Alzheimer Hastalığı

Yazar Nurhan Şahinkaya • 15 Ocak 2019 • Yorumlar:

Alzheimer hastalığı, beyindeki bilişsel fonksiyonların kaybıyla seyreden demansın en yaygın formudur. Yani beynin normal organizasyonunun bozulmasıdır.

Hastalığı ortaya çıkaran nedenler yüzde yüz ortaya konulamamıştır ancak bazı faktörlerin kolaylaştırıcı olduğu söylenebilir. Genetik yatkınlık, kafa travmaları, düşük eğitim seviyesi, sık depresyon atakları...

DİKKAT!

Bu belirtiler varsa dikkatli olun. Yakın geçmişin unutulması ve yeni öğrenilen bilgilerin unutulması. Eski yaşantıların ya da eskiden öğrenilen bilgilerin iyi hatırlanması mümkündür. İlk ve en önde gelen belirti unutkanlıktır. Kişiler daha sık unutmaya başladıklarını, isimleri, telefon numaralarını eskisi gibi iyi hatırlayamadıklarını ve biri iki saat veya bir iki gün önce dinlediklerini okuduklarını konuştuklarını, yaptıklarını unutmaya başlarlar. Bu belirtiler zaman içerisinde artış eğilimi gösterir. Bazen hasta bazen de yakınları tarafından bu ilk belirtiler farkedilir.

Alzheimer hastalığı sadece unutkanlık hastalığı değildir. Beynin üç ana fonksiyonel alanında bozulma görülür. Hafızanın bozulması ana belirtilerden biri olmakla birlikte günlük yaşam aktivitelerinde bozulma ve ruhsal yapıda bozulma diğer önemli belirtilerden ikisidir.

Hastalar, günlük işlerini yapma ve planlamada zorlanırlar, basit kelimeleri bile bulmakta zorlanabilir ve uygun olmayan kelimelerle değiştirebilirler. Bu da konuştuklarının ve yazdıklarının anlaşılmasını zorlaştırabilir. Karar verme, yargılama yetenekleri zayıflar, kendi çevrelerinde ve hatta semtlerinde yön ve yol bulmakta zorlanabilirler, hatta bazen kaybolabilirler, para hesabını karıştırırlar, alışveriş yaparken zorlanmaya başlarlar.

Ruh hallerinde çok çabuk değişiklikler yaşayabilirler, çabuk alınabilirler, hemen ağlayabilirler, sinirli ve suçlayıcı olabilirler, kişilik değişimleri yaşayabilirler. Bunun yanında içe çekilme ve isteksizlik, bazen de depresyon belirtileri gösterebilirler.

KORUNMAK MÜMKÜN MÜ?

    Alzheimer hastalığında beyinde meydana gelen değişiklikleri kan şekerinin anormal seviyeleriyle ilişkilendiren çalışmalar var. Günlük aldığınız fruktoz, yani meyve şekeri miktarı 25 gramın altında olmalı. Meyve şekeri fazla alınırsa zararlı olabilir. Açlık insülin seviyesi 3'ün altında tutulması önerilir. Diğer şekerler, tahıllar ve yetersiz egzersiz yapmak da bu durumu etkiler.

    B12 düzeyi ve folik asit seviyesi yüksek gıdalarla beslenmek öneriler arasındadır. Bu nedenle taze sebzeleri her gün çiğ olarak tüketmekte fayda var.

    Çok sıkı vejetaryen diyetlerin Alzheimer riskini yükselttiği, Omega-3 yönünden zengin diyetlerin ise bu riski düşürdüğünü gösteren çalışmalar vardır.

    Antosiyanin ve antioksidan içeriği yüksek gıdalarla beslenmek oksidasyon süreçlerine katkı sağlayacağından beslenme protokollerini bu yönde düzenlemekte fayda olabilir.

    Nöronal uyartının özellikle enstrüman çalmak ya da dil öğrenmek gibi yeni bir şey öğrenmek Alzheimer riskindeki düşüş ile ilişkilendirilmiştir.

    Yapılan çalışmalar göstermiştir ki yüksek eğitim seviyesine sahip ve sürekli beyin aktivitesini canlı tutan kişilerde demans daha az görülmüştür.

    Egzersiz yapmak da Alzheimer ile savaşmaya yardımcı olabilir. Egzersizin, amiloid öncü proteininin metabolize edilmesi şeklinde bir değişimi tetiklediği öne sürülmektedir.

    Ketonik diyetin nörejenerasyona karşı koruma sağladığını gösteren çalışmalar vardır.  Keton üretiminin artması yüksek yağ, yüksek protein ve düşük karbonhidrat içeren bir diyet yapıldığında; vücut karbonhidratlar yerine yağları kullanmaya başlar.

D vitaminin  zihin sağlığı için önemini vurgulayan araştırmaların sayısı her geçen gün artmaktadır.

    Tüm bu öneriler destek sağlayabileceği düşünülen maddelerdir. Kesinleşmiş bir korunma tedavisi yoktur.

    TANI VE TEDAVİ

    Hastanın kapsamlı olarak değerlendirilmesi, yakın çevresindeki kişilerle görüşme yapmak ilk adımdır. Ardından hafıza testleri, beyin MR ve kan testleriyle değerlendirme yapılır. Gerek görülen hastalarda EEG incelemesi de yapılabilir. Tüm bu verilerin ışığında hastaya tanı konulur.

    Tedavi hastalığın derecesine göre belirlenir. Hafif evre Alzheimer hastalığı tanısında tek bir ilaçla bir süre hastayı mevcut konumda tutmak ve hastalığın ilerlemesini kısmen yavaşlatmak mümkün olabilir. Bu hastalıkta klinik takip çok önemlidir. Hastalarda yeni eklenen belirtileri hızlıca saptamak ve tedavide doz artışı veya ek ilaçlar vererek hastalığın hızlı ilerlemesinin önüne geçilebilir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)