Alkol Kullanım Bozukluğu

Yazar Murat YönPsikolog • 11 Ocak 2022 • Yorumlar:

Bazıları mutlu olduğunda ve eğlenmek istediğinde bazıları ise yalnız kaldığında bir şekilde kendilerine eşlik etmesi için alkolü tercih edebiliyor. Kullanımda ki bu çeşitlilik gibi aynı şekilde bireylerin alkolden ne şekilde etkilendiği de büyük farklılıklar göstermektedir. Sosyal içici olarak kabul edilen düzeyin karşı ucunda alkol kullanım bozukluğu olarak tanımlanmış çok daha zıt bir durum söz konusu olarak karşımıza çıkabiliyor. Peki ya nedir alkol kullanım bozukluğu? “Ne kadar içersek alkolik sayılıyoruz?” sorularınızı duyar gibiyiz. Bu sorulara cevap vermeden önce alkolün vücutta yaptığı etkilere değinmek gerekiyor.

Alkolün Kısa Dönem Etkileri

Alkol yutulduktan sonra mideye ulaşır, enzimler tarafından metabolize edilir. Büyük bir çoğunluğu ince bağırsağa gider ve kana karışır. Daha sonra öncelikle karaciğerde çözülür ve bu miktarın büyük çoğunluğu kan dolaşımına aktarılır. Ancak bu durumlar davranışsal olarak farklılaşmanın temel nedenleri değildir. Alkolün davranış değişimine neden olan beyindeki kısa dönem etkilerine baktığımızda ise; alkol gerilimi ketleyici (engelleyici) olarak görev yapan GABA nörotransmiterini uyarır. Böylece gerilim azalır ve rahatlama ortaya çıkar. Bunun yanında alkol keyif ve haz ile ilişkili olduğu düşünülen serotonin ve dopamin seviyesinde artışa neden olur. Bu doğrultuda alkol alındığında keyif ve mutluluk ortaya çıkar.

Alkolün Uzun Dönem Etkileri

Alkol kötüye kullanımı uzun dönemde hemen hemen birçok organa olumsuz etki etmektedir. Beslenme bozukluklarından bellek bozukluklarına, sirozdan kalbin zayıflamasına, ereksiyon bozukluğundan hipertansiyona kadar tüm bu olumsuz durumlar alkol kötüye kullanımının etkileri sonucu olabilmektedir. Tüm bu etkilerden sonra alkol kötüye kullanımı sonucu ortaya çıkan alkol bağımlılığının belirtilerini öğrenmek faydalı olacaktır.

Alkol kullanımı bireylerde işlevsellikte düşmeye ve belirgin bir sıkıntıya neden olduğunda bağımlılık boyutu akıllara gelmelidir. Bunun dışında alkol bağımlılığı geliştirmiş kişiler, çoğu zaman istenilenin çok üstünde alkol tüketebilir, alkolü bırakmak için sürekli sonuç vermeyen çabalara girebilir, alkol elde etmek için zamanının çoğunu harcayabilir ve en önemlisi alkol kullanmak için çok büyük bir istek duyabilir. Bu belirtilerin DSM 5 tanı kriterlerinden sadece birkaç tanesi olduğunu özellikle belirtelim. Bu belirtilerin neden herkeste oluşmadığını merak ediyorsanız bizimlesiniz. O halde buyrun birlikte belirtileri oluşturan etkenleri okumaya devam edelim.

Genetik, Psikolojik ve Çevresel Faktörler

Yapılan çalışmalar; genetik, kişilik özellikleri ve çevresel faktörlerin alkol bağımlılığı üzerine büyük etkisi olduğunu göstermiştir. Genetik çalışmalara bakıldığında, alkol ve madde kullananların çocuklarında alkol ve madde kullanmayanların çocuklarına göre daha fazla bağımlılık geliştiği gösterilmiştir. Bunun yanında genetik çalışmaların en önemlilerinden olan ikiz çalışmalarına göre alkol kullanım bozukluğunun tek yumurta ikizlerin de çift yumurta ikizlerine göre yüksek düzeyde uyum olduğu görülmüştür. Ancak bu çalışmalar genlerin işlerini çevre ile birlikte yaptığını bize unutturmamalıdır.

Psikolojik faktörlere ise duygudurum, kişilik ve alkolden beklentiler olarak özetlenebilir. Madde ve alkol kullanımı daha çok olumsuz duygudurumdan uzaklaşmak için tercih edilmektedir. Bireyler yaşadıkları stres olayları sırasında sıklıkla alkol kullanımı gerçekleştirirler. İş yerinde sorun yaşamış bir kişi akşam evde kendisini alkolle birlikte bulabilir. Ancak yaşanılan stresin alkol ile azalmadığı bir gerçektir. Peki ya neden insanlar ısrarla bu gibi durumlarda alkole başvururlar? Bu sorunun cevabı ise bireylerin alkolden beklentilerini ortaya koymaktadır. Aslında insanlar gerilimlerini azalttıkları için değil, öyle umdukları için alkol kullanmayı tercih ederler.

Kişilik özellikleri ise neden bazı kişilerin bağımlı neden bazı kişilerin alkol ve maddeden uzak kaldığını anlamakta yardımcı olabilir. Yapılan bir çalışmada 1000 erkek ve kızın madde kullanım bozukluğunu öngörmek için önce 17 sonra 20 yaşında katılımcıların kişilik özelliklerini araştırmışlardır. Çalışmanın sonuçları hem erkek hem kızlarda düşük kendini baskılama ve yüksek olumsuz duygusallığın alkol ve madde kullanımına başlamak ile ilişkili olduğu görülmüştür.

Tüm bu çalışmalar alkolün kötüye kullanımı ve alkol kullanım bozukluğunu anlamamıza birçok fayda sağlamaktadır. Ancak geçmişten bu güne çok aktif bir şekilde kullanılan alkolün tamamen zararlı bir şey olduğu algısı oluşmamalıdır ki yapılan çalışmalar faydası olduğunu göstermektedir. Günün özeti niteliğinde bitirecek olursak; alkol de diğer birçok şey gibi kararında tüketilince olumlu olabilmektedir. Ancak yüksek oranda bağımlılık yapıcı etkisi düşünüldüğünde dikkatli olmakta fayda vardır. Sağlıklı kalın…

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yorumlar: (0)