Alt Solunum Yolları Enfeksiyonu
Yazar Sevin Karalar • Göğüs Hastalıkları Doktoru • 6 Ekim 2019 • Yorumlar:
1.Alt solunum yolları neresidir?
Solunum sistemini oluşturan organlar üst ve alt solunum yolları olmak üzere ikiye ayrılır. Burun ve yutak üst solunum yollarını meydana getirir. Gırtlak, soluk borusu ve akciğerler alt solunum yollarını oluşturur.Gırtlak- Solunum ve ses organıdır. Yapısında birbirine kas ve zarlarla bağlı olan kıkırdaklar bulunur. Bu nedenle gırtlak devamlı açıktır ve hava geçişine izin verilir. Soluk Borusu- Trakea yaklaşık 2,5 cm genişliğinde 10-12 cm boyundadır. Sayıları 16-20 arasında değişen kıkırdak halkalardan yapılmıştır. Trakea sağ ve sol akciğerlere giden ana bronşlara ayrılır. Bronşlar da daha sonra kendi aralarında lob dediğimiz akciğer bölümlerine giden dallara ayrılır. Bronşların en ince dallarına bronşiol denir. Trakea ve alveoller arasında hava yolları 23 kez dallanır. Akciğerler- Solunum sisteminin oksijen ve karbondioksit değişiminin yapıldığı yerdir. Akciğerler kaburgalar tarafından korunan hafif süngerimsi yumuşak elastik ve hassas organlardır. Akciğerlerin üzerini 2 katlı plevra zarları örter. 2 katlı zar arasında plevra sıvısı bulunur. Alveoller-Akciğerlerin fonksiyonel birimleri olan küçük ve içi hava dolu keseciklerdir. Görünüşü üzüm salkımına benzer. Göğüs Boşluğu- Esas solunum ve dolaşım organlarını içinde barındıran kemik ve kıkırdaktan yapılmış, tepesi kesik koni şeklinde bir boşluktur.
2.Alt solunum yolu (enfeksiyonları) nelerdir? Akut bronşit/ Bronşiolit, Kronik bronşit, KOAH alevlenmesi,Zatürre, Obstrüktif Pnömoni yani akciğer kanserine bağlı, tümoral kitlenin tıkadığı alanın arkasında gelişen zatürre, Bronşektazi enfeksiyonu, Tbc yani veremdir.
Akut bronşit-Akciğerlerde büyük hava yollarının akut enflamasyonudur. Daha çok çocuklarda görülen ve küçük havayollarının inflamasyonu ile seyreden tablo ise akut bronşiolit olarak adlandırılır. Akut bronşitin görülme sıklığı yıllık %5’tir. Alt solunum yolu enfeksiyonlarının en sık görüleni akut bronşittir. Kış aylarında daha sık görülür. Akut bronşit, basit bir nezle, larenjit veya farenjitin bronşlara inmesiyle ortaya çıkar. Bronşitin etkeni yüzde 90 oranında virüsler, daha nadiren de bakterilerdir.
Kronik bronşitin akut alevlenmesi-Ardışık iki yıl ve her yılın en az üç ayında öksürük, balgam çıkarma söz konusu ise hastada kronik bronşit var demektir. Kronik bronşit, bronş epitelinin yani bronş zarlarının kalıcı iltihaplanması olarak adlandırılır.Kronik bronşitte solunum fonksiyonlarında herhangi bir kısıtlanma yoktur, solunum fonksiyonlarında kısıtlanma başladığında bu hastalara KOAH (kronik obstrüktif akciğer hastalığı) tanısı konur. Kronik bronşit veya KOAH’da özellikle kış aylarında araya giren enfeksiyonlar hastaların öksürüğünde ve balgam miktarında artmaya yol açar. Balgam genellikle renklidir.
Zatürre(Pnömoni)- Zatürree (Pnömoni) akciğer dokusunu iltihaplanmasıdır. Bakteriler başta olmak üzere çeşitli mikroorganizmalara bağlı olarak meydana gelir. Zatürreeler tüm dünyada ve ülkemizde en sık görülen ve en fazla ölüme neden olan hastalıklar arasındadır. Türkiye'de beşinci sıradaki ölüm sebebidir. Özellikle, bebeklerde, çocuklarda, yaşlılarda ve bilinen başka bir hastalığı olan kişilerde zatürreeler daha ölümcül olabilmektedir. Dünyada her yıl 5 yaşın altında 10 -12 milyon çocuk zatürree nedeniyle ölmektedir. Bu ölümlerin %90'ı gelişmekte olan ülkelerde olmaktadır. Ülkemizde 1-12 aylık bebek ölümlerinin %48'inden zatürree sorumludur.
Tüberküloz yani verem- Tüberküloz hastalığı, Mycobacterium tuberculosis adlı mikrop ile oluşan bulaşıcı bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl yaklaşık 8,4 milyon insan bu hastalığa yakalanmakta ve 2 milyon insan bu hastalık nedeniyle ölmektedir.
Bronşektazi enfeksiyonu- Bronşektazi nefes borusundan akciğerlere havayı ileten bronşların dallarında (2mm'den geniş çaplı olan bronşların) duvar harabiyeti nedeni ile geri dönüşümsüz genişleme olarak tanımlanır. Buna yol açan genellikle geçirilmiş akciğer enfeksiyonlarıdır. Özellikle çocukluk çağında ağır geçirilen kızamık, boğmaca; bunun dışında geçirilen zatürre, akciğer tüberkülozu sonrasında akciğerlerin o bölümünde bronşlarda genişleme, bronş duvarında bozulma, harabiyet olur. Özellikle kış aylarında üst solunum yolu enfeksiyonları bronşektazi hastalarında bronşektazi enfeksiyonlarına yol açarak öksürük, bol balgam ateş yakınmalarına neden olur.
3.Alt solunum yolu enfeksiyonlarının belirtileri nelerdir?
Akut bronşitte en önemli bulgu öksürüktür. Genellikle durum günler içinde düzelmekle birlikte iyileşme nadiren 2-3 haftayı bulabilir. Başlangıçta genellikle kuru öksürük söz konusu iken daha sonra kıvamı koyu, genellikle rengi beyaz yapışkan, az miktarda balgam olabilir. Soluk borusu ve bronşlarda gelişen iltihap göğsün orta bölümünde, göğüs kemiğinin arkasında, öksürüğün artırdığı bir ağrıyla birlikte ortaya çıkar. Bazen daha hafif olan ağrılar bütün göğse yayılabilir; solunum kaslarının zorlanmasıyla solunum sıklaşır ve öksürük inatçı bir hal alır. Sigara içenlerde gelişen bronşitte öksürük süresi ve sıklığı artar. Ateş görülebilir. Akut bronşitin tanısı iyi bir öykü ve fizik muayene ile konur. Zatürre belirtileri-Zatürree bazen grip, soğuk algınlığı ve bronşit gibi hastalıklarla karıştırılabilir. Bu gibi hastalarda, ateşin üşüme-titremeyle yükselmesi ve 39-40°C'ye kadar çıkması, hastanın genel durumunun bozulması, hastalığın ağır seyredip uzun sürmesi, koyu renkli, kanlı balgam ve göğüs ağrısının eşlik etmesi durumunda, mutlaka zatürree olasılığı dikkate alınarak araştırma yapılmalıdır. Hastalarda sık nefes alma varsa hastalığın ciddi olduğu düşünülmelidir. Özellikle çocuklarda dakikada 40’tan fazla solunum sayısı çok önemli bir bulgu olup acilen sağlık kuruluşuna başvuru gereklidir.
Bronşektazi'nin Belirtileri Öksürük ve balgam çıkarma en sık görülen bulgudur. Öksürüğün şiddeti ve balgamın miktarı bronşektazinin yaygınlığına göre değişir.
Genişlemiş ve yapısal özelliklerini kaybetmiş bronşlar akciğerin savunma sistemini zayıflatarak sık enfeksiyonlara neden olurlar. Bu bozuk alana mikropların yerleşmesi kolay olacağından bronşektazisi olan kişiler akciğer enfeksiyonlarına sık yakalanırlar. Diğer insanlarda basit üst solunum yolu enfeksiyonlarına yol açan virus ya da bakteriler, bronşektazi hastalarında akciğer enfeksiyonlarına sebep olur. Enfeksiyon dönemlerinde ateş, balgam miktarında artma, balgamın iltihaplı kötü kokulu sarı-yeşil görünüm kazanması, soluk ve kan tükürme gibi belirtiler ortaya çıkar. Yaygın bronşektazisi olan hastalarda parmaklarda çomaklaşma görülebilir.
Tüberküloz hastalığının belirtileri genel yakınmalar ve akciğere özgü yakınmalar olmak üzere iki grupta toplanabilir. Genel yakınmalar, özellikle akşama doğru yükselen ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, iştahsızlık ve halsizliktir. Akciğere özgü yakınmalar ise iki haftadan uzun süren öksürük, balgam çıkarma, değişken miktarlarda kan tükürme, göğüste ağrı ve nefes darlığıdır. Yakınmalar genellikle hafif başlar, yavaş ilerler. Bu arada hasta çevresine mikrop saçar ve daha çok kişinin enfekte olmasına neden olur. Bu nedenle özellikle iki haftadan uzun süren öksürük ve diğer yakınmaları olan kişilerin en kısa zamanda sağlık merkezine başvurmaları çok önemlidir.
4.Alt solunum yolu enfeksiyonları için antibiyotik kullanmak gerekir mi? Alt solunum yolu enfeksiyonlarının çocuklarda %80-90’ında viruslar (RSV, rhinovirus, influenzavirus vb) etkendir.Yine erişkinde de %80-90 akut bronşit nedeni viruslerdir. Klinik bulgular viral enfeksiyon düşündürüyorsa yüksek ateş yoksa, bronşiolit ya da bronşit şeklinde belirtiler söz konusu ise genellikle antibiyotiğe gerek kalmaz. Ancak bakteriyel enfeksiyon varlığında özellikle de zatürre düşünülüyorsa mutlaka antibiyotik kullanmak gerekir. Hatta balgam kültürü alınsa da kültür sonucu çıkana kadar zaman kaybetmeden olası etkene yönelik antibiyotik başlanmalıdır. Yine bronşektazi enfeksiyonu varlığında daha erken antibiyotik başlanmalıdır. Sinopulmoner enfeksiyon dediğimiz bakteriyel sinuzit ile birlikte giden akut bronşit tablosu varlığında yine antibiyotik verilmesi gerekir. Ancak her öksüren hastaya antibiyotik başlanmaz, enfeksiyon düşünülüyorsa viral mi bakteriyel mi değerlendirilip antibiyoterapi duruma göre başlanmalıdır. Antibiyotiklerin gereksiz kullanımı dirençli mikroorganizmaların gelişimine, yan etkilere ve tedavi maliyetlerinin artışına yol açacaktır. Bununla birlikte akut bronşit geçiren hastanın ateşi 4-6 gün sürüyor, sarı, yeşil koyu kıvamlı balgamı var, hasta sigara içiyor, kalp hastası ya da şeker hastası ise antibiyotik vermek gereklidir.
5.Alt solunum yolu hastalıklarının tedavisi nasıl yapılır? Akut Bronşit Tedavisi- Akut bronşitin tedavisi şikayetlerin giderilmesine yönelik semptomatik tedavidir. Öksürüğün kontrolü önemlidir. Bakteriyel enfeksiyon düşünülüyorsa hekim kontrolünde antibiyotik tedavisi uygulanmalıdır. Halsizlik varlığında yatak istirahati, ateş söz konusu ise ateşin düşürülmesi, bol miktarda sıvı alımı gerekir. Sigara kesinlikle kullanılmamalıdır. Kronik Bronşit Tedavisi- Kronik bronşit hastalarında akut alevlenme söz konusu olduğunda viral enfeksiyon varlığında dahi üzerine bakteriler ekleneceğinden genellikle tedavide hekimin uygun göreceği antibiyotikler yer alır. Bunun dışında balgam yumuşatıcı ve söktürücü ilaçlarla birlikte, enfeksiyon dönemlerinde olabilecek bronş daralması ve hava yolu ödemi değerlendirilip, gerekli ise bronş genişletici ve hava yolu ödemi giderici ilaçlar da tedaviye eklenir. Kronik bronşit hastalarının özellikle grip salgını dönemlerinde hasta kişilerle temastan kaçınmaları, gribal enfeksiyon geçirdiklerinde mutlaka hekime başvurmaları, her yıl sonbaharda grip aşısı yaptırmaları önerilmektedir. Sigaradan uzak durmak, içmemek ve içirmemek kronik bronşit ve KOAH’tan korunmak için yapılacak en doğru ve gerekli davranış şeklidir.
Zatürree Tedavisi- Birçok vakada zatürree hekim kontrolünde evde tedavi edilebilir. Ağır olguların, yaşlı hastaların, oksijen tedavisi veya yoğun bakım desteği gerektiren hastaların hastaneye yatması gerekir. Tedavi hastaya göre değişir. Tedaviye erken başlandığında ve ayaktan tedavi edilebilen olgularda, sonuçlar yüz güldürücüdür. Ancak, teşhis ve tedavisi gecikmiş, ağır zatürree olgularında ölüm oranı yüksektir.
Bronşektazi'nin Tedavisi-Bilgisayarlı tomografide bronşektazik değişiklikler her iki akciğerde yaygın olarak görülüyorsa, ilaç tedavisi ve akciğerleri korumaya yönelik tedbirler uygulanır. Bu hastalarda enfeksiyon ataklarının olduğu dönemlerde antibiyotikler mutlaka kullanılmalıdır. Bunun dışında balgamı sulandırıcı ve rahat balgam çıkarılmasını sağlayan şuruplar, balgamla kanama varsa istirahat ve kanamaya yönelik tedaviler uygulanmalıdır. Ayrıca ilaç tedavisi uygulanan hastalara, genişlemiş bronşlar içersinde biriken balgamı çıkartılabilmeleri için uygun postüral drenaj (pozisyona bağlı drenaj=balgam çıkarma teknikleri) öğretilmelidir.
Tüberküloz tedavisi- Tüberküloz basiline karşı etkili olan güçlü ilaçların bulunmasından önce, tedavinin temelini iyi beslenme, istirahat ve uzun süreli sanatoryum tedavisi oluştururdu. Günümüzde tüberküloz basilini öldüren çok güçlü ilaçlar vardır. Mikropları etkili bir şekilde öldürmek ve ilaçlara direnç gelişimini önlemek için tedavide 4 çeşit ilaç birlikte kullanılmaktadır. Tedavide kullanılabilecek temel ilaçlar: izoniyazid, rifampisin, etambutol, pirazinamid veya morfozinamid, streptomisin’dir. Tedavi süresi altı aydır. Tedavinin ilk iki ayından sonra ilaç sayısı azaltılmaktadır. Bazı özel durumlarda tedavi süresi uzatılabilmektedir. Tedavinin her gün düzenli bir şekilde alınması çok önemlidir. Düzenli tedavi hem hastanın iyileşmesini sağlar, hem de bulaşıcılığı hızla önleyerek toplum sağlığını korur.
6.Alt solunum yolu enfeksiyonları nasıl seyreder? (Alt solunum yolu enfeksiyonları nasıl seyrediyor? Neler gerçekleşiyor?)
7.Alt solunum yolu hastalıklarının kronikleşmemesi için neler yapmak gerekir? (Alt solunum yolu hastalıklarınıj kronik hale gelmemesi için neler yapmak gerekir? Nasıl önlemler alalım?)
8.Alt solunum yolu enfeksiyonlarından nasıl korunmak gerekir?
-Vücut direncinin yüksek tutmak için dengeli beslenmeli, düzenli uyumalı ve spor yapılmalı.- Eller sabunla sık sık yıkanmalı.-Özellikle de risk grubu kabul edilen KOAH ve astım gibi kronik solunum yolu hastaları, kalp hastaları, diyabetliler, kanser hastaları, böbrek yetersizliği olan hastalar mümkün olduğu kadar gribal enfeksiyon salgını olan dönemlerde evlerinden çıkmamalılar.-Grip veya soğuk algınlığı geçiren kişilerden uzak durulmalı, bu kişilerle öpüşmemeye, el sıkışmamaya dikkat edilmeli.-Gribal enfeksiyonu olan kişiler aksırma ve öksürme esnasında burun ve ağzı kağıt mendille kapatmalı, kullanılan kağıt mendil çöp kutusuna atılmalı ve kağıt mendilin bulunmadığı durumlarda kolun iç yüzüne aksırmalı ya da öksürmelidir.-Cep telefonu, klavye, gibi günlük hayatta sürekli kullanılan eşyalar sık sık temizlenmeli.-Ev dışında herkesin kullanımına açık mekanlarda kapı kolları, gibi birçok kişinin temas ettiği yerlere dokunduktan sonra eller yıkanmalı.-Havaya göre giyinilmeli. Üşütmeyen ancak aynı zamanda terletmeyen, ince birkaç kat giysi tercih edilmeli. Seçilecek giysi ter emiyor olmalı.-Ev ve iş ortamını sık sık havalandırmalı. Hapşırınca yayılan virüsler o ortamda 4 saat canlı kalabilir. Bu nedenle ortamı havalandırma önemlidir.-Eğer grip aşısı olunmadıysa, öncelikle risk grupları olmak kaydıyla, Şubat sonuna kadar aşılama yapılabilir, aşının etkinliği 15 gün sonra başlayacaktır.-Bunun dışında rutin kontrollerimizi düzenli yaptırmalıyız, örneğin kansızlık varsa ki Türk hanımlarında oldukça sıktır, direnç düşük olur, dolayısıyla daha sık enfeksiyon geçirilebilir, alerjik kişiler solunum yolu enfeksiyonlarına çok daha kolay yakalanır, özellikle çocuklar sık solunum yolu enfeksiyonu geçiriyorsa alerji açısından değerlendirilmelidir.
9.Alt solunum yolu enfeksiyonlarında öksürük nasıl tedavi edilir?
Öksürük, alt solunum yollarının kendini temizleme ve koruma amacıyla oluşturduğu refleks bir mekanizmadır. Genellikle öksürük istemsiz olarak gırtlak ve bronş ağacı arasında yer alan bronş iç yüzünü döşeyen zarın uyarılması sonucu oluşur. Hava yollarındaki sekresyon ve salgılar, yabancı cisimler, bronş dış duvarına bası yapan mekanik etkenler, nikotin, çamaşır suyu ve deterjanlar, kirli hava gibi iritan maddeler öksürük refleksinin başlamasından sorumlu tutulmuştur. Akut öksürüğün en sık nedeni viral üst solunum yolu infeksiyonu ve bakteriyel solunum yolu infeksiyonları, alerjik rinit, astım, sigara gibi iritanlar ve diğer nedenlerdir. Yineleyen öksürükte; bronş hiperreaktivitesi ve aspirasyon da (hava yollarına yabancı madde kaçması) akla gelmelidir. Kronik öksürüğün en önemli üç nedeni geniz akıntısına bağlı öksürük, astım ve gastroözofajiyal reflü (GÖR) olarak kabul edilmektedir.
Alt solunum yolu enfeksiyonlarında öksürüğün nedene yönelik tedavisi yapılmalıdır. Sekresyon, yani balgam varlığında öksürük balgam yumuşatıcı, söktürücülerle rahatlatılır, yani balgamın kolay çıkması sağlanarak öksürük azaltılır. Hava yollarında ödem varlığında yani hiperreaktivitede inhaler antienflamatuar tedavi gereklidir, yine bronş daralmasına bağlı öksürükte nefes açıcı diye tanımlanan bronkodilatatör ilaçlar kullanılmalıdır. Yani tedavi öksürüğün şekline, nedenine göre düzenlenir.
10.Alt solunum yolu hastalıklarında öksürük kesici ilaç kullanmak doğru mu?
Öksürük kesici ilaçların kendi başına hasta tarafından kullanılması uygun değildir, mutlaka hekim gözetimi altında kullanılmalıdır. Kaldı ki günümüzde öksürük kesici ilaç kullanım alanları çok kısıtlı olup, öksürüğü kesmekten çok nedene yönelik tedavi uygulanması tercih edilmektedir. Öksürük kesici ilaçlar sadece öksürükle kan gelmesi durumlarında yani öksürüğün kanamayı artırma riski varsa kullanılır. Yine benzer birkaç özel durum söz konusu ise de hekim kontrolünde kullanılmalıdır. Bunun dışında kullanılacak öksürük kesici ilaçlar bazen faydadan çok zarar verir, hastanın sekresyon çıkarmasını engelleyip, tıkanmasına, nefes darlığına yol açabilir. Bu nedenle hekim önerisi dışında öksürük kesici ilaç kullanmak doğru değildir, hatta sakıncalıdır.
11.Alt solunum yolu hastalıkları daha sık kimlerde görülür?
Alt solunum yolu enfeksiyonları her yaş grubunda görülebilir. İki yaş ve altı çocuklarda viral bronşiyolit alt solunum yolu enfeksiyonları arasında en sık görülenidir. Kış mevsimi boyunca pediatri servislerindeki yatışların en sık nedenidir. Bronşiyolit, tanım olarak akciğerlerdeki küçük hava yolları olan bronşiyollerdeki enflamasyondur. Genellikle nedeni akut viral enfeksiyonlardır.
Zatürree (Pnömoni) akciğer dokusunu iltihaplanmasıdır. Bakteriler başta olmak üzere çeşitli mikroorganizmalara bağlı olarak meydana gelir. Çocuklarda;2yaş altı olmak, Düşük doğum ağırlığı, Erken doğum, Anne sütü ile beslenememe, Yeterli beslenememe, D vitamini eksikliği, Düşük sosyoekonomik düzey, Kalabalık yaşam koşulları, Sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamama, Altta yatan kronik hastalıkların varlığı, Doğumsal kalp, akciğer hastalıkları, Yetersiz aşılanma, kızamık boğmaca aşılarının uygulanmaması, Başta sigara olmak üzere hava kirliliği, Anne yaşı ve eğitimi
Erişkinde; İleri yaş, Müzmin (kronik) hastalıklar -Akciğer hastalıkları (KOAH, bronşektazi, akciğer kanseri), Kalp hastalıkları, Böbrek hastalıkları, Karaciğer hastalıkları, Şeker hastalıkları, Sinir sistemi hastalıkları, Yutma güçlüğü yapan durumlar (kas, sinir yemek borusu hastalıkları), Bağışıklık sistemi hastalıkları (AIDS, kan ve lenf bezi kanserleri), Sigara kullanımı, Alkol alımı, Kusmalar, Geçirilmiş uzun süren ameliyatlar, Grip salgınları
Ayrıca alerjik bireyler özellikle çocuklar tanı konup gerekli tedbirler alınmaz, düzenli tedavileri uygulanmazsa sık solunum yolu enfeksiyonları geçirirler. Genellikle bu çocuklar direnci düşük, hassas olarak adlandırılır ve gereksiz yere çok sık antibiyotik kullanırlar. Bu nedenle sık solunum yolu enfeksiyonu varlığında anne babaların ve takip eden hekimlerin çocuğun alerjik olabileceği konusunda bilinçli davranması ve erken dönemde konunun uzmanı hekime yönlendirme yapılması uygundur.
12.Alt solunum yolu enfeksiyonları nasıl bulaşır?
Elbette solunum yolu ile bulaşır. Akut bronşit genellikle üst solunum yolu enfeksiyonu ile beraber veya onu takiben ortaya çıkar. Soğuk algınlığı ve grip geçiren kişiler, uzun süre kapalı ortamlarda kalanlar ve havalandırması olmayan yerlerde çalışanlar daha risklidir ve yine sigara içen kişiler de daha kolay bronşit olur.
Bazı zatürree türlerinde hasta kişilerden sağlam kişilere doğrudan bulaşma riski vardır. Ama, hastalık çoğunlukla, hastanın kendi ağız, boğaz veya sindirim kanalında bulunan mikropların akciğere ulaşmasıyla meydana gelmektedir. Normal durumlarda hastalığa neden olmayan bu mikroplar, vücut savunması zayıf düşmüş kişilerde zatürree oluşturur. Dolayısıyla zatürreenin ortaya çıkmasında bulaşmadan çok, kişinin vücut direncini kıran risk faktörleri rol oynar.
Zatürreeye zemin hazırlayan grip ve benzeri viral solunum yolu infeksiyonları ise çok bulaşıcıdır. Hapşırık ve öksürükle yayılabildikleri gibi, ağız ve burun sekresyonlarıyla bulaşmış bardak, mendil, çatal-kaşık, kapı kolu gibi eşyalar aracıyla diğer kişilere geçebilirler. Tüberküloz gibi bazı solunum yolu enfeksiyonları ise damlacık yolu ile bulaşır.
Hasta kişilerin öksürmesi, hapşırması, konuşması ile solunum yolu salgıları damlacık şeklinde havaya atılır. İçinde tüberküloz basilinin (mikrobunun) de bulunduğu bu damlacıkların solunması ile sağlıklı bireyler infekte olur. İnfekte olan her kişide mutlaka hastalık gelişmez. Alınan basiller kişiyi hastalandırmaksızın vücutta saklı kalır ve vücut direncinin düştüğü bir anda hastalık oluşturur.
13.Alt solunum yolu hastalıkları için evde neler yapılabilir?
-
Tedavinin temeli istirahat, bol sıvı alımı, ateşin düşürülmesi ve yakınmaların giderilmesine dayalıdır.
-
Her hasta en az 1 hafta dinlenmelidir. Evde istirahat, işe ya da okula rahatsızlık bitmeden dönmemek hem hastanın iyileşmesini sağlayacak, hem de hastalığın çevreye yayılmasını engelleyecektir.
-
Viral enfeksiyon söz konusu olduğunda tedavide antibiyotiklerin yararı yoktur. Antibiyotik ancak ikincil enfeksiyon dediğimiz, üzerine eklenmiş bakteri varlığında; buna bağlı sinüzit, bronşit, zatürre gelişmişse kullanılmalıdır.
-
Hafif ateş vücudun savunma mekanizması olup düşürülmesi gerekli değildir. Yüksek ateş varlığında özellikle de küçük çocuklar ve yaşlılarda ateş düşürülmelidir. Ancak ateş düşürülmesinde çocuklarda aspirin kesinlikle kullanılmamalıdır. Viral enfeksiyonlarda aspirin kullanımı beyin hasarı ve karaciğer harabiyeti ile sonlanan ‘Reye Sendromu’na neden olabileceğinden 0-18 yaş arası ateş düşürmek için (hatta zorunluluk yoksa hiç) aspirin kullanılmamalıdır.
-
1.5-2 litre su içmek terle kaybedilen sıvının yerine konması ve sekresyonların yumuşaması açısından çok önemlidir. Günlük en az 1.5- 2 lt ılık su tüketilmelidir.
Öksürük varsa, öksürük ilk başladığında evde alınabilecek basit tedbirler şunlardır:
-
Öksürük gece artış gösteriyorsa-ki özellikle sinopulmoner enfeksiyonlarda ilk yatışta geniz akıntısına bağlı artabilir-yatağın başı yükseltilmeli, gerekirse çift yastıkla yatılmalıdır.
-
Burun mutlaka açık tutulmalıdır. Burun tıkalı kalırsa ağızdan nefes alınacak ve boğaz kuruyarak öksürük daha da artacaktır.
-
Öksüren kişinin kendisi sigara içiyorsa içmemesi, ya da yanında içilmemesi ve bu dönemde her türlü keskin kokudan uzak kalması uygun olacaktır.
-
Yine ağır efor öksürüğü tetikleyebilir, öksürüğü olan hasta ağır efordan kaçınmalıdır.
-
Öksürüğü tetikleyici reflu de sözkonusu ise buna yönelik de tedbirler alınmalı, tanı daha önceden konulmuşsa hekim bilgilendirilip tedavi gözden geçirilmelidir.
-
Öksürük 2 haftayı geçiyorsa ve/veya artıyorsa mutlaka hekime tekrar başvurulmalıdır.
14.Alt solunum yolu enfeksiyonları ölümcül olabilir mi?
Alt solunum yolu enfeksiyonları ölümcül olabilir. DSÖ 1995’te 17 milyon insanın enfeksiyon hastalıklarından öldüğünü bildirmiştir, bunun %25’i alt solunum yolu enfeksiyonlarındandır.
Alt solunum yolu enfeksiyonu az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde özellikle 5 yaşın altındaki çocuklarda her yıl en az 4 milyon çocuğun ölümünden sorumlu tutulmaktadır. Bu rakam çocukluk çağı ölüm oranının yaklaşık %30’unu oluşturmaktadır. Çocuklarda düşük doğum ağırlığı, beslenme bozukluğu, kalabalık yaşam koşulları ölüm riskini artırmaktadır. Erişkinde ise İleri yaş, kronikhastalıklar, varolan KOAH, bronşektazi, akciğer kanseri gibi akciğer hastalıkları, AIDS, kan ve lenf bezi kanserleri gibi bağışıklık sistemi hastalıkları,Sigara kullanımı, Alkol alımı,Geçirilmiş uzun süren ameliyatlar alt solunum yolu enfeksiyonlarının ölümcül olabilmesine yol açmaktadır.
Alt solunum yolu enfeksiyonlarından zatürreeler tüm dünyada ve ülkemizde en sık görülen ve en fazla ölüme neden olan hastalıklar arasındadır. Türkiye'de beşinci sıradaki ölüm sebebidir. Özellikle, bebeklerde, çocuklarda, yaşlılarda ve bilinen başka bir hastalığı olan kişilerde zatürreeler daha ölümcül olabilmektedir. Dünyada her yıl 5 yaşın altında 10 ile 12 milyon çocuk zatürree nedeniyle ölmektedir. Bu ölümlerin %90'ı gelişmekte olan ülkelerde olmaktadır. Ülkemizde 1-12 aylık bebek ölümlerinin %48'inden zatürree sorumludur. Bir ile dört yaş grubunda bu oran %42'dir.
Önemli bir sağlık sorunu olan ve 3. En sık ölüm nedeni olarak karşımıza çıkan KOAH’ta yılda 2-4 kez akut atak saptanır ve KOAH ölümlerinde de en sık neden akut atağa yol açan alt solunum yolu enfeksiyonları yani KOAH alevlenmeleridir. Özellikle son yıllarda kuş gribi, SARS, domuz gribi gibi yeni mikrobiyolojik etkenlerin salgınlar yapması ve bunların da alt solunum yollarını da etkilemesi sonrasında da maalesef buna bağlı ölümler gözlenmiştir.