Anksiyete Bozukluğu Nedir?
Yazar Yasin İlker • Psikolog • 31 Mayıs 2021 • Yorumlar:
Anksiyete bozukluğu kısaca kaygı bozukluğu olarak da söylenebilir. Dozunda kaygı, günlük hayatta karşılaşılan zorluklarla mücadele etmemizi ve hızlı adım atabilmemizi kolaylaştırır fakat yüksek kaygı seviyesi günlük hayattaki işlevselliklerimizi olumsuz yönde etkileyebilir. Kaygı bozukluğu olan kişiler sürekli en kötü senaryoyu düşünerek davranır ama bu düşünceler kendi isteği ile oluşmaz. Sürekli kaygı yaşayanların sosyal hayatı olumsuz etkilenebilir, ruhsal sağlığı bozulabilir ve gündelik işlerinde aksama olabilir.
Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
-
Kendini gergin, sinirli ve panik halinde hissetmek,
-
Sürekli kötü bir şey olacağını düşünmek,
-
Kalp atışlarında ve nefes alışında hızlanma,
-
Aşırı terleme,
-
Ellerde titreme,
-
Kendini yetersiz ve güçsüz hissetme,
-
Odaklanmada güçlük, dikkatsizlik ve uykusuzluk,
-
Mide problemleri ile hazımsızlık,
-
Bilenen kaygıyı kontrol etmede güçlük,
-
Uyku bozuklukları.
Anksiyete Bozukluğu Nedenleri Nelerdir?
Hastalığın nedenlerinden kesin olarak bahsetmemiz mümkün değildir. Fakat geçirilmiş travmaların, sağlık sorunlarının, kalıtsal etkenlerin kaygı bozukluğunu tetiklediği düşünülüyor. Bazı faktörler bu sorunun yaşanma ihtimalini artırabilir. Bunlar;
-
Çocukluk döneminde yaşanılan cinsel istismar ya da ihmal,
-
Travmatik olaylara maruz kalmak,
-
Depresyonda olmak,
-
Başkalarının hastalıklarından etkilenme ya da hastalanmaktan korkma,
-
Çocukluk döneminde kendini ifade edememe, iletişim kuramama,
-
Özgüven eksikliği ile alay konusu olma korkusu.
Anksiyetesi Olanlara Nasıl Davranılmalı?
Kaygı bozukluğu yaşayan bir insana karşı davranışlar empati kurularak ve ince düşünerek sergilenmelidir. Bu durumu yaşayan bir insan, düşünmenin zor olduğu bazı fiziksel ve duygusal tepkilerden etkilenmiş durumdadır. Böyle bir durumla karşılaşıldığında, kişiye oldukça net davranışlar sergilemek gereklidir. Stres ya da kaygı sorunlarından bahsediliyorsa, kolay bir çözümün olmadığını da göz önünde tutmak gereklidir. Yapılan davranışlardan hemen sonra etkisi görülebilen bir durum değildir. Mucizevi yöntemler ya da stratejiler herhangi bir etki göstermez. Yardım etmek için öncelikle bu durumun normal olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde daha güvenli ve doğru bir şekilde hareket edebilir ve o kişiyle bağlantı kurulabilir. Bu psikolojik süreci yaşayan insan beyni normalden daha farklı çalışır. Normalde kaygı yaratmayan durumlar onlar için kaygı sebebi olabilir bu yüzden etrafındaki insanların bu sürecin bilincinde olarak davranması kişiyi rahatlatmaya ve mutlu etmeye yardımcı olur.