Alkol Bağımlılığı
Yazar Mehmet Doğan • 10 Mart 2017 • Yorumlar:
ALKOLLE İLGİLİ PSİKİYATRİK SORUNLAR
Orhan Veli’nin şişesinde balık olsam dediği rakı, Ziya Paşa’nın terkib-i bendinde “İç bade sev güzel” diye sözü edilen, Ömer Hayyam’ın şiirlerine sıkça konu olan şarap, bir yaz akşamüstü dışı terlemiş buz gibi bira… Böyle söz edince güzel ama her zaman şişedeki gibi duruyor mu alkol? Sosyal içicilik diye bir kavram var: Düğünde, dernekte, ayda yılda bir arkadaş toplantısında, bir kutlamada, doğum gününde 1 ya da en fazla 2 duble alkol alıyorsanız, alkol gündelik hayatınızda önemli bir yer işgal etmiyorsa sosyal içicisiniz demektir. Sorun yok, afiyet olsun.
Ancak her zaman böyle olmayabiliyor. Alkol zehirlenmesi, idiosinkratik alkol zehirlenmesi, zararlı kullanım, alkol bağımlılığı, alkol paranoyası, alkolik halüsinozis, bunama, geçici ya da kalıcı hafıza kayıpları gibi ciddi tedavi gerektiren durumlar ortaya çıkabiliyor.
Haydi şimdi tedavi gerektiren bu durumların belli başlılarına örneklerle göz atalım.
“Doktor bey, oğlum 22 yaşında. İşinde gücünde bir çocuk. Sakin, kendi halinde, kimseye zarar vermez. Ara sıra alkol alıyor. Öyle her gün içmez de. Ama içince daha ilk duble bitmeden o sessiz, temiz çocuk gidiyor, yerine bir canavar geliyor. Durduğu yerde duramıyor, bağırıyor, küfür ediyor, saldırıyor, etrafı kırıp döküyor. Saatlerce sürüyor bu durum. Bazen bizleri suçluyor, öfkeyle akla hayale gelmeyecek şeyler söylüyor. Takip ettim çok içmiyor da. Ağzına değmesi yetiyor. Bu nasıl iş anlamadım”
“Eşimin alkol sorunu var. Evliliğimizin ilk yıllarında bu kadar içmezdi. Haftada, onbeş günde bir birkaç bira ya da 1-2 duble rakı içerdi. Yıllar geçtikçe işini ilerletti, çevresi değişti. Giderek daha fazla, daha sık alkol almaya başladı. Bu aralar haftada 5-6 gün içiyor. Bazen birkaç gün içmediği de oluyor. Ramazan ayında da içmiyor. İçmeyince pek bir sıkıntısı, öyle krizi falan olmuyor, eli ayağı titremiyor. Ama içmek için hep bahaneler yaratıyor. Bu yüzden sık sık kavga ediyoruz. İçince bana bir zararı yok. Vurması, kırması yok ama sağlığı bozulacak, işi bozulacak, onun hiç aldırdığı yok”
“Lütfen beni hastaneye yatırın, rica ederim. Bu defa kesin kararlıyım alkolü bırakmaya. 25 yıldır içiyorum. Evet, evet her gün içiyorum. Sınır mı? Sınırım yok. Önceleri akşamdan akşama içerdim, son 1 yıldır sabahtan içmeye başlıyorum. Param yettiği kadar içiyorum. Param olmazsa büfeye borç yapıyorum. Son zamanlarda onlar da veresiye vermiyorlar. İçmeyince uyuyamam. Ellerim titrer, sinirli olurum. Ter içinde kalıyorum. Daha önce de iki defa yatarak tedavi gördüm. İlkinde ailemin baskısıyla yattım. Çıkar çıkmaz da içmeye başladım. İkincide dişimi sıkıp tedavi olayım dedim. Krize girmişim. Deliryum diyorlar. Hayaller görmüşüm, nerede, ne zamanda olduğumu karıştırmışım. 3-5 gün sürdü diyorlar. O korkuyla 5-6 ay içmedim. Sonra dayanamadım yine. Eşim benden boşandı. Katlanamadı tabii. Kardeşlerim, çocuklarım yüz çevirdi benden. Para da vermiyorlar. Tabii çalışamıyorum. Eskiden iyi bir ustaydım ben, herkes yaptığım işi beğenir, işlerini bana yaptırmak isterdi, şimdi şu halime bakın. En son sığındığım evi de yaktım. Elimde sigarayla sızıp kalmışım. Yorgan yanmış. Sonra etrafa sıçramış. Zor kurtuldum. Evet, ellerimdeki, yüzümdeki yanıklar ondan”
“Doktor bey, artık ne yapacağımı şaşırdım, bir de size danışayım dedim. Evde korku içinde yaşıyorum. Uykularım kaçtı, eşim bu gece beni öldürür mü diye. Yıllardır alkol alır. Son 5-6 aydır garipleşti. Önceleri bana şüpheli şüpheli bakıyordu. Ne olduğunu sorduğumda bana hiçbir şey olmadığını söylerdi. Sonra onu aldattığımı iddia etmeye başladı. 60 yaşında, namuslu bir kadınım ben doktor bey. Aldattığım falan yok. Aklımın ucundan geçmedi bu güne kadar. Çekmecelerimi karıştırıyor, telefonumu kurcalıyor, beni yalnız başıma dışarı bırakmıyor. Gece bir tıkırtı olsa eve dostunu mu aldın diye üstüme yürüyor. Soyunmamı istiyor, üstümde morluk arayacakmış. Bıktım artık, evden kaçacağım. Son bir umut, siz yardım edebilir misiniz diye geldim”
“ İki gün önce babama birşeyler oldu, düzelir mi diye bekledik, olmayınca alıp size getirdik. Kendimi bildim bileli babam hergün içer. Sıkı içicidir. Öyle pek yanında yemek de aramaz. Bir turşu, iki zeytinle içer. Sebzeyle, meyveyle, etle arası yoktur. Hep söyledik baba, aç karnına içme, ya miden delinir ya siroz olursun dedik, dinlemedi. Birkaç gündür içmiyordu. Sonra aniden yalpalamaya başladı. Dengesini sağlayamıyor. İçmediği halde sarhoş gibi yürüyor. Unutkanlığı da var. Bir şey soruyor, biz anlatıp, cevaplıyoruz. Biraz sonra hiç anlatmamışız gibi hatırlayamıyor. Eskileri hatırlıyor ama. Hastalandığı günde takıldı kaldı. Evet evet yeni şeyleri öğrenip aklında tutamıyor”
Giderek artan miktarda ve sık sık alkol alıyorsanız; önceden çakırkeyf olmanız için 2 duble yeterken şimdi 3-4 duble gerekiyorsa; sağlığınız alarm veriyor, aileniz ve çevrenizle ilişkileriniz bozuluyor, siz buna rağmen alkol almaya aynı şekilde devam ediyorsanız; alkollü iken kaza yapmanıza rağmen alkollü araç kullanmayı sürdürüyorsanız; içkiye başlama saatleriniz giderek günün daha erken saatlerine kayıyorsa; ailenizde, akrabalarınızda alkol bağımlılığı öyküsü olan kişiler varsa çok geç olmadan bir psikiyatriste ya da sağlık kurum ve kuruluşlarına başvurmanızı öneririm.
Sağlıklı ve mutlu, ayık günler dileğiyle…