Anal inkontinens (gaz gayta kaçırma )
Yazar Mert Atak • Genel Cerrah • 5 Nisan 2017 • Yorumlar:
Kelime anlamı ile barsak içeriği ve barsak gazının istem dışı olarak kaçırılması ve bu
durumun kontrol edilememesi anlamına gelmektedir. Hastaların iş ve sosyal hayatını
etkileyen hatta ciddi içe kapanıklık ve psikolojik hastalıklara neden olan bir hastalıktır.
Hastalar bu rahatsızlıklar nedeni topluluk içinde yer almak istemezler.
Hastalığın nedenleri içinde doğumsal ve edinsel başlıkları altında incelenmek üzere birçok
neden izlenmektedir. Bu nedenler arasında en sık olanlar; geçirilmiş anal(makat) bölge
ameliyatları, zorlu doğumlar ve anal bölgeyi tutan inflamatuar hastalıklardır.
Tanı
Hastalığın tanısı ve derecelendirilmesi için dünyada kabul edilen wexner clevkand clinic
skorlama sisteminin hastalar tarafından bildirilmesi gereklidir. Bu skorlama sisteminde 8 ve
altındaki puanlar normal olarak kabul edilmektedir
Skorlama sisteminde yüksek puan alan hastalara yaş ve klinik muayene doğrultusunda ileri
tetkikler uygulanması gerekebilmektedir.
Bu tetkikler arasında;
anal(makat) bölge kas basıncı ölçümü(anal manometre)
anal(makat) bölge kas-sinir iletimi ölçümü(pntml)
anal(makat) bölge kas yaralanması ölçümü (anal ultrasound)
uygulanması gereken tetkiklerdir.
Tedavi
Diğer anal(makat) bölge hastalıklarında olduğu gibi nedene yönelik tedavi altın standarttır.
Kas yaralanması olmayan veya minimal düzeyde olan hastalarda sinir uyarımı ile anal bölge
kaslarını çalıştıran ve bu sayede kasların gelişmelerini sağlayan EMG-biofeedback ve PTNS
(Posterior Tibial Sinir Stimülasyonu) ile hastaların büyük çoğunluğunda başarılı sonuçlar elde
edilmektedir.
İleri düzeyde kas yırtılması ve yaralanmaya bağlı diğer nedenlerde ileri düzeyde teknik
operasyonlar gerekebilmektedir.
Sebep ve tedavi ne olursa olsun anal inkontinens tedavisinin uzun soluklu bir maraton koşusu gibi
olduğu unutulmamalıdır. Hasta ve doktor uyumu ile başarılı sonuçlar hastayı yeni bir sosyal
hayata kazandırabilmektedir. Son teknolojik cihazlar ve doğru kullanımı ile hastalarda %80 lere
ulaşan başarı oranları izlenmektedir.