

  • Eşinizle beraber yapabileceğiniz yenilikçi aktiviteler üretin,

  • Evliliğinizde zayıf gördüğünüz noktaları geliştirmek için uğraşın,

  • Birbirinize daha fazla zaman ayırın. Eskiden konuşmadıklarınızı konuşun,

  • Unutmaya çalışmayın ya da üzerini örtmek için çaba sarf etmeyin,

  • Büyük fedakârlıklar yapmaktan ziyade küçük kucaklaşmalar, saygı ve sevgi sözcükleri içeren konumalar yapmayı deneyin,

  • Dik duruş sergileyin aynı şeyin bir kez daha yaşanması durumunda kayıpları olacağını hissettirin. Sabırlı olun aceleci davranmayın.

  • Boşan ya da evliliğini devam ettir baskılarını kulak ardı edip vereceğiniz kararın tek sorumlusu siz olun.

Unutmayalım onarmak her ne kadar zor gibi gelse de belki eskiden varlığından haberinizin olmadığı ufak tefek birçok problemi de halletmiş olacağınızdan yolunuza daha güçlü devam etme şansını yakalayabilirsiniz. Tüm bunlara rağmen onarılamayacak ve boşanmayı gerektirecek durumlar da olabilir. Bunların da iyi yönetilmesi yine gelecekte geriye baktığınızda pişmanlıklarınızın olmaması açısından değerlidir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)