Anksiyete
Yazar Mesut Batur • Psikolog • 23 Kasım 2018 • Yorumlar:
Esasen anksiyete, bireyin fiziksel ve ruhsal bileşenlerinin doğal tepkilerinden biri olarak kabul edilir. Yaşamımızı tehdit eden veya tehlike niteliği taşıyan uyaranlara karşı, vücutta ortaya çıkan fiziksel (çarpıntı, terleme, solunum sayısının atışı, kaslarda kasılmalar vs.) ve ruhsal belirtiler (ruhsal gerginlik, endişe, öznel sıkıntı hissi gibi) anksiyete olarak tanımlanır. Tehdit veya tehlike unsuruna karşı ortaya çıkan bu belirtiler, tehdit veya tehlikeden korunmamıza yardımcı olur (kaçmak veya mücadele etmek gibi).
Peki doğal tepkilerimizden biri olarak kabul edilen anksiyete ne zaman “bozukluk” olarak tanımlanır?
Eğer yukarıda belirttiğimiz fiziksel ve ruhsal belirtiler, çoğunlukla bir tehdit veya tehlike unsuru olmadan ortaya çıkıyorsa, belirtiler süreğen hale geldiyse veya günlük işlevselliğinizi (mesleki, ailevi, sosyal, akademik vs.) etkilemeye başladıysa, muhtemelen “anksiyete bozukluğu” söz konusudur?
Bu hastalar yaşamlarını,her an bir felaketin çıkmak üzere olduğuna inanarak geçirirler.Kötü bazı şeylerin onların kontrolünün dışında meydana gelebileceğine inanmışlardır.Aniden bir salgına yakalanacaklar; doğal bir afet olacak; bir suçun kurbanı olacak; paralarını kaybedecek ya da sinir krizi geçirecektir veya delireceklerdir.Kötü bir şey meydana gelecek ve buna engel olamayacaklardır.Ağır basan duygu ,alt düzey korkudan tam gelişmiş panik ataklara doğru gelişen anksiyetedir.Bu hastalar,günlük olayları idare etmekten korkmazlar,felaketlerden korkarlar.
Bu hastaların çoğu,bu durumla baş etmek için kaçınma ya da aşırı tefafiye itimat ederler.Fobik olurlar,yaşamlarını kısıtlar,sakinleştiriciler alırlar,sihirli düşünceyle meşgul olurlar,kompülsif ritüeller uygularlar ya da sakinleştirici,bir şişe su,herkesin güvendiği bir kişi gibi ‘’güvenli işaretlere’’bel bağlarlar.Bu davranışların tümü ,kötü şeyin oluşmasını durdurma amacına sahiptir.
Tedavi amaçları:
Hastanın felaket olacağı düşünceleri azaltmak ve üstesinden gelebilecekleri değerlendirmeleri bilişsel ve yaşantısal müdahalelerle artırmaktır.Genellikle hastalar korkularının oldukça abartılı olduğunu fark etmeye başlarlar.Tedavinin nihai amacı kendileri için rahatsızlık veren bir durumda daha önceden kullanmış oldukları başa çıkma becerilerini (kaçınma,aşırı telafi) daha sağlıklı baş etme beceriyle yapılandırmak ve korktukları pek çok durumla yüzleştirmektir.