Anne Olmaktan Korkuyorum
Yazar Müberra Sabuncu • Psikolog • 22 Mayıs 2020 • Yorumlar:
‘’Ben öyle bir anne olmayacağım. Anne olduğumda ne işim varsa her şeyi bırakıp çocuklarımla ilgileneceğim. Onların ihtiyaçlarına kulak vereceğim, onlarla oyun oynayacağım, onlarla vakit geçireceğim. Evde sürekli temizlik yaparak, çocuklarımı ihmal eden kötü bir anne olmayacağım.’’
“Bir çocuk annesine derdini anlatamazsa, kime anlatabilir? Bir çocuk annesiyle duygularını paylaşamazsa kiminle paylaşabilir? Bir çocuğu annesi dahi anlamazsa kim anlar?”
Annem genellikle ev işleri yapar. Yemek, temizlik vb. yapmak onu rahatlatıyor gibiydi. Her gün temiz evi silip süpürür ve güne yine her sabah toz beziyle başlardı. Perşembe günleri evimize sütçü gelirdi, evde taze süt pişerdi. Annem çoğu zaman temizlik yapmaktan ocakta sütü unuturdu ve süt taşardı. Sütün taşmasıyla birlikte annem hep bağırırdı, söylenirdi. O anlar kardeşim ve ben çok dikkatli olurduk. Ses yapmamak için, annemin bize de bağırma ihtimalini düşündüğümüz için çıt çıkarmazdık.
Evin en büyük çocuğu ben olduğum için, 11 yaşındayken annem artık ev işleri konusunda benden de yardım bekliyordu. Annem kendisinin artık yaşlandığını, eskisi gibi temizliğe yetişemediğini sıkça ifade etmeye başlamıştı. Çocuk aklımla anlamıyordum annemin neden bu kadar titiz olduğunu… Tertemiz evimiz vardı oysaki. Üstelik kardeşim küçük olmasına rağmen o da oyuncaklarını hep toplardı ve temiz bir çocuktu.
Bir gün yine annem ve ben temizlik yapıyorduk. Elime toz bezini verdi ve yatak odasındaki komodinlerin tozunu almamı istedi. Ben de işimi bitirdikten sonra toz bezini banyoya bırakıp, çok sevdiğim çizgi filmi izlemeye başlamıştım. Annem bir anda içeri girdi ve bana bağırarak ‘’İşin bitti de çizgi film mi izliyorsun!’’ dedi. Anneme tozları aldığımı kısık sesle söyledim. Annem ‘’Sadece iki tane komodin tozunu mu aldın?” diye bağırdı. Oysa ben, bana ne söylendiyse onu yapmıştım. Ne eksik ne de fazlasını… Daha fazlasını yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyordum.
Şimdi büyüdüm ve büyüdükçe anlıyorum ki; annemin o hırçın davranışları genç yaşta anne olmasından ve tecrübesizliğinden kaynaklanıyordu. Tüm sorumluluk onun omuzlarına yüklenmiş ve babam da ona yeteri kadar anlayışlı davranmamıştı. Kendini tatmin edebileceği ve var oluşunu ortaya koyabileceği tek şey ise yaptığı temizlikti. İnsanlar evine geldiğinde ona evinin ne kadar düzenli ve temiz olduğunu söylemesi annemi çok mutlu ediyordu. İşte bu yüzden hep daha fazlasını, çok daha fazlasını yapıyordu.
Sevgili anne babalar! Bizim küçük gördüğümüz, düşünmeden yaptığımız bazı davranışlar; çocuklarımızda ne kadar derin izler bırakabiliyor, görüyorsunuz.
Çocuklarımızı günlük hayatın içinde ihmal ettiğimizi, onlara kulak vermediğimizi artık anlamamız gerekiyor. Bu büyük bir sorun ve bu sorunu artık çocuklarımıza yıkmak, onlardan sürekli bir şeyler beklemek çocuğumuzu sağır ve dilsiz yapıyor. İçimizdeki boşluğu çocuklarımızla doldurmaya devam ettiğimiz müddetçe bizlere kendini açmayan, sizlere de kulak vermeyen bireyler yetiştirmiş oluyoruz.
Yaptığı hatayı telafi etmek için bitkin düştüğünde hem yorgunluktan hem de korkudan yüreği pır pır eden bir çocuk… Çaresiz bir halde ürkek gözlerle şefkat beklediği annesinden azar işiten bir çocuk… Belki de annesinin şu anda hatırlamadığı bu anılar, babasının farkında bile olmadığı bu geçmiş yaşantıların izlerini hayatı boyunca taşıyacak olan bir çocuk…
Ve danışan, anne olmaktan korkuyordu. Aslında tüm korkusu annesi gibi bir anne olmaktı. 5 yıllık evliliklerine rağmen çocuk sahibi olmaya hazır değildi. Eşinin tüm ısrarlarına rağmen, anne olması için daha zamanı olduğunu düşünüyordu. Çünkü annesinin tam zıttı bir anne modeli olmaya kendisini hazırlıyordu. Bir yandan da annesine haksızlık ettiği için kendisini suçluyordu. O mükemmel olmalıydı, tüm maddi – manevi süreçlerin hazır olması gerekiyordu. O mükemmele odaklanırken kaçırdığı başka güzel şeyler vardı ve bu mükemmele ulaşma arzusunun, aslında kendisini ne kadar yıprattığını göremiyordu.