Alzheimer Hastalığında Bakım Verenin Karşılaşacağı Güçlükler
Yazar Nurcan Uslu Balaban • Psikiyatrist • 15 Eylül 2021 • Yorumlar:
Alzheimer’ın ilerleyen evrelerinde görülen zihinsel ve fiziksel değişimler hastanın bakımını zorlaştırır. Banyo yapmak, yemek yemek veya tuvalete girmek gibi günlük basit ihtiyaçlarını kendi başına yapamaz hale gelebilir. Bu durumda her anında onun yanında olmanız gerekir. Alzheimerlı hasta bakımı zor bir iştir ve bir kişinin tek başına her günün her saati bir başkasının ihtiyaçlarını dört dörtlük karşılaması mümkün değildir. Yakınınızın tüm isteklerine yetişebilme stresi sizin de sağlığınızı olumsuz etkileyebilir. Kendi başınıza yapacaklarınız sınırlıdır. İlerleyen evrelerde hem yakınınızın sağlığı hem de kendi sağlığınız için çevrenizden yardım istemelisiniz.
Size kimsenin yardımcı olmak istemediğini düşünseniz de mutlaka sorun. Birçok kişi yardım etmek istese bile ne yapacağını bilemez. Birinin zaman zaman onunla tavla oynaması, yürüyüşe çıkarması ya da kitap okuması sizi birkaç saatliğine rahatlatacaktır. Komşunuz pazara giderken sizin için de birkaç şey alabilir. En ideali diğer aile üyeleriyle işbirliği yapmak olsa da pratikte zor olabilir. Ülkemizde yaşlıların dönüşümlü olarak çocuklarında kalması gelenek halindedir. Ancak demanslı hasta için evin ve bakan kişinin değişmesi endişe ve kafa karışıklığının artmasına neden olur. Genellikle yaşlıların tercih ettikleri kendi evleridir ya da çocuklardan birinin ilgilenmesini isterler. Akrabalarınızla yakın oturuyorsanız hasta bakımına yardım etmek için evinize gelebilirler. İşleri ya da başka engellerden dolayı vakit ayıramıyorlar ise profesyonel bakıcılardan yardım almak için maddi destek de isteyebilirsiniz. Demans sürekli bakım gerektiren bir hastalık olduğu için devletin sağladığı bakım aylığı yardımından da yararlanabilirsiniz.
Alzheimer hastalığı olan kişi, doğru kelimeleri bulmakta, karşısındakinin söylediğini anlamakta zorlanır, bazen ne söyleyeceğini unutur, şüphecilik ve huzursuzluk nedeniyle saldırganca ya da anlaşılmaz konuşabilir. Onunla konuşurken basit ve anlaşılır cümleler kurmak, tane tane konuşmak söylediklerinizi anlamasına yardımcı olur. Konuşmak için dikkatinin dağılmasına sebep olabilecek şeylerin olmadığı yer ve zamanı seçmeye çalışın. O konuşurken anlaşılmaz gelse bile odaklanarak sabırla dinlemelisiniz. Orta ve ileri evrelerde ortaya çıkan psikotik belirtiler nedeniyle söyledikleri gerçek dışı ya da mantıksız olabilir. Bu durumda onunla tartışmaya girmeyin, fikirlerini değiştiremezsiniz.
Onun için yapabileceğiniz en güzel şeylerden biri anıları ona anlatmak ve onun bazı şeyleri hatırlamasına yardımcı olmaktır. Bunun için fotoğraflar, videolar ve önemli anıları hatırlatan eşyaları kullanabilirsiniz. Alzheimer hastaları genellikle çok yakın olayları eskilere göre hatırlamakta daha çok güçlük çekerler. Yaşadığınız olaylar ile ilgili sohbet etmek de anılarını tazelemeye yardımcı olur. Arkadaşlarından ya da akrabalardan da onunla sohbet etmelerini isteyebilirsiniz. Kişileri tanımakta zorlanabileceği için eve gelenleri ona tanıtmayı unutmayın ve konuşurken kişilerin ismini kullanmaya gayret edin.
Demansın ilerlemesiyle konuşmayı anlamak zorlaşacağı için sözsüz iletişim ön plana geçecektir. Yani ses tonunuz ve bedeninizin ne söylediği kurduğunuz cümlelerden daha önemlidir.
Sürekli gezinme
Çoğu hasta yakını hastanın bilinçsizce dolaşmasında yakınır. Hastaların çoğu bir şey ya da birini aramak için çıkar sonrasında neden yola çıktıklarını ve nereye gittiklerini unuturlar. Bazen geçmişteki bir rutini devam ettirirler. Bazen de psikotik belirtiler nedeniyle birinin onu takip ettiğini, zarar vereceğini sanarak korkudan kaçarlar. Her gün aynı saatlerde dışarıya çıkıyorsa ona o saatlerde yapacak başka bir aktivite bulabilirsiniz. Kapıları kilitli tutabilir, anahtarları, ayakkabılarını ya da montunu saklayabilirsiniz. Kaybolduğunda yardım isteyemeyebilir, telefon ya da adres bilgilerini veremeyebilir, bu nedenle mutlaka cebinde ya da cüzdanında hastalığı hakkında bilgi ile size ulaşacakları adres ve telefon numaralarının yazılı olduğu bir kart olsun. Sıklıkla evdeki odaları karıştırabilirler. Kapılara onun anlayabileceği işaretler koymalısınız. Gece siz uyurken evin içinde gezinebilir, bununla ilgili güvenlik önlemleri alın, yerde takılıp düşebileceği engeller olmasın, rahatça gezinmesi için fazla eşya bulundurmayın, gece lambaları kullanın. Kapı ve pencerelere alarmlar kurabilirsiniz. Aldığınız önlemlere rağmen evden çıkıp gidiyorsa GPS cihazları onu takip etmenize yardımcı olabilir. Ayrıca komşularınız ve yakın çevrenizi bilgilendirirseniz onu dışarıda gördüklerinde size haber verebilirler.
Öfke yönetimi
Öfkeli ya da saldırgan sözler ve davranışlar genelde çaresizlik ve korku hissinden gelir. Aşina olmadığı bir ortama girdiğinde, söylediklerinizi anlamadığında ya da psikotik belirtiler yaşadığında (halüsinasyon görme veya şüphelenme gibi) saldırganlık tetiklenir. Bu nedenle önce neden öfkelendiğini anlamaya çalışmalısınız. Öfkeli sözleri kişisel olarak algılamak yani şahsınıza kasti olarak yapıldığını düşünmek gerilimi arttıracaktır. Hastanız demansın etkisinde olduğundan zaten böyle bir kasıt gözetecek sağlıklı düşünce sürecine sahip değildir. Bazı zamanlar her söyleneni anlayabilir ya da çok eski zamanlarda olan bir olayı ayrıntılarıyla anlatabilir. Ancak belki bir an sonra bağırmaya başlayıp tekmeleyebilir de. Bu durumda önce hem hastanızın hem de kendinizin güvenliğini sağladıktan sonra sakin ve güven verici bir şekilde dikkatini başka bir şeye çekmeye çalışabilirsiniz. Yakınınızın güvende hissedeceği şartları oluşturun. Onu ne kadar iyi tanıyorsanız bu müdahale o kadar kolay olacaktır. Bazı hasta için uzaklaşıp sakinleşmesini beklemek, bir başkası için sadece elini tutmak yeterli olacaktır. Öfkelendiği konuyu tartışmaya devam etmeyin. Uzun açıklamalar yaparak ikna etmeye çalışmanız işe yaramayacaktır. Bazen konuyu geçiştirmek için bahanelere ya da yalana başvurabilirsiniz. Önemli olan onun kendini güvende hissetmesidir.