Anksiyete ve Panik Atak
Vücut ve Beyin Arasındaki İlişki
Kaygı, var olan veya gelecekte var olabilecek bir tehdit veya tehlike unsuru karşısında kişinin yaşadığı sıkıntı yaratan, hoş olmayan bir duygusal durumdur.
Kaygı, normal şartlarda evrimsel olarak insan için sağlıklı bir duygudur. Çünkü kaygının asıl amacı; kişinin olası tehlikelere karşı korunması ve hayatta kalmasını sağlamaktır. Vücudumuz, olası bir tehdit unsuruyla karşılaştığında tepki olarak kaygı yaratır. Bilimsel olarak kısa dönemli kaygı tepkisi, savaş-kaç tepkisi (fight-flight reaction) olarak adlandırılır. Adından da anlaşılacağı üzere kaygının ürettiği psikolojik ve fizyolojik semptomlar tehlike unsuru ile savaşmaya veya kaçmaya odaklıdır. İlkel yaşam ortamından günümüzün göreceli güvenli olan yaşam ortamında bile gerekli olan bu mekanizma, içgüdüsel olarak ortaya çıkan bir sistemdir. Hayalinizde bir ormanda tek başınıza olduğunuzu canlandırın. Ağaçların arasında yürürken biraz uzağınızda size zarar verebilecek vahşi bir hayvanı fark ettiğinizi düşünün. O sırada hiç kaygı duymuyor olsaydınız, muhtemelen kendinizi fark ettirmeden güvenli bir alana sığınmak yerine yolunuza devam eder ve hayvan tarafından zarar görebilirdiniz. Ancak kaygının yarattığı savaş-kaç tepkisi, vücudunuzdaki alarm sistemini devreye sokarak o sırada sizi harekete geçirir ve güvenli alana sevk eder, korunmanızı sağlar.
Kişi tehlike unsurunu fark ettiğinde beyin, otonom sinir sistemiyle etkileşime girer. Otonom sinir sistemimiz iki alt bölümden oluşur: sempatik sinir sitemi ve parasempatik sinir sistemi. Bu sistemler enerji düzeyimiz, harekete geçmek için hazırlanmamız ve hareket sonrası vücudun eski haline dönmesini regüle etmekten sorumludur.
Sempatik sinir sistemi, böbrek üstü bezlerinde adrenalin ve noradrenalin hormonlarının salgılanmasında görev alan bir sistemdir. Kişi, bir tehdit veya tehlike unsuru ile karşılaştığında sempatik sinir sistemi aktive olur, yani adrenalin ve noradrenalin sentezlenmeye başlar. Bu sırada titreme, terleme, baş dönmesi, mide bulantısı, bayılacakmış gibi hissetme, çıldırma korkusu ve ölüm korkusu gibi semptomlar ortaya çıkar. Ancak vücudumuz bir sistemdir ve eninde sonunda sistemimiz savaş-kaç tepkisini yeterli görecek ve parasempatik sistemi devreye sokacaktır.
Parasempatik sinir sistemi, sempatik sinir sisteminin kontrolden çıkmasını önlemek ve artan aktivite düzeyini yavaşlatmak üzere işleyen bir sistemdir.
Başka bir deyişle, yaşanılan anksiyete belli bir periyod halinde yaşanır ve geçicidir. Sonsuza dek sürmez, vücut eski haline geri döner ve panik atağın yaşandığı sırada kişiye zarar verecek bir boyuta gelmez. Sempatik sinir sistemi durdurulduğunda, aktif haldeyken salgılanan kimyasallar bir süre daha vücutta kalacağı için bazı semptomlar varlığını devam ettirse bile bu durum da elbette geçicidir. Şiddeti azalsa bile endişeli hissetmek, titreme veya baş dönmesi gibi semptomların devamlılığı doğal ve zararsız bir durumdur.