Anksiyete İle Ortaya Çıkan Sorunlar
Yazar Erdem Ocak • Psikolog • 13 Nisan 2022 • Yorumlar:
Anksiyete günümüz dünyasının en yaygın psikolojik rahatsızlıklarından biri durumunda. Artık birçok insanın kullandığı bir kelime durumunda Anksiyete. Yine de ilk defa duyanlar için daha yaygın kullanımı: kaygı bozukluğu. İsminin direkt “kaygı” olmamasının sebebi; normal seviyede kaygıların insan yaşamı için gerekli olmasından kaynaklanıyor. Okulda önemli bir sınav veya işyerinde yapacağınız bir sunum için makul düzeyde kaygılanarak bunun için hazırlık yapmanız son derece olağan bir kaygı kaynaklı davranış örneği.
Anksiyetenin adının kaygı bozukluğu olmasının sebebi ise duyduğumuz bu kaygıların seviyesinin normalin çok üzerinde olup günlük yaşantılarımızı etkilemesinden kaynaklanıyor. İkili ilişkilere baktığımızda aşırı kıskançlıklar, şüphecilikler, engelleyici veya kısıtlayıcı davranışlar, aşırı korumacılık gibi şikayetçi olduğumuz durumların birçoğu –tek başına olmamakla birlikte- Anksiyete kaynaklı olmaktadır. “Ya onu daha çok beğenirse; benden daha eğlenceli biri, kesin sevgilim beni onun için terk edecek; oraya gitmemeli çünkü orada bir sürü tehlikeli insan var kesin başına bir şey gelir…” vb gibi cümlelerin temelinde yatan sebeplerden biri de kaygı bozukluklarıdır. Romantik ilişkilerde ise bu gibi engelleyici, kısıtlayıcı, şüpheci veya aşırı kıskanç davranışlar, o ilişkinin kısa sürede yıpranmasına, yalanlara ve nihayetinde ayrılıklara sebep olmakta.
Anksiyete yalnızca romantik/duygusal ilişkilerimizi değil; aynı zamanda sosyal yaşantımızı da olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle kendisi hakkında “değersizlik” gibi düşünceleri olan insanlar, arkadaş ortamlarında hiçbir şekilde karar veremeyip genellikle “benim için fark etmez, siz bilirsiniz” gibi çekimser ifadelerde bulunurlar. Çoğu zaman bunların altında yatan temel inanış “kendi fikrimi söylersem bunu beğenmezler ve beni dışlarlar; onlar için uyumlu olmazsam beni sevmezler” gibi irrasyonel kaygı bozukluklarıdır. Bu gibi tutumlar her ne kadar bir süreliğine grubun içinde kalmanızı sağlasa da uzun vadede kendi duygu ve düşüncelerinizi ifade edemeyip giderek bastırılmış duygulara, özgüven eksikliğine ve gitgide azalan sosyal ilişkiler sonucunda kişinin yalnızlaşmasına sebep olacaktır.
Anksiyetenin başkaları ile olan ilişkilerimize yönelik ortaya çıkardığı sorunların ötesinde Anksiyete, kişinin kendi hayatı için de oldukça problem yaratmaktadır. Bunların başında; bağımlılıklar, kararsızlıklar ve kendini engelleyici davranışlar yer almaktadır. Örneğin uyuşturucu ve alkol içerikli maddelerin kötüye kullanımı, kısa süreli bir rahatlamaya sebep olmakta; bu yüzden kaygılanma durumunun kontrol edilemediği her durumda bu maddelerin kullanımına ihtiyaç duyulmaktadır. Sonuç olarak bir süre sonra bu tür maddelere yönelik bağımlılıklar oluşmakta ve kişinin hem fiziksel hem de psikolojik sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Öte yandan anksiyeteye bağlı problemlerden bir diğeri de; kişinin bir türlü yeni bir şeye başlayamaması, sürekli kararsızlık içinde kalma gibi kişinin kendini engelleyici davranışlarıdır. “Ya dışarı çıktığımda birisinden hastalık kaparsam; ya kaza geçirirsem; ya spora gittiğimde sakatlanırsam; ya başıma bir şey gelirse…” gibi düşünceler sebebiyle kişi, yapmak istediği birçok şeyi yapamayacak duruma gelip kendi kendini kafese kapatmış olacaktır.
Sonuç olarak; tüm bu ifadeler normalde hayat içerisinde yaşanabilecek olaylar arasında yer almakta ve gerçekten de yaşayabileceğimiz durumlar olmakta. Fakat anksiyete bozukluğu olan kişiler, bu gibi durumlar ile başa çıkamayacaklarını düşünüp “bunlar olursa elimden bir şey gelmez” gibi düşüncelerle birlikte, kendilerini çoğunlukla bir çaresizlik durumu içerisinde görmelerine ve günlük yaşantılarında oldukça problem yaşamalarına sebep olmaktadır. Bilmelisiniz ki; kaygı bozukluğu çeşitli bilişsel müdahalelerle üstesinden gelinebilecek bir durum. Eğer bu tür problemler yaşıyorsanız bunun bir çözümü var ve bunun için tek yapmanız gereken, konu ile ilgili bir uzmandan psikolojik destek almak.